Avatar
Hüseyin Vodinalı

ABD’nin Ukrayna’daki pis işleri: DNA’lara özel deneyler

featured

Hüseyin Vodinalı yazdı…

“Covid 19: Bir Virüsten Ötesi” kitabımda pek çok örnek vererek yazdım; Amerika başta Çin ve Rusya’ya karşı biyolojik savaş projelerine özellikle Obama döneminden itibaren hız vermişti.

Rusya’nın Ukrayna’daki ABD destekli Nazi rejime karşı giriştiği harekatta bunun kanıtları ortaya döküldü.

Son olarak Mariupol’de ortaya çıkanlar hayli çarpıcı.

Biliyorsunuz, liman kenti Mariupol, kanlı çatışmalar sonrası Rusya’nın eline geçmişti.

Rus basının yayınladığı belgelere göre, Mariupol’deki (Donetsk Halk Cumhuriyeti) bir psikiyatri hastanesindeki hastalar, Batılı Büyük İlaç şirketleriyle bağlantılı ajanlar tarafından düzensiz tıbbi testlere tabi tutuluyordu.

Savaşta epey hasar alan Mariupol’deki Hastane No 7’de şu anda restorasyon çalışmaları yürütülüyor.

Onarım faaliyetleri sırasında, psikiyatri tesislerinin bodrum katında, yabancı şirketlerin yerel hastalar üzerinde illegal ilaçlar denediğini kanıtlayan belgeler bulundu.

Hastalar arasında çocuklar da vardı!

Deneylere aralarında “Pfizer, AstraZeneca, Celltrion, Novatris International AG, IQVIA, Sanofi, Galapagos NV, Janssen Pharmaceuticals, Abbott Laboratories, Covance, Merck KGaA, Centocor Biopharmaceutical ve hatta Samsung’un tıbbi ekipman üreten bir şubesi” gibi büyük ilaç şirketleri katıldı.

Belgelerin saklandığı yerde biyomateryallerin bulunduğu kutular da bulundu.

Görünüşe göre materyaller ABD, İngiltere ve İsviçre’deki laboratuvarlara gönderilmeye hazırdı.

Böylece Rus yetkililer, araştırmalar hakkında sadece belgesel değil biyolojik kanıtlar da elde etti.

Psikiyatri hastalarının seçimi. Batılı şirketler ve Ukraynalı yetkililer açısından “stratejik” bir karar gibi görünüyor.

Daha önce de yazmıştım; yabancı ajanların Kharkov bölgesindeki sosyal açıdan savunmasız hastalar üzerinde nöromodülatörlerle testler yaptığı ortaya çıkmıştı.

SLAV DNA’SI ÜZERİNDEN YÜRÜMÜŞLER

Testler, Mariupol’un Kiev’in yetkisi altında olduğu dönemde, Rusya’nın şehrin kontrolünü ele geçirdiği Mayıs 2022’ye kadar sürdü.

Eski bir ABD psikolojik savaş subayı ve ABD dışişleri bakanlığı terörle mücadele analisti Scott Bennett, Sputnik’e şunları söyledi: “Belgeler özellikle Slav DNA’sını hedef alan gizli bir biyolojik silah programının varlığını doğruluyor.”

Bennet, Mariupol’da tesadüfen bulunan belgelerin “2008’den 2019’a kadar süren karanlık bir kanıt izinin sadece başlangıcı” olduğunu söyledi.

Ukraynalılar ve Ruslar, histerik, paranoyak ve psikotik olarak manipüle edilmek ve özel olarak virüslerle hedef alınmak üzere kobay olarak kullanılmıştı.

Her ne kadar bunlar Biden yönetimince propaganda olarak damgalanacak olsa da, belgeler, imzalar ve bunları yapan kişiler, yargılanmak üzere dünyaya sunulması gereken insanlığa karşı suçların canlı kanıtı.

Bennet, belgelerin “ilk olarak Batı’nın tarihine ve ne planladıklarına değindiğini”, özellikle de 2008’de “orijinal ‘Küresel Viral Tahmin Enstitüsü’nün (adını ‘Metabiota’ olarak değiştirmeden önce) Joe Biden tarafından kurulduğunu” savundu.

Biden’ın enstitüsü, oğlu Hunter Biden, Senatör Mitt Romney ve eski Temsilciler Meclisi Sözcüsü Nancy Pelosi ile bağlantılı diğer kişiler kullanılarak Rosemont-Seneca tarafından finanse edilmişti.

Amerika’da ve genel olarak Batı’da yasa dışı olduğu için Ukrayna topraklarında biyolojik savaş deneyleri için Ukrayna’yı kullandılar.

Dönemin Başkan Yardımcısı Biden’ın, bu yolsuzluğu soruşturan bir savcının işine son verilmediği takdirde Ukrayna’dan milyarlarca doları alıkoyma tehdidinde bulunmasının nedenlerinden biri de buydu.

Bennett, “Kiev’de [2014 Maidan] darbesinin mimarı Victoria Nuland, Nazileri CIA’yı, Gürcü paralı askerlerini ve John McCain ve Lindsey Graham gibi Amerikalı politikacıları ve diğerlerini kullanmıştı. Ayrıca kendisi, Senatör Marco Rubio’ya, ABD’nin Ukrayna’da kana bulanmış binaların karanlık bodrumlarında biyolojik silahlara, ilaç şirketlerine ve devasa deneylere sahip olduğunu açıkça itiraf eden ilk kişiydi” diyor.

Bennett’in açıklamaları, Executive Intelligence Review’in Washington Bürosu eski şefi ve Renmin Üniversitesi Chongyang Mali Araştırmalar Enstitüsü’nün yerleşik olmayan bir üyesi olan William Jones tarafından da desteklendi.

Jones, “bu tür araştırmaların biyolojik silah olarak saldırı amacıyla kullanılabileceğine inanmak için her türlü neden var” dedi.

“Kendi halkları üzerinde izin verilmeyen deneyleri sorunsuzca gerçekleştirebilirlerdi. Ukraynalıların onları bundan koruyacak bir hükümeti yoktu” diye ekliyor Jones.

Ben, bu işlerin korona virüs pandemisi ile bir noktada buluşacağından eminim.

Ayrıca Türkiye’de de benzer çalışmaların yürütülmesi şaşırtıcı olmaz.

İliç’teki rezil örnek Batılı Emperyalistlerin Türkiye söz konusu olduğunda ne kadar pervasız ve cüretkar olduklarının canlı örneğidir.

ABD’nin Ukrayna’daki pis işleri: DNA’lara özel deneyler

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. İnanmak istemediğimiz korkunç bir iddia. Pekiyi kardeşim, bugüne kadar böyle inanmak istemediğimiz hangi korkunç planlar gerçekleşti? Irak diye bir ülke vardı? Hani sınırımızda mayınlar vardı? Hani hatırla; bir günde oylar sayılmıştı, sonra? İstanbul BB seçimlerinde kaç hafta sürdü sayılması ve sonra? Kardeşim hani nükleer reaktör olmayacaktı Türkiye’de? Sonra? Hani Ukrayna güvenli bir ülkeydi? Sonra? Hani bu Kanada bize ulusal savunma için ambargo koyan ülkeydi? Nasıl altın çıkarma izni aldı? Hani bu ABD F-35 vermediydi? Neden ve nasıl ülkenizde yüzlerce askeri be onlarca üssü var? Hayaldı gerçek oldu!

  2. Türkiye de neler neler yapmışlardır… Nato nun da en sevdiği ülkeyiz zaten, ne isterlerse veriyoruz. Bence daha beterlerini yapmışlardır türkiye de

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!