Avatar
Nihat Genç

Altılı masadan .çma dersleri

featured

Show TV’de Didem Arslan’ın programında bir kadının çömelip nasıl ‘.ıçıldığını’ milyonlara göstermesi çok ama çok raiting alınca….

Altılı Masa’nın da ağzının suyu akmaya başlar. Yahu biz de .ıçıyoruz ama bu kadar yüksek raiting niye alamıyoruz diye aralarında felsefi bir tartışma başlar…

(Yuvarlak Masa etrafında altı parti lideri, önce Babacan söz alır…)

Babacan: -Arkadaşlar, Didem Arslan’ın Show TV’deki programını milyonlar izledi.. Vallahi bu millete inancım kalmadı, kardeşim, biz de burada, her gün .ıçıyoruz ve hatta hergün .ıçtığımız bokları yiyoruz, ancak, Didem Arslan kadar raiting alamıyoruz…

Davutoğlu: -Haklısın kanki.. Parti’yi kurduk, 0000,1, aradan yıllar geçti, hala 0000,1… Oysa biz de her gün .ıçıyoruz. Karşılığı bu mu olmalı. Bu millet bizim bokumuzu niye sevmiyor! Hatta şöyle uzaktan da kokusu çıksın diye Kastamonu’nun meşhur sarımsaklı reçelinden yiyorum hergün, yok, yok, bizim .okların yüzüne bakan yok..

Akşener: -Heyecan yapmayın, endişelenmeyin, belki de, .ıçmayı, tam beceremiyoruz…

Temel: -Arkadaşlar, gerginliğe gerek yok, bir çözümü vardır, hepimiz Didem Arslan’ın programına katılalım, tek tek, hepimiz nasıl .ıçılır, önce dersini alıp, halkımıza gösterelim…

Kılıçdaroğlu: (isyan içindedir) -Yahu kardeşim, daha ne kadar .ıçacağız, her türlü .ıçtık, Ekmeleddin’le .ıçtık, PKK’yla ittifakla .ıçtık, Fetö’yle kucaklaşıp .ıçtık, helalleşip .ıçtık, Ege’de Yunan’ı destekleyip .ıçtık… Yine de oylarımız zırnık ilerlemiyor. Ya biz .ıçmayı bilmiyoruz! Ya da Allah bizim .okumuzu mühürlemiş! Yahu koskoca adamlarız .okumuzun köpek pisliği kadar kıymeti yok!

Akşener: -Ben de şaşkınım arkadaşlar, AKP, müteahhitleriyle diyanetiyle tarikatlarıyla yağmasıyla talanıyla, siyanürlü altın şirketleriyle, narko siyasetiyle, her gün .ıçıyor, biz de, oturup ağzımızın suyu aka aka her gün onların yediği .ıçtığı .okları seyrediyoruz… Vermeyince vermiyor Allah!

Kılıçdaroğlu: (Akşener’in sözünü keser) -Sayın Akşener, sözünüze, buradan ben devam edebilir miyim, evet, biz de oturup, arkadaşlar, AKP sağcı dinci muhafazakar yağmacı talancı ve bir zamanlar Fetö ve PKK’yla işbirliğiyle nasıl güzel .ıçtığını örnek alıp, biz de aynen onlar gibi sağcı yapıları içimize aldık, onlara özendik, tıpkı onlar gibi .ıçmaya başladık, gelin görün ki, bu millet, bizim .ıçmıklarımızı hiç beğenmiyor! Fazla mı lapa yoksa lülesine yeterince sanat mı katamıyoruz?

Babacan: -Ankara’nın büklüm büklüm yolları da….

Davutoğlu: -Bir dur sayın Babacan, sırası mı şimdi oyun havasının… Sayın Kılıçdaroğlu, biz sanki yanlış yerde .ıçıyoruz, bizatihi Didem Arslan programında olduğu gibi tıpkı A Haber’de olduğu gibi, hepimiz ekrana .ıçıp nasıl .ıçılır, halkımız gibi uluorta aleni apaçık göstermeliyiz..

Babacan: -Sayın Kılıçdaroğlu, sanki, milletin bize güveni kalmadı, oysa, elimizde hala, en güvenilir gazeteci Uğur Dündar var, hatırlayın, Ekmeleddin’e oy vermeyenler evine Türk Bayrağı asmasın, diye ne güzel .ıçmıştı, diyorum ki, Uğur Dündar bey, bize ‘.ıçma’ dersleri verse, önümüzü açsa…

Davutoğlu: (Babacan’a) -Arkamızı… demek istiyorsun..

Kılıçdaroğlu: Arkadaşlar, önü arkası kalmadı bu işin, bir yerde yanlış yapıyoruz, biz .ıçtıkça, bizim kitle, stadyumlarda inadına İzmir Marşı söylüyor….

Temel Karamolla: -Sayın Kılıçdaroğlu, bence de suç sizin, sizin kitleler size-bize inad tribünlerden hala İzmir Marşı’nı söylerken, biz nasıl rahat rahat .ıçalım, yoksa, ne diyorum, inadlarına inad, biz de, hep birlikte sahanın ortasına gitsek, hep birlikte salsak, çömelip birlikte .ıçsak, hatta biz .ıçarken, Fazıl Say, piyanosuyla bize eşlik etse!

Babacan: -Arkadaşlar piyanoyla batı müziğiyle olacak iş değil, gafulluk içine kovuklara, en güzel gaydırıpuddak eminem türküsüyle .ıçılır…

Akşener: -Yahu bir durun Sayın Babacan, cıvıtmayın, arkadaşlar, bir sakin olun, hiçbirimiz gerçekte nasıl .ıçılır bilmiyoruz, AKP nasıl .ıçıyorsa, biz de oturmuş onun gibi .ıçmaya çalışıyoruz, oysa, biz, hukuk ve barış diyoruz, huzur diyoruz… Şimdi arkadaşlar ileri .ıçma teknikleri için meditasyon dersleri alacağız. Bakın, Budistlere, bakın Buda’ya… Buda ikibin yıldır ne güzel çömelmiş ve yüzünde mutluluk, ne güzel .ıçıyor. Adamın yüzünde evrensel mutluluk ama alttan çaktırmadan .ıçıyor…

Kılıçdaroğlu: -Arkadaşlar, bakın geçen gün, İstanbul Belediye ‘doğaçlama dans festivali’ başlattı, şöyle bir izledim, dansçıların hepsi acı çekiyormuş gibi yerlerde sürünüyor kıvranıyorlar, büyük sanat işte, bana da ilham verdi, arkadaşlar, o dansçılar gibi hem acayip acayip el kol hareketleri yapıp güya sanat yapıyoruz ayağına merdivenlere duvar diplerine kaldırımlara müzelere köprülere, her yere .ıçacağız… Yani en güzel .ıçacağız ki herkes yüksek siyaset sanatı işte bu, diyecek..

Davutoğlu: -Yanlış yerdeyiz arkadaşlar, biz .ıçmayı beceremiyoruz, bakın, on yıl önce, Barzani Kerkük’e saldırdı sonra Işid saldırdı, Türkiye’nin Dışişleri bakanı sonra Başbakanı olarak bir kez Kerkük adı ağzımdan çıkmadı, bir kez Türkmen adı ağzımdan çıkmadı. Biz çaktırmadan .ıçmanın feriştahlığını yaptık, dinleyin. Şimdi, dün, Yalnız Kurt diye bir dizi, Osman Sınav çekiyor, Kerkük’ü Barzani’ye karşı savunuyor, ne oldu, AKP’liler başta Mehmet Metiner, Türk tezlerine karşı Barzani’yi savundu, diye, diziyi kaldırttı, buna rağmen alkışı aldılar… Sanırım…

Babacan: -Ağzından alıyorum lafı, sanırım, saray olmadan .ıçınca sıçmak bir işe yaramıyor, arkadaşlar, önce bir sarayımız olmalı, sonra oturup bir güzel .ıçmalıyız…

Temel Karamolla: -Yahu korkmayın arkamızda saray yok ama Amerika var… Yani insanın arkasında Amerika varken dahi .ıçamıyorsa, vallahi suç bizde…

Akşener: -Acilen kendimizi .ıçmak için Amerika’dan bize bir saray yaptırmasını isteyelim, bu kadar dar altılı masada, valla .ıçacak yer yok…

Kılıçdaroğlu: -Sayın Akşener, şimdi saray bulamadık diye, .ıçmayacak mıyız, bence, arkadaşlarla önce bir orman bulup gizlice ormanda .ıçma antremanları yapmalıyız, sonra saray’a milletimizle birlikte…

Temel Karamolla: -Arkadaşlar, orman, dediğimiz hangi orman, bakın Karadeniz ormanları, üç yüzyıldır ıslah edildi, mesela Karadeniz ormanları, hepsi ladindir, koru gibi, hijyenik düzenli ve ağaçlar arasında açık mesafeler vardır, üstelik Karadeniz ormanları tek ağaç cinsinden ladin-çam’dır… Bize, daha kapalı girilmez cangıl ormanlar lazım, Kastamonu ormanları gibi.. Osmanlı niye Kastamonu ormanlarını ıslah edip kerestesi için tek tip ağaç’a geçmedi, çünkü, Kastamonu ormanlarında bol bol dişbudak şimşir yabani meyve ağaçları her cins ağaç birbirlerine bitişik ve çok sıktır, yani, biz de, mesafeyi Kastamonu ormanları gibi daraltmalı, birbirimize çok sıkı sarılmalıyız, şimdi, Trabzon’un Maçka Çaykara ormanlarında .ıçsan herkes görür ama Kastamonu ormanında .ıçtığında kimse görmez..

Kılıçdaroğlu: -Temel efendi, siz mevzuyu yanlış anladınız, biz de istiyoruz ki herkes .ıçtığımızı görsün ve bizim raitingler yükselsin…. Düşünün her akşam Fatih Altaylı programına çıkıyor .ıçıyorsunuz, her gün Fox TV’de İsmail Küçükkaya’nın programında .ıçıyorsunuz, ama bir Didem Arslan kadar raiting alamıyoruz…

Temel Karamolla: -Kaç defa Fatih Altaylı’ya söyledim, biz programa çıkınca yanımıza ibrik koy, kuru kuru da .ıçılmaz ki… Yani mümin kardeşim, bunun tahareti var, su ister, sonra, sonra mahremdir kimse görmeyecek, sonra, Karadeniz ormanında .ıçsan kurulamak için çam iğnesinden başka birşey bulamazsın. Kastamonu ormanları öyle mi, hem, .ıçmak için eğilmişken yerden dağ çilekleri yersin, hem de arkandan ısırgan otlarıyla bir güzel taharetlersin… Ki, zaten, hayvan gübresi için, hayvan ve insan gübresine ısırgan otu karıştırıp azotlu gübre elde ediliyor, doğal gübre olarak memleketin yemini gübresini ithal etmemiş oluruz, yani .ıçmığımızda organik olsun!

Babacan: -Arkadaş sen de geldin bizi Kastamonu ormanlarına soktun ya… Arkadaş, biz gizli gizli .ıçmak istemiyoruz, sorun burada, millet .ıçtığımızı hatta daha güzel .ıçtığımızı ekranlardan görünce bize daha çok oy verir, sorun burada Temel efendi, .ıçma işi iman gibi gizli kapaklı bir iş’tir, hem .ıçıp hem evliya olmak herkese nasip olmaz!

Temel Karamolla: -Ama kardeşim biz müslümanız .ıçtığımız edep yerleri görülmemeli..

Kılıçdaroğlu: -Temel Efendi, ikibin yıldır çöle .ıçtılar, çöl, açıklık, herkes görüyordu, yani, biz içine gizli gizli .ıçmak için mi Anadolu ormanlarını fethettik…

Akşener: -Sıkıntı yok arkadaşlar, işte Fetö ile AKP alenen hukuk’un içine alenen Türk Ordusunun içine alenen hazinenin ihalelerin vakıfların içine birlikte .ıçtılar, .ıçtıkça yükseldiler….

Davutoğlu: -Bence de Akşener hanım doğru diyor, ancak bizim imanımız eksik, biz .ıçarken, dua etmiyoruz, .ıçarken mutmain-yumuşak doygun bir imana sahip değiliz, biz .ıçarken bile fesatlık düşünüyoruz, oysa AKP .ıçmaya inanmış, harbiden .ıçıyor, eğlene eğlene zevkle .ıçıyor!

Kılıçdaroğlu: -Hay aklınla yaşa, bir .ıçma duası lazım bize… Dinimiz .ıçarken hangi duaları edeceğimizi söylüyor bilen var mı?

Babacan: -Ben bir .ıçma duası hatırlamıyorum ama, sıçarken başımızda Diyanet İşleri Başkanı ya da fetvacı Hayrettin Karaman olursa, bol bol sıçabilir ve sıçtığımız herzeler makbul hale gelebilir, ve biz sıçtıkça memleketin beti bereketi artar rahmetinde yani .ıçtığımız .okta boğuluruz….

Davutoğlu: -Arkadaşlar, sadede gelelim, ortak bir karara varalım, şimdi, bize bir .ıçma duası yapacak bir hoca lazım, ya da bizi dinen imanen .ıçtıracak tarikat şeyhleri lazım!

Temel Karamolla: -Elimizde bir İhsan Eliaçık hocası var, çok sağlam adam, ama kardeşim o da… Herşeye karşı… Kur’an’da namaz mecbur değil hac mecbur değil, zekat vermesen de olur, kelime-i şehadet’e de ihtiyaç yok, ona kalırsa Kur’an’da hiç bir farz yok, ama, PKK ve Fetö’yle birlik olup .ıçmaya gelince, cevaz var.

Davutoğlu: -İyi ya, tam bizlik .ıçıyor…

Temel Karamolla: -Bence, bence, birlikte .ıçarken önümüze Eliaçık hocayı koyalım, yağmur duası gibi ellerini açar, ya rahmet ya bereket deyip….

Davutoğlu: -Sözünü kesiyorum, şu an aklıma geldi, bizler bütün altılı masa ekibi,, .ıçmak için Taksim Meydanı’nda toplanalım, önümüze Eliaçık hocayı alalım, .ıçma duasına başlayalım, ben de helikoptere binip tam üstünüzden geçerken, rahmet gibi yukardan üstünüze .ıçayım…

Temel Karamolla: -Yahu kardeşim mevzuyu yanlış anlamışsın, gelip bizim başımıza .ıçıyorsun, milletin üstüne .ıçacaksın…

Babacan: -Arkadaşlar, yanlış yoldayız, sadece .ıçma gösterisiyle oyları çoğaltamayız, bakın, geçenlerde aleni açık alanda cinsel ilişkiye giren vatandaşların videosu da çok raiting aldı, yani, daha işin başındayız, biraz cesaret diyorum, öğrenecek çok şeyimiz var!

Davutoğlu: -Orası o kadar önemli değil, .ıçmak için de pantolon indiriyorsun cinsel ilişki için de… Biz pantolonu indirelim, neye kısmetse, ha .ıçarız, ha, gelip geçene dayarız, bence sürpriz olsun, seçime kadar açıklamayalım…

Kılıçdaroğlu: -Tamam, anlaştık o halde, sayın Davutoğlu, madem o kadar heyecan yaptınız, Taksim Meydanı’nda içimizde pantolonu ilk indirip bize öncülük-liderlik etme görevi size düşüyor, büyük kahraman liderimiz, önden buyrun!

Davutoğlu: -Sorun yok, uygundur, ben de sonunda bir şeyin başı olmak istiyordum, ancak, aramızda kalsın, ben indirirsem millet korkabilir, ne bileyim, balta sapı gibi! Bir panik yaratmasın!

Kılıçdaroğlu: -Hayır Davutoğlu, biz de gözümüzü karartmalıyız, benim anladığım, .ıçmak için bize, dil, düşünce, beyin, muhakeme, bir plan program lazım değil, direk sonuca gidebilmek için…

Akşener: -Kılıçdaroğlu doğru diyor, Buda’ya bakın, dili yok düşüncesi yok, herşeyden soyutlamış kendini, ve aşağıda balta sapını kimse görmüyor….

Temel Karamolla: -Akşener hanım doğru diyor, aklın mekanı zihin, özü bilinç, şerbeti zeka’dır, din ve imana zihinle akılla varamayız. Sorulara makul cevaplar arayarak iman sahibi olamayız.. Huzura kavuşabilmek için sessiz kalabilmeliyiz. Bakın arkadaşlar, Batı dediğin gavur, önce demiş ki, düşünüyorum öyleyse varım, sonra diğerleri demiş ki şüphe ediyorum o halde varım, yani bunlarla imana varamayız, doğrusu, şudur, çırılçıplak soyunup sallıyorsak, o halde varız, çünkü sallanan şeyin dili düşüncesi zekası beyni yoktur. Ne kadar özgürlük içinde sallarsak Batı bizi o kadar sever!

Kılıçdaroğlu: -Yahu Temel bey, bu mucize şahane felsefenizi daha önce niye söylemediniz, doğru diyorsun, düşünün labirentin sonuna peynir koymuşlar, başına da fareyi… Şimdi fare düşünürse o peynire ulaşabilir mi, hayır… O halde? Sonuca varabilmek için düşünmeyi bilmeyen duygu bilmeyen yerlerimizle meydanlara yalınkılıç çıkmalıyız!

Davutoğlu: -Arkadaşlar, sözümü kestiniz ama benim balta öyle elimde kaldı, Cem Yılmaz’ın candostu sabunu gibi…

Babacan: -Yahu Ahmet bey, ne baltası güldürmeyin insanı, ne baltası, bu gördüğümüz çam iğnesi…

Davutoğlu: -Siz küçümseyin beni, zamanında Işidçiler’i de aşağılıyor beğenmiyorlardı, ama, her biri dörder beşer karı aldı…. Arkanıza Allah’ı alırsanız… Arkadaşlar insan ilahi bir ateştir… Allah’ın ateşiyle… Her bir uzvunuz üç kulaç açılır büyür… Işidçiler, kimsenin göremediği güzellikleri gördü ve hepsi ellerine ilahi baltaları alıp Orta-Doğu’nun bütün 13/14 yaşlarındaki kızlarına cennetler yaşattı… Ve insanlığa hayırlı faydalı cinayetler yaşattı, ne güzel, genç yaşta onbinlerce gencin kellesini keserek onları tez elden yaradanına kavuşturdu…

Temel Karamolla: – Sayın Davutoğlu, laf cambazlığı yapıyorsun, iki ayrı baltadan bahsediyorsun, şu anda tuttuğun balta başka, kafa kesen balta başka…

Davutoğlu: -Sayın Karamolla, aynı şey, aynısı, siz Eflatun’u okumadınız galiba, mağara risalesini bilmiyorsunuz galiba, iki ayrı dünya var, şu an mağarada elimizde tuttuğumuz balta, gözle görünen bizim balta, bir de asıl balta öbür dünyanın gölgesi, bu baltanın aslı, özü, ruh’tur, ebedidir… Işidçiler dörder karı alırken kullandıkları baltayla öbür dünyadaki ilahi baltanın aynı balta olduğunun imanıyla yaşadılar…

Temel Karamolla: -Arkadaşlar, hazlara zevklere odaklanarak işi çözemeyiz, biz, iman sahibi insanlarız, sonuca odaklanırsak hedonizmin şehvetin kurbanı oluruz, bizler, zihinsel hazlar peşinde koşmalıyız!

Akşener: -İnsanlığımdan tiksindim, yahu, bırakın şu balta metaforunu…

Kılıçdaroğlu: -Yahu Ahmet bey, yeter artık bırak o baltayı elinden! Vallahi erkekliğimden tiksindim…

Davutoğlu: -Sorun burada içimizde erkekliğinden tiksinenler var hala… Arkadaşlar, ben AKP’ye yıllarımı verdim, gerçek dünyayı öbür dünyayı hepsini orada yaşadım tecrübe ettim, gerçek dünya, elinde tuttuğun baltadır, gerçek, sözüne hiç güvenilmeyen bu balta’dır, bu baltayı kim sağlam tutarsa, kim korkusuzca gelene gidene sallarsa, sarhoşlukların mutlulukların en güzeli iktidarlara saraylara kavuşur!

Babacan: -Vallahi doğru diyor, .ıçmak nedir arkadaş, herkes çıkartsın baltasını…. Oh rahat edin… Arkadaşlar, ben balta yerine, şöyle… arkayı dönüp karpuzları göstersem…

Kılıçdaroğlu: -Rahat ol Babacan bey, biz İstanbul sözleşmesine tarafız, geçen bir filmde gördüm, İngiliz gençler protesto için açıp kıçlarını gösteriyor, şimdi, sen ben hepimiz, stadyuma gidiyoruz, kitleler tribünde İzmir Marşı’na başlayınca, biz sahada tribünlere pantolonları indirip!

Babacan: – Fazıl Say’ın piyanosuyla asla olmaz…

Davutoğlu: -Sadece domalıp kıç göstermek yetmez… Şu Cem Yılmaz filminde… Yahu ne raiting aldı… Şu ortası delik candostu sabunları.. Bence tribünlere de üç tır dolusu hediye candostu sabun dağıtırız…

Kılıçdaroğlu: -Okey, anlaştık, AKP makarna kömür dağıtıyor biz de candostu sabun dağıtırız… Suriye sınırına Amerikan binlerce tır silah yığdı, Yunanistan’a onlarca üs açıp binlerce tır mühimmat yerleştirdi, biz de, altılı masa olarak son kararımız seçmenlerimize binlerce tır candostu sabunu dağıtacağız…

Babacan: -Kesin, bu sefer, yüzde birden yüzde otuz’a fırlarız, vallahi aşka geldim, ‘pencereden kuş uçtuuuuu, yandı yüreeeek tutuştuu….. Burayı şöyle değiştiriyoruz arkadaşlar, yandıııı baltaaaaa tutuştuuuuu….

Temel Karamolla: -Aklım yatmadı ama, iman işi akıl işi değildir, hayırlısı, dinimiz için milletimiz için bir denemekte mahsur görmüyorum…

Kılıçdaroğlu: -Hazırsanız, basına açık toplantımıza başlıyoruz, önce çakraları açalım, ellerinizi verin, şöyle, yüzlerimize bir rahatlık gelsin, omurga dik arkadaşlar, bari burada .ıçarken dik durun, hadi, odaklanıyor ve alttan salıyoruz arkadaşlar, evrenin ilk sesidir arkadaşlar, hep birlikte…. ommmm ommmmm ommmmmmmm…

(Altılı Masa Toplantısı Sona Erer)….

Altılı masadan .çma dersleri

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. 22 Haziran 2022, 00:09

    Oratoryolar dizisinin bu su katılmamış halkası Say Bey dahil nice kalantor-oratorların mesleğini elinden almaya devam ediyor. Ayakta alkışlayarak dinledik. Yalnız yerli taklitçilerin ilham kaynakçasını da vermek lazım izleyiciye. Mesela pantolon indirme eylemi demişken Sorosp.oğullarının akıl hocası Gene Sharp’tan bahsetmemek olmaz. Hakeza, hakeza demişken Nesin Matematik Köyü kütüphanecisi bilge ve sevecen Nişanyan’ın çığır açıcı .çtimai eylemini ne çabuk unuttu halkımız, üstelik cam kavanozlu hijyenik bir .çtima icra etmişti. Hakeza, daha çağdaş ecnebi .çtimacılardan Nişanyan’ın karşı cinsten taklitçisi Amber Hanım’ın Johnny Depp’e Amber gibi Mis Kokuyor diyerek deptiği ve kakaladığı .çtimayı da atlamayalım derim.

  2. İşte büyük yazar günümüz siyasetçilerin anlatan kara mizah eline yüreğine sağlık
    Nihat Genç

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!