Geçen yazıda dünyanın artık Asya Çağı’na girdiğinden bahsetmiştik. Kimileri ürkekçe dillendirse de aklı başında olan herkes bu gerçeği görüyor. Farklı aktörler buna göre konum belirliyor. Her varlık bünyesinde zıddını da barındırdığından belirli geçiş dönemleri aslında uzun vadede değişimin habercisi oluyor. Şimdiki değişim döneminde Batı merkezli sisteme alternatif gelişiyor ve bu alternatif sistemin evriminde hiç kuşkusuz ki yeni kurumlar/yapılanmalar önemli rol oynuyor.
ABD’nin 2. Dünya Savaşı ardından başını çektiği Batı merkezli ekonomik sisteme alternatif olarak günümüzde kurumsal düzeyde Çin merkezli yeni bir iktisadi düzen inşa ediliyor. Burada meselenin siyah-beyaz olmadığını, ABD’deki yerleşik sermaye ve güç odaklarından bazılarının da aynı Avrupa örneğinde Çin ile ilişki içinde olduğunu da not edelim. Tabi tersi de doğru. Pasifik’in öbür yakasında Asya’nın yükselişini Batı’ya rağmen planlayanlarla Batı’da bazı merkezlerle iş tutanlar birbirleriyle etkileşim halinde.
Somuta gelelim. Dünya Bankası’nın simetriği olarak kurulan Asya Altyapı ve Yatırım Bankası 100 milyar dolarlık fonla devreye girmiş durumda. Türkiye dahil altmıştan fazla ülke üye. ABD’nin baskısına karşın birçok Batı ülkesi bu kurumda yer almakta tereddüt etmedi. Aralarında İngiltere de var. Alternatif uluslararası örgütlerden en çarpıcı ve ilginç olanı ise BRICS çünkü bünyesinde hani o gündemimizde çok sık yer tutan IMF’nin alternatifi olmasına yönelik girişimler var!
BRICS (Brezilya-Rusya-Hindistan-Çin-Güney Afrika) başta BRIC olmak üzere batılı yatırım bankalarınca tedavüle sokulmuş olsa da giderek Batı karşıtı kurumsal bir düzeye ulaştı. BRICS ayrıntılı irdelenmesi gereken bir konu. Ancak özünde, dünyanın farklı coğrafyalarındaki kendi siyasi çıkarları bulunan bölgesel güçlerin Batı’ya karşı koz olarak kullandıkları ama asıl olarak ekonomik dinamikleri ile öne çıkan bir örgütlenme.
BRICS’in en önemli ayağı merkezi Şangay’da bulunan Yeni Kalkınma Bankası. Bu bankanın çok önemli bir özelliği var: Üye ülkelere kendi para birimlerinde kredi verebiliyor. Örneğin şimdiye kadar finansmanı onaylanan 21 projenin 5’i Rusya’da ve kredisi ruble ile! Ana kreditör Çin, haliyle BRICS’in motor gücünü oluşturuyor. En önemli konu ise BRICS ülkelerinin doların baskını azaltmak için yeni bir para birimi konusunu görüşmeye başlaması. BRICS Yeni Kalkınma Bankası bünyesinde üye ülkelerin oluşturduğu ve ödemeler dengesi sorunlarına karşı 100 milyar dolar mukabili ‘Contingent Reserve Arrangement’ adlı BRICS Destek Fonu ilerletiliyor. Gelişim süreci iniş çıkışlarla devam ediyor. Üyelerin para biriminin dolar dışı sistemle istikrara kavuşturulması hesaplanıyor. Bu yöntemle Yuan ya da ortak para birimi bazlı tahvillerle üye ülkelere ucuz kredi sağlanması da planlanıyor. Uluslararası ödemeler ve takas işlemlerinde dolarsızlaşmanın altyapısı BRICS üyeleri arasında finansal ödeme araçlarında işbirliğini de doğuruyor. Ödemelerde kolaylık için kredi kartı sisteminde MasterCard ve Visa’ya alternatif olarak Union Pay ve Rusların Mir Kartı projeleri arasında da işbirliği imzalanmış durumda.
IMF KOROSUNA KÖTÜ HABER
Pekin, 2020 yılında IMF gibi mevcut uluslararası örgütlerdeki güç dağılımı değişmezse BRICS benzeri yapılanmalara daha fazla ağırlık verecek gibi. Tabi bu Türkiye’deki IMF korosu için kötü bir haber. Üstelik unutulmaması gereken, Çin’in küresel bir sistem yerine ilke etapta geniş bir coğrafyaya hitap eden bölgeler arası bir sistem arayışında olması. BRICS için bir handikap olarak Brezilya’nın son seçimlerden sonra iktidara gelen aşırı sağcı ve Trump hayranı olarak nitelenen Bolsanaro yönetiminde ABD’ye yakınlaşması gösterilebilir. Fakat Brezilya’nın bu gruptan ayrılması kolay değil; ayrılsa bile sonuç pek değişmez çünkü BRICS şimdiden kurumsal bir yapı oturtmuş durumda. Yeni tip mekanizmalar tam olarak kurulduktan sonra farklı ülkelerin katılımıyla ad değiştirse de format baki kalır ve şartlara göre kurumsal yapı derinleştirilebilir. Kim bilir bu örgütün adı yakında mesela BRICST olabilir. Bu “T” de nedir, nereden çıkmaktadır ve ne yapmak istemektedir diye sormayın. Veya sorun ki önümüzdeki hafta değinelim!
Brics yazılarınız cok bilgilendirici hocam.
Brezilya’da sagci amerikanci bir iktidar olmasi birligi bozar mi?
Haftaya bricst’i okumak isteriz. Almanya’da selamlar
Brezilya’dan selamlar. Sizi takip ediyorum. Yazılarınızda biraz daha Güney Amerika’ya değinirseniz, benim için iyi olur.
değerli adaşım,arada çalışmalarını okuyor ve beğeniyorum. anladığım kadarı ile yoğun bir temponda var. brics olayına gelince kişisel düşüncem girmemizde hiç bir sakınca olmadığıdır. bunun yanında brics bizim yapısal sorunlarımızı düzeltecek hatta bırak düzeltmeyi uyaracak bir yapı değil. brics ülkelerinin çoğuda ımf ile sıkı ilişkide zaten. ileride daha olgunlaşırsa umarım ki daha fonksiyonel olur.birde son paragrafa bir itirazım var ki ımf korosu deyimi. bugün ımf ye gidilmeli diyen bir ekonomist gurubu var evet ama bu kişiler ımf ye gidilmemesi için yıllardır bir tarafını yırtan,paneller düzenleyen,kitap yazan kişiler.şimdi ise artık gitmeye zorunluyuz diye matematik zorunluluğu gösteriyorlar.bunun yanında borçlanma ekonomisi ülkeyi bu harap duruma getirene kadar ekonomimiz iyi,dış güçler var,seneye iyi olacak vs vs.diyen bir sürü goygoycu ise ımf ye karşıymış gibi duruyor ama bir yandan reislerinden ımf işareti bekliyor.aynen durum bu.yani ımf ciler derken ayracı iyi koymak gerek. ımf ye gidilmeli mi konusu ise ayrı bir konu.burada oda tartşılır zaten.saygılar.
Volkan Bey çok değerli bir konuyu sade bir dille bize sunmuş teşekkür ederiz. Soralım madem; Bu “T” nin buraya yerleşmesi “T” için sancılımı olur yoksa güle eğlene mi gider?