Erdem Atay yazdı…
YPG ile ittifaka hazır mıyız?
Ya HTŞ ile..?
“Aynı anda bu iki örgütle nasıl olur da ittifak yapabiliriz” diye düşünmeyin. ABD sizin yerinize düşünüyor. Uygulamaya bile geçmeye hazırlanıyor.
Önce olguları sıralayalım…
2 Şubat’ta çok ilginç bir söyleşi yayınlandı.
ABD’nin en büyük düşmanlarından(!) ve Birleşmiş Milletler ve birçok ülke tarafından da terörist grup olarak kabul edilen Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) kurucusu Ebu Muhammed el Colani, Amerikan PBS kanalına konuştu. Söyleşiyi duyuran gazeteciyle poz veren Colani ilk kez takım elbiseyle dünya kamuoyunun karşısına çıktı.
Bu da yeni rapor… İşte ABD ve AB’nin Türkiye’ye yaptırım planı
Carnegie Enstitüsü net bir şekilde yazdı, S-400’ler üzerinden Türkiye ile Rusya’yı birbirinden uzaklaştıracak hamleler yapılması gerektiğini.
İşte o hamleler gelmeye başladı.
… ve karşımıza bir rapor daha çıktı.
***
1995 yılında kurulan Uluslararası Kriz Grubu. Kurucuları ise bizlerin çok yakından tanıdığı isimler. Biri ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz, diğeri ise işadamı George Soros.
ABD’li demokratlarla yakın temas halinde çalışan grubun merkezi Brüksel’de ama beyni Vaşington’da. Görevi sözde dünyadaki çatışmalı bölgelerde sorunları çözebilmek için öneriler ve fikirler sunmak.
Peki ama kime?
Tabii ki ABD’ye.
Bu kuruluş 2017 yılında dünyada en önemli 10 çatışma bölgesi arasında Türkiye’yi ikinci sırada göstermiş bir kuruluş. Bugüne kadar da Türkiye ile ilgili hazırladığı raporlarda çok kritik yol haritaları çıkardı.
Grup yeni bir rapor hazırlamış.
Raporun yayınlandığı tarih 3 Şubat. Yani HTŞ lideriyle yapılan söyleşinin yayınından bir gün sonra.
Konu: İdlib.
ABD’nin terörle mücadele stratejisini yeniden tanımlamak için İdlib’in çok önemli bir fırsat olduğu belirtilen raporda, “Huzursuzluk yeniden ortaya çıkabilir ve bölge uluslararası istikrarsızlığın yeniden bir merkezi olabilir” deniyor.
“İdlib’de Vaşinton’un Terörle Mücadelesini Yeniden Düşünme Şansı” başlıklı raporda uzun uzun HTŞ üzerinde durulmuş. Suriye ve Rusya’nın saldırıları sonrasında Türkiye’ye olası bir göç akını gelebileceği hatırlatılmış ve bunun krizi derinleştireceği vurgulanmış.
Olası çatışmalardan fırsatlar yaratılması gerektiği belirtilen raporda, önce HTŞ’nin Türkiye, ABD, Rusya, Birleşmiş Milletler tarafından terörist ilan edildiği bunun da İdlib’deki saha çalışmalarına engeller teşkil ettiği söylenmiş. HTŞ’ye bakış açısıyla İdlib’e verilen desteğin sınırlı kaldığı, bunun için HTŞ’nin yapıcı adımlar atması gerektiğinin altı çizilen raporda, Ankara’nın uluslararası bir destek olmadan HTŞ’yle diplomatik ilişki kurmak istemediği bu nedenle de bir politika boşluğu oluştuğu, bu boşluğu dolduracak tarafın da Vaşington olduğu fikrine varılmış.
Rapora göre, Biden yönetimi Avrupalı müttefikleriyle ve Türkiye ile çalışarak HTŞ’ye yerel ve uluslararası sorunlara çözüm getirecek ilave adımlar atması için baskı yapmalı ve HTŞ’nin isteklerini değerlendirmeli. Ayrıca Vaşington ile Ankara İdlib’de işbirliği yapmalı, çünkü Türkiye ile Rusya arasında ateşkes oldukça tehlikeli bir çıkmazda.
Tüm bunların sıralandığı Uluslararası Kriz Grubu raporunda şu önerilerin altı çiziliyor:
* NATO üye ülkelerinin eninde sonunda HTŞ’yi terör örgütü olarak görmeyi ve etiketlemeyi bırakması gerekir. Birleşmiş Milletler de benzer bir değişikliği desteklemeli.
* HTŞ ile ilgili orta ve uzun vadeli olarak havuç-sopa politikasına devam edilmeli, HTŞ ile ilgili uluslararası kaygıları da azaltmak için ek adımlar atılmalı.
* Batı ülkeleri HTŞ’ye İdlib’deki istikrar desteğini şartlı olarak artırmayı teklif etmeli. Batı destekli sivil toplum örgütleri bölgedeki faaliyetlerini artırmalı.
* ABD-Türkiye ve Avrupalı ortaklar anlaşma sağlandığı takdirde, Moskova’yla diyalog başlatılmalı.
***
Rapor çok açık.
YPG ile Türkiye’yi yan yana getiremeyen ABD, bu kez İdlib’de derin bir ittifak kurup Türkiye’yi hem HTŞ ile hem de YPG ile aynı cepheye atma peşinde.
Bunu yaparken de HTŞ gibi belki de yüzlerce insanı hunharca öldürmüş bir örgütü göz göre göre affetmeyi planlıyor.
Çünkü hedef net!
HTŞ’yi öldürmeye yemin etmiş Rusya ile HTŞ’yi koruma görevi vermek istenen Türkiye’yi karşı karşıya getirmek.
Böylece ABD’nin hem Karadeniz’de eli güçlenecek hem de S-400’lerle ilgili krizi derinleştirmek için kritik bir fırsat kazanmış olacak.
Aklı Uluslararası Kriz Grubu veriyor, ABD de uygulamak için harekete geçiyor.
Yani… İdlib’e dikkat. Her an karışabilir.
Türkiye ise ne yapacağını bilmelidir!
NOT: Uluslararası Kriz Grubunun raporunu genç araştırmacı, öğrenci kardeşim Hasan Uluöz olmasa ayrıntılı incelemeye hiç zamanım olmazdı. Emeği yadsınamaz.
12 Yorum
- Yorumların Sıralanışı
- Yeniden Eskiye
- Eskiden Yeniye
Nasıl Türkiye, Peşmerge’yi kabul ettiyse YPG’yi da kabul edecek politika izlemektedir. Çünkü Esad’la anlaşmamak demek YPG’yi dolaylı olarak desteklemek demektir.
Erdem kardes. Yazilarini surekli okuyorum ve videolarini zevkle izliyorum. Tam bir arastirmaci gazetecisin. Lutfen hep boyle kal, cunku Turkiye’nin abuk sabuk medyasinda senin kalibrende adam neredeyse yok gibi. Sayende cok sey ogreniyoruz, emeklerin icin sag ol, var ol. Meslegini hep boyle sevk ve azimle yap. Her daim yanindayiz. Cok seviliyorsun.
Selefi aşkıyla alakası yok..Adamlar çok zengin ve Türkiye kendi çıkarlarını düşünerek ilişki kuruyor..Örneğin Dünyada en çok petrol üreten ülke unvanı için ABD ile yarışan Suudi Arabistan, sahip olduğu geniş topraklar ve sınırları içindeki kutsal kentler Mekke ve Medine’yi barındırmasıyla hem bölgede hem de uluslararası arenada ekonomik ve dini açıdan önemli bir ülke olma özelliğini taşıyor.
Ayrıca ehl-i sünnet selefilikle terstir..Eğer mezhepsel bakış açısı ya da ABD’nin emriyle hareket edilseydi, İranla ambargo olduğu yıllarda Türkiye İran’ın yanında yer almazdı ve ayrıca Hükümet açıktan Abd emriyle neredeyse bütün ülkelerin İranla ticaret yapmadığı bir dönemde gizlice ambargoyu delmiş ve neticede 17-25 kumpası, Abd’de halkbank davası gibi davalarla cezalandırılmıştır…Yani ideoloji gözlüğümüzü çıkartıp bunları da görelim lütfen.
erdem hocam selam,
güzel bir yazı yazmışsınız. ancak korkuya mahal yok. türk devleti kimin ne olduğunu çok iyi biliyor. onların planı var ds, bizim yok mu.. bu coniler hâlâ kimle dans ettigini anlamamış. yazık ki halkımız da bu bilince sahip değil. devletinize güvenin.
selâmlar.
Suna ikisi de birbirinden serefsiz desek nasil olur?
Uyarıcı ve bilgilendirici yazı olmuş.
Öngörülü ve akılcı dış politikanın ne denli gerekli olduğu güzelce anlatılmış.
Fethullahçılar kendilerinden olmayan askeri okul talebelerine selefilerden daha az mı zulmetti? Selefiler, Hizbullahçılar, Fethullah Gülen Silahlı Terör Örgütü, PKK, PYD, YPG, hepsi de emperyalizmin CIA nın Türkiye masasının maşası.
İşkence nasıl yapılır onun eğitimini dahi Amerikalılar veriyor.:
https://www.hurriyet.com.tr/dunya/ebu-garibteki-iskence-sistematik-3950209
Erdem bey, bilgiler için teşekkürler, sonuç olarak hep yabancı mutfaklarda pişen yemeğin tadı tuzu yerele uymuyor, aynı zamanındaki Fırat kalkanı, Barış kalkanı ve Zeytin dalı dalı harekatlarında ülkemizin eğittiği Öso gruplarından Türkiyeyi ayırma çalışmalarına gaz verip bunun için içerideki elemanları da çok bağırmışlardı, bölgeyi, coğrafyayı topografiyi ve özellikle bölgedeki sosyal dokuyu bilen Öso nun mehmetçik ile beraber harekat etmesi birilerinin çok zoruna gitmişti ama ne yapsalar fayda etmedi, ve fayda edecek etki ajanlarının büyük bir kısmı ekarte oldu ve bu süreç gelişerek devam edecek, verilen haber zaten beklenen bir hamle ama artık, aynı matematikteki pi sabiti gibi bazı şeyler çözüldüğünden, bunlarla dezenforme yapacak yada hedeften saptırma kabiliyetleri yok, ortada başkalarını 30-40 bin tırla tahkim eden ve kendi askerine kıyamayan, canı tatlılar sürüsü var, planları yakında bölgedeki güçler tarafından çözülecek, kabul etmezlerse coni lerini göndersinler, boylarının ölçüsünü göreceğiz
Selefi teröristler Fethullahçılardan daha tehlikelidir. Çünkü kendilerinden olmayanları tekfir edip, yok etmek isterler.
Selefiler Türkiye’yi ateşe götürüyor. İktidarın Selefi aşkı bitmeyecek ve acısını ülke olarak biz çekeceğiz.
Bölge ülkeleri akıllarını bir an önce başlarına toplamaz ve Türkiye Sadabat Paktı benzeri bir yapıya önderlik etmez ise bölge dışı güçler bölge ülkelerini parça parça bölmeye, birbirlerine düşman etmeye ve kan akıtmaya devam ederler.
Erdem kardeşim her zamanki gibi muhteşem bir yazı. Lütfen kendine dikkat et. Geçmişten ders çıkarmalı ve uyanık olmalı. Bu köpekler her an saldırabilir. Yasamadigimiz şeyler. Içerde ve dışarda çok satılık soysuz var.