Hüseyin Vodinalı yazdı…
21 senede hep müteahhitler kazandı, hep yabancı yatırımcılar kazandı, ama vatandaş battı.
Gelinen nokta tam bir iflastır.
Merkez Bankası boşaldı, yedek akçeler bitti, satılan yüzlerce devlet malından geriye bir şey kalmadı.
Vatandaşlık satıldı, ithal samandan sonra ithal seçmeni de gördük.
Vatan toprağı, arazi ve arsa olarak pazarlandı.
Kemal Derviş ile başlayan “neoliberal sıcak paracı” program, Ali Babacan, Mehmet Şimşek, Berat Albayrak diye devam etti.
Döndük dolaştık yeniden Mehmet Şimşek’e geldik.
Bu kez yanına bir de CFR üyesi bir Merkez bankası Başkanı’nı da aldı.
Batan geminin malları haraç mezat giderken, vatandaşın hali harap ki ne harap.
İşte bu ahval ve şerait içinde “Kardeşim Esad”, “Biraderim Putin” benzeri bir dönüş mü yaşıyoruz bilemedim ama bir şeylerin döndüğü kesin.
Swap paraları 2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminde suyunu çekti.
Şimdi yeniden jeopolitiğimiz satışa çıktı.
2001’de de öyle olmuştu.
ABD Irak’a girecekti ve Ecevit hükümetini devirip yerine BOP partisi olan AKP’yi getirmişti.
Şimdi döndük dolaştık yeniden oraya geldik.
Ama bu kez durum çok daha farklı.
Ekonomik kriz çok daha büyük ve yapısal, rejim krizi de var çünkü.
Savaş riski de kat be kat tehlikeli ve bütüncül.
Karşımızda zayıf Irak veya Suriye yok bu kez.
Rusya’yı hasım olarak almak çok riskli bir iş.
Gerçi Rusya şu aşamada Ankara ile ipleri atmış değil, endişeli bir bekleme içinde.
Fakat Erdoğan, önce Nazileri saldı, sonra Bayraktar fbrikası anlaşması için düğmeye bastı. Ukrayna NATO’da olmalı diye adeta dünya savaşına çağrı yaptı.
Çiçeği burnunda Dışişleri Bakanı CIA elemanı Cemil Kırımoğlu ile pozlar verdi, Blinken ile görüştü.
Erdoğan Biden ile telefonda görüştü, AB filan dedi, Vilnius’ta Biden ile yüzyüze konuşacak.
Karadeniz’i savaş alanı yaparlarsa yandık, İran ile papaz olursak yandık, İdlib başımıza bir kanatlı bela olursa hele ne yandık.
Vilnius’taki NATO Zirvesi’ne de taviz paketiyle gidildiği anlaşılıyor.
Yeter ki para gelsin, iktidar daim olsun, yerel seçimlere atılacak barut kalsın.
Para gelir gider ama, Hatay ve Güneydoğu bir elden çıktı mı bir daha geri gelmez.
KKTC bir kez şansına kurtardı Rumların referandumu sayesinde bu kez o da kurtaramaz.
Abdülhamid’in dağıtacak 1.6 milyon kilometre karelik toprağı vardı.
Bizim artık o da yok.
Ukrayna, Sam Amca’dan bir aferin için şimdiye kadar 300 binden fazla genç insanını kaybetti.
300 bin dile kolay.
Soros’un “en iyi ihraç ürünü” dediği ordusuyla başta Zelensky olmak üzere nazi elitleri bu kan pahasına zengin etti.
Bundan daha ibret alınacak bir örnek olamaz ama, ibret alınsaydı tarih tekerrür mü ederdi!
Ortalık yangın yeri, tüm gençleri ağlatan 75 yaşındaki “ana muhalefet” ise sadece koltuk derdinde.
Bakın bu milletin yüzde 90’ı Atatürk’ü seviyor, yüzde 20’si Kemalist’im diyor.
Bu İngiliz işi tarikatlara, yeni Osmanlıcılara, neoliberal/sosyal demokrat batı uşaklarına filan mahkum olmamalıyız.
Siyaset çözüm üretme yeridir.
21 (aslında 71 yılda) yılda başımıza gelmedik kalmadı.
Asker dedik o da NATO’cu çıktı.
Artık başa biz mi, Kemalistler mi gelsek ki?
Ya da en azından siyaset denkleminde temsil edilsek mi?
Tabandan örgütlenmenin zamanı, tavan tabanı karşılamalı.
Reklamcılarla, anketçilerle, PR’cılarla işimiz yok.
Komprador burjuvazi ve müstemleke aydınlarıyla da işimiz yok.
Kemalizm’i, 85 yıldır mendillere sarılı durduğu sandıktan çıkarmanın sırasıdır artık.
Kimsenin sahip çıkmadığı o sandıktan.
85 yıldır sandıkta derken bıraz abartmadınız mı?
Bir partimiz bile yok anlıyormusun hadi üzülmeee
İyi de Nasıl? Nasıl? Nasıl?!
Her Atatürkçü kemalistim diyor. Ama Kemalizmin ne olduğunu bilmiyor. 1935 parti programının esasını teşkil eden Recep PEKER’in söylevinde Kemalizm de SOLCULUĞUN YERİ YOKTUR diye açıkça belirtmesine rağmen kimse kabul etmiyor. Kemalizm’de Solculuğun yeri yoktur ama Solcu Kemalistim diyor. 1945 lerden sonra KEMALİZMİN üstü örtülerek o günden beri toplum KEMALİZMİN öğretilerinden uzaklaştırılmış ve koparılmışlardır. 1950 lerden sonra özellikle 60 larda SOL ile harmanlamaya çalışılmış ve bunda da başarılı olmuşlardır.
cok dogru soylemıssınız. kemalızmin ne solla ne sagla lakası vardır. ecevıtle bırlıkte chp nın ustune zorakı ve telkınlerle yapıstırılan sol etıket. chp nın ustunden atılamamıstır. bunda chp medyasının da sorumlulugu vardır.
chp si telkınlerle ozellıkle de medyası tarafından ıdare edılıyor. herkes sağ sen de sol ol. . şimdide ya halka ınmıyorsun . 1930 ların sartları eskıdı. kemalızmde oyle sen degıs gibi.
Yorum ve önerinize aynen katılıyorum, varolunuz.
haftada 3 yazı yetmez hüseyin bey. mastırşef her akşam, siz niye her akşam yoksunuz?
Mukadderat buyurduğunuz gibi olacaktır.Muhakkak ve mutlaka!Türk İstiklal Mahkemesi,Takrir-i Sükun,Köy Enstititüsü,Kooperatif,Devlet Planlama Teşkilatı,Genelkurmay Başkanlığı,Türk Silahlı Kuvvetleri,Nereden Buldun Yasası,Kambiyo Kanunu,Kamu İktisadi Kuruluşu,Tevhid-i Tedrisat,namus ahlak ahde vefa ve aydınlanmış din,Karma Ekonomi,GAP,su egemenliği,Ottowa mayın anlaşmasından çekilme,Gümrük Birliği anlaşmasından çekilme,AB üyeliği başvurusunun iptali ve özel ortaklık planı,Yurtta Sulh Cihanda Sulh,arap pisliğinden yunma silkinme,Mavi Vatan,Kıbrıs Türk Devleti ilanı,Adalar Denizi’nin Türk olanını egemenlik altına alma.İşte bu kadar!Ya İstiklal Ya Ölüm!
Nokta
Ya bir yol aç,ya bir yol göster ya da yoldan çekil demiş bilge..bu CHP ile olmuyorsa ki ,olmuyor..o zaman dediğiniz gibi kadrosu,programı ve örgütlenmesi ile yeni Kemalist parti bugün değilse ne zaman…?
Ama bu sadece tabela partisi olacaksa , lazım değil, toplumu “sürükleyecek bir lider ile bu olmalı..hem de acilen..!