Türkiye’nin aynası Türkiye Futbol Federasyonu!

Murat Bölükbaşı yazdı…

TFF Yönetim Kurulu Riva Tesisleri’nde gerçekleşen toplantıda bazı kararlar almış. TFF, halen 139 takımla oynanan futbol ligimizde takım sayısının kademeli olarak 120’ye inmesine karar vermiş.

Gerekçe olarak, ‘’bu düzenlemeyle kulüp gelirlerinin artırılması ve rekabet ortamının güçlendirilmesi’’ amaçlanıyormuş! Bununla ilgili nasıl bir bilgiye, görüşe, veriye sahipsiniz bilmiyorum ama, size bu kararı aldıran danışman veya uzmanların konuyu bir kez daha ciddiyetle ele almaları gerektiğini bir bilen olarak rahatlıkla söyleyebilirim Sayın Başkan!

Şöyle basit bir hesap yapalım. 85 milyon nüfusumuz var. Hollanda, Belçika, İsveç, Çekya, Yunanistan, Portekiz, Macaristan, Avusturya, Danimarka’yı üst üste koy ancak bir Türkiye ediyor. Bu 9 ülkenin yüz ölçümü toplamı, Türkiye’nin yüz ölçümünden sadece yüzde 25 daha büyük… Türkiye’nin 81 ili, ve nüfusu, 220 bin ile 1 milyon arasında olan 100 büyük ilçesi var.

Türkiye’de başat spor dalı futboldur. TFF olarak ben; ‘’Türk futbolunu bir ihraç ürünü haline getireceğim, spor kültürünün gelişmesi ve en küçüğünden en büyüğüne halkın ve ülkenin sosyal, kültürel, ekonomik gelişimine katkı sağlaması için futbolu her yönüyle geliştirecek ve kullanacağım; Bu sebeple Türkiye’nin 81 ilinde ve nüfusu 200 bini aşan ilçelerinde birer profesyonel futbol takımı kurulması için her bir alanda ve kurumda gereken çalışmaların yapılması için start veriyoruz.’’ deseniz ligimiz minimum 181 takımlı olur.

Bakın Sayın Başkan ve yönetim kurulu üyeleri! Türkiye nüfusunun 45-50 milyon, kulüp imkanlarının çok daha yetersiz olduğu 1984-2001 yılları arasında sadece üçüncü lig, 15-16 takımlı, 8-12 grup olarak oynanmıştır.

O dönemlerde bile takım sayısı 180-200 arasındaydı. Takım sayısının artması yetenek havuzunun büyümesine, oyunun tüm yurt sathına yayılmasına, yerli turizmin, iç ticaretin gelişmesine, kültürel değerlerin tanınması ve paylaşılmasına katkı sağlamış, uluslararası seviyede kulüp ve milli takım bazında başarılar elde edilmesinde önemli rol oynamıştır.

2000’li yılların başında kazanılan Galatasaray’ın UEFA Şampiyonluğu ve milli takımımızın Dünya 3’üncülüğü bu yapılanmanın eseridir. AKP’nin iktidara gelmesiyle ülkenin her alanında olduğu gibi futbolumuz üzerinde karabulutlar gezmeye başlamış, sizin de engel olamadığınız 14 yabancı kuralıyla ligimiz adeta lejyoner ligine dönmüştür

Milli takımımız dar bir oyuncu havuzuyla saman alevi gibi parlayan 92 yıllık FIFA Dünya Kupası tarihinde sadece 2 kez katılma hakkı elde etmiş, Avrupa Ulusal Liginde C Klasmanı’na düşerek adeta bir başarısızlık hikayesi yazmıştır.

Kulüp gelirlerinin artmasını istiyorsanız, kulüp yönetimini mafyaya, yükünü almaya gelen hırsıza, oyundan, sportif idareden ve kurumsaldan anlamayan belediye destekli partili siyasetçiye, tüpçüye, müteahhide bırakmayacaksınız! Rekabet ortamının güçlendirilmesi takım sayısını düşürmekle olmaz!

Federasyonun görevi, futbolun sahada eşit şartlar altında hakça ve adilce oynanmasını sağlamaktır. ‘’Kim kazanırsa kazansın bu ligin sportif gerçekliği yok’’ diyen Jorge Jesus ve ‘’Türkiyede yaşananlar sportif rekabetle ilgili değil’’ diyen, ligimizde çalışan dünyaca ünlü iki teknik direktörün Türk futbolu hakkındaki düşünceleri ve tespitleri bugün ve gelecekte TFF’yi yönetmeye talip olacak herkesin kulağına küpe olması ve çözüm bulması gereken derin ve can yakıcı cümlelerdir.

Lütfen samimi olun! Futbolu yönetiyormuş gibi yapıyorsunuz ama yönetemiyorsunuz ancak bunu çıkıp söyleyecek cesareti de gösteremiyorsunuz…

Alın size örnek: Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu; Eskişehir Valiliği’nin 17 Nisan 2025 tarihli ‘’Müsabaka Yer Değişikliği’’ konulu yazısına istinaden 14 Mayıs 2025 Çarşamba günü Eskişehir Yeni Stadyumu’nda oynanması planlanan Ziraat Türkiye Kupası finaline ev sahipliği yapacak stadyumu yeniden değerlendirme kararı almış.

Neymiş Valiliğin gerekçesi? ‘Güvenlik’miş..! Sayın Valim, bu taleple kendinizi inkar etmiş olmuyor musunuz? TÜİK verilerine göre Türkiye’de en güvenli iller sıralamasında mülki amiri olduğunuz Eskişehir 1. sırada..! Vali, en güvenilir hale getirdiği sorumluluk alanında “şehrim güvenli” diyemiyor.

TFF Başkanı Trabzonlu, ‘’Tam yol tornistan’’ yapıyor. Çocuklar suçsuz yere hapislerde yatıyor. İktidar, İmamoğlu içerde yatsın diye TC. Merkez Bankası’nın 45 milyar dolarını yakıyor. Liseliler öğretmenime dokunma diye oturma eylemi yapıyor. Emekli kirayı ödeyemediği için çadırda yatıyor, 75 yaşında geçinebilmek için iş arıyor. İmamoğlu’nun ‘’cinayet, İstanbula ihanet;’’ Erdoğan’ın ‘’hayalim’’ dediği Kanal İstanbul projesi sessiz sedasız yürüyor.

Devlet Bahçeli bir yandan kulağıma fısıldıyor; ‘’aslında bu kadar kırılgan değildim, kendi yarattığım düşmanlara yenildim, bir kayboldum sonra tekrar belirdim masallardaki gibi’’ diyor…

Az önce futbol yazıyordun ne ara hayatın gerçeklerine geçtin diyeceksiniz; Simon Kuper’in dediği gibi, ‘’Futbol Asla Sadece futbol Değildir.’’

Futbol hayatın gerçeğidir.