Ceyhun Balcı yazdı…
Türk bayrağını dünyanın doruğuna dikti.
Dağcılıkla edindiği bilgiyi ve birikimi arama-kurtarma alanına taşıdı. Bu yönüyle ilk olarak 1999 depreminde tanındı.
“Sesimi duyan var mı” sorusuyla sesini yalnızca yıkıntı altındakilere değil ülkemizin ve dünyanın dört bir yanına duyurdu.
Kamunun bu alanda örgütlenmesinin kapısını açtı.
Son depremde, onun açtığı kapıdan girenler kimi zaman dağınık ve disiplinden yoksun olsalar da azımsanmayacak sayıda can kurtardılar.
Dağcılığına ve arama kurtarma uzmanlığına eklenen bir başka önemli özelliği Cumhuriyetçi ve Kemalist kişiliği oldu.
Bugün boy hedefi olmasının önde gelen gerekçesi de bu duruşudur.
“Oylar bölünmesin” zevzekliğine karşı akılcı ve ilkeli bir duruş gösterdi. Son seçimlerde CHP’den adaylık başvurusu yaptı. CHP’nin aday göstermemesi sonrasında bağımsız aday oldu. Oyları bölmesinin ve buna bağlı olarak da Cumhuriyet karşıtı bir adayın aradan sıyrılmasının olanaksız olduğunu ortaya koyarak seçmenden oy istedi. Beşiktaş’ı sonucu çok değerli ve anlamlı olabilecek deney laboratuvarına dönüştürdü.
Hemen her fırsatta seçimleri elde kâğıt kalem aritmetiğe indirgeyenler bu kez onun hesabına ilgisiz durmayı yeğledi.
Keşke Beşiktaş seçmeni olsaydım da iç rahatlığıyla oyumu ona verseydim diye hayıflandığımı anımsıyorum.
Olmadı!
Beşiktaş’ın bilinçli, Cumhuriyetçi, Atatürkçü seçmeni ayağına gelen fırsatı kullanmaktan kaçındı.
Buna karşın, olanakları kısıtlı bağımsız aday olarak partileri aşan oranda % 14’e yakın oy aldı.
Seçilseydi kentli gerçek anlamda belediyecilikle tanışabilirdi. Böylelikle belediyeciliği ak-kara ikiliğine indiren her kesimden eğilimin maskesini de düşürme fırsatı doğabilirdi.
“Sesimi duyan var mı” sorusuyla özdeşleşmiş Nasuh Mahruki bir sosyal medya paylaşımı nedeniyle yargıç karşısına çıkartıldı ve beklendiği gibi tutuklandı. Oysa, suçlandığı konuda tutuklanmasını gerektirecek en küçük gerekçe yoktu.
Yargı uzunca süredir olduğu gibi bu kez de sopaya dönüştürüldü.
Elbette çok uzamayacaktır bu tutukluluk diye ummak istiyoruz.
Birilerinin benliği doyurulmuş olacaktır bu tutuklamayla.
Mahruki’nin paylaşımının aynısını ya da benzerini pek çoğumuz yapmışızdır.
Mahruki’nin hedef olması kuşkusuz rastlantı değildir. Rastlantı olmadığını anlamak için özgeçmişine bakmak yeterlidir.
Önce yıkıntı altında kalanlara seslenen Mahruki sonraki yıllarda aynı soruyu karanlığa yolculuğunu sürdüren Türk milletine yaparak yerine getirdi görevini.
Kutsal emaneti, Atatürk’ün Cumhuriyetini savunmak için çalıştı, çabaladı.
Bugünlerde tutuklamayla ödetilen bedel bunun içindir…
Dünyanın doruğuna tırmanmış biri için gülünç sayılabilecek bir bedeldir.
Teşekkürler Ceyhun Balcı. En kıymetli insanlarımız bir bir cezalandırılmaya çalışılıyor. Bu keyfiyetin bir sınırı yok.
Cumhuriyette de Nasuh Mahruki için bir yazı vardı bugün. Sessiz kalınmamış olmasından bir nebze olsun teselli oluyoruz.