Erdem Atay yazdı…
Yatsan’ın sunduğu…
Pardon Veryansın Tv’nin sunduğu ‘Erdem Atay yorumluyor’ başlıyor…
***
Büyük muhalif gazeteci yazar Fatih Altaylı…
Şimdi yazacaklarımı iyi oku.
Eğer benim hakkımda söylediğin sözlerde az biraz saygı ya da seviye görseydim, efendi gibi bir yazı yazacaktım.
Ama o şansı kaybettin.
Madem beni, Erdem Atay’ı tanımıyorsun, bir daha unutamayacaksın!
***
Sen gazetecisin değil mi?
Önce iddiamı anla, sonra araştır, sonra açıklama yap!
Ama yok, neymiş, ‘İmamoğlu’na saldırılar için düğmeye basılmış’!
Büyük gazetecisin ya!
Ben ‘diploması yok’ demedim. “Girne Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi’ne geçiş yapamaz, 1990 yılında o üniversitenin denkliği yoktu, geçiş belgelerini açıklasın” dedim.
Sen ne diyorsun?
“Üniversitede futbol oynamış, fotoğrafları var, bir sürü sınıf arkadaşları var…”
30 yıllık gazetecisin, sana 15 yıllık gazeteci gazetecilik ahlakını mı öğretecek!
Ama dilersen öğreteyim.
Şimdi gidiyorsun, İstanbul Üniversitesi’ne, Ekrem İmamoğlu’nun yatay geçiş belgelerini istiyorsun!
Onu bul, sonra bana ‘AKP yalakası’ de!
***
Konu ile ilgili ayrıca bir yazı yazacağım, oradan öğrenirsin. Burayı geçiyorum, benim hakkımda söylediklerine geliyorum!
***
Beni tarif ederken, öyle ağzını eciş bücüş yapıp, kibrini gösteriyor ve ‘gazeteci gibi bir şey’ diyorsun, aşağılıyorsun, adımı ilk kez duyduğunu, beni tanımadığını söylüyorsun.
Halbuki tanıdığını çok iyi biliyorum. Tanımasan da önemi yok! Bizim sen gibi arkamızda dağ gibi holding patronları olmadı, onların kölesi olmadık, onlara yalakalık yapmadık, onların kirli paraları elimize dahi değmedi. Senin kadar meşhur olamadık!
O nedenle burayı geçiyorum.
***
Demişsin ki, “İktidara yakın birisinin, rakip partiden birisiyle ilgili diploma tartışması başlatması bence büyük bir cesaret.”
Cesaret… Evet!
Göbek ismimiz.
Adımız Veryansın Tv. Allah’tan başka hiçbir şeyden korkmayan, Türk milletinin onurlu fertleri dışında kimseden ekonomik destek almayan, kimseye boğun eğmemiş, kimseye sözünü esirgememiş bir kurumun başındayım.
Bünyemizde 20’li yaşlarda arkadaşlar var. Senin cesaretin bu arkadaşlardan birinin cesaretinin tırnağı olamaz!
Tanımak istersen buyur gel, Ankara’dayız!
Neymiş, ben iktidara yakın birisiymişim! Yahu etrafında beni tanıyan 100 adam vardır, birine sorsana… Böyle mi gazetecilik yapıyorsun!
Neyse, nasıl gazeteci olduğunu aşağıda anlatacağım, bekle.
***
‘AKP yalakası’ demişsin.
Şimdi öğreneceksin, AKP yalakası nasıl olurmuş!
***
En sonunda ‘Susturun şu adamı’ diyorsun.
Ona cevabım da sonra…
Fatih Altaylı… Şimdi, kemerlerini bağla, uçuşa geçiyoruz.
***
Ciner’in koltuğundan düştükten sonra Youtube’a geçip, günümüzün en muhalif, en bağımsız, en doğru, en korkusuz gazetecisi pozları veren sen… Nasıl bir AKP dalkavuğuymuşsun görelim!
***
Türk tarihinin en büyük kumpası olan Ergenekon ve Balyoz’un savunucuğunu hatırlatayım mı biraz Fatih!
Mesela Ocak 2009’da baş hainlerden Zekeriya Öz ile konuşup, “Zekeriya Öz’ün kafasındaki bir numaralı isim Bedrettin Dalan” sözünü söyleyip, ‘o da ülkeden kaçtı’ diyen sen değil miydin?
Yine 2009’daki yazında “Ergenekon’da adı geçenlerden bazıları ile ben yıllardır uğraşıyorum, bunların devlet içine sızmış çeteciler olduğundan, menfaat temin ettiklerinden, kirli ilişkilere bulaştıklarından fazla şüphemiz var” demiştin hatırlıyor musun?
Hatta en büyük korkunun bu adamların cezaevinden çıkması olduğunu söylemiştin!
Kimdi onlar? Bir anlatsana bize!
***
Hani sana çok değerli büyüğüm Levent Kırca’nın ‘Ergenekon dosyalarını okudun mu’ diye sorduğunda, 2 bin sayfanın tamamını tek tek okuduğunu, hatta bu nedenle gözlerinin bozulduğunu söylemiştin…
Hayırdır çizdirdin mi gözlerini? Gözlük takmıyorsun!
Şimdi o okuduğunu söylediğin Ergenekon kumpasıyla yazdığın yazılardan utanmıyor musun?
***
Sahi Özden Örnek’i hatırlıyor musun?
Gerçek bir asker olan, amiralliği döneminde Türk savunma sanayisine büyük hizmetler yapan, ancak FETÖ kumpasından içeri girdikten sonra kansere yakalanıp hayatını kaybeden Özden Örnek amirali!
4 Temmuz 2008’de FETÖ’nün Nokta dergisinde yayınlanan ‘Özden Örnek’in darbe günlükleri’ haberini hatırlatıp, Özden Örnek’in hala savcılıkça neden ifadesinin alınmadığını sorduğun yazıyı… İlginç bulmuştun bu durumu!
Savcılara resmen, ‘Alın bu amirali’ der gibi olan yazında, gözaltına alınmamasını Özden Örnek’in oğullarının AKP’liler ile olan ilişkisine bağlamıştın hani! Örnek amirali AKP’li ilan etmiştin ve bunun garip olduğunu söylemiştin!
Bir hafta sonra da yanına çok üst düzey bir komutanın geldiğini, Özden Örnek ile ilgili çok çarpıcı bilgiler paylaştığını yazmıştın!
Kimdi o komutan, bugün içeride mi Fatih!
***
Yetmedi mi?
Yetmez!
Çünkü sen Fatih, FETÖ’nün tezgahlarına destek oldun!
“Ergenekon’u sulandırmayın, bu örgütü bulmak için hala şans var” diye savcılara çağrı yaptın!
Ergenekon’un faydalarını 10 maddede sıraladın!
2011 yılının Eylül ayında Van’daki yerel bir gazeteye verdiğin röportajda şu utanmaz arlanmaz lafları söyledin, dedin ki:
“Şimdi bunların bir bölümü içerde. Bir bölümü ise hala dışarda. Ama yine de bu mücadeleyi destekliyorum. Bu dava olmasaydı bugün Türkiye farklı olurdu. Hala faili meçhuller, hala siyasi cinayetler işleniyor olurdu. Belki ben bile yaşamıyor olurdum. Bu röportajı yapamıyor olurduk belki de. Bu nedenle bu davayı destekliyorum.”
Hayırdır, Ergenekoncular seni mi öldürecekti!
Ha pardon, Bülent Arınç’ı da öldürüyorlardı, Erdoğan’ı da…
Bir de Fatih Altaylı eksikti!
***
FETÖ’nün projelerinin tanıtıcısı oldun Fatih!
Yetmez daha…
Mesela Kore gezin nasıldı?
Sümüklü mehdi Fetullah’ın okullarını gezerken neler hissettin!
Hatta dünyanın birçok yerindeki okullarını gezdiğini kendi ağzınla söyledin!
Şimdi bu millete Fetullahçı düşmanıymış gibi davranışlarını nereye koyacağız?
Her yıl gittiğin Türkçe Olimpiyatları ve bu etkinliklere sarf ettiğin güzel övgü dolu sözleri!
Hatırladın mı?
Milletin zekasıyla dalga geçiyordun ya, zekan yetti mi geçmişini hatırlamaya…
***
Ama daha bitmedi!
Yakın arkadaşlarına, Ergenekon Balyoz kumpasları döneminde, “AKP’ye ve Gülen cemaatine her gün yalakalık yapıyorum, beni almazlar, Ertuğrul ile Zafer’i alacaklar” dediğin söyleniyor!
Allah aşkına Fatih, söyledin mi bunu?
Haberlerde yazıyor…
Yalakaymışsın sen!
Ha tabii, Levent Kırca’ya da ‘Yalakayım ben’ demiştin. Burada da söylüyorsun.
Herkesi de kendin gibi sanıyorsun!
Ben de yalakaymışım!
Beni kendinle eş tutma!
Ben AKP’ye ve Gülen’e göz bile kırpmadım onlarla hep savaştım, onlara kıçını sallayanlar bana yalaka diyemez!
Öğreneceksin bunu!
***
Şimdi Gülen sevdan bitti…
Gelelim AKP sevdana…
Hani, Aydın Doğan’ı bitirmeye yemin etmiş Erdoğan’a destek için Ciner’e sarılıp, onun çıkardığı Habertürk gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni olduğun dönemdi. İlk röportajını da Zaman gazetesine vermiştin…
AKP’ye ve FETÖ’ye yalakalık yapanlarla doldurdun gazeteyi…
Nagehan Alçılar, Sevilay Yılmanlar arkadaşların oldu. Habertürk’ü ‘PKK açılımının’ televizyonu ve gazetesi yaptınız.
Ağzını açıp laf etmedin!
Hizmetinin karşılığını aldın mı Fatih!
***
Dur daha yeni başladık!
Hani 28 Şubat’la ilgili Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu kurulmuştu da seni de davet etmişlerdi.
Sana orada da “AKP yalakası” demişlerdi!
Travma olmuş olmalı sende, bu kelimeyi duyunca kendini kaybediyorsun, dün olduğun gibi…
O komisyonda ne dediğini anımsıyor musun?
Bak, iyi oku burayı!
Gazetecilerin iktidara yakın olmasının iktidar borazanlığı anlamına gelmediğini, iktidarın gazeteci için kaynak teşkil ettiğini söyledin!
Utanmadın, hiç yüzün kızarmadı mı Fatih bu cümleyi ederken!
“Kaynağım İktidar” diyen sen, bugün bana AKP yalakası diyebilme cüretini nasıl gösterirsin!
***
Gezi zamanını ne çabuk unuttun!
Yeni başlamıştı eylemler.
Sense Erdoğan’ı Habertürk’e çıkardın. O gün sana ‘Yalaka Fatih’ lakabını takmıştı bu halk!
Ezilip büzülmüştün, her dediğine kafa sallamış, ‘çok haklısınız başbakanım’ deyip deyip durmuştun.
Bu programdaki yalakalığını gören halk Habertürk’ün önüne gelip eylem yapmıştı.
3 gün manşet oldun, yalaka Fatih diye!
Sana sorduklarında, “Evet, Erdoğan karşısında eğildim büküldüm, ortamı yumuşatmak için yaptım” dedin.
Bak bak bak!
Aman Gezi eylemcileri zarar görmesinmiş, Erdoğan’ın yumuşaması için her şeye evet demişmiş, olumlu bir cümlesini beklemişmiş!
Ne kadar iyisin!
***
Bana “AKP yalakası” dersin ha!
Bak, Van gazetesinde sana soru soruyor, “En beğendiğiniz siyasetçi kim” diye. “Tayyip Erdoğan, müthiş bir siyasetçi” diyorsun ve AKP ile ilgili aynen şu cümleleri sarf ediyorsun:
“Bu hükümet Cumhuriyet tarihinin en başarılı hükümetlerinden biridir. Yaptıklarının yüzde 80’i doğrudur!”
Bu nasıl bir dalkavukluk yarınki programında yorumlar mısın?
***
Meclis’teki konuşmana dönelim…
Orada ‘irticadan hiç korkmuyorum’ demiştin.
Ve bu ülkeye ‘iyi adam’, ‘güzel adam’ diye parlattığın, 10’dan fazla programına çıkardığın Cübbeli Ahmet’le ilgili şunları söyledin:
“İnsan bilmediği şeyden korkar. Cübbeli Ahmet şimdi benim neredeyse arkadaşım oldu. 3-4 kere programa geldi. Cübbeli Ahmet’le ilgili benim kafamda müthiş negatif bir şey vardı. Bir gün bana geldi, bir geldi dünyanın en gırgır adamlarından bir tanesi. Süper mavra, her şeyi anlatıyor. Ben Cübbeli Ahmet’i bilmezken ondan korkuyordum, şimdi adamın içerde olmasına üzülüyorum.”
Bu millete örnek adam diye Cübbeli’yi gösteren sen, şimdi muhaliflik yapıyorsun öyle mi?
İrticadan korkmadığını söyleyen sen, neden 50 kere irtica tehlikesine dem vuran yazılar yazdın, neden imam hatipleri eleştirdin!
***
Bak sana ne hatırlatacağım…
Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık eylemlerini…
Sapına kadar bu eylemi savunmuştun, gittin, Meclis’te, ‘bir yerde cıvıttılar, desteği kestim’ dedin ama yalan söyledin.
Sen Susurluk’un aydınlanması için karanlık eylemi yaptıktan, büyük destek verdikten 4 ay sonra Mehmet Ağar’a övgüler düzdün!
Yıllardır tanırım Ağar’ı dedin, “herkese dost adamdır, tanısın tanımasın herkesin yardımına koşar, çok kişiye iyiliği dokunmuştur, karşılık beklemeksizin” sözlerini söyledin.
AKP’nin Cumhuriyet’in 100. Yılındaki kurultayına söylediğin sözler hala kulaklarımızda Fatih!
Erdoğan’ın millet için devlet anlayışını göklere çıkardın, Erdoğan’ın demokrasi aşığı olduğunu söyledin.
Son cümlende de, “Umarım bu manifesto, Türkiye’de demokrasinin gelişmesi yolunda sonraki nesillerin sözünü edeceği bir ‘mihenk taşı’ olur” diye yazdın!
Sen hiç hayatında böyle bir yalakalık gördün mü Fatih?
***
Daha çok şey var Fatih Altaylı…
Yoruldum bu kadar yeter!
Ama son notlarımı yazıp noktayı koyacağım.
***
Hani bir kankan var… İliç’teki eylemcilere ‘salak’ ve ‘cahil’ deyip küresel şirketi savunan, sonra da göçük olunca sesi içine kaçan Celal Şengör!
İşte o salak ve cahil bizdik Fatih Altaylı… Sen küreselcilere ve bu küreselcileri bu topraklara getiren AKP’yi yalarken, biz bunların tehditleriyle meşguldük.
Bizi araçlarla takip ederlerken, sen yatında güneşleniyordun!
***
Süleyman Soylulara ve yaptıklarına laf ettiğimizde plakasız araçlar günlerce evimizin ve ofisimizin önünde dururken, sen Süleyman Soylu’ya tek laf edemiyordun!
Şimdi sallamak kolay!
Yüreğin yeter miydi o zamanlar konuşmaya acaba?
Mesela Paramount Otel haberlerimiz sonrası kurşunlar geldi bize… O haberlerde adı geçen adamı programlarında parlata parlata bitiremedin!
***
Sen iki davanı 50 kere anlatıp duruyorsun! Biz ise AKP’yle olan 50 kadar dava için her gün adliyelerde sürünüyoruz.
***
Neyse, kendimizi anlatmayacağız. Bundan sonra tanırsın bizi artık.
***
Gelelim son ifadene!
“Susturun şu adamı!”
Patronlarından zılgıt ve küfür yemeğe alışmış biri olarak ve defalarca susturulmuş bir gazeteci olarak, benim için de bunu söylemen, kendine benzetmen çok normal!
Ama bir fark var Fatih!
Seni herkes susturabilir fakat bizi kimse susturamaz!
Çünkü biz sadece Türk milletine bağlıyız.
Vurabilir, kırabilir, öldürebilirler..
Dilimiz susar, kanımız kurur ama cesetimiz yine susmaz Fatih Altaylı!
Anladın mı AKP yalakası!
***
Ne zaman adam oluruz, biliyor musun Fatih?
Kimsenin adamı olmadığımız zaman!
***
Şimdi sodamı içtim, şişesini de çöpe attım…
Fatih Altaylının güvenilmez biri olduğunu yıllar içindeki izlenimlerden zaten biliyorduk. Ancak bu ve bunun gibilerin böyle detaylı sicillerinin tutulması, “bizim toplumun hafızası balık hafızası gibidir, ben ne yapsam bu millete yediririm” rahatlığının kırılması açısından çok önemli; bu kişileri ister istemez adam olmaya itiyor!
TGB li gençlerin ABD Savaş gemisine yönelik eylemlerini soytarılık diye aşağılayan bir adamdan ne bekliyorsunuz ki
Bagajı temiz olan cesaretle gürler.Kutlarım.
Füze atmış Erdem Reis… 😄
En kısa zamanda özür yazısı yazması lazım,yazabilirse……
Erdem bey çok doğru yerlere hakkaniyetle temas ettiğiniz için bunlardan bu kadar ses geliyor. Bağımsız olmak nedir bilmezler, bağımsız görmek istemezler. Doğru bir iz üstünde olduğunuzu şimdi herkes anlıyor. Kimseye muhtaç olmadan yola devam edin, dileğimiz budur.
Yaşanan süreçte kendi tepkimi ortaya koymak adına, youtube’deki muhalif pozlarına bürünen eh işte biraz takip edelim düşüncesiyle abone olduğum F.Altaylı ve Teke Tek Bilim kanallarındaki aboneliklerimi de iptal ettim. Tam desteğimiz Cumhuriyetçi Vatanseverler Hareketine…
Videosuz Bab-ı ali kılcı olmuş.
Erdem Atay kardesim, tebrik efiyorum seni. Turk milletini uyandirmak icin ugrasan bir siz kaldiniz. Bu yazidan sora ben olsam Erdem Atay’dan kapsamli bir ozur dilerdim.
Adamsın…
Fatih ALTAYLI ve şürekası vatanımıza en büyük ihaneti yapmışlardır.Defolup gidin artık.
Sn.Ekrem İmamoğlu, Veryansın TV’nin kapıları size sonuna kadar açık, zaman sınırlaması da yok. Çıkın çıkın gelin, diploma iddialarını çürütecek verilerinizi ortaya koyun. Kendinizle yüzleşin niye Fatih Altaylı’yı öne sürüyorsunuz ki, niye Fatih Altaylı’yı Erdem Atay’ın üzerine salıyorsunuz ki! Fatih Altaylı’nın arkasına saklanmayın, göğsünüzü gere gere çıkın Erdem Atay’la programda yüzleşin, iddiaları çürütün, kendinizi aklayın! Yazık değil mi Fatih Altaylı’ya, sizin yüzünüzden kamuoyu nezlinde “MAŞA” damgası yiyecek durduk yere…😂😂😂
Bağımsız gazetecilere selam olsun🙏🙋♂️❤️
Fatih Altaylı gibi gazeteciyim diyenler, Cumhuriyetçileri tanımazlar, Vatanseverleri tanımazlar. Cumhuriyetçi Vatanseverleri hiç tanımazlar. Sermayedarları, kompradorları tanırlar, aldıkları paranın hakkını verirler ama,bir anda sırça köşklerinin yıkılacağını anlayınca çabuk öğrenirler,dokunmamaları gereken yerleri. Eskiler it ürür, kervan yürür demişler. Kalemine, yüreğine sağlık
CUMHURİYETÇİ VATANSEVER GAZETECİ ERDEM ATAY.
Erdem Bey, bu güzel ve önemli yazınıza ben de katkıda bulunmak istiyorum:
Bu Fatih Altaylı, bundan 28 yıl önce PKK terör örgütünün ele başı Abdullah Öcalan’la yaptığı söyleşi sırasında şakalaşıp gülüşmüştü.
Aydın Doğan’ın safındayken Turgay Ciner’e demediğini bırakmayan, Turgay Ciner’in safına geçtikten sonra Aydın Doğan’ın aleyhinde atıp tutan da Fatih Altaylı idi.
Eski muhabirlerinden Sibel Hürtaş’ın anlattığına göre 15 yıl önce Habertürk gazetesinde FETÖ’cü astsubay Ali Balta’nın kendisi gibi FETÖ’cü olmayan askerlerin fişlediğini haberi kaldırtan yine Fatih Altaylı idi.
Bu ve benzeri günahları işleyen kimseler yıllardır köşe başlarını tutmuşlar ama Türkiye’ye hiçbir yararları olmamıştır!