Avatar
Ali Sadi Ünsal
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Diğer
  4. ‘Beni bana anlatmayın, fikri olan konuşsun…’

‘Beni bana anlatmayın, fikri olan konuşsun…’

featured

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

13 Yorum

  1. Tarihin gordugu bu en asagilik vatan hainleriyle is tutmus, gormezden gelmis, bunca yasananlara ragmen hala siyasi cikar, demokrasi ozgurluk hukuk insan haklari ayagina israrla gostere gostere is tutmaya devam eden tum insansilara binlerce kez lanet olsun…Bu saatten sonra tek gercek olan, kisilerin icraatidir, yoksa lafa bakacak olursak bu hainlerden ve firarilerden daha vatansever daha kemalist daha dindar daha solcu daha milliyetci daha yandas daha muhalif kimseyi bulamayiz..Baskasina gene birsey birakmazlar, eminim…Birakmiyorlarda zaten.

  2. Değerli komutanımız Sayın Özden Örnek ışıklar içinde uyusun.Okurken üzen, yürek burkan, iç acıtan bir yazı.Evladınıda kendisinden çok kısa bir süre önce kaybetmişti.Ama bir yandan da böyle vatansever, bilgili, çok iyi yetişmiş askerlerimiz olduğu içinde göğsümüzün kabarmasına vesile olmuşlardır. Varlıklarıyla gurur duyduğumuz askerlerimiz oldukça ülkemizin geleceğide aydınlık olacaktır.Gerçekten böyle degerlerine sahip çıkmayan, onları hapse attıran, seslerini duyurmalarına mani olan, bu yapılan haksızlıklara sessiz kalan, bu durumdan sorumlu olan herkes bir gün bunun hesabını verir.Emeğinize sağlık.

  3. 29 Nisan 2020, 16:22

    Değerli Sadi Ağabey, Yazınızı keyifle ve biraz da nostaljik anıları tazeleyerek okudum. Emeğinize kaleminize sağlık. Başlık cümlesi harika. Komutan ile beraber çalışma fırsatımız olmadı ama her zaman saygı ve sevgiyle andığımız, soyismi gibi örnek bir asker ve komutandı. Komutanı yeniden bizlere anımsattığınız için size de sonsuz teşekkürler.

  4. 29 Nisan 2020, 22:41

    Mavi Vatanımız için yaptığı başta Milgem ve diğer başarılı çalışmalarından dolayı Komutanımızdan binlerce kez Allah Razı Olsun,Mekanı Cennet Olsun İnşallah.
    Bugün Mavi Vatanımızdan bahsedebiliyorsak çok değerli komutanlarımız sayesindedir,zaten onlarda Vatansever oldukları için hedefe koyuldular ve sağlıklarını kaybettiler.
    Komutanlarımızın içerilerde yıllarca kalmasında kimlerin parmağı varsa Allah onlara daha beterini yaşatsın.
    Tekrar Komutanımızı Rahmetle Minnetle ve Fatihalarla anıyorum….

  5. 30 Nisan 2020, 07:01

    Değerli komutanımız Sayın Özden Örnek ışıklar içinde uyusun. Emrinde çalışmaktan onur duyduğum. Dünya görüşüme yön veren tam bir Vatanseverdir.

  6. 30 Nisan 2020, 12:21

    Benim yazdıklarımı neden yayınlamıyorsunuz sayın admin?
    Biz tam onyedi yıldır, tankıyla, topuyla, uçağı, gemisiyle ve emrinde ölmeye hazır yarım milyon Mehmetçiğiyle “mağdur olmuş” bir ordunun mağduriyet hikayelerini dinliyoruz hiç sıkılmadan.
    Ama kırk yılda bir benim gibi bu işten sıkılan biri isyan edip mealen; “Neden mağdur oldunuz kardeşim? Türk Milleti sizlere o yukarıda saydığım gücü, mağdur olasınız diye mi, yoksa sizin ve Türk Milletinin karşısına dikilenleri mağdur edesiniz diye mi verdi? Mağdur olacağınıza mağdur etseydiniz. Sırf siz “mağdurlara” güvendiği için Türk Milleti de sizin mağduriyetinizle birlikte yobaz karanlıkları yaşıyor. Bizim derdimiz bize yetiyor…”
    ..
    Dedi diye sansürlüyorsunuz.
    Bu mu sizin “vatansever yazar, yorumcu ve uzmanların özgürce yazacağı bir fikir meydanı” olma iddianız?

  7. Allah rahmet eylesin. Tanımam etmem. Ama dışardan bakınca, darbe günlüklerinin ergenekon ve balyoz tutuklamalarında kullanılması ve oğlunun kendisini tutuklayan akp iktidarına yakin çalık holding ile ilşkileri başka bir ilişkiler ağının olduğunu da gösteriyor.

  8. Hatta oglu tolga, esi benzeri olmayan canakkale destanimizi, ingiliz ve anzaklarin gozunden galipoli ismiyle filmini cekip, isgalcilerin aslinda ne kadar sevgi pitirciklari oldugunu Turk askerlerinin de tek derdinin yemeklerinin sogumasi oldugunu gozumuze sokmustur. Kendisine minnettariz. Babasina Allah rahmet eylesin.

  9. 1 Mayıs 2020, 14:59

    Sayın Jülide hanım, Vatansever1923 ve Erdal Menteşe, yorumlarınız için teşekkür ederim.
    Rauf bey, tepkilerinizin gerekçesine katılıyorum. Teşekkür ederim.
    Değerli Kardeşim Metin… Her zaman doğru tarafta olmanın asaletini, nezaketini her koşulda kaybetmeden, “samimi ve karşılık beklemeden” gösterdiğin için çok teşekkür ederim. Bahriyede seninle aynı koşullarda görev yapmak benim için çok değerliydi… Çok teşekkür ederim…
    Sayın Togliatti…
    Bende sizi tanımıyorum ama örneğin isminize bakıp çok kolay çıkarımlarda ve imalarda bulunabilir, sonra da “Allah yardım etsin!” ile ifadelerimi tamamlayabilirdim. Ama bunu yapmam çok yanlış olurdu… Etik olmazdı… Sözde darbe günlüklerini Fetö’nün sözde savcıları bile pusu kapsamına almadı. Onlar bile… sadece Fetö’nün basınında ve orada ki kiralık elemanları tarafından kamuoyu algısı için kullanıldı. Rahmetli Komutanımız, bu konuda dahil kitaplar yazdı. Bu yazıda kitapların isimleri de var. Dışarıdan bakarak yorum yapmak yerine okuyarak yorum yapmanız doğru olur. Ticari ilişkilere gelince… Bu konuda yorum yapmak bana düşmez… Doğruluğunu bilmediğim gibi, ticari ilişkilere bakarak senaryo yazmanın doğru olmayacağına inanıyorum….

  10. 1 Mayıs 2020, 16:56

    Sayın Cyrano De Bergerac,
    SGK kayıtlarına göre 44 yıl 6 ay görev sürem var. Deniz Lisesini de dahil edersek 47 yıl 6 ay bahriye hayatım var. Bu sürenin 3 yılı ceza evinde geçti. Bu sürede, özellikle hapiste iken yazılı ve görsel basında “önüne gelen” konuştu, yazdı… Bizde izledik, okuduk… İyi de ben yazınca niye rahatsız oluyorsunuz? On yedi yıldır beni mi dinlediniz? On yedi yıldır kimleri dinlediyseniz bu sözlerinizin muhatabı onlar olmalı… Ben mağdur hikayeleri de yazmıyorum… Emekli bir bahriye subayının gözlemleri, yaşadıkları, tespitleri olarak görebilirsiniz… Ben bir vatandaşım ve ifade hakkımı kullanıyorum. Yazdıklarımın her boyuttaki sorumluluğu bana aittir. Ben size karşı “kendi” yazdıklarımdan sorumluyum. Yazdıklarımı eleştirebilirsiniz ama “yetti artık!” yaklaşımınızı eleştiri olarak görmem…
    Çok üzüldüğünüz için kızgınlıkla yazdığınıza inandığım asıl konuya gelince …TSK’leri kumpaslar sürecinde iyi bir sınav verememiştir. İlk yazım olan “Donanma Baskınında” bu konuya yer verdiğim gibi, önümüzdeki süreçte de çok yazılarım olacak… Bu nedenle düşüncelerimi “şimdilik” özet ifade edeceğim.
    1. 2000’li yılların başından itibaren Hukuk sistemi ve devlet güvenliği TSK hariç her boyutta FETÖ kontrolüne geçmiştir.
    2. TSK ise zaman içerisinde artan oranda büyük ölçüde FETÖ kontrolü ele geçirmiştir. Bu konuda en dirençli kuvvet DzK. olmuştur. Bu nedenle en ağır saldırıya denizciler maruz kalmıştır.
    3. TSK’de bu konuda gereğini yapmak büyük oranda Genelkurmay Başkanlığının görevidir. Kısmen de Kuvvet Komutanlıklarının… Bu yapılmamıştır. Yapılamama nedenleri TBMM başta olmak üzere ilgili ve sorumlu makamlar tarafından sorgulanmamıştır. Kamuoyu büyük ölçüde bu konuya “magazin” boyutunda yaklaşmıştır.
    4. TSK’nin komuta kademesinde sadece dönemin Genelkurmay Başkanı Sayın Işık Koşaner ve Kuvvet Komutanları gereğini yapmıştır. Diğer komutanlar gereğini yapmadığı için astlarının onların yerine istifa ettiği dönemler olmuştur. Örneğin Ora.Nusret Güner, Kora. Atilla Kezek, Tuğa. Gündüz Demirus…
    5. TSK’nin bu duruma fiili müdahalesini beklemek, düşünmek ise… felaket olur. 15 Temmuz kalkışmasında da gördünüz. Askerin fiili müdahalesi ülkenin intiharıdır. Bu nedenle ifadelerinizde yer alan “tank, top, gemi vs” sadece dış düşman için kullanılır.
    6. Sayın Yılmaz Özdil, biz hapiste iken çok sık kullandığı bir ifade vardı. TSK vatanı korur, TSK’yı millet korur… Sorunun çözümü bu eksendedir. Esas bu sorgulanmalı…
    7. Bizler Türk Milletini olacaklar konusunda her zeminde aydınlatmaya çalıştık. TBMM’ne bile iki defa bizi sorgulayın diye toplu dilekçe ile başvurduk… 200 üstünde kitap. Sayısız yazılı makale…. Bunlar vatandaşa gerçekleri bilin iradenizi buna göre kullanın diye idi. Bunun sizin tarafınızdan mağduriyet edebiyatı olarak görülmesine üzüldüm.
    8. Ayrıca… istenen Askeri bildiri, muhtıra vs. idi. Olmayınca “sapanca toplantılarında” kurguyu hayata geçirelim kararı alındı. Netice de alındı… Genelkurmay ve KK’ları görevlerini yapmadıkları gibi, biri de e-muhtıra vererek imdada yetişti, güzel bir makam aracı sahibi oldu. Onları o makamlara ben getirmedim. Ben yaptıklarımın ve yapmadıklarımın hesabını vermekten sorumluyum.
    9. Şehit ve gazilerimizin yanında yaşadıklarımız okyanusta damla bile değil. Yaşadıklarımız üzücü de olsa milletimizin “gerçeklik zemininde” adım atmasına küçücük bir katkımız olduysa ne mutlu… Emekli bir bahriye subayı olarak yazıyorum… yazdıklarıma katılmayabilirsiniz ama saygı duymanızı beklerdim…
    Saygılarımla

  11. 2 Mayıs 2020, 19:17

    Sayın Ali Sadi Ünsal,
    Öncelikle sizin şahsınızla ilgili en küçük bir rahatsızlığımın olmadığını belirtmek isterim. Ben sadece rütbeniz itibâriyle (resmen olmasa da en azından fahri olarak) kurumunuzu temsil yeterliliği ve sorumluluğuna sahip olmanız dolayısıyla, sizin şahsınızda kurumunuzu eleştirdim.
    Maalesef sayın editörün yayınlamadığı asıl yorumumu da; “Herşeye rağmen kendi adıma, sizleri çok seviyor ve bu soruların en mâsum muhataplarının sizler olduğunu biliyorum. Bu yüzden de, nasıl olup da kendinizi ve Cumhuriyeti koruyamadığınıza olan isyânım damarlarımda kudurmadıkça bu soruları sorarak sizleri üzmek istemiyorum elbette.” sözleriyle tamamlamıştım, ancak maalesef yayınlanmadı.
    Ayrıca çok haklı olarak, “yetti artık!” bâbında değerlendirdiğiniz aşağıdaki yorumumun “yetti artık” kısmı da size değil, içinde bulunduğumuz “ileri demokrasi ortamında”, bütün vatanseverlerin boğazlarında düğümlenen gerçekleri, sıradan bir vatandaş olarak, bir medya platformunun gözlerden uzak bir köşeciğinde bile dile getirememenin verdiği öfkeyle, sayın editöre olan sitemimdi.
    Sonuç olarak, sizin yazdıklarınıza olan eleştirilerimi içeren yorum, benim yayınlanmayan yorumumdu. Yayınlanmadığı için yapabileceğim bir şey yok. Dilerseniz ve eğer teknik olarak mümkünse, sayın editörden temin edebilirsiniz. Eğer mail adresiniz olsaydı, ben de memnuniyetle size gönderebilirdim.
    Saygılarımla.

  12. 3 Mayıs 2020, 15:24

    Sayın Cyrano De Bergerac,
    Elbette yıllarca TSK görev yapmış olanlara sorulması, eleştirilmesi ve onlarında cevaplaması gereken hususlar vardır. Sizlerin bunca yaşananlar karşısında tepki göstermenizi sorgulamak kimsenin haddine de değildir. İfade ettiğiniz hususlar ve eleştirilerinize yönelik olarak oldukça “dolu” olduğumuzu tahmin ederseniz. Ancak biraz temkinli ifadelerle konuları açıklama çabalarımızın nedeni birilerinden çekinmek veya korkmak değildir. Askeri cezaevlerinin duvarlarında “vız gelir bunlar… vızz” ifadeleri kazılarak yazıldı… Yıllardır bunca ihanet ve alçakça saldırılar karşısında yalnız bırakılmış ve bugün Karada, Denizde, Havada her türlü “siyasi cambazlık ve vıcık vıcık çıkar ilişkilerinin” ötesinde kahramanca mücadele eden TSK personelinin moralinin ne kadar değerli ve önemli olduğunun bilincinde olmamızdandır. Sanırım yazdıklarınıza aşırı hassasiyet gösterdim. Sizi üzen ifadelerim olduysa kusura bakmayın. Teknik bir hatanın sebep olduğu aşırı hassasiyet… Nezaketinize ve ilginize çok teşekkürler…
    Saygılarımla

  13. 4 Mayıs 2020, 00:05

    Sayın Ali Sadi Ünsal,
    Rica ederim, benim açımdan kusura bakılacak bir şey yok. Benim de sizi üzen ifâdelerim olduysa, lütfen siz de benim kusuruma bakmayın.
    Asker doğmuş ve hayatının bir döneminde sizinle aynı şerefli üniformayı onurla taşımış her Türk evlâdı gibi, kuşkusuz benim de, TSK’ya dâir eleştiri ve söz hakkım bâkidir.
    Elbette benim tarafımdan kelimelere dökülmüş en sert eleştirilerin bile, aynı zamanda en dostça sevgiyle söylenmiş olduğundan emin olabilirsiniz.
    Size, yaşadığınız sıkıntılı günleri unutturacak kadar güzel ve sağlıklı bir ömür dilerim.
    Saygılarımla.

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!