Nihat Genç yazdı…
1960’lı yıllarda çekilmiş felsefi bir Japon filmi vardır, adı, ‘kumdan kadın’. Roman uyarlaması bu film bir ‘aydın eleştirisi’dir. Hikayesi kısaca şudur, amatör bir böcek bilimci sahil kumları içinde kuma gömülmüş böcekleri toplamakta. Film şu kareyle başlar: Kumun içine gömülmüş, kumun içinde boğulmuş, kumun içinden çırpınıp çıkamayan böcekler.
İşte bu amatör böcekçi otobüsü kaçırır ve şehre uzak bir köyde mahsur kalır, tam bu sırada köylüler gelip kendisini bir geceliğine misafir edebileceklerini söyler.
Aslında köylüler bilim adamına çok korkunç bir oyun oynamaktadır. Yıllardır kum uçurumlarının altında derin bir hendekte tek başına yaşayan ve her gün kum çıkartıp köylüye satan bir kadın yaşamakta. Köylülerin amacı kendilerine kum tedarik edip yalnız yaşayan bu kadını bir erkekle ödüllendirmek.
Bilim adamı ise bir geceliğine misafir olduğunu sanır ve itildiği hendekten bir daha çıkamaz, hikayemiz budur.
Ne kadar bağırıp çağırıp yırtınsa da kumların içindeki hayata gömülü kalır. Ve ister istemez köylülerin beklediği gibi köylü kadının cinsel ihtiyaçlarını karşılar. Ve ama, sokulduğu bu mağaraya zaman içinde alışır ve artık kendisi de dışarı gerçek dünyaya çıkmak istemez.
Oysa kendi hayatını özlemekte, oysa manzara seyretmek istemekte, oysa kalabalıkları büyük şehri görmeyi çok istemekte, ama, zaman geçtikçe tek kişilik o hendek’e alışır, tıpkı, kumlar içinde havasız yaşayan böcekler gibi.
Beckettvari bu film, bize çok şey anlatır, bir aydın olarak, zaman içinde, hendek’e de mağaraya da tek kişilik küçük dünyamızın konforunu da ‘alışır’ ve bu ebedi hapis hayatın gönüllüsü oluveririz, diyor.
Ve filmin sonunda o küçük konfora öyle alışırsınız ki sizi muzipce Hendek’e iten zalim köylüleri unutursunuz!
Köylüler, kendi çıkarları için, bilimadamını hendek’e mahküm etmişlerdir.
Cumhuriyet yazarı Özdemir İnce’ye dünkü hepimizi AKP’li ilan eden yazısını ‘yedirmek’ için bu satırları yazıyorum.
Seçimlere henüz bir kaç yıl var. Hepimizin tertemiz bir vatansever aday gösterme imkanımız var.
Ama değil, yeni bir ‘aday’ bulup gösterebiliriz düşüncesine, muhalif yazar ve partiler hiç de sıcak olumlu pozitif bakmıyor, öyle kendine güven öyle burunları havadı ki, sormayın efendim? Kararı çoktan vermişler? Kimdir onlar, kendilerini dışardan iten birileri mi, sormayın efendim?
Soramadığımız bu efendiler kim, muhalif yazarları hendek’e itenler, CHP ve İyi parti’den vatanseverleri kumpasla bir güzel temizleyip sümük gibi sokağa atanlar, kimse onlar.
İyi Parti ve CHP içindeki gladyö unsurlar çoktan ifşa edildi, CHP’de başkan danışmanın CIA bağlantılı bin telefon görüşmesi çıktı, çok daha ayrıntılara hakimiz, vatanseverleri isim olarak kullanıp sonra bertaraf etme projesi aynen İyi Parti’de de işledi, Özdemir İnce’nin bu gelişmeleri bilmiyor okumuyor ihtimali hiç yok.
Şakası hiç yok Kemalist cumhuriyetçi aydınları katleden gladyodan bahsediyoruz. Özdemir İnce’nin Hablemitoğlu, Hrant, Uğur Mumcu’nun katilleri kimdir, sorularının cevabını bilmeme duymama anlamama ihtimali, hiç yok.
Ve Özdemir İnce kalkmış burnu havada bir kibirle şöyle yazıyor, CHP ve İyi Parti’ye oy vermeyenler AKP’lidir. Bu kadar bulanık yapışkan çürümüş iftira olabilir mi?
Malumunuz an itibariyle onbinlerce sahte hesaptan Fetöcü troller de aynı şeyi söylüyor, İyi Parti ve yeni CHP’ye destek vermeyenleri ‘AKP’li’ ilan ediyor.
Özdemir İnce’ye göre, Kaftancıoğlu’nu İmamoğlu’nu Ekmeleddin’i Abdullah Gül’ü vb. desteklemeyenler de tıpkı Fetöcü ağızlar gibi yine AKP’li olurmuş.
Ne günlere kaldık? Henüz vakit geç değil, ortak bir kararla bambaşka ve tertemiz bir cumhuriyetçi adayı pekala bulabiliriz, diyoruz, ama, bütün seçenekleri ülkeye ve bizlere kapatmışlar, neden, başka aday düşünürsek, sormayın efendim, AKP’li olurmuşuz.
Oysa bir yazar, önüne koyulan bu şaibeli adayları kim koydu, diye bir soru sorar.
Oysa bir aydın, kendisini bu adaylara kim zorladı, diye birazcık düşünce gücü sarfetmeli. Mesela kendi gazetesinin efsane yazarlarını öldürmüş gladyö konusunda bilgi sahibi ve tetikte olmalı, ama değil, Mumcular’ı Hablemitoğullarını Hrant’ı kim öldürdü, sormayın efendim, hiç sırası değil!
Özdemir İnce’nin keyfi yerinde, ohh ne güzel, cillop gibi adaylarımız var, Sözcüsü Cumhuriyet’i Halk TV’si, Tele 1’i, oohhh, hepimiz yelkenleri şişirmiş adaylarımızın peşindeyiz!
Ve yazarımız kendinden o kadar emin ki, Madımak trajedisi orada dururken dahi, ‘bari, Cumhuriyet’e sadık Saadet Partisi’ne oy verin’, diyebiliyor.
Cumhuriyet’e sadık kimmiş? Saadet Partisi?
Saadet’i de beğenmediyseniz, gladyonun partisi, İyi Parti’ye oy verin diyor.
Yani, muhalif seçeneceğimiz çokmuş, Buğra Kavuncu ailesinin partisine oy vermeliymişiz, olmadı CIA ajanlarının bin yüz kez telefonla konuştuğu partilere oy vermeliymişiz! Niçin? Sormayalım efendim?
Oysa bir aydına yakışan, gerçek bir aydın gibi ayağa kalkıp, vatansever cumhuriyetçi şaibesiz tertemiz bir aday çıkarmalıyız, diye haykırabilmeli.
Neden bağıramıyorlar, çünkü kumlar içinde yaşıyorlar, Fetöcü Bıdenci projececiler İnce’yi ve nicesini, tek çare tek umut diye kumların içine gömmüş.
Kumların içinde ışık’ı aydınlık’ı yol’u hayallerini ve kişiliklerini kaybetmişler.
Önlerine kim ne koyuyorsa, onu yiyorlar, ve zamanla yediklerine alışıyorlar, yetmiyor, alıştıkları konforlarını ‘hımmm çok lezizmiş diye’ ağızlarını şaplatıp bize de salık veriyorlar, yetmedi, alıştırıldıkları konfordan yemez isek, yemeyen bizleri, akıllarınca, AKP’li olmakla itham ediyorlar.
Oysa bu ağbimiz, o kadar da şiir yazmış.
Ağbimiz, cumhuriyet değerleri-kazanımları diye diye oysa o kadar da yazı yazmış.
Ama sonuç bu, Kaftancıoğlu, Buğra Kavuncu, Abdullah Gül, Enver Altaylı, vs. isimleri yazarımızı hiç rahatsız etmiyor, aksine, bu isimleri muhalefetin ‘kutsallığına-dokunlmazlığına’ yükseltip yüceltiyor, çünkü, bu mutlak adaylar kesin tartışılmaz tek istikamet olarak gösteriyor.
Köylüler kendilerine kum taşıyan işçi kadını bir bilimadamını hendek’e iterek ödüllendirdiler, bilim adamı, ilk günler kadına ve mağaradan kulübesine isyan etse de, günler geçti, kulübeye de alıştı hiç tarzı zevki olmayan sıradan bu kadınla da yatmaya başladı.
Ruhsuz iradesiz, dediğimiz, şey, önünüze birileri koyuyor ve sizi peşinden sürüklüyor.
Birileri sizi hayallerinizden ve gerçek hayattan kopartıp sinsi emelleri peşine takıyor!
Ve Fetösü ve Gladyösü sizi öyle seçeneksiz bırakıyor öyle tek çıkmaz sokak’ına mecbur kılıyor ki, yaşayan bir canlı düşünen bir insan olmaktan çıkarıp sizi robotlaştıran reflekslerle muhalefete zorluyor, yaşadığın panik seni Fetö ve Gladyö kumpaslarının bir dişlisi haline getiriyor, kumla örtülü, göremiyorsun.
Fetö ve Gladyo size bir de söz laf insanlık haysiyet vicdan işlemez kalın bir deri veriyor.
Yani biz ne söylesek bu insanlar oralı olmayacak hiç tınmayacak, o kadar sabit fikirli ve dogma sahibi, herşeyi bilirler, tıpkı Fetö’nün şakirtleri-müridleri gibi, tıpkı gladyönün eli kanlı tetikçileri gibi.
Aydın bir insan bir şüphe bir yanılma payı hiç bırakmadan kendi dışındaki herkesi başka hangi sebeple neden peşin peşin AKP’li ilan etsin!
Bizler için Cumhuriyet birazdan vazgeçeceğimiz bir düşünce, Cumhuriyet bizim için pey diye sürdüğümüz kumar hiç değil, Cumhuriyet bizim için sahte Atatürkçü maskelerle gladyö ve fetö’nün döne döne maymunlaştırıp oynadığı bir seri 15 Temmuzlar’la sonuçlanan komik bir skeç hiç değil.
Tam da burada bir nefes duralım.
Özdemir İnce, şayet diyor, Saadet Partisi, İyi Parti, CHP’ye oy vermiyorsanız, ‘AKP’lisiniz efendiiiiiiiiiim’ diyor, ‘iii’leri uzatan kendisi..
Efendim kelimesinin iiii’lerini neden uzatıyor? Bir, kendinden çok emin, onun için. İki, dalgasını geçiyor onun için. Üç, Kaftancıoğlu’na İmamoğlu’na vs. Allah’a iman gibi inanmış. Dört, bizim gladyö ve Fetö unsurlarını ifşa eden yazılarımızın hepsi-alayı saçma sapan uydurma kolpa hastalıklı paranoyak bilgiler.
Bence de, bizler paranoya sahibiyiz, Özdemir İnce ise, gerçek ‘efendisini’ bulmuş, olmalı, o kadar rahat.
Kimmiş efendisi?
Efendinin kim olduğunu sormayın efendisi?
Yani, ‘sormayın efendim’in ‘efendisi acaba neyi sormayalım’ın efendisi?
Hablemitoğlu, Mumcu, Hrant, Yazıcıoğlu vb. katillerinin efendisini hiç sormayın efendim’i… Eğer sorup muhalefeti zora sokarsanız, ‘AKP’lisiniz efendiiiiiiiiiiiiiiimmmmm’…
Muhalefette bu ‘sormayın efendim’ler ne kadar çoğaldı.
Uğur Dündarlar, Soner Yalçınlar, Emre Kongarlar, Özdemir İnce’ler, Kaftancıoğullarını, Abdullah Gülleri, Ekmeleddinler’i Süleymancı tarikatları, önümüze aday diye kim koyuyor sakın demeyin, ‘efendinin’ kim olduğunu hiç sormayın, yoksa AKP’lisiniz efeendiiiiiiiimmm!’
Bombayla patlatılan arabasından ceset parçaları cımbızla toplanmış Uğur Mumcu ya da kafasına sıkılmış Hablemitoğlu, kendi katillerini sorgulayanlara da ‘AKP’lisiniz efendiiiiiiiiimmmm’, der miydi?
Muhalefetin geldiği şu cinnet noktasına bakın, katilleri gladyöyü sormayın efendim’, sorarsanız, AKP’li olursunuz!
Efendileri önlerine ne koymuşsa peşinen onu destekleyen güya Atatürkçü yazarların hepsi çok şükür böyle düşünmüyor.
Yüzlerce aydın İnce’nin aksine bizim taşıdığıımız huzursuzluğu daha ağır taşıyor.
Kendi zavallılıkları kendi güçsüzlüklerini ona suçlama bunu itham edip gizleyip gladyölerin hazır fast food’larına koşmuyorlar! Çünkü bu ülkede kumdan kafalarını kaldıracak iradeyi kendinde bulan yüzlerce aydın insan var!
Şimdi soralım, sürüklenmiş bu adamlar, itilmiş bu adamlar, bırakın aydın olmayı ‘insan’ olabilir mi?
Bir insanın bir aydının bir ‘ağırlığı’ vardır, kütlesi vardır, iradesi kişiliği vardır, bir aydını buzdolabı vs. eşya taşır gibi her yöne çekip götüremezsiniz. Fetö ve Gladyo bunu geçmişte defalarca yapıverdi ve burnu havada büyük bir elit kesimi insan içine çıkamayacak utanç içinde bıraktı.
Fetö ve gladyö, bozulmuş deniz ortasında kalmış ya da sahile vurmuş gemiler gibi aydınları iple kendine bağlayıp istediği yere sürükleyerek götürdüğüne defalarca şahit olduk.
Hiç değilse, bunu sorabilin: Efendiiiiiiiiiiim, biz keriz miyiz?
Efendiiiiiiiiim, biz eşya mıyız, efendiiiiiiiim biz öküz müyüz?
Hayır, evet efendim, haklısınız efendim, biz sığırız!
Özdemir İnce’yi rahatsız huzursuz eden, katillerimizin kurduğu partilere oy vermeyi redettiğimiz için!
Fetö’nün ve Enver Altaylı’nın gönlünü hoş tutmak için sizi hendeğe iten kimlerdir?
Sizin gibi beyni cürümüslere kalirsa Türkiye daha cok yerinde sayar.CHP depreme yol acmis bak sen!Herhalde CHP topragi salladi ve deprem oldu.Depreme CHP degil 20 yildir topladigi Deprem paralarini cukkalayan AKP sebep oldu.Biraz adam olun.
Depreme yolaçan CHP , Çölaşan, İyi Parti, Akşener gibilerin yılldardır süregelen zihniyetidir.
Teşkilatın gözbebeği Nihat Genç beyefendiyi bu yazısından ötürü bir kez daha tebrik ediyorum.
Sn.Kahraman,
S.Önkibar kanalında , OdaTv, Veryansın’da yorum yapıyorum.
M.Yanardağ’ın kanalında hiç yazmadım aynı isimde başka bir hesap olmalı..
Selamlar..
neyse uzatmayalım. gezerse opersyonda gezmesı lazım.(doguda olsa ıdı anlardık. tv de show yapmak ıcın degıl.saygılar.
sızın yorumlarınızı oda tfv de ve merdan yanrdagın sıtesınde okumustum. begenırım. kafa dengısınız. bu kadar ayrılık olur.
yapma abicim. yapma bunu. birgün özdemir ile birgün enver ile takışıyor, cevap yetiştiriyor, muhatap alıyorsun. bırak bu boş işleri. bunlar senin çapında mı. memleket elden gidiyor..
Sen anlamissin ama cok yanlis anlamissin..Ataturk pkk ile feto ile abd mandacilari ile anlasin da demedi..Iktidara geldiginizde diyet olarak ne vereceksiniz bu sirtlanlara onu da aciklayin bilelim..Senin gibi dusunen bir uyanik gecen gun soyle dedi..” biz pkk ve fetoculeri iktidar olduktan sonra nanik yapip gonderecegiz, onlari amacimiz icin kandiriyoruz” dedi..Peki sizi iktidara tasiyacak olan AB D ye nanik mi yapacaksiniz? Onlar da yiyecek mi bu kurnazliginizi? Hepiniz saka gibisiniz…Allah akil fikir versin cumlenize..
Nihat Abi sizi ve Kocasakal’ı enkazda çocukların beklediği gibi bekliyoruz. Elimizi tutun, bitirelim şu kabusu.
Tantan Tomsonlu gezerdi Korgnr.Hasan Kundakçı Tanburalı gezerdi. Güvenlik görevlileri için bu normaldir.. 68 ‘lerde öğrenci iken silahlı eylemlere karıştığını duymadım..
yasınız kac bılmıyorum ama 1980 oncesının genc lerındensenız bazı seylerı bılırsınız. ben makınelı tufekle tv ye cıktıgını hatırlıyorum mesela. o zamanalr cumhurbaskanı sunayın ovundugu ulkucu gencler devlet guclerıne yardım edıyorler. dedıgızamandı. anladınız sız.
Özdemir İnce’nin yazısını okuyunca neye uğradığımı şaşırmıştım. İyi ki yazmışsınız, teşekkürler.
Ayrıca, bu “öğrenilmiş çaresizlik” de değil. Tanımı yanlış yapmış.
Beni muhtemelen Aydınlık’tan tanıyorsunuzdur. Selamlar…
Nihat Bey Özdemir İnce’nin yazısını gayet doğru anlamış. yakın zamandaki yazılarını ve programlarını izlerseniz bütününde diyor ki;
Ne AKP, ne de mevcut haliyle muhalefet ülkeyi büyük sorunlarından ve bu siyasi kısır döngüden kurtaracağı yok. Niyeti de yok.
Cumhuriyeti, tüm kurumlarıyla maalesef yeniden inşa etmek gerekecek.
Bunu gerçekleştirecek aydınlar ve destekleyecek büyük kitleler var. Yakında (bir kaç ay içinde) göreceksiniz insanlar ellerini taşın altına koyacaklar. Biz de onları destekleyeceğiz. Karmakarışık ilişkiler ağları içindeki (iktidar veya muhalefet kanadından fark etmez) siyasilerin işi zora girecek, onları yücelten ve alternatifsiz kılmaya çalışan yazarlara da gereken cevabı her fırsatta vereceğiz. Alternatifsiz değiliz.
Nihat Bey’in bu yazı ve konuşmaları takiben Özdemir İnce,
– “mevcut partileri oylarına layık görmeyen burnu büyük bir kitle var. Kendilerini pek önemsiyorlar. Bense onları gülünç buluyorum.”
– ” AKP’ye oy vermek istemiyorsanız muhalefete oy vermek istememenizin belli bir nedeni mi var? AKP’ye bir borcunuz mu var?”
– “Siz isterseniz ve varsa cumhuriyetçi ve Cumhuriyetin devrimlerine, anayasanın ilk dört maddesine ve 174. maddesine saygılı ve sadık orta ve ortanın sağına da oy verebilirsiniz… Armudun sapı, üzümün de çöpü demeden.”
– “Değerli oyunuzu verecek bir parti bulursunuz. Bulamazsanız hâlâ AKP’lisiniz efendim!!!!!!!”
diyor.
Yada (benim anladığım) diyor ki: Size gülüyorum, siz ve sizin gibilerin siyasi görüşleri bir seçenek bile değil, beğenmediğiniz muhalefet aslında gayet güzel, armudun sapı, üzümün çöpü gibi detaylar hariç hiç sıkıntı yok, bu kafayla giderseniz sizi “AKP’li” veya “AKP’ye borcu olan” diye yaftalamaktan çekinmem, okuyucularımı da bu yönde düşünmelerini sağlamak için elimden geleni yaparım, bu yönde cephe açarım. Mevcutların dışında siyasi bir alternatiften söz bile etmem, dalgamı geçerim.
Size saygım var yazılarınızı takip ediyorum.Özdemir İncenin yazısını okumamışsınız .Mallesef toplumda kime oy vereceksin oy verecek parti mi var diyen okadar çok akp li varki.Gerçekten arayışı olan kendisine seçenek buluyor.
Ortalik iki haftadir yikiliyor, erdem atay gumbur gumbur yazilar dokturuyor, bir partinin tum kurucularinin pensilvanya ve cia ile iliskileri ortaya sacilmis, obur Ataturkcu olan(gorunen)semsiye parti hepsini kucaklamis, icice girmisler, nihat abi polemiklere girip hic taninmamis birisi hakkinda yazi yazmis.Halk nereden tanisin bu maasli amcayi..O kadar coklar ki zaten..Bir top ancak bu kadar guzel yumusatilir ve yere indirilebilirdi….Dag fare dogurdu, ya da herseyi kaniksayip normal mi gelmeye basladi acaba? Ben bu sacma tartismalarin icinde yokum, yok oyle demis boyle demis..Ne bekliyordun ki sanki? Esas fay hatti muhalefetin tam altinda ve gelecek deprem 9 ve uzeri..Ne kadar rahatsiniz, ayni apartmanda yasarken hem de! Devlet ve vatan neredeyse biz oradayiz diyeceksin bu kadar net ve basit..Kisilerin veya partilerin ne onemi var ki? Devletin ancak hizmetkarligini yapabilir hepsi..Ele gecirmeyi degil! Ele gecirmeye kalkanin eli kirilir..Biri gider, oburu gelir..Sabit olan biziz..Kaya gibi…Seni uzecek birsey soylemissem ozur dilerim nihat abi..
Maskeli balo artık eskisi gibi sürdürülemiyor. “Atatürkçü’ maskeli ihtiyatlar cepheye sürülüyor. Arkası gelirse şaşırtmayacak.
kusura bakma ama o yazıyı bir daha okudum hiç sizin yorumunuz gibi anlatmamış yazar, siz rüya alemindesiniz.okuduğunuzu objektif yorumlamalısınız ben hepinizi okuyan bir kişi olarak haksız itham diyorum.
Atatürk anadoluda kurtuluş savaşını başlatırken padişahı esaretten kurtaracağım diye her kesimi arkasına almaya çalıştı. Çünkü sadece vatansever cumhuriyetcilerle bunu başaramazdı. Yazık siz daha Atatürk ‘ü bile anlayamamışsınız. Devamlı Uğur Dündar, Yılmaz Özdil e sataşarak kendi çöplügunuzde mastürbasyon yapmaya devam edin. Hayatımızın 18 yılı akp ile geçti. Allah mustahakinizi versin, ne diyeyim size.
degerlı mı. ?
bırak Allahaskına eköelddıne oy vermeyen bana ataturkcuyum demesın ıfadesı ile ne fark var.her zaman soyledık bunlar kendı gıbı tıpış olmayana aktrol dıyen kesım. sozde chplı
Yılmaz Özdil’e soruyoruz;
sen PKK/hdp ve Fetöcüleri kurtarmak için yapılan adalet yürüyüşüne katılmadın, “PKK/hdp’e oy verme Kalaşnikof’a şarjör olma!” dedin.
“Yuvanın evlatlarına Kendi yuvaları kabus oldu dedin”, CHP’yi geri almadan, Türkiye’yi geri alabilmek mümkün değil! dedin,”Söylesem tesiri yok,
sussam gönül razı değil”dedin, Ne iyi ne güzel!.. Sonra kalktın, Veli Saçılık,Canan Kaftancıoğlu,Gültan Kışanak,
Selçuk Kozağaçlı gibi PKK/hdp’lileri övmek gafletine düştün,”Kürt olsaydım devlet isterdim” “Ben artık bölünmek istiyorum.
Bölmek değil bölünmek istiyorum..” diyen Mine Kırıkkanat’ı “Muhteşem kadın” yaptın, Fetö yazarı Ergenekon savcısı Hakan Aygün ile cilveleştin..
CHP’yi HDP’lilerin işgal etmesine gıkını çıkaramaz oldun.. Nihat Genç’in dediği gibi PKK/hdp’liler seni dağa mı kaldırdı,Özdil?
hursıt kahraman, Tantan’da yolsuzluk yok KürtAçılımı yok Terörle iyi savaştı diye bilirim. Aleyhinde bir şeyler varsa bilmek isterim..
Bu yazıyı yazan iki elin de dert görmesin Nihat Kardeşim. Nasılsa cuk oturmuş benzetmen. Bu Özdemir İ., Ataol B., Emre K., Uğur D., Tüccar gazeteci Yılmaz Ö., vb Cumhuriyet’in ve Sözcü’nün burnu büyük, Atatürk’ü kılıf yapan, kendinden başkasını iyi Atatürkçü saymayan yobaz, kof ve Atatürk tüccarı rahatına düşkün heva düşkünü güruhun ağzına iyi sokmuşsun tepeden bakan kusmuklarını bu yazınla.
Seni doğuran ananın ayaklarını öpeyim Nihat! Bunları biz seksenli yıllarda Paris günlerinde “sürgün edebiyatı” yaptıkları Fransa’nın yemlediği güya ‘sefil’ günlerinden de iyi tanırız.
Bunlar gibi dostunu, düşmanını tanımayan, FETÖ, PKK -HDP yaltakçılığı yapıp insanları Atatürk’ten soğutan ‘sözde Atatürkçü’y olmaktansa , CIA/FETÖ darbesine karşı sokağa çıkan gerçek vatanseverlerin, bayrağına toprağına sahip çıkarken canını veren Cumhuriyetine Atatürk’üne gönülden bağlı dindar insanların arasında olmayı yeğlerim.
Yazını okurken bir kere daha tiksindim bu vatansız solculuk yapa güruhdan.
Heva düşkünü bu seksenlikler gazete köşelerini de, Atatürkçülüğü de kimseye bırakmazlar.
O yazıyı ben de okudum. Özdemir bu yazıyı hak etmiyor mu desem, Nihat Bey lâfı kuyruğundan anlamış mı desem bilemiyorum. O yazıda özetle deniyor ki, beğendiğim muhalefet partisi yok diye oy vermemek AKP’nin işine yarar. Yani bir muhalefet partisine oy vermezseniz, AKP iktidardan inmez. Önemli olan AKP’nin alaşağı edilmesi. Adayın şu ya da bu olması ikinci derecede önemlidir. Hem iktidardan şikâyetçi olacaksınız, hem sandığa gitmeyeceksiniz. O zaman, şikâyetiniz yalan.
İyiki varsınız Allah size güç versin kaleminize sağlık diliyorum
Acele etmeyiniz SAYIN GENÇ. AYDINLAR, “enkaz altında”, sandıktan ULUBAŞKAN TRUMP çıkarsa kalacaklar. Perşembe sabahına kadar beklemeliydiniz.
Merhaba. Yahu Uğur Dündar ve Yılmaz Özdil’e neden sataşıyorsunuz? Bu insanlar sizin yürekli ve dik duruşunuzu apaçık bir şekilde ilan etmiş iki değerli gazeteci. Kitaplarını zorla mı satıyorlar? Eskiden basın-yayın yüksek okullarında (şimdiki içi boş iletişim fakültelerinden sözetmiyorum) basın işletmeciliği dersinde ilk öğretilen şeylerden biri, diğer ticari işletmelerden farklı olarak kimseye zorla gazete, dergi ve kitap satılamayacağıydı. Yılmaz Özdil popüler ve beğenilen bir yazar. Ne yani sizin haset tutumunuz yüzünden ve siz istediniz diye sınırlı sayıda mı kitap basacaklar ve piyasaya sunacaklar? Siz de yazın bir Atatürk kitabı, neden daha önce aklınıza gelmedi? Cesaret mi edemediniz? Sanırım siz, sözü geçen bu iki yazarın kitaplarına rağbet eden kesimle, camii avlusunda satılan dua kitaplarını satın alan kesimi ve asıl amacı ile niyeti karıştırıyorsunuz birbirine. Sizi üzmek istemem ama çok haset, kıskanç ve kindar bir insansınız. Eskiden sizinle hem fikir ve sever gibiydim, ancak şimdi temkinli yaklaştığım için kendimi kutluyorum anlaşılan üzerine.
Adamsın Nihat Ağabey. Bizi bu seçenekler arasında bırakmayın atılın siyasete canla kanla destek oluruz evelallah..
Murat Karayalçın’ın CHP’den Ankara için aday gösterildiği seçimin kampanyasına katılıp Çayyolu ve civarında sorumlu kişi olmuştum. Bu arada İstanbul’dan aday olan Kılıçdaroğlu’na da eposta gönderiyordum. Siteler için hazırladığım projenin bir örneğini postalarken “IKEA geldiğinde Siteler esnafı zorlanır” demiştim. Cevabında, “Onlar da tamirci olur” yazılıydı. Karayalçın ve ekibini tanıyınca içime bir karanlık çöktü, tiksinti geldi. Köylerde gezerken yardımcı olan Dodurgalı Selahattin, sondan bir önceki gün arayıp “Abi kime oy vereceğiz?” diye sordu. Büyükşehir Mansur, Yenimahalle CHP dedim. Yurtdışından gelip CHP’ye oy kullandım ama gittikçe uzaklaşıyordum. Oy kullanmamak en iyisiydi, herkese de aynısını söylüyordum. Ekmek için aday olan Ekmelettin’in aslında Erdoğan’a meşruiyet sağlamakla görevli olduğunu kimseye anlatamadım. Bir daha oy kullanmayacaktım, bunu söylediğimde aile içinden de tepki geldi. Kime vereceklerdi? Putin’e verin, diyordum. Okuma yazması olan annem Zazalık kökeni nedeniyle “Selahattin’e ver o zaman” demişti. Tıp mezunu da “ee kime vereceğiz o zaman?” diyordu. Memlekette ” Oy vermek” gibi bir mecburiyet varmış. Dolduruşa gelip Muharrem İnce’nin otobüsüne bindim. 2009’da oy verdiğim Mansur’a üçüncü adaylığında oy vermedim. Telefonla fikrimi soran kişinin niyetini anlayınca Kayserili’yi yeğler gibi konuştum. Millet İTTİfakıyla Cumhur İTTİfakının kayıkçı olduğunu, kavgalarının da kayıkçı kavgası olduğunu söyledim, anlattım. Azı anladı, çoğu suç işlemişim gibi baktı, karşı çıktı. Atatürk’ün partisi diye, abonelik tazeler gibi her seçimde oy verdikleri CHP’nin Atatürk’ü çoktan kapıdan kovaladığı gerçeğini görmemek için direnenlerin oy kullanmayanları afaroz ettiğine şahit oldum. Neyse, anketler ‘in oy kullanmayacağını söylüyor, de kararsızmış. Ne var ise burada.
Abi yazılarında imla kurallarına falan hiç dikkat etmez oldun. Okumak çok zor.
ya bunları hıc anlayamıyorum ,ılla bırıne oy vermeye mecbur musun. kafana uygun partı yoksa vermezsın. kardesım. sen oy vermezsen ooy vermezse vatan batmaz. partılerde. belkım akıllanırlar. senın oyun bu kadar ucuz mu.
sn meteden tantan nereden cıktı sımdı. yakıstı mı sıze
ne dedık kkı yav begenmedınız okudugunuzu da mı anlamıyoprsunuz. enkaz altında kalmıs enteller.adam yaslanmıs nededıgını bılmıyora getırdık.
A’dan Z’ye katilmamak mumkun degil yazdiklariniza, bir nokta haric.
Kendi ulkesini, kulturunu, cografyasini tanimamakta israr eden, bati hayranligi disinda sermayesi olmayanlara Aydin demeyin LUTFEN.
Tasmalari acik bir sekilde ABD’nin elinde olan FETO, PKK ve HDP’nin cok acik oyunlarini gormeyen bu cukur kafalilara AYDIN denebilir mi?
Kaleminize saglik…
Sayın Genç, bu kadar uzun uzadıya yazarak muhalefete muahliflik yapmanıza gerek yok. Yapacağınız şey basit, seçime 1-2 sene var. Şimdiden size uygun partiye geçerek, yoksa da bağımsız olarak meydanlara çıkar siyasete atılırsınız. Var mı buna cesaretiniz? Çünkü buradan yazmak, eleştirmek kolay.
Sadece İnce değil, Sn. Heper’in yazısında mercek altına aldığı Soner Yalçın’ın yazısı da oldukça önemli. Yalçın yazacak başka yer yokmuş gibi Karar’ı seçen İmamoğlu’na ve onun üzerinden Kılıçdaroğlu’na güzelleme döşenmiş. Bizim için çok iyi çünkü Veryansın’ın epeydir vurgu yaptığı CHP, İYİP, HDP Davutoğlu ve Babacan şer ittifakının stratejik yönelimini açığa vuruyorlar. Canımıza minnet. Önümüzde epey zaman var. Maskenin sadece küçük bir bölümü yırtıldı, ama o çirkin suratlarının tamamen ortaya çıkacağı günler uzak değil.
Ö.İnce, Akapenin PKK-hdp/Fetö ile işbirliğinden KürtAçılımından tiksinen insanlara şimdi kurtuluş reçetesi olarak yine PKK/hdp ve Fetö’cülerin köşeleri tuttuğu Yeni KürtAçılımcıları YeniCHP ve İYİP’e oy verin yoksa size Akapeli derim demiş. İnsanların PKK-hdp/Fetö terörünü yaşatan Akape dönemini çok sevdiğini düşünüyor ki aynı PKK-hdp/Fetö terörünü bir de YeniCHP iktidarıyla yaşayın diyor!!
Öyle mi dersin Özdemir uyanığı ben de sana rahatlıkla PKK/hdp’li Fetöcü diyebilirim o zaman..
Ümit Özdağ’ın İYİP’den atılacağı veya bodruma kitleneceği artık açıkça ortaya çıktı..
Nihat Genç, Ümit Özdağ, Ümit Kocasakal ve Sadettin Tantan gibi tam güvenimize sahip birçok değerli insan var aynı parti çatısı altında Türk halkına bir çıkış yolu sunmalarını bekliyoruz.
Günaydın, Nihat Genç!
Özdemir İnce’nin NE (!) olduğunu ben – belki yirmi yıl önce -, bir internet sitesinde yayınlanan yazımda belirtmiştim, naçizane!
Tam 150 yildir ne cekti şu millet kendini aydin diye tanitan hainlerden, satilmislardan…En buyuk ozellikleri cok iyi yabanci dil konusurlar, millet hicbir sey anlamasin diye! millet bunlari birsey zannetsin diye! Bunlarin ipiyle kuyuya inen kuyuda kalmistir hep..Milim sasmayan tek dogru ise yuzlerce yildir en zor sartlarda yasayan hep bedel odeyen ama tek kelime sikayet etmeden Allah devletimize zeval vermesin diyebilenlerdir..Onlar ne diyorsa dogru odur..Onlari dinleyen hep kazanan olmustur..Aydinlari degil onlari dinleyin, onlara ulasin..Dna oradadir.
Film;Kobo Abe’nin ”Kumların Kadını ” romanından uyarlanmıştır.Bilginize…
“… ortak bir kararla bambaşka ve tertemiz bir cumhuriyetçi adayı pekala bulabiliriz,…”
Bulsan bile bu kitleler sevmez. Özdemir İnce bunu pekala biliyordur.
Seçim zamanı geldiğinde sen kime oy vereceksen bende ona oy vereceğim.O zaman geldiğinde adam gibi cevap isteyeceğim Nihat Genç.
Hiç çekinmeye, ürkmeye gerek yok, Akp’li falan gibi tehditlere aldırmaya gerek yok: Fetö ve Abd bloğunun karşında kim varsa oradayım.
Bir tarafta çökmüş siyasal İslam projesi, fakirlik, yoksulluk, diğer yanda bunu düzelteceğim diyen ama gittikçe Cumhuriyet değerlerinden uzaklaşmış, batı ağzıyla konuşan bir muhalefet. Ama Türk milleti bilmelidir ki tan atiminin en yakın olduğu an, gecenin en karanlık olduğu andır. Cumhuriyeti geri alacağız
Sadece sunu dıyelım. ;sn genc ıncenın kusuruna bakmayın cok yaslandı.
Cumhuriyetin çocukları olarak, Cumhuriyetimizi tekrar kazanıncaya kadar mücadeleye devam ve iyi ki sizin gibi gerçek aydınlarımız var, sağolun varolun…