Muharrem Karanfilci
Muharrem Karanfilci

Sarılmayı ertelemeyin

featured

Muharrem Karanfilci yazdı…

“En iyi jilet budur. Dünyanın en meşhurları bununla tıraş oluyor. İngiltere Kralı, Rahmetli Başkan Kennedy, Taçsız Kral Pele, Beckenbauer, Kaleci Maier, Nadia Comanaci, Brigitte Bardot, Fenerbahçeli Cemil… Şöhretlerini bu bıçağa borçludurlar”. Usta oyuncu Şener Şen’in, “Neşeli Günler” isimli filmden, bu repliğini bilmeyenimiz, duymayanımız yoktur sanırım…

İşte burada adı geçen Beckenbauer da yaşamanı yitirdi. Almanların Der Kaiser’i, yani imparator diye adlandırdıkları Franz Beckenbauer 08.01.2024 tarihinde yaşamını yitirdi.

Franz Beckenbauer, çok erken yaşlarda, kimsenin hayal bile edemediği üne kavuştu. Modern futbolda liberolu sistemi ilk uygulayanlardan oldu. Futbolun dışında, filmler, müzik yapımları, diziler, her geçen gün, onun ününe ün kattı. Bir dönem futbolu herkesi sevdiren kişi oldu. Arsalarda, sokaklarda futbol oynayan çocuklar, onun ismini alıyor, onun ismi ile yankılanıyordu.

Franz Beckenbauer’un gerek futbolculuk, gerekse teknik direktörlük yaşamında kazanmadığı kupa, madalya ve ödül kalmadı. Dünya şampiyonaları, Avrupa kupaları, şampiyonlar ligi, defalarca Bundesliga ve tabi ki Ballon D’or ödülleri… Bunları defalarca kazandı. Adı neredeyse kaybetmeyen adama, futbolcuya çıktı. Bir futbolcunun ve teknik direktörün, kazanma ihtimali olan tüm kupa ve şampiyonaların sahibi oldu. Avrupa’nın harika çocuğu, Almaların Der Kaiser’i (imparator) olarak ün yaptı.

Yalnız bu süreçte her şeyi kazanırken, kaybettiği bir şey vardı.

Ailesi… Evet, yanlış duymadınız. Tüm bunları kazanırken, yavaş yavaş ailesini kaybediyordu. Bu müthiş hikayeyi sizlerle paylaşmak isterim.

Beckenbauer, çok erken yaşlarda evlendi. 20’li yaşlarda, 3 çocuk babasıydı. Thomas, Michael ve Stephan… Ancak çocuklar neredeyse babasız büyüyorlardı. Franz şampiyonadan şampiyonaya, dizi filmlerinden, müzik yapımlarına koşarken, tüm dünyaya mal olmuşken, tüm dünya ona sahipken, çocukları ondan çok uzakta büyüyorlardı.

Stephan anılarında, babasından bahsederken; “Evde babamın olmayışı artık çok garibime gitmiyordu. Onunla birlikte sokakta yürümek, dondurma yemeye gitmemek olağan geliyordu. Onu sadece gazete ve televizyonda görmek, günlük sıradan şeylerdi”. diye bahsediyordu.

Hatta Beckenbauer, İsrail’de bir reklam filmi çekimi esnasında, 3 çocuğunu yanına getirtmiş, gün sonunda ise tekrar eve göndermişti. Çocuklar bu duruma oldukça üzülüyor, ailenin bu olmadığını düşünüyorlardı. Futboldan nefret etmeye başladıkları, çok da sert ifadeler değildi. Nitekim Thomas ve Micheal farklı meslek kollarına yöneldiler ve kendi alanlarında başarılı oldular. Ancak Stephan öyle değildi. O ailenin en küçüğüydü ve babasının izinden gitmek istiyordu.

Stephan, okuldan kalan tün vaktini futbola ayırıyordu. Yıllar birbirini kovaladı. Stephan yaklaşık 20-25 yıl futbol oynadı. Ancak yine babası bu süreçte toplasan, oğlunu birkaç defa ancak izledi. Bu durum yine onu rahatsız ediyor, çok üzülüyordu.

Stephan yetenekli bir futbolcuydu. Ancak, sürekli baba Beckenbauer ile kıyaslanıyordu. Nereye giderse gitsin, ne yaparsa yapsın, babasının gölgesinde kalıyordu. Ve bu oldukça rahatsız edici bir durumdu. Sürekli kendini baskı altında hissediyordu. Bu sebeple, ülkeden uzaklaşarak, İsviçre’ye gitti. Ancak onun gönlünde yatan Bundesliga idi. Yani Almanya ligi… Aslında Almanya’da onunla ilgilenen bir kulüp vardı. Saarbrücken kulübü, Almanya ligine yeni çıkmıştı. Stephan’ı transfer etmek istiyorlardı. Ancak ekonomik sebeplerle bunu yapamıyorlardı. Bunu duyan baba Beckenbauer, oğlunun hayallerini gerçekleştirmek için, kulübe yardım etti ve oğlunun bundan haberi olmaması şartını, sözleşmeye koydurdu. Bu tamamen gizli tutulacaktı.

Stephan, Bundesliga’da sadece 12 maç oynayabildi. 28 yaşında sakatlığı sebebiyle, futbolu çok erken yaşta bıraktı. Bayern Münih, alt yapısında antrenörlük yapmaya başladı. Birçok yaş kategorisinde, üstün başarılar kazandı. Daha sonra Alman futboluna imza atacak olan, Bastian Schweinsteiger, Diego Contento, David Alaba, Holger Badstuber, Philipp Lahm gibi futbolcuların yetişmesinde rol oynadı. Franz Beckenbauer ise uzaktan oğlunun yaptıklarını izliyordu.

Aslında Beckenbauer, yaptığı hatanın farkına varmaya başlamıştı. Çocuklarının büyüdüğünü kaçırmıştı. Onların büyümelerine tanık olamamıştı. Bunu zaman zaman yapılan röportajlarda da dile getirerek, iyi bir baba olamadığını dile getirmiştir. Ama artık davetlere, etkinliklere birlikte gidiyorlar, daha fazla vakit geçiriyorlardı. Stefan baba sevgisini, baba kokusunu ancak 42 yaşında hissedebildi.

Ve bir gün olan oldu. Stephan kansere yakalandı. Ailesiyle mutlu yaşamayı hayal eden Franz Beckenbauer kısa bir zaman sonra oğlu Stefan’ın kanser olduğu haberiyle sarsıldı. Oğlunu götürmediği, göstermediği doktor kalmadı. Dostları vasıtasıyla gerek Amerika’da, gerekse Avrupa’da her yere götürdü. Ancak hiçbir çare olmadı.

En son Fransa’da bir hastane merdivenlerini çıkarken Stefan merdivenlerde biraz bitkin, merdivenlere yığıldı. Kendisini tutup kaldırmak isteyen babasına, Stefan:

“Baba, biliyor musun, senin kazandığın kupaları biz hiç seyretmedik. Sen maçları kazanıp kupa kaldıracağın zaman annem televizyonun açık olduğunu fark ederse televizyonu kapatırdı. Biz senin kupalarını hiç sevmedik baba” der.

Bu durum karşısında, Franz Beckenbauer, hüngür hüngür ağlamaya başlar. Aradan çok geçmeden, birkaç ay sonra da oğlunu kaybeder.

Daha sonra da kimseyle görüşmek istemez. Avusturya’daki evinde inzivaya çekilir. Kendisiyle konuşma fırsatı bulan dostlarına da; “Kazandığım bütün kupalarımı alın, bana Stefan’a sarılabileceğim iki dakika verin…” der.

Toprak aldığını asla geri vermez. Kiminle neyi hayal ediyorsanız, bir an önce gerçekleştirmeye çalışın. Eksilince, bunların bir anlamı kalmıyor. Her şeye sahip olabilirsiniz belki, ama birlikte sahip olmak istediğiniz kişi, ya da kişiler yanınızda yoksa sahip olduklarınızın da bir önemi kalmıyor. Bunun için;
Sevdiklerinize sarılmayı ertelemeyin.

Sarılmayı ertelemeyin

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. Yazı için çok teşekkür ederim.
    İnsan oldugumuzu unutmamak, duyguların yaşam arzusu ve mutluluk verdiğini bilmek.. Önemli

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!