Hüseyin Vodinalı
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Manşet
  4. ‘Kırmızı Buğday’ ya da Üç Kemaller ve bir de Ahmet

‘Kırmızı Buğday’ ya da Üç Kemaller ve bir de Ahmet

featured

Hüseyin Vodinalı yazdı…

Üç kıta ortasına oturmuş ülkemizin makus talihi hiç değişmiyor.

Yüz yıl önce olanlar yineleniyor.

Bunu, “Kırmızı Buğday”ı okuyunca daha da iyi kavradım.

Sevgili Ahmet Büke bana romanı yeniden sevdirdi. Uzun yıllardır okumadığım romanı, önce “Deli İbram Divanı” ile hatırladım ve sevdim. Ardından “Kırmızı Buğday” ile o satırları iştahla yutarken, sayfaları ardı ardına çevirirken yeniden burnum sızladı.

Büke aynı zamanda dostum da olur. İzmir’de tanıdığım belki de en çalışkan kişidir. Bu son romanı yazmak için dört yıl boyunca binlerce sayfa okudu, yüzlerce kişiyle görüştü. Hoş, Deli İbram’ı yazarken de denizciliği öğrenmiş, yelkenci bile olmuştu!

Ama en büyük şansı, Manisa Gördesli olması ve romanda adı geçen Hacı Bey, Pehlivan Ahmet gibi yiğit Kuvvacıların, Gördes Müftüsü gibi yurtsever din adamlarının soyundan geliyor olmasıydı. Buğdayın zeytinin, rüzgarın yağmurun, kurdun kuşun dilinden anlaması, o toprağın çocuğu olması ve gerçek hikayeleri anlatması çok ayırdedici.

Büke, aslında hikayeyle başlayıp romana cesaret eden nadir edebiyatçılarımızdan. Yazım açısından hikaye kolay, roman zordur. Romana hevesle başlanır mühendis mimar gibi bitirilir.

Kırmızı Buğday bana göre muhteşem bir eser olmuş.

Çanakkale’den başlayan Kurtuluş savaşının Ege bölgesindeki hikayesini her boyutuyla anlatıyor. Ama kendisi de bir emekçi olan Ahmet Büke, meseleyi toprak insanlarının, Sudanlı köle torunlarının, Yörüklerin, her daim ezilenlerin gözünden aktarıyor.

Kurtuluş Savaşı’nın içinde saklanan sınıf savaşını gözler önüne seriyor.

Ovadakilerle (Akhisar) dağdakilerin (Gördes) farkını anlatıyor.

Yunan ve İngilizle iş tutan ağa, bey takımını, yozlaşmış Osmanlı memurlarını, İttihat ve Terakki’deki sağ-sol ayrımını, Mustafa Kemal’in herkesi yakalayan efsunlu liderliğini da öykünün içinde eritiyor.

Hatta tam net olmasa da Adnan Menderes bile var içinde! Okuyanlar ne demek istediğimi anlayacaktır. Kuvvacı kahraman Köstenli İbrahim ise daha sonra Deli İbram olarak karşımıza çıkacaktır divanda.

Ama bence en önemlisi Ahmet Büke’nin üç Kemallerin devamı olması.

Yaşar Kemal’in “İnce Memed”ini okuduğumda aldığım Torosların kokusunu, Kemal Tahir’in “Bir Mülkiyet Kalesi”ni okuduğumda aldığım kahredici hazzı ve Orhan Kemal’in “Bereketli Topraklar Üzerinde”sini okuduğumda duyduğum iç sızısını, “Kırmızı Buğday”ı okuduğumda aldım.

15 senelik Egeli olarak bu kez Çukurova’nın Torosların değil, bu kez Ege’nin denizleri, ova ve dağlarının dilinden, Büke’nin enfes anlatımından dinlemek de ayrı bir keyif tabii.

Ne mutlu ki bugün yeniden Türk milletinin hikayesini anlatan dev edişi gibi yazarlarımız var. Son dönemlerde kitapçılara girmekten sıkılmıştım artık, yaşam koçluğu, astroloji ve kişisel gelişim kitapları midemi bulandırıyordu. Biraz olsun edebiyat kokusu almak tertemiz dağ havasını içine çekmek gibi iyi geldi bana.

Yüz yıl önceki gibi bugün de; “Ehtiyar kün öldü, bala kün doğamadı. İmdi börülerin vaktidir!”

Buğdaylar yattı bugün ama sonrasında kalkmasını da bileceklerdir.

Her daim ezilen gariban takımı da bir gün ezene hizmet eden ihanet uykularından uyanacaktır elbet.

Ahmet Büke aslında bizlere geçmişi anlatırken yarınlardan haber veriyor.

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. 21 Mayıs 2025, 23:53

    sevgili vodinalı,

    bence umutsuzluğa gerek yok. gazi paşa bir söz söylediyse , bunu boş yere söylemez. tbmm’deki milletvekili demeye dilim varmayan kimseler, şu anda halkın iradesini yansıtmıyorlar. halkın parası ile bindikleri makam araçları ve şoförleri var. ülkesini seven insanlar oy verirken , chp’nin baykal sonrası değişiminden ve pkk nın siyasi uzantısı ile işbirliğinden dolayı milliyetçi görünen malum partiye oy verdi. oysa chp gibi bunlar da pkk nın siyasi uzantısı ile nasıl işbirliği içindeler, bunu gösterdiler. bundan sonraki seçimde muhtemelen dibi görecektir. gaflet, delalet ve hatta hıyanet içindeler. gazi paşa “türkiye cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” derken , bana göre bunu öylesine söylemedi. ben ülkemin bölünmeyeceğine ve daha da güçleneceğine inanıyorum. gidecek başka yerimiz yok.
    ancak türkiye cumhuriyeti yok olacaksa , varsın biz de yok olalım. devletim ve toprağım yoksa, yaşamış olmak neye yarar bu dünyada.

    selamlar.

  2. Teşekkürler Sn. Vodinalı, böyle güzel haberlerle biraz nefes alıyoruz:)

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya abone olun!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet