Ali Rıza Özdemir
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Diğer
  4. Milli onuru korumak için milliyetçi olmaya gerek yok, Türk olmak yeterli

Milli onuru korumak için milliyetçi olmaya gerek yok, Türk olmak yeterli

Ali Rıza Özdemir yazdı…

featured

Konuyu bilmeyenler için önce özet geçelim.

Bundan kısa bir süre önce veryansintv’de “Türkleri Ehlibeyt’le aldatan zat: Hüseyin Hatemi” başlıklı bir yazı yazmıştım. Yazının temel konusu, hukuk profesörü Hüseyin Hatemi’nin Ermeni meselesine bakış açısıydı. Yazıdaki Hatemi eleştirileri özetle şöyleydi:

  • Hüseyin Hatemi, sözde Ermeni soykırımı anmalarına katılarak dolaylı olarak Türkleri soykırımcı ilan etmiştir.
  • Hüseyin Hatemi, sözde soykırım anmalarında kendini Ermeni milliyetçisi olarak tanıtan Dağavaryan Nazret Efendi’nin fotoğrafını taşımıştır.
  • Dağavaryan Nazret Efendi aynı zamanda Ali’siz Aleviliği icat edenlerden biridir.
  • Hüseyin Hatemi, sözde Ermeni soykırımını “Büyük Felaket” olarak anan bir kampanyaya imza vermiştir.
  • Hüseyin Hatemi, Türk’ün kanını kirli gören ve Ermeni gençlerini Ermenistan’la birleşmeye çağıran Hrant Dink’i öven yazılar yazmış, örnek bir kişilik gibi sunmuş ve katledilmesinin yıldönümlerinde anmalara katılmıştır.
  • Hüseyin Hatemi, Ermeni çetecilerin Türklere yönelik katliamlarını görmezden gelmiştir ve gelmektedir.[i]

Yazıyı bazı sorular sorarak bitirmiştim.

***

Yazı yayımlandıktan sonra Hüseyin Hatemi, soruları cevaplamak yerine sosyal medya hesabından şahsıma hakaret etmeyi tercih etti. Sosyal medya hesabından üst üste hakaretlerde bulundu.

Doğrusu bu tavrı beni şaşırtmadı. Soykırım yalancıları korosuna katılan ve Türk milletine iftira atan birinin bana da hakaret etmesinden daha doğal bir şey yok.

Hatemi’nin bana ettiği hakaretlerden bir kısmı şöyle: “Yezid veledi”, “yalancı”, “denî” (alçak, kötü, kişiliksiz), “hayâ, namus, ar olmayan kötü kişi”, “balta sapı”…

Yorumlarıyla Hatemi’ye destek verenlerin hakaretleri, iftiraları ve gülünç bedduaları ise evlere şenlik. İşi “havlama”ya kadar götürenler bile olmuş.

Bunları neden yazıyorum? Çünkü Ehlibeyt gibi Allah tarafından tertemiz kılındıkları ilan edilen[ii] bir zümreyle Türk milletini kandırmaya yeltenen kişilerin gerçek yüzünü göstermek gerekiyor. Kişiliklere sirayet etmiş “Ehlibeyt” ve “İslam ahlakı”nı (!) bütün Türk milleti görsün.

Ehlibeyt’i ve Ehlibeyt’e ait kutsal değerleri istismar ederek yalan söyleyenler ve Türk milletine iftira atanlar, elbette aynı değerleri istismar ederek bize de hakaret eder. Herkes kumaşına göre davranır. Bunda şaşılacak bir şey yok.

Türk milleti, Caferilik üzerinden din istismarını ve ikiyüzlülüğü görsün ve ibret alsın, kâfi. Biz kötü sözün sahibine ait olduğunu bilen bir milletin ve irfanın evladıyız.

Peki, biz bu hakaretlere susacak mıyız?

Şüphesiz bu hakaretlerin bir karşılığı olacaktır. Konuyu avukatlarıma ilettim, en kısa sürede Hüseyin Hatemi’ye hakaret davası açacağız ve elbette seviyemizi düşürmeden bu hakaretlerin hesabını soracağız. Buna kısa bir süre sonra sizler de şahit olacaksınız.

***

Bu noktada şu soruyu sormak gerekiyor: Bir insan hatasında neden ısrar eder? Neden nefsini sorgulayıp da “acaba bende de hata var mı?” yahut “nerede hata yaptım?” demez? Bunun iki izahı vardır. Ya nefsi yaptığı hataları görmeyecek kadar putlaşmıştır yahut bu kişi bunları bile isteye yapan kötü niyetli biridir.

Biz önceki yazımızda Dağavaryan Nazret Efendi’nin kendisini Ermeni milliyetçisi olarak tanıttığını ve bu şahsın aynı zamanda Ali’siz Aleviliği icat edenlerden biri olduğunu belgeleriyle ortaya koymuştuk.

Hatemi, bütün bunlara rağmen Dağavaryan Nazret Efendi’yi öven bir paylaşım yaptı. Daha da ileri giderek bu paylaşımda ona dua etti. Hatemi’ye göre bu şahıs, Osmanlı-Türk kültürüne katkı sunan bir bilim adamıymış.

***

Şimdi Türk Caferilerine sormak istiyorum.

Alevi toplumunu Ehlibeyt’ten uzaklaştırmaya ve Hz. Ali düşmanlığına kanalize etmeye hizmet eden Ali’siz Aleviliğin inşacısının fotoğrafını taşımak, onu yüceltmek hatta ona dua etmek nasıl bir Ehlibeyt muhipliğidir?

Genelde Müslüman Türkleri özelde Caferi Türkleri yok etmek isteyen çetecilerin ideolojisi olan Ermeni milliyetçiliğini benimseyen birinin fotoğrafını taşımak, onu yüceltmek hatta ona dua etmek nasıl bir Caferiliktir?

Bu kişinin Türklüğe ve Aleviliğe verdiği zararlar belgelerle ortaya konulduğu halde bu yanlışta inat etmek, nasıl bir dindarlık biçimidir?

Caferi/Şii kimliği altında Türk milletine saldırılar sadece Türk milletini soykırımcı ilan etmekle, Ermeni milliyetçilerini ululamakla, Ali’siz Aleviliğin inşacılarına dua etmekle sınırlı değildir. Daha geniş bir çerçeveden baktığımızda kendini Türk hissetmeyen hatta belki de Türk bile olmayan daha başka kişilerin Caferiliği kendine siper ettiği ve bu siperin arkasından Hacı Bektaş Veli, Bektaşilik ve Atatürk özelinde Türk milli kimliğine saldırdığını göreceğiz.

Türk Caferilerinin, din siperinin ardından Türk milletine, Türk’ün milli bilincine küfreden bu türden kişilere daha ne kadar sahip çıkacağını bilmiyorum. Doğrusu bunu kestirmek de mümkün değil. Oysa milli onuru korumak için milliyetçi olmaya gerek yoktur, Türk olmak yeterlidir.

Sonnotlar

[i] https://www.veryansintv.com/turkleri-ehlibeytle-aldatan-zat-huseyin-hatemi/

[ii] Ahzap/33

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. milli onuru korumak icin aslinda Turk olmaya da gerek yok, adam olmak yeterli.

    Cevapla
  2. Cok guzel bir yazi allah sizden razi olsun insallah cok okuyan olur

    Cevapla
Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!