Nihat Genç yazdı…
(Bir zamanlar dilimizden düşürmediğimiz entel ve çok konuşulan filmler çeken ve bugünün en büyük dizilerinden biri olan İkiz Tepeler’in yönetmeni David Lynch 78 yaşında öldü, ışıklar içinde uyusun! Günümüzde sinema eski saltanatını kaybediyor bir zamanlar romanın ve şiirin kaybetmesi gibi! Sebepleri şüphesiz sosyolojik ancak biraz da büyük ustaların kaybolmasıyla ilgili!)
***
Gazze’de ateşkes anlaşmasının kalıcı olma şansı hiç yok!
Tel Aviv sokaklarında çocukları rehin İsrailli ailelerinin gösterisine bakıyorsun, savaşın bitmesini çok soğuk çok ciddi bir yüzle karşılaşıyorlar, ancak, Gazze sokaklarında çocuklar sevinç içinde kuşlar gibi çığlık çığlığa!
Çünkü tarihin en sofistike bombaları hep ve durmaksızın yoksulları öldürüyor!
Sevinemeyenler de var, artık aynı soyadı kalmamış kökünden bütün üyeleriyle öldürülmüş yüzlerce aile!
Bilimin en gelişmiş teknolojisi ve bombaları neden dünyanın en yoksul çocuklarını öldürüyor, birileri sorar mı?
Savaş ister mola versin ister vahşice sürsün, tarih ve insanlık siyonizmin gerçek yüzünü görmüştür!
Dua edelim, inşallah, Gazzeli çocuklar, bilimde sanatta okuma şansı bulur, çünkü insanlık vicdanı artık onların ellerinde!
İnsanlığın yarınlarına yol bulacak tüm dünyanın en değerli hazinesi ‘vicdan’, şimdi o yoksul çocukların ellerinde bilim, kitap, sinema, sanat olur ve dileriz insanlığın yüzü gözü açılır!
Bir acıyı trajediyi felaketi en iyi onu yaşayanlar anlatır!
Ve tabii Vietnam ve Afganistan ve Irak vb. filmlerinde olduğu gibi hem yerli halkı vahşice öldürüp hem de insanlık kahramanlığına soyunacak Hollywood filmlerinin sponsoru öngörüde bulunayım yine siyonizm olacaktır!
***
Bahçeli’nin Apo’yu affedelim çağrısıyla başlattığı yeni açılım süreci ya tıkandı ya da sönümleniyor!
Bizler Tayyip’i başkan seçtirtmek için politik bir manevra dedik ve doğrudur ancak açılımla satılan siyasi malın birçok yan özellikleri gizemini koruyor!
Suriye’de yeni kurulan devletin Suriye’nin kuzeyiyle savaşa girmesi ihtimal dahilinde ve an meselesiydi ve Suriye hükümeti toparlanmak için zaman kazanmış oldu, diyebilir miyiz, ancak asıl?
Suriye’nin kuzeyindeki PYD, SDG’ye bizden başka terörist diyen yok, şimdi, PKK da feshedilirse, Türkiye’nin terör örgütü gerekçesiyle Irak ve Suriye’ye harekat düzenlemesi yasal olarak zorlaşacak!
Yeni ‘açılım’ rüzgarını yani bu siyasi malın bir yüzüne ‘devlet aklı’ diğer yüzüne Şam’ın Fethi ve etiketine de ‘tarihi bir fırsat çıktığını’ ambalajlayıp sattılar!
Yoksa birileri artık zırt pırt Irak’a Suriye’ye güvenlik ve terör gerekçesiyle girip çıkmak yasaklanıyor mu, dedi?
Teröristi affetmek hukuk ve bir devlet için çok tehlikeli çok zehirli bir siyasi atık!
PKK’nın bitmesi başka terörün başka şubeleriyle kaldığı yerden devamı başka!
Aklım ermiyor bu işlere, siyonizmin zaferini biz niye alkışlıyoruz?
Bu yeni açılım siyasetini satın alan Bahçeli ve Tayyip’in siyonist ticaretin arka yüzüyle ilişkileri tarihi bağları üzerine halkın bilgisi hiç yok!
Bahçeli’nin son hamlesi, aslında sıcak parası, borsası, taşeron şirketleriyle çok evvelden siyonist sermayeye göbekten bağlanmış ekonomik iflasın bir sonucu!
Şöyle başladı, önce fabrikalarını sat ve sonra madenlerini ve sonra kamu teşebbüslerini ve sonra anayasanı değiştir!
Ülkemizde ihtilaller, bir bakıma, treni, bakıma çekmekti ama şimdi olanlar için galiba diyorum bu sefer treni raydan çıkartıp başka bir hatta mı koyuyorlar?
Çünkü bu son açılımın niteliği ve meydan okuması ihtilallerden de sert!
Kabul edelim tüccar malına çok güveniyor, malı satabilmek için bir güzel hikaye anlattılar ve yeni eyaletlerle büyüyen Osmanlı’yı dahi koydular kullanma taahhütüne!
‘Tarihi Fırsat’ tellallığıyla işportada satmaya başladılar yeni süreci, oysa, bölgemizde bütün malları Amerika ve İsrail satar!
İşte Esad düştü ve batan geminin malları, sen de yetiş vatandaş!
Oysa kuşkumuz yok Esad’ı kim düşürdüyse, Hamas’ın işini kim bitirdiyse, mühimmat depolarını ve gizli arşivlerini kim bombaladıysa ve Şam’a yirmi km yaklaşık kim toprakları ele geçirdiyse, malın asıl sahibi de o!
Ülkenin en kül yutmaz yazarından kahvedeki ağbilere kadar bu gerçeği herkes biliyor ama bağımlı oldukları ve maaşlarını aldıkları holdinglerin kıskacında ve kucağındaki yazarlar-yandaşlar malı hala aynı ucuz siyasi etiketle satmaya çalışıyorlar! Bu ne bitmez büyük palavra, dünyada fetih mi kaldı bir de sana bağışlasınlar!
Bir insan ve bir ülke kendini niye kandırıyor ve ne kadar kandırabilir?
Bu yandaş yazarlar bağlı oldukları holdinglerin ticari geçmişlerine hiç mi bakmıyorlar!
Özal’la başlayan Türk Amerikan işadamı dernekleri ve ilişkileri ve faizsiz bankacılıkla 80’lerde başlayan Körfez sermayesi, elli uzun yıldır, nice zaferler kazandı, nice taşeronluklar bayilikler acenteler kurdu ve enerji ve petrol ve madencilik ve bankacılıkta nice ortaklıklar ve artık bu taşeron yapı ülkemizin ekonomik bedeni haline geliverdi!
Siyonist şirketlerle islamcı şirketlerin ‘hırsları’ ‘iştahları’ ‘fütursuzlukları’ ne kadar birbirine benziyor!
Birinin hukuksuz ve canavar iştahı insanlığı meydan okuyor, diğerinin dizginlenemez iştahı ülkemizi başta Cumhuriyet ve hazineleriyle ve ahlak ve dini gelenekleriyle tehdit ediyor!
Ama hala bu ‘ucuz’ malı satın alabilecek kitleler yaşıyor ülkemizde, sorun da burada!
Kimse bu holdinglerin petrol ve maden ve bankacılık geçmişlerini masaya yatırmamış, kimse, bu taşeronlukları sorgulamamış!
Bu holdingler hangi karanlık derin tezgahlarda hangi kanlı süreçlerde hangi gladyö emrinde sponsorluk yaptılar ve Cumhuriyet yıkım projesinde çalıştılar, araştıran yok!
Bu yüzden aynı ucuz ve yalan ve aynı popülist etiketlerle yine aynı malı işporta edip satmayı başarabiliyorlar!
Şu komediye bakın, Uğur Mumcu öldürüldüğünde bir gizli propaganda ‘Mollalar İran’a’ sloganları attırmıştı ve İslamcılar bu slogandan çok iğreniyordu ama bugün bu sefer İslamcı yandaşlar atıyor aynı sloganı ‘İran’ın canı cehenneme’ diye! Tarih ve gerçekler karşısında hızla gaza ve kumpasa gelen bu kadar ucuz bir beyin taşımayalım!
Çin, yüksek teknoloji sahibi olduğu bugünlere hangi merdivenlerden tırmandı, hatırlayın, 90’lı yıllarda ucuz taklit çürük plastik Çin Mallları dünyayı kavuruyordu! Özellikle alım gücü çok düşük en yoksul ülkeler bile bir dolardan dahi ucuz bu ürünlerin büyük piyasası haline geldi! İşe yaramaz bu taklit ve plastik ürünlerden milyarlarca sattı, her coğrafyaya sattı, yani Çin’in ilk büyük birikimi bu ucuz mallarla oluştu!
Dünyanın en büyük zenginlerinden Amazon’un sahibi Jeff Bezos da çok ucuz ürünlerle aynısını yaptı! Amazon nitelikli ve pahalı ürünleriyle değil, ıvır zıvır ve abur cubur denilen ürünlerden, ayakkabı çekeceğinden sırt kaşıyıcısına terliklere yastık kılıfına kadar, milyarlarca sattı ve asıl büyük servetini işte bu ucuz hatta kullanılmadan atılan ürünlerle yaptı!
AKP ve MHP’nin de ünü şöhreti kitlesi, herkese en ucuz şekilde satılacak dini ve milli ve hamasi sloganlardı!
AKP ve MHP’nin asıl serveti dindarız, milliyetçiyiz, inançlıyız, gibi, siyasetleriyle altını hiçbir zaman dolduramadıkları bu ucuz ürünler olmuştur ve hiçbir zaman halkın yanında topraklarını zenginleştirecek nitelikli milli projeler ortaya koyamamışlar ve sadece holdingleri ve etraflarını zengin etmişlerdir!
Ve sonunda mallar sahte ve kelek ve kelepir ve sonunda ıskartaya çıktı!
Terörist başını affetmek ne demek? Hukuk kirliliği! Devlet kirliliği! Ahlak kirliliği! Siyaset kirliliği! Ruh kirliliği! Milli Güvenlik kirliliği! Ve namussuzluk demek!
Millet, bu ihanetin ucuz sloganlarını satın almayınca şimdi de işportacılar yanlarına mafyayı alıp halkı korkutup şiddet ve korkuyla satmaya çalışıyorlar!
Ülkemiz küresel çetenin eline geçerken işte bu ucuz sloganları beynimize (evimize), o kadar plastik çöp zehirli siyasi eşyalar, taşıdık ki!
Artık evimiz kokuyor, devlet, partiler, kokuyor, beynimizdeki ve manşetlerdeki bu çöpleri boşaltacak bir belediye bir halk iradesi de yok!
Plastik eşyaların en büyük başarısı sadece ucuz oluşları değil, eğilip bükülme her şarta göre yeni bir şekle girebilme özellikleri!
Plastikle ilk karşılaşmam, o günlerde ‘mika topu’ derdik ama mika, değil, mahalle arasında oynadığımız plastik toplar vardı, bir tanesi hafif geldiği için diğerini yırtar diğerine kaplama yapardık ve sıkı maçlar çıkarırdık! O kadar çok satılırdı ki bakkallarda kalmazdı ve biz de fabrikasına koşardık!
İmalathane bir metre boyunda bir makine, şöyle, erimiş plastik birden şişiyordu!
Topun birden şişmesi!
Dünyanın ve siyasetin bu kadar hızlı şişmesi hala çok garip geliyor bana!
Ama akıl sır erdiremediğimiz o topu alır gün boyu üç-beş maç çıkartırdık!
Oynayın beyler, 60 ihtilalinden beri kaç uzun maç çıkarttınız, doymayın oyunlarınıza!
Ama unutmayın, hukuk, tarih, ülke, ekonomi, zenginlikler ve gerçeklik bu kadar ‘hızlı’ şişmez ve bu kadar hızlı şekil almaz!
Ucuz mallarla uyuttuğunuz kitlelerin beynini plastik hamasi dini ve milli sloganlarla doldurmaktan hiç yorulmadınız!
Ancak zayıf ve yoksul ve alım gücü olmayan biçare insanlar alır bu ucuz malları!
Hiçbir kaliteli mal satın alamayan insanlar alır ucuz malları, bir şeye sahip olabilmek için, aslında şey olmamış, eşya olmamış, siyaset olmamış şeyleri bitmeyen bir tüketici hırsıyla satın alır!
Oysa demiri ve çeliği eritmek başka bir güç ister!
Şu Ergenekon’dan eritip çıktığımız demiri!
Bu ucuz sahte kelepir ve siyonist mallarla bir milletin yol haritasını çizmek mümkün değildir ve 10 yılda bir ihtilallere tostlamamız da bu yüzdendir!
Siyaset, bilgi, kültür, çok sağlam düşünce ve birikim ister ve fedakarlık ve merhamet ve vicdan ve Allah korkusu ve milli seferberlik ve milli projeler ister!
Dün CIA oyuncağı FETÖ sizi eline aldı ve eğip büküp şişirdi ve ülkeyi ele geçirdi ve bugün siyonistler şirketlerinizi ve siyasetinizi FETÖ’nün kaldığı yerden balon gibi şişiriyor, devleti sınırları sloganları beyninizi kavramları şişiriyor!
Oysa milli güvenlik ve devlet, çelik gibi olmalı!
İşte böyle, birkaç yıla atom bombası gibi patlayacak bir topu, ayaklarına almış devlet aklıymış büyük tarihi fırsatmış diye çocuklar gibi kandırılıp oynatılıyorlar!
Ancak plastik toplara vura vura ayağınız yumuşak toplara çok alışır ve gün gelir büyük sahaya ve harbiden büyük maçlara çıkmak zorunda kalırsınız ve çamura bulanmış çok ağır bir futbol topu önünüze düşer ve onurunuzu gururunuzu milli benliğinizi savunacak bir kale bulamazsınız!
Şöyle, gelişine bir vurayım dediğinizde, ayağınız, halkınız, oluşturduğunuz beklentiler, hayalden umutlarınız kırılır ve çok acır ve top, sizin vurduğunuz kaleye gitmez!
Ve finans şirketleri ve sıcak para ve holdingler ve siyonist sermaye, siyasetiniz ve holdinglerinizle ve ülke topraklarınızla tek kale oynamayı devam ettirir!
Çinliler ve Amazon aslında bize şunu söylüyordu, kısa yoldan para kazanmanın ucuz mallardan başka bir yolu yoktur, ve bu hamasi ve ucuz sloganlar da bize aynısını söylüyor, terör örgütleriyle kanımızı dökmüş ve ülkemizin toprağına ekonomisine kast etmiş küresel çetenin emrinden çıkabilecek gücümüz kalitemiz ve irademiz ve ekonomimiz hiç yok!
Küresel çetenin desteği olmasa Bahçeli’nin karşıladığı heyet eli arkasında poz verebilir mi? El atına binip çalım satmak böyle bir şey olmalı.
“Çin Malı” ABD ve AB ekonomisini bitirdi.
ABD ve AB’nin malları ucuz değil çok pahalıya maloluyor.
Milli devlet direnir.
Milleti küçümsemeyin.
ABD ve AB’yi mahv ve nabut edecek olan odur!