Erdem Atay yazdı…
Bu yazıyla Türkiye’de bir sır perdesini aralıyorum.
Bugün için çok bir önemi kalmamış gibi görünse de tarihe not düşsün diye bu yazıyı yazıyorum.
Evet, gündem bambaşka konularla ilerliyor. Burada anlatacağım konu da yakın tarihten günümüze ışık tutacak cinsten.
***
6’lı Masa’nın Cumhurbaşkanı adayını belirlemesinden bir gün önce yaşanan olayı ve Akşener-İmamoğlu-Yavaş’ın yaptığı üçlü konuşmayı anlatacağım.
Ama önce o atmosferi hatırlayalım.
Tayyip Erdoğan’a karşı oluşturulan 6’lı Masa bir aday belirlemek için defalarca toplantı yapmış, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusu gündeme gelmiş ve muhalefete oy verecek milyonlarca kişi, “Kazanacak adaylar Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’tır, aday bu isimlerden seçilmelidir” demişti.
Şimdi İmamoğlu için sıraya dizilen ve onun propagandasını yapan gazeteciler Kemal Kılıçdaroğlu’nun arkasına geçmiş, “Yüzde 60’la Kılıçdaroğlu kazanacak, rahat olun” diye halka yalanlar uydurmuştu.
Ancak hala ikna olmayanlar bu iki isme yani Yavaş ve İmamoğlu’na sahip çıkmış, tüm bu Kılıçdaroğlu baskısına karşı adaylıklarını ilan etmelerini istemişti.
Onlardan biraz cesaret beklemişlerdi.
İşte bu düşünceye sahip olan bir kişi daha vardı, Meral Akşener.
Akşener, ısrarla ‘kazanacak aday’ vurgusu yapıyor, Kılıçdaroğlu’nun anketlerde önde olmadığını ve kazanamayacağını söylüyor, adayın ya İmamoğlu ya da Yavaş olması gerektiğini söylüyordu.
Olan oldu, Meral Akşener masadan kalktı ve zehir zemberek açıklamalar yaptı.
Masayı deviren Akşener, kimine göre görevini yapmış, Erdoğan’a en büyük kozu vermişti.
***
Türkiye’de Meclis’teki tüm siyasi partilerin Erdoğan’a ve AKP’ye çalıştığını inanan ben gibi binlerce insan da hem 6’lı Masa’nın diğer bileşenlerinin hem de Akşener’in görevini yaptığını söylemiştik.
***
…ve olan oldu, 6 Mart 2023 tarihinde Meral Akşener, adayın açıklanacağı son Saadet Partisi’ndeki toplantıya katılma kararı almıştı. Toplantı saatine kadar Akşener’in masaya dönüp dönmeyeceği tartışılmış, bu durum büyük bir krize neden olmuştu.
Peki ne olmuştu da Akşener masaya dönmüştü?
Biz sadece şunu biliyoruz: Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu icracı Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacak, bu şartla Akşener masaya dönecek!
Ki nitekim iki belediye başkanı da Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak 6’lı Masa’nın mutabakat metnine yazılmıştı.
Peki gerçek neydi?
***
5 Mart’ı 6 Mart’a bağlayan geceye dönüyoruz.
Akşener masaya oturmama konusunda kararlı görünüyordu.
Akşener’i masaya oturtmak için herkes bir çalışma yapıyor ve planlar hazırlanıyordu.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu akşam vakti alelacele Ankara’ya geliyor.
İmamoğlu, hem Kılıçdaroğlu hem de Mansur Yavaş’la akşam vakti görüşmelerini yapıyor ve plan devreye sokuluyor.
Karar veriliyor, Akşener ile görüşülecek!
İmamoğlu, Akşener’i telefonla arıyor. Mansur Yavaş ile birlikte görüşmek istediklerini söylüyor.
Akşener de kabul ediyor ve iki ismi Bilkent’teki evine çağırıyor.
***
… ve saat gece 2.
(Buradan sonra şahısların birbirleriyle konuşmalarını tırnak içinde vereceğim. Ancak tabii ki bunlar şifahen yapılmış aktarımlardır. Aynı cümleler olmasa bile konunun bütünlüğü bu şekildedir.)
İmamoğlu ve Yavaş evde salonda koltuklara oturuyor ve görüşme başlıyor.
İlk söz Akşener’den geliyor: “Hayırdır, niye geldiniz?”
İmamoğlu yanıtlıyor, “Abla bir teklifimiz var, onu sunmaya geldik”.
İmamoğlu’nun bu sözü sonrası Akşener hemen söze giriyor ve “Teklif yapmayın, önce beni dinleyin” diyor ve ilk teklifi Akşener yapıyor.
Mansur Yavaş’a dönüyor, “Mansur Abi sen aday ol” diyor.
(Akşener ülkücü gelenekten geldiği ve Mansur Yavaş da kendisinden bir-iki yaş büyük olduğu için Yavaş’a ‘abi’ diye hitap ediyor)
Yavaş şaşkın gözlerle bakarken Akşener devam ediyor:
“Çık aday ol, sonuna kadar yanında duracağım ve sana destek olacağım”.
Bunun üzerine Yavaş, bu teklifi kabul edemeyeceğini ifade ediyor ve şunları söylüyor:
“Ben CHP’lilerle uğraşamam, aday olamam. Çok zarar görürüm, Kılıçdaroğlu varken, bana zarar verirler”.
Bunun üzerine Akşener, “Bir şey olmaz. Kazanırsın, kazanırsan da problem yok. Eğer kazanamazsan o gün ben partimden istifa edeceğim, ardından kongre yapacağım, partinin başına sen geçersin. Partiyi sana vereceğim” ifadesini kullanıyor.
Evet, inanması zor ama Akşener açık açık Mansur Yavaş’a aday olup kazanmaması durumunda partisini, hem de kurmaylarıyla konuşmadan teslim edeceğini söylüyor.
Bugüne kadar cesareti sürekli sorgulanan Mansur Yavaş bu teklifi çok kısa düşündükten sonra, “Asla yapamam” diyor ve aday olma konusunu kestirip atıyor.
***
Akşener bu kez Rabbi Yesir dediği Ekrem İmamoğlu’na dönüyor ve şu ifadeleri söylüyor:
“Gel o zaman sen aday ol. Yaptırdığım tüm anketlerde ikiniz çıkıyorsunuz, anketlerde benim ismim yok, Kılıçdaroğlu’nun ismi yok, yani biz kazanamıyoruz ama siz kazanıyorsunuz. Sürekli sahada da geziyorum, herkes sizin isminizi söylüyor. İkinizden biri aday olursa kesinlikle bu seçimi kazanacağız. Madem Mansur Abi kabul etmiyor, sen aday ol Ekrem”
Ekrem İmamoğlu bu teklife şöyle yanıt veriyor:
“Ben partideki Alevi lobisiyle baş edemem. O yüzden aday olmam ben.”
***
Hem Mansur Yavaş hem de Ekrem İmamoğlu bu teklifleri reddedince kendi tekliflerini Akşener’e sunuyorlar.
İkili, kendilerinin cumhurbaşkanı yardımcısı olması konusunda Kılıçdaroğlu ile anlaştıklarını, Akşener’in talebi doğrultusunda bu kararı verdiklerini açıklıyor.
Bunun üzerine Akşener, bu kararın tüm taraflarla konuşulup konuşulmadığını, herkesin bilgisinin olup olmadığını soruyor.
İkili, herkesin bilgisi olduğunu söylüyor.
Bunun üzerine Akşener, “Sadece ikiniz Cumhurbaşkanı Yardımcısı olursanız bunu kabul ederim. Başka bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmayacak, sadece ikiniz olacaksınız, tamam mı” diyor.
İmamoğlu da, “Bu teklifden Kılıçdaroğlu’nun haberi var, diğer genel başkanlara da bu bildirildi, herkes bunu kabul ediyor” yanıtını veriyor.
Ve Akşener masaya dönmeyi kabul ediyor.
Fakat sabah olunca da Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmek istiyor.
Sonra da Saadet Partisi’ndeki aday belirleme toplantısına katılıyor.
Orada da kızılca kıyamet kopuyor.
Onu ve devamını da başka bir yazıda anlatacağım.
***
Evet, benim kaynaklarımdan öğrendiğim ve bu adı geçen kişilerin çok yakınları tarafından bilinen bu konuşma ilk kez Türk milletine sunuluyor.
İnsanız, hata yapabiliriz, kaynaklarımız bizi yanıltmış olabilir. Ama ben araştırmalarımdan ve kaynaklarımdan emin olmadan bu yazıyı çok da yazmak istemem.
Şimdi hem Akşener’e, hem Yavaş’a hem de İmamoğlu’na soruyorum.
Burada anlattıklarıma cevabınız nedir?
Çıkın yalanlayın!
Doğrulama cesaretinizin olduğunu düşünmüyorum ama en azından yalansa, yalanlama cesaretiniz vardır diye umuyorum!
***
Ben yazımın arkasındayım ve soruyorum.
Dün Erdoğan’ın karşısına çıkmaya cesaret edemeyenler bugün ‘ben adayım’ diye çığırıp duruyor.
İş işten geçti geçiyor ve biriniz hala cesaret gösterip konuşmaya çekiniyorsunuz, biriniz de kendi suçlarını örtmek için ‘adayım da adayım’ diye geziyorsunuz.
Masa’nın kurucularından olan Akşener ise dün cumhurbaşkanı olmaları için bu ikiliye teklifler götürürken, bugün ikisine de büyük bir düşmanlık besliyor!
Peki ama neden? Bizim bilmediğimiz ne var?
…ve Akşener, Erdoğan’ın en büyük destekçilerinden biri olarak anılıyor. Bir gün olsun da bu iddialara tek bir yanıt vermiyor!
Kim nerede konumlanıyor herkesin kafası karmakarışık!
Ama ben şunu söylüyorum…
Gerçekleri açıklamaya cesareti olmayanların gizledikleri ortaklıkları, korkaklıkları ve karanlık tarafları vardır!
Şu an görünen tablo ise hepsinin (6’lı Masa’nın tamamının) Tayyip Erdoğan’a hizmet ettiğidir.
Düne kadar Kılıçdaroğlu ve Akşener’i kahraman ilan eden sözde gazetecilerin bugün İmamoğlu’nu ve Yavaş’ı kahraman, Kılıçdaroğlu ve Akşener’i hain ilan etmelerinin de sebebi ortaya çıkmalıdır.
Bıktık yalanlardan…
Artık gerçekler konuşulsun!
Kim kimdir, ne yapmıştır, her şey ortaya çıksın!
Siyaset ne kadar sığ mış.