Nihat Genç yazdı…
İki evladını öldürmüş bir psikopatın Özgür Özel’e saldırısı normal değil!
Koruma polislerinin hataları affedilmez ve Allah korusun saldırganın elinde bıçak olsaydı!
Yine derin devlet?
Var mı yok mu devrede mi yine bilinmez ve yine karambol bir siyasi trafik içindeyiz!
Yine komplo teorilerinin kaosu karanlığı belirsizliği altındayız!
Yine ‘aman yine çok abartıyorsunuz, ferdi bir hareket, uzatmayın, kafayı mı yediniz?’ baskısı ve suçlamaları altındayız!
Komplo teorilerine inanmak ya da inanmamak işte büyük mesele!
Komplo teorileri bitmez, görünür devletin altında bir derin devlet var mı, dünyayı bir Bilderberg Grubu mu yönetiyor, Hür Masonlar, İlluminati, Tapınak şövalyeleri, Yeni Dünya Düzeni, Siyon Tarikatı, Kennedy’in öldürülmesi, 11 Eylül saldırıları El Kaide’nin mi Amerika derin devletinin işi mi, ABD’yi yöneten sapık sübyancı elitller, aşılar ve dünya sağlık örgütü gibi, yüzlerce belirsizliğini sürdüren konu üzerinden hala canlı canlı tartışılır!
Komplo teorileri bir nevi kara delikler gibidir, gerçek mi uydurma mı tesadüf ve rastlantı mı bilemezsiniz ancak büyük kitlelere çoğu zaman aksini inandırmak da mümkün değildir!
Temelsiz gerçek dışı iddiaların bu denli gündemde kalması ve hatta bu teorilerin varlığıyla Trump’ın iktidar olması, geniş kitlelerin yöneticileri-üst sınıflara-elitlere asla inanmaması!
Gizli kapaklı olayların şüphesiz merak uyandıran büyük bir cazibesi de var!
Ciddi bir eğitimden geçmemiş sosyoloji ve mantık ve tarih bilgisi zayıf insanların komplo teorilerine kayması da çok normaldir, insan zihni, akıl almaz açıklanamaz büyük olayları en kısa şekliyle anlama çalışıyor!
Yaşadığımız dünyayı anlamak zorundayız, rüzgarı yağmuru bir tıkırtıyı bir saldırıyı, olan-biten şeylerin nedenini sebebini bilmek zorunda olan bir beyin ve güvenliğimiz için böyle bir sorumluluk taşıyoruz!
Komplo teorileriyle dalga geçenlerde beni rahatsız eden taraf ise bizleri komploculukla suçlayanların asıl komplocular olması, ki, FETÖ döneminde FETÖ’cü ve açılım döneminde açılımcı olan bunlardı ve bizlere bölünme paronayası yaşıyorlar diye suçluyor CIA’nın yönettiği bir cemaati suçladığımızda bizi kafayı sıyırmak ve delilikle itham ediyorlardı!
Şüphesiz birçok komplo teorisi gülünç ve temelsiz ve gerçek dışı iddialar, sorun da burada, gülünç, temelsiz bilim ve akıl dışı görünüp bizi kandırması, işte buyrun, peş peşe bir dizi Cumhuriyetçi aydının öldürülmesi ve hiçbirinin failinin bulunamaması normal mi? Ve sonucunda Cumhuriyet kurumlarının yıkılıp yerine islamcıların gelmesi! Ve bunun arkasında ‘gladyo’ var dediğimizde bizi temelsiz akılsız bilim dışı kaçık şeylerle iştigal eden deliler olduğumuzu bizlerle dalga geçerek söylüyorlar!
Evet, olayları incelerken neden-sonuç ilişkilerinin sağlam mantığına mutlaka bakmalıyız ama entrika ve dümenler her defasında öyle rastlantılar önümüze koyar ki gerçekliğe inanmaz oluruz! Hatta komplo teorileri çoğu zaman tarih felsefesinin yerini alır ki islamcıların İngilizler İstanbul’u niye terketti sorusu da aynı komplocu kafadır!
Entrika ve dümenin heyecanı merakı aklınızı alır ve gerçekte ne olduğu güme gider!
Diyelim, İkiz Kule saldırıları, insan bu kadar büyük sansasyonel olaya inanmak istemez, bu işin arkasında mutlaka başka bir el var, diyor!
Ve büyük olayları daha basit anlamak isteyen bir beyin taşıyoruz!
İnsan bu, büyük olaylar karşısında hemen kontrolü ele geçirmek isteriz, aklımızın almadığı şeyi aklımız alıyormuş gibi açıklamak isteriz, evet, bu bir tezgahdır deriz!
Ve büyük skandal olayların kontrol edilemeyişi bizleri derin kaygılara sürükler ve kaygımızı ortadan kaldırmak için olayın basit ve anlaşılır bir açıklamasını yaparız, evet, bu bir tesadüf değil işin içinde derin devlet var, siyonistler var, falan, deriz!
Ve bir kez kafamız komploya inanmaya başladığında artık o komployu besleyecek argümanlar bulmaya başlarız hadi şu aşı olayını hala çözebilmiş var mı içinizde?
Mesela siyonistlerin dünyayı yönettiğini söyleyen komplo teorisini en çok destekleyen siyonistlerdir, akıllarınca bu tür komplolara inananların beyinlerinin hasarlı olduğunu ve komplocuların deli şizofren saçma sapan adamlar olduklarını ispat etmek isterler!
Ve hangi saçma konu olursa olsun bir ‘açıklama’ ister, neden böyle oldu oluyor, diye, ‘açıklama’ yani bir yorum getirdiğinizde ahlaki üstünlüğü ele geçirirsiniz, evet bu böyle deyip racon kesip o konuda otoriter olursunuz, bu da, bilinmeyen ve karmaşık ve kaos karşısında size üstün bir rol verir!
Saçma sapan da olsa olaya müdahil olma rolü insan topluluklarının güvenliği için çok önemlidir, şunu söylemek istersiniz, evet, böyle bir yapı var ve haberdarız, enayi değiliz, tedbirimizi aldık, görüyoruz, evet, sizin saçma dediğiniz şey derin bir plan ve biz bu plana karşı tetikteyiz! Evet saçma diyebilirsiniz ama biz güvenliğimiz için en saçmayı bile ciddiye alacak tedbirlerimizi aldık, dersiniz!
Komplo teorilerine inananları akıldan mantıktan toplumdan bilimden gerçeklikten düşürüp komplo teorilerine inananları delilik ve şizofrenlik başlığı altında baskılamak işte asıl komplocuların büyük başarısıdır!
Çünkü geniş kitleler kendilerini makul normal göstermek ister, deli manyak olmadıklarını ispata çalışır ve komplo gibi saçma sapan şeylere inandıklarında ciddiye alınmayacaklarını aşağılanacaklarını düşünüp komplocu görünmemek isterler, özellikle okumuş yazmış kitleler komplo teorilerine inanmayıp akıllı görünmek için şekilden şekile girer! Arıza ve paranoyid tipler ise komplo teorileri karşısında tedirgin öfkeli kuşkucu ve ikna edilemez şüphecidirler!
Evet, insan düşüncesini ayakta tutan kaygılardır şüphelerdir paranoyadır; ve en ihtimal dışı olayların tehdidi!
Şöyle, eski Sümer’den beri çobanlar gece yatarken sürünün en korkak hayvanının ayağına bir ip bağlar, ki, bir tıkırtıda hemen uyansın, diye!
Ormanı düşünün, gece bir hışırtı duyarsınız, ve hışırtının aslında bir yırtıcı hayvan saldırısı olduğunu düşünür ve çığlık atar ya da kaçarsınız, evet, hışırtı bir yırtıcı hayvan değil, sadece yapraklarkın hışırtısı, söyleyin, ne kaybedersiniz?
İnsanoğlu en ihtimal dışıyı düşünerek tedbirini alıyor, bunun neresi kötü?
En manyak en olmaz en saçma ve hiç olmayacak bir şeye karşı tedbir alarak bugüne kadar gelebildik!
İslamcılar ve liberallerin ve CIA ve gladyo ve FETÖ iş birliğiyle Cumhuriyet’in işgalinde karşılarında laik şehirli okumuş elit değil kendileri gibi kuşkucu şüpheci kıllanan paranoyid ve her şeye kolayca inanabilen köylüler olsaydı Cumhuriyetin kurumları bu kadar kolay ele geçmezdi!
Sabah akşam komplo teorileriyle yatıp kalkacak halimiz yok ama en sinsi en saçma en akılsız en tesadüfi denilen şeyi de hesaba katan bir beynimiz olmadan yaşayamayız!
Mesela biz çocukken ormanda mantar toplarken çok hassasdık, iğrenme tiksinme ve zehirlenme korkumuz çok yüksekti ve belki de sağlıklı yüzlerce mantardan kuşkulanır ayağımızla ezer ve zehirsiz mantar için çok tedbirli davranırdık!
Henüz yirmili yaşlarda kucak dolusu kitapla kahveye geldim, oturdum, orada bir arkadaş, bu kadar kitabı niye okuyorsun dünyayı üç-beş aile yönetiyor, dedi, ve öyle kendinden emin söyledi ki? Adamın açıklamasına rahatlığına kendinden emin oluşuna hala şaşkınım!
Aradan elli sene geçti, aynı adam yine aynı kahvede, ve geçen bir tartışmada yine aynı şeyi söyledi, ancak geçen zaman içinde, ben, evet onbine yakın kitap taşımıştım ve 20 yaşımda tuhaf manyak saçma deli bulduğum bu arkadaşın fikirlerine bugün o kadar karşı değilim, çünkü siyonist şirketlerin büyük devletlerin siyasetine boyun eğdiren gücüne bugün kim itiraz edebilir?
Bir gizli el geliyor ve CHP genel başkanına saldırıyor, aydınları öldürüyor, açılımlar başlatıyor, kameralar koyuyor, kasetler hazırlıyor, FETÖ’yü iktidara taşıyor, bir gizli el, sömürgeci şirketlere tek laf etmiyor ve her defasında yahu burada bir pislik bir tuhaflık var dediğimizde bizi delilikte suçluyor!
Ve medya ve aydınlarınız bu süreçte size komploya inanmayın komplocu olmayın diye sabah akşam beyin yıkıyor ve sonunda bakıyorsunuz, hokus pokus ülke elinizden çıkmış, aydınlarınız yok, milli şirketleriniz yok, milli iradeniz milli meclisiniz yok, çünkü asıl komplocular sizi hiçbir şeyden kıllanmayan aptallar olarak tasarladı ve başardı!
Ve size, ondan şüphelenme, bundan kuşku duyma, ona tedbir almayı öğreten bir beyin hediye edip ülkenizi ve haklarınızı ve kişiliğinizi elinizden alırlar!
Çünkü en ihtimal dışını düşünmeyen insanları sömürmek köleleştirmek soymak kandırmak ve ekmeklerini ve topraklarını ellerinden almak çok kolaydır bu yüzden devrin devlet gibi komplocu teorileri çok çok ciddiye alacak akla mantığa vuracak bilimle olabilirlikle tartacak uyanık yazarlara ve medyaya ihtiyacımız var!
Bu yüzden akıllı(?) bilimsel(?) makul(?) ölçülü(?) görülüp takdir edileceğim diye yırtınan insanlar işte ekranlarda ödüllendiriliyor ve paranoyid tedbir ve düşünce sahibi insanlar ise kovulur dışlanıyor?
İnsan topluluklarında ‘bu kadar da olmaz’ın gücünü hafife almayın, bu kadar da olmaz diye diye Cumhuriyet elimizden çıktı!
Bu kadar da olmaz diye diye aptal enayi yerine koyulduk ve aydınlarımız öldürüldü ve milli şirketler ve milli tepkimiz elimizden çıktı!
Sevgili okuyucu, akıllı ve mantıklı ve makul görünmek için bu kadar da yıpratma kendini!
Kaynağı belirsiz en küçük hışırtıyı ülkeye atılmış büyük bir atom bombası gibi görmediğin müddetçe seninle kedi fare gibi oynarlar!
Ve asıl iğrendiğim insanlar her şeyi bilirim havasında kendini akıllı ve makul gösteren yazar çizer takımı, hadi söyle bakiyim güzel kardeşim, Kennedy’i kim öldürdü, Uğur Mumcu’yu kim, CHP ve MHP seks kasetlerini kim yaptı, neyi biliyorsun da bir de kalkmış millete komplocu düşünmeyin diye akıl veriyor bu her dönemin komploların kullanışlı akılsız yazarları!
Komploların cirit attığı emperyalizmin av ve oyun sahası bu ülkede, kendini hala makul ölçülü bilimsel mantıklı göstermeye çalışan yazarlarınız, işte asıl komplocularınız!
Nihat Genç yazdığı zaman bir dere çağlayarak akar, ışıl ışıl .
Nihat, Genç!
Allah size sağlık versin Nihat Genç belki 20 senedir takip ediyorum çizgisi bozulmayan tek aydınımız
Teşekkürler Nihat abi, yine çok güzel bir yazı. Biraz fazla paranoyak olmamız gerek bu dünyada, hele ki Türkiye’de.
Uyandıran canlandıran yazılar sefa geldi hoş geldi. Var olasın Nihat Genç! Sizi çok seviyorum!