Muharrem Karanfilci yazdı…
Geçen haftaki yazımda, devlet sporcusu unvanının, kimlere verileceği ile ilgili yazımı yayınlamıştım. Okurlarımdan ve arkadaşlarımdan, yazı ile ilgili olarak; keşke taleplerimizi de belirtseydiniz diye, istekler geldi. Ben de sıcağı sıcağına, bu yazıyı kaleme almayı uygun buldum.
Türkiye’de yaklaşık 900 civarında, devlet sporcusu olmayı hak eden, sporcu ve antrenör bulunmaktadır. Daha önce, hiç kimseye devlet sporcusu unvanı verilmedi. Bununla ilgili bir kanun hazırlandı. Ancak yürürlüğe girmiş değil.
Bu unvanın, amatör spor dallarında, üstün hizmet gösteren sporcu ve antrenörlere verilmesi düşünülüyor. Yani dünya şampiyonlarına, olimpiyatlarda dereceye girmiş kişilere verilen bir hak. Devlet sanatçısı gibi… Bunun yasalaşması gerekiyor.
Mevcut koşullarda devlet sporcusu olmayı hak edenler; asgari ücrete endeksli “şeref aylığı” alırken, ücretsiz toplu taşıma ve su ücretlerinin yarısını ödeme hakkından yararlanıyor. Ayrıca yeşil pasaport hakları bulunuyor. Ömrünü Türk Sporuna adamış bu insanlar, profesyonel spor dallarında olduğu gibi, spor yaşantılarında çok ciddi paralar kazanmadılar. Devleti ve milleti için mücadele etmiş; İstiklal Marşı’nı, tüm dünyaya dinletmiş kişiler. Topu topu da 900 kişi…
Taleplerine gelecek olursak, öyle atla deve misali değil. Oldukça mütevazı isteklerden oluşuyor. İstedikleri şey, gerçekten değer bulmak ve değerli hissetmek…
- Ücretsiz toplu taşımadan, bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerinin de yararlanması,
- Özel hastanelerden, şehit ve gazilerde olduğu gibi, ücretsiz olarak faydalanılması,
- Araç alımında, en azından bir defaya mahsus olmak üzere, ÖTV muafiyeti uygulanması,
- Şehit ve gazi yakınlarında olduğu gibi, aile fertlerinden birinin, mesleğine uygun olarak, atamalarının yapılması,
Genel olarak bakıldığında, bazı özel durumlar dışında, sosyal devlet anlayışı içinde, her vatandaşın bu haklara sahip olması gerekir. Kaldı ki bu insanların yaptıkları ortada. Her biri, birer şampiyon… Kolay yetişmedi ki bu insanlar… Bir an önce, bu insanlara kulak vermeli, yaşam şartlarının iyileştirilmesi ve hak ettikleri kanunun çıkarılması gerekir.
Bu şartlar düzeltilmezse, çocuklarımızı, insanlarımızı nasıl spora özendireceğiz. Ya da ne için insanlar, çocuklarımız, spor yapacak… Hedefi ne olacak?
Bu insanlar, hani bir dönem televizyonlarda izlediğimiz, alkışladığımız, gurur duyduğumuz insanlar var ya, işte onlar…
Kaldı ki son olimpiyatlarda, binlerce sporcu arasından, madalya almanın ne kadar zor olduğunu hep birlikte gördük. Elbette bu madalyalar hiçbirimizi tatmin etmedi. Ancak sorunun yapısal olduğunu bir daha vurgulamak isterim. Bu anlamda sporcularımızın eksiklikleri olabilir. Ama asla hatalı olduklarını söyleyemem.
Bir dönemin, Necmi Gençalp’i, Ahmet Ayık’ı, Halil Mutlu’su, Şeref Eroğlu’su, Naim Süleymanoğlu’su, Hamza Yerlikaya’sı, Cihat Kutluca’sı, Bahri Tanrıkulu’su, Servet Tazegül’ü, Nur Tatar’ı…
Şimdilerde ise; Rıza Kayaalp’i, Taha Akgül’ü, Busenaz Sürmeneli’si, Eray Şamdan’ı, Buse Naz Çakıroğlu’su ve Mete Gazoz’u… ve daha nice şampiyonları…
Hak etmiyorlar mı…
Devlet sporculara verilen değerin biraz daha artırılması sporun başarısı için çok kıymetli olsa gerek. Muharrem hocam çok güzel açıklamış özel hastanelerden faydalanmak ve bir kereye mahsus olmak kaydıyla bile olsa ÖTV vergisiz araç verilmesi harika bir fikir olmuş, umarım Devletimiz bu konuyla ilgili bir çalışma yapar…..
Çok teşekkür ederim sevgili hocam. Umarım gerçek değeri bulurlar.
👏👏👏
🙏🙏🙏
Uluslararası ciddi başarılara imza atmış milli sporcularımızın bu taleplerini devletimizin kesinlikle karşılaması gerekir. Bu kişiler kolay yetişmiyor ve ülkemizi en iyi şekilde temsil ediyorlar.
Kesinlikle katılıyorum, aralarında sosyal güvenceleri dahi olmayanlar var. Döneminde resim çektirme yarışında olanlar, şimdi kaderine terk etmemeliler.