14 Mart gününün Tıp Bayramı olarak kutlanmasının ve Mustafa Kemal Atatürk’ün “Beni Türk Hekimlerine emanet ediniz” sözünün tarihi kaynaklarına baktığımızda doktorlarımızın cesaretini, direncini mücadelesini ve kahramanlıklarını görürüz.
1. Dünya Savaşı boyunca toplam 765 tıp öğrencisinden 346’sı şehit düşmüştür. 1915 yılında Tıbbiye’ye kaydolan 1.sınıf öğrencilerinin tamamı Çanakkale’de şehit düşmüş ve bu nedenle de Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane 1921 yılında hiç mezun verememiştir.
Milletçe göğsümüzü gururla kabartacak bir tarihi vardır Tıp Bayramı’nın…
14 Mart 1919 da, Tıbbiyeyi Şahane öğrencileri; Tıbbiyeli Hikmet (Boran) önderliğinde, İstanbul’un işgali ve Tıbbiye-i Şahane’ye İngiliz bayrağının dikilmesine karşı çıkarak, kutlama adı altında düzenledikleri eylemde, büyük bir Türk Bayrağını tekrar göndere çekerek direnişin sembolü olmuşlardır.
Birinci Dünya Savaşı’nda yenik kabul edilerek uğranılan emperyalist işgale karşı Türk halkının ilk başkaldırısı, tıbbiyelilerin düzenlediği bu eylemdir.
O yıllarda tıbbiye-i şahanede; doktor, eczacı, kimyager, diş hekimi ve veteriner olmak için eğitim görmektedir. Bu eylemi gerçekleştiren tıbbiyeliler, daha sonra da Atatürk’ün ardından Anadolu’ya geçerek milli mücadeleye katılmışlardır.
Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik ayrıldığı ve İngiliz Donanmasının, topları şehre çevrili halde Haydarpaşa Limanı’nda demirlediği günlerde, işgalciler limana yakın olduğu için dönemin Tıp Fakültesi olan Tıbbiye-i Şahane binasına el koyar, Tıbbiye öğrencileri de bir bölüme sıkıştırılır, yatakhaneleri bodruma atılır…
Ancak, Tıbbiye öğrencileri buna sessiz kalmaz, tıbbiyeli Hikmet ( Boran) etrafında örgütlenerek İşgali protesto etmeye karar verirler…
14 Mart sabahı, Tıbbiyeli Hikmet ve arkadaşları devasa bir Türk bayrağı hazırlar sonra İngiliz nöbetçileri atlatarak okulun iki kulesinin arasındaki çatıya çıkıp bayrağı asarlar.
Öğrenciler 14 Mart 1827 tarihi, ilk modern tıp öğreniminin başladığı tarih olarak kabul edildiği için, ‘Biz her yıl 14 Mart’ı kutlarız.’ diyerek kendilerini savunurlar, İngilizler ise eylemi sineye çekmek zorunda kalır.
Böylece İlk tıp bayramı 14 Mart 1919’da, işgal altındaki İstanbul’da, tıp öğrencileri tarafından kutlanmıştır. Tepkilerini bu şekilde dile getirmeye çalışan öğrencilerin kutlamalı eylemine dönemin ünlü hocaları da katılmışlardır.
1933’de bu eyleme konu olan “Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane” İstanbul Üniversitesi’ne dâhil olmuş ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi adını almıştır.
14 Mart; 1919’da İstanbul’un İngilizler tarafından işgaline karşı ilk olarak Tıbbıyelilerin yaptığı başkaldırının yıldönümüdür ve emperyalist işgale karşı ilk direnişin bayramıdır.
Günümüzde dünyayı kasıp kavuran Korona Virüs Pandemisi koşullarında hayatını ortaya koyarak salgınla savaşan sağlık ordumuzun öncüleri olan hekimlerimiz için bir anma ve kutlama günüdür 14 Mart…
Hemen öncesinde Cumhurbaşkanın hekimlerle ilgili açıklaması çok talihsiz olmuştur.
Ömrünün çok uzun bir dönemini eğitim ve tecrübe kazanmakla geçiren hekimlerin emeğinin önemini ve değerini görmezden gelmek, nitelikli insan gücümüzü kaybetmek ülkemiz için büyük kayıptır.
Devasa hastane binaları yapılmış olsa bile nitelikli hekim kadrosunun yerini ne yeni mezun hekimler ne de nereden nasıl tıp eğitimi aldığı bilinmeyen ithal doktorlar dolduramaz.
Bugün kendilerine kapı gösterilen hekimlerimiz pandemi koşullarında salgınla mücadele ederken bir yandan şiddete maruz kalmakta, mesleki koşullarının yanında bir türlü iyileştirilmeyen ekonomik koşullarının ağırlığı altında ezilmektedir.
Umarız yeniden 14 Mart; Tıbbiyeli Hikmet ruhuyla mücadele eden Sağlık Ordumuzun öncüleri hekimlerimizin itibarlarının iade edildiği, bayramlarının kutlanıp, bu uğurda şehit olanların saygıyla anıldığı bir gün olur.