Avatar
Şahin Filiz
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Manşet
  4. Sosyal medya şarlatanlarının kendilerini ve başkalarını kandırma kılavuzu

Sosyal medya şarlatanlarının kendilerini ve başkalarını kandırma kılavuzu

featured

Şahin Filiz yazdı…

Sosyal medyada, yani günümüzün “aydınlanma” pazarında; her köşe başında yeni bir guru, bir yaşam koçu, bir “sahte mesih” türedi. Kendilerini toplumun dertlerine deva, cehaletin karanlığına ışık olarak sunan bu kişilerin, ışıltılı filtrelerin ve tumturaklı sözlerin ardında sakladıkları gerçek ise çoğunlukla acınası bir şarlatanlıktır. Peki, bu sahte peygamberler, içlerindeki o büyük boşluğu nasıl görmezden gelip, kendilerini ve sizi “seçilmiş kişi” olduklarına ikna edebiliyorlar? Üstelik iplikleri pazara çıktığında, nasıl oluyor da o sahte sakinliklerini kaybedip, eleştirenlere öfke ve hakaret kusuyorlar? Bu yazımızda, bu ironik öz-aldatma ve agresif savunma mekanizmalarını mercek altına alıp, sanal dünyanın bu yeni “büyücülerinin” foyasını ortaya çıkaracağız.

İşte bu “sahte mesih”lerin, yalan ve manipülasyon üzerine kurulu dünyalarını ayakta tutmak için başvurdukları beş etkili yöntem:

GERÇEKLİĞİ ÇARPITMA VE KENDİNİ AKLAMA SANATI

Sahtekârlığın Sancıları: Her yalan, vicdanda küçük bir yaradır. “Sahte peygamber” rolünü oynayan kişi, bu yaraların iltihaplanmasını önlemek için kendini haklı çıkarma egzersizlerine başlar.

Kozmetik Gerçeklik: Yalanlarını, insanlara “yardım etme”, “topluluk oluşturma” gibi soylu amaçlarla süsleyerek vicdanlarını rahatlatırlar. Böylece “Amaç, araçları meşrulaştırır” mantığıyla, kirli çamaşırlar halının altına süpürülür.

Mit Yaratma Atölyesi: Zamanla kendi yalanlarına o kadar inanırlar ki “seçilmiş kişi” oldukları fikri, zihinlerine kazınır. Geçmişlerini, bu yeni ve parıltılı kimliğe uyacak şekilde yeniden yazarlar; başarısızlıklar başarıya, sıradanlık olağanüstülüğe dönüşür.

Örnek: Üniversiteyi bitirememiş bir “çakma filozof”, diplomasının yerini sosyal medyada yarattığı “bilge kişi” imajıyla doldurmaya çalışır. Eğitim eksikliğini “sokak üniversitesinde” edindiği “hayat bilgisi” ile kamufle eder.

ROL YAPMAKTAN ROL OLMAYA GİDEN KAYGAN ZEMİN

Maske ve Yüz Arasında: Sahte kimlik, sürekli tekrarlandıkça gerçek kimliğin yerini alır. “Sahte kurtarıcı”, oynadığı “aydınlanmış” rolüyle o kadar bütünleşir ki kendisi bile yalan ve gerçek arasındaki çizgiyi kaybeder.

Ego Besleme Merkezi: Takipçilerinin beğeni ve yorumları, “sahte mesih”in narsist benliğini besleyen bir doping gibidir. Yaratılan “yankı odası”, eleştirel düşünceyi boğar ve gerçeklik algısını çarpıtır.

Geçmişi Silme Operasyonu: Sahte kimlik, o kadar büyür ki geçmişteki sahtekârlıkları gölgede bırakır. Suçluluk duygusu, “üstün benlik” illüzyonunun altında ezilir.

Örnek: Felsefe bölümünü bitirememiş bir “çakma filozof”, takipçilerinin “hocam”, “üstadım” yakarışlarıyla kendini gerçekten bir “filozof” olarak görmeye başlar. Diploma eksikliği, “halkın filozofu” olma iddiasıyla giderilir.

BEKLENTİ BATAKLIĞINDA BOĞULMAK

Kitle Psikolojisinin Tuzağı: Takipçi sayısı arttıkça, “sahte mesih”in omuzlarındaki yük de ağırlaşır. Yaratılan beklentileri karşılama baskısı, gerçeği itiraf etmenin maliyetini artırır.

Korku İmparatorluğu: İtibar kaybı, takipçi kaybı, hatta maddî kayıplar… Bu potansiyel sonuçlar, “sahte mesih”i yalanlarına daha sıkı bağlar. Maskeyi çıkarmak, tahttan inmek anlamına gelir.

Örnek: Bir zamanlar sadece para ve ün peşinde koşan bir “çakma filozof”, zamanla kendi yarattığı yalan dünyasının tutsağı haline gelir. Gerçeği itiraf etmenin bedeli o kadar büyük görünür ki “rolünü” oynamaya devam etmekten başka çaresi kalmaz!

GERÇEĞİ PARÇALARA AYIRMA VE YOK SAYMA USTALIĞI

Bilinçaltı Bölünmüş Devletler: İnsan zihni, çelişkili düşünceleri farklı bölmelere ayırarak kendini korumaya çalışır. “Sahte mesih”, bilinçsiz olarak aldatmacasını kamusal kişiliğinden ayırarak içsel çatışmalardan kaçar.

İnkarın Güçlü Silahı: Rahatsız edici gerçeklerle yüzleşmek yerine, onları inkâr etmek daha kolaydır. “Sahte mesih”, yalanlarını korumak ve özgünlük illüzyonunu sürdürmek için inkâr mekanizmasını aktif olarak kullanır.

Örnek: Yalanları ortaya çıktığında, “çakma filozof” hemen savunmaya geçer ve “kasıtlı olarak aldatmadığını”, sadece “yanlış anlaşıldığını” iddia eder. Suçluluk duygusu yerine, “dış mihrakların komplosu” anlatısıyla kendini aklamaya çalışır.

KARANLIK YÜZ: GÜÇ, NARSİSİZM VE KONTROL HIRSININ PENÇESİNDE

Gücün Afyonu: Başkalarını manipüle etme ve onları kontrol etme ihtiyacı, “sahte mesih”in en büyük motivasyon kaynağıdır. Kitlelerin hayranlığı ve itaati, bu ihtiyacı besleyen bir ilaçtır.

Narsisizmin Sonsuz Açlığı: Takipçilerinin övgüleri, narsist kişiliği doyurur ve öz-aldatmayı daha da derinleştirir. Eleştiri, bu narsist balonun patlamasına neden olabileceği için şiddetle reddedilir.

Örnek: “Sahte mesih”, imajını parlatmak için sürekli abartılı hikâyeler anlatır, hatta tamamen uydurma başarılarla övünür. Sosyal medyayı bir “ego tapınağı”na dönüştürür. Eleştirenlere karşı sert tepki gösterir, hakaret eder, hatta “linç kampanyaları” başlatır. Çünkü onun “kutsal” dünyasında, sorgulamaya ve farklı düşüncelere yer yoktur.

Sonuç olarak, bu analizimiz sosyal medya çağında karşımıza çıkan “sahte kurtarıcıların” öz-aldatma ve agresif savunma mekanizmalarını anlamamıza yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Dijital dünyanın bu “büyücülerine” karşı tetikte olmak, eleştirel düşünceyi elden bırakmamak ve “kurtarıcı” maskesi altındaki gerçek niyetleri sorgulamak hepimiz için hayatî önem taşımaktadır. Unutmayalım: Gerçek aydınlanma, başkalarının sözleriyle değil, kendi zihnimizin ışığıyla bulunur.

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Bu türleri gördüğümüz anda tanımaya yarayacak güzel bir klavuz olmuş.
    Teşekkür ederiz değerli hocam.

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!