Nihat Genç
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Manşet
  4. Vatanseverler sinemaseverler!

Vatanseverler sinemaseverler!

featured

Nihat Genç yazdı…

Tayyip Erdoğan teğmenlerin yemin törenine önce sessiz kaldı sonra kamuoyundan nasıl bir koku aldıysa, siz bu kılıçları, kime çektiniz, diye ses yükseltti ve kamuoyunun üstüne çullandığı cillop gibi bir malzeme çıktı!

Tayyip Bey, teğmenlerimiz, Türk ordusu dün ve bugün düşman diye kime kılıç çektiyse, ona çekti, Yunan’a, emperyalistlere, toprak bütünlüğümüze ve milli egemenliğimize kim düşmanlık yapıyorsa, şek ve şüphe yok, onlara karşı çekti!

Tayyip Bey’in üstüne alınması yine siyasi olmalı, belki daha ötesi karşı bir oyun da olabilir, yapmayın bunu, yeni mezun pırıl pırıl tertemiz genç teğmenleri disiplinsizlik başlığı altında yakmayın ve Tayyip Bey karşı çıktığına göre bu işin içinde iş var kimse demez mi?

Ve Savunma Bakanlığı, disiplinsizlik var, dedi, bir ritüelin tekrar yapılması disiplinsizliğe girer mi, söz konusu askerlik ise bu hukuki tartışma bitmez, çünkü hiyerarşi alt-üst ilişkisiyle kurulu ve üstler bizden izin almadılar, dediğinde, disiplinsizlik kabul edilir ve cezalandırır ve genç teğmenler daha göreve başlamadan sicillerine işlenir, ki yazık olur!

Genç teğmenlerin yemin töreninde kılıç çakması ve Mustafa Kemal’in askerleriyiz sözleri, kamuoyunda heyecan yarattı!

Olayın olduğu gün orada neler döndüğünü anlamadım ve şöyle dedim, yahu bir saniye, tam olarak anlayamadığım bir şeyi gaza gelip desteklemek ya da karşı çıkmak benim karakterim değil, ne olduğunu anlasam, dün olduğu gibi bugün de hayatımı ortaya koyarım, müsaade edin, yoğurdu üfleyerek içecek kadar hepimizin tecrübesi var!

Sadat gibi şaibeli kurumların sızdığı imtihan yaptığı bir yere inanabilmemiz mümkün mü, yoksa Atatürk ismini ordu içinde cezalandırmak için bir tertiple mi karşı karşıyayız yoksa yüzlerce teğmeni ideolojik olarak ve kasıtla Atatürkçü diye mimleyip ordudan atmak için bir oyunla mı karşı karşıyayız, hepsini düşünmek tartmak zorundayız, niye gaza geliyoruz?

Teğmenler içinde gaza gelen getirenler var mı yok mu bir muamma ve bir subayın uyanık olması gerekmez mi?

Anladım ki toplumumuz ikiye ayrılıyor, vatanseverler sinemaseverler diye!

Sinemaseverler filmin heyecanına kapılıyor ama bu bir film mi, gerçek mi, kahramanı kimdir, yine ne oluyor, demeden anlamadan gaza ve galeyana geldiler!

Unutmayın film seyredenler akıllarını ve hafızalarını iptal eder ve sadece ‘duyguyla’ hareket ederler ve daldıkları filmin gerilimine kendilerini kaptırırlar!

Mesela bugün dahi ben, ordu içinde FETÖ, Menzil, Sadat var mı yok mu ne kadar var, sahiden bilmiyorum ve geçmiş hafızam yerinde duruyor, peki siz biliyor musunuz, yani bu olay bir film ise ve Atatürk ismini mahkum etmek ve Atatürkçü gençleri ordudan atmak için çekilmişse?

Sinemaseverlere soruyorum, aradan seksen sene geçti ve üzerine on binlerce kitap yazıldı ve ama 60 ihtilalini kimin yaptığını biliyor musunuz, hayır!

Bilmediğimiz bir şeyde niye taraf oluyorsunuz?

28 Şubat üzerine de binlerce kitap yazıldı ve Türkiye Cumhuriyeti ortadan ikiye ayrıldı, peki 28 Şubat’ı kim yaptı, işin içinde FETÖ ve Mossad var mıydı, biliyor musunuz, hayır, peki niye taraf oluyorsunuz?

O meşhur ‘Türk Ordusu Göreve’ pankartını taşıyan FETÖ’cü Türk Solu dergisiydi! 28 Şubat’ın en ağır suçlaması buydu, o pankartı neden açtılar çok sonra iş işten geçtikten sonra anladınız, anlamadığınız şeyi niye savundunuz?

Ve daha 10 yıl önce Kızılay meydanında Türk Solu dergisi Kürt esnafla alışveriş yapmayın lahmacun çiğ köfte yemeyin diye bildiri dağıttı! Şu kötülüğün derinliğine ve büyüklüğüne bakar mısınız? Nasıl bir iç savaş kışkırtıyorlar! İşte bu adamları aynı yıllarda CHP kongresinde gördüm, hapse düşmüşler ve CHP bilip bilmeden onları güya demokrasi adına kurtarmaya çalışıyor!

Kardeşlerim, temkinli sabırlı olmak ve işin detaylarını etraflıca anlamak için zaman istemeyi sinemaseverler niye hiç sevmiyor!

Ki Ergenekon süreci başladığında ilk bir yıl ne olduğunu anlamak aylarımızı aldı ve sonra karşısına geçip onlarca yıl işimizi gücümüzü bırakıp göğsümüzü siper edip yazılar yazdık, ancak bu sinemaseverleri Ergenekon ve Balyoz sürecinde yanımızda toplantılarımızda sitemizde mitinglerimizde hiç göremedik! Ne kadar hızlı gaza geldilerse o kadar hızlı meydanlardan ekranlardan kaçtılar!

Bir anda ortadan kayboldular ve FETÖ operasyonları sürecinde korkudan toz oldular!

Çünkü canavarı, haini, düşmanı, CIA’yı, Amerikan askerini, Rambo’yu, beyaz perdede seyretmek başka, ancak, Amerikan askeri beyaz perdeden çıkıp oturdukları koltuklara yani sinema salonunun içine gelince sinemaseverler filmi milmi bırakıp dağıldılar!

Kardeşlerim, ruh hafif bir şeydir, beden ise ağır, bedene ağırlığını veren de etimiz kemiğimiz değil, ‘akıl’dır!

Aklı olmayanların ruhları uçup gider, bu dünyada mı yaşıyorlar öbür dünyada mı bilemezsiniz, hayaller içinde mi yaşıyorlar gerçek düşmanlarla dolu bir dünyada mı, sinemaseverler bunun ayırdını yapamaz ve sinemaseverlerin aklıyla koskoca kurumlar içindeki tezgahları anlamadan yazıp çizemeyiz!

Yani olayı anlamadan peşin hüküm sahibi olamayız!

Askerlik, teğmenler, çok ciddi bir olaydır, daha önce Türkiye’nin başını defalarca yakmış bir konu, Türkiye Cumhuriyeti’ni parçalamak isteyenlerin oyun sahası, kumpas sahası, fırıldak sahası, av sahası, konu askerlik olunca artık milletçe dikkatli temkinli olmak gerekmez mi?

Hiç mi tecrübe sahibi olmadınız, yaşanan felaketler çok yakın bir geçmiş, hepsi siz yaşarken oldu, aşırı hassas olmamız, aklımızla hareket etmemiz gerekmez mi, sahi hala film mi seyrediyorsunuz, neden bilmeden anlamadan balıklama atlıyorsunuz?

Milli törenler milli kıyafetler Türkiye Cumhuriyeti’nin bedenidir, ciddiliğidir, sağlamlığıdır, kararlılığıdır, ve hepimiz için heyecan veren milli gösterilerdir, niçin yahu bu işin içinde acaba bir tuhaflık var mı yok mu olabilir mi diye küçük bir şüphe taşımadan sormadan çullanıyorsunuz!

Siz sinema seyredin diye Türkiye Cumhuriyeti’nin kaderini sizin anlık zevklik duygusal heyecanlarınıza mı kurban edelim!

Kardeşlerim, aynı şeyi aynı hatayı aynı tufaya gelmeyi bu ülke defalarca yaşadığı halde insan bir gramcık akıllanmaz mı?

Mesela ben o an şöyle bir ruh hali yaşadım, anlatayım:

Bir aynı yumurta ikizi gördüğümüzde aaa ne kadar benziyor diye gülümseriz ancak yumurta ikizinin üçüncüsünü gördüğümüzde biraz şaşırırız, ilerleyelim, ama yumurta ikizininin beşincisini altıncısını onuncusunu gördüğümüzde korkudan donup kalırız, ne oluyor lan, bir bilimkurgu filminde miyiz, bunlar robot mu insan mı, diye, elimiz ayağımız titrer!

Ben genç teğmenlerin saflığına temizliğine ve Cumhuriyet’e bağlılığına yürekten inanıyorum ve hangi sosyal yapıdan gelirse gelsin Cumhuriyet ve Atatürk’e bağlılıklarının zaman içinde pekiştiğini derinleşeceğine de inanıyorum, bu yüzden hala ülkeme ve kalemime inançla yazılar yazıyorum ancak onların saflığına inanabilmem için benim de aklıma hafızama arşivime daha dikkatli bakmam gerekmez mi, yazarlar da aynı saflığa düşüp duyguyla anlık hareket edip aynı kumpasların selinde sürüklenmedik mi?

Aydınları geçmiş tecrübeleri hatırlatıp akıllı ve uyanık ve sorumlu olmaları kaydıyla ancak tertemiz heyecanlar yaşayabilir, kapılarak değil!

Yani askeriyede yapılan kumpasları size her dönem yeniden yeniden bir daha hatırlatmak mı lazım!

Ünlü bir bilim adamı, güneş tutulması anında isli kara gözlükler hazırlamış eş dost yakınları ve sosyete hanımlara o güneş tutulma anını izletmek istiyor ve ancak bir sosyete kadın, geç kalıyor ve güneş tutulması anını kaçırıyor, ve bilimadamına dönüp:

-Beyfendi, benim için (güneş tutulmasını) baştan başlama nezaketini gösterir misiniz?

Olaya çullanan arkadaşlara söylüyorum, bu bir nezaket meselesi değil, güneş tutulması defalarca yaşandı ve defalarca kumpasa ve tufaya getirildik!

Ve bizlerin ve sizlerin yazıp çizeceği her şeyi kumpasçılar kalkıp genç teğmenlerle irtibat var, arkalarında bunlar var, diye, geçmişte olduğu gibi olmayan işlerden bağlantılar kurup genç teğmenleri alakasız şekilde yakabilirler ki film çevirenlerin maksadı da budur!

Daha birkaç yıl önce bir gazeteci arkadaşa bir telefon geliyor ve telefon eden meğer şuymuy diye arkadaş cezaevinde aylarca yattı, daha on sene önce, ODA TV’ye açmadığımız bir mail geldi diye on bir arkadaşımız yıllarca içerde yattı ve Ergenekon ve Balyoz süreci bu olmayan bağlantıların sahte kumpas belgeleriyle dolu!

Vatanseverler, yoğurdu üfleyerek içenlerdir!

Ne olduğunu ne yaşadığınızı biliyorum, hepinizin vücudu şu tarikatlar cemaatler ve torpiller kayırmalar ve Cumhuriyet’e kurulan tuzaklar üzerinden çok gergin ve kaskatı!

Ve hepiniz bu gergin kaskatı bedeninizi bir bahane bulup gevşetmek rahatlamak istiyorsunuz, filmleri de bu yüzden seviyorsunuz!

Oysa film sinema heyecanı dikkatimizi dağıtmamalı!

Evet, rahatlayabilmemiz için, gaza gelmeden, galeyana gelmeden, tufa ve tezgah ve kumpasları da aklımızın ucundan çıkartmadan, Cumhuriyet’e akıllı temkinli ve sabırla sarılmak gerekiyor!

Ve sinemadan film bittikten sonra ayrılıp sokağa çıktığımızda Cumhuriyete inancımız ve heyecanımızı taşımamız gerek!

Ancak sinemaseverlere bakıyoruz, film bittikten sonra sokağa çıkıp hangi partilere hangi liderlere oy verdiklerini, beyaz perdede yaşadıkları aynı gaza gelen kurgu ve dramatik heyecanları, siyasi hayatta da kaldıkları yerden yaşadıklarını, görürsünüz!

Biz sinemasever değil vatanseveriz, ancak Cumhuriyeti savunan kitlelerin ve partilerin Meclis’te büyüdüğünü ve filmler ve kumpaslar karşısında çok ihtiyatlı olduklarını gördükçe rahatlayacağız!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. 24 Kasım 2024, 06:19

    Çok basit, çok kısacık ve bence çok önemli bir soru sormuştum.
    Hiç bir kabalık da içermiyordu.
    Niye yayınlamadınız.
    Hayret yani.

  2. 15 temmuz darbe girişimi de Atatürk maskesi takılarak yapıldı..Cumhuriyetimizi ve Atatürk’ümüzü seviyoruz..Bununla birlikte din ve Atatürk istismarına karşı bütün vatanseverler uyanık olmalıdır..Mit’in gerekli araştırmayı yaptığını düşünüyorum..İstismara yol açan toplumsal kutuplaşmadan ve kutuplaştırmadan uzak duralım lütfen..peygamber efendimizin(sav) ve Aristotelesin vurguladığı üzere “her şeyde orta yol”..saygılar..

    Cevapla
  3. Yine beyin verdin bizlere hafızana sağlık Nihat abi saygılar

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!