Hikmet Çiçek yazdı…
AKINCI ÜSSÜ
Darbe girişimine sivillerin de katılması, askeri bir üsse girerek buradaki rütbeli askerlere talimat verebilmeleri örgütsel ilişki çerçevesinde açıklanabilir. SETA Raporu, darbenin merkez üssü haline getirilen Akıncı Üssü’ne dikkat çekiyor.
Adil Öksüz 16 Temmuz sabahı Akıncı Üssü’ndeki askerlerle birlikte yakalanmış, ifadesi alındıktan sonra salıverilmiş ancak sonradan örgüt yapısı ve darbe girişimindeki önemli konumu anlaşılarak hakkında yakalama kararı çıkarılmış
Darbe planını, bir başka sivil imam olan Kemal Batmaz’la birlikte ABD’ye götürerek Gülen’e onaylatmak, darbe girişimi sırasında darbenin yönetim merkezi olan Akıncı Üssü’nde bulunarak darbe planının uygulamaya geçmesi için çaba sarf etmek ile suçlanan Öksüz’ün serbest bırakılmış olması nedeniyle HSYK Teftiş Kurulu; adliye personeli ve jandarma görevlileri hakkında da Ankara Batı Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturmalar sürüyor.
ŞİRKET ORTAKLARI
Akıncı iddianamesinde yer verilen MASAK raporunda, Adil Öksüz’ün Gülen’e en yakın isimlerden biri olarak gösterilen Mehmet Sungur’la aynı şirkete ortak olduğu bilgisine yer veriliyor. Öksüz’ün SIR plakalı aracı ve Çamlıca’da sahip olduğu bir villanın da Kaynak Holding bünyesindeki Gürnet A. Ş.ye ait olduğu ve Sungur tarafından Öksüz’e tahsis edildiği biliniyor. Gürnet aynı zamanda dört kez ifadesi alındığı halde her birinde Öksüz’ü asla tanımadığını söyleyen darbenin bir diğer sivil yöneticisi Kemal Batmaz’ın ortaklığında bulunduğu bir şirket. Öksüz’ün banka hesaplarının incelenmesi sonucunda Asya Katılım Bankası’nda bir hesabının bulunduğu anlaşılıyor.
TÜRKSAT iddianamesinde de Adil Öksüz’ün 2014 yılından itibaren süren soruşturmalar kapsamında hakkında örgütün “mahrem hizmetler imamı” ve “hava kuvvetleri imamı” olduğu yönünde ifadeler bulunan bir kişi olduğu ifade ediliyor.
‘GÜLEN’DEN HABERSİZ TUVALETE BİLE GİTMEZLER’
TBMM Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu’nda ifadesine başvurulan, 2002’de örgütten ayrılan Doktor Hasan Polat şöyle konuşuyor:
“Adil Öksüz olayı çıktığı anda kendimce bir yorum yaptım. Adil Öksüz orada Fethullah Gülen’i temsilen bulunur. Zaten Hava Kuvvetlerinin imamı yıllardır Adil Öksüz. Cemaatte belli bir seviyeye gelmiş herkes bunu bilir. Öksüz’ün orada bulunmasıyla bir anlamda da ‘Gülen ben buradayım, arkanızdayım’ diyor. Öksüz sürekli Amerika ile irtibatı sağlıyor… Öksüz, eylem başlamadan önce mutlaka Gülen’e bilgi götürüyor ve Gülen’den birtakım talimatlar alıyor… Bu molla sisteminde yetişen insanlar tamamen Gülen’e sadık, ciddi anlamda dini bilgisi olan ve ağırlığı olan insanlardır. Bunlar asla Gülen’den haber almadan tuvalete bile gitmezler.”
EŞİ, BALDIZI, KAYINVALİDESİ…
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen analiz raporuna göre ise Öksüz’ün eşi, baldızları, kayınvalidesi, kardeşleri, kızı, oğlu ve babası gibi birinci dereceden yakınları 17-25 Aralık sürecinden sonra Gülen’in çağrısı üzerine her biri en düşüğü 6.909 TL ve en yükseği 184 bin 288 TL olmak üzere Bank Asya’ya para yatırmış.
KONUTKENT’TEKİ VİLLA
Darbeye hazırlık süreci ve darbeye hazırlık toplantıları Ankara Konutkent’te bir villada yapılıyor.
Öksüz’ün Ankara’daki önemli toplantılardan sonra yurt dışına giderek değerlendirme toplantıları yaptığı saptanmış.
Bununla birlikte Öksüz, Batmaz, Çiçek ve Oruç’un söz konusu seyahatlerini gerçekleştirirken farklı günlerde ülkeden çıkmaya, aynı güne denk gelen çıkışlarında ise da farklı uçaklara binmeye ve bazen Avrupa ülkeleri üzerinden ABD’ye gitmeye özen gösterdikleri görülmekte.
İlk darbeye hazırlık toplantısı 27 Aralık 2015 tarihinde gerçekleştirilmiş ve ardından Öksüz 31 Aralık 2015 tarihinde İngiltere’ye gitmiş. Bir başka sivil imam olan Kemal Batmaz da aynı tarihte İngiltere’de. Kemal Batmaz, Hakan Çiçek ve Nurettin Oruç ile beraber Akın Öztürk’ün damadı Yarbay Hakan Karakuş’unda ABD’de olduğu biliniyor. Bu dönemde Gülen ile ABD’de darbe girişiminin gerçekleştirileceğinin kesin olarak kararlaştırıldığı, darbenin nasıl ve ne zaman yapılacağına dair değerlendirmelerde bulunulduğu ve 21 Mart 2016’da Gülen’in yeşil cübbe giyerek www. herkul.org isimli internet sitesi üzerinden örgüt mensuplarına dolaylı mesajlar verdiği anlaşılıyor.
‘ŞAPKA’
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada gizli tanık olarak ifade veren “Şapka” ve başlangıçta “Kuzgun” takma adıyla ifade veren ancak daha sonra kimliğini açıklayan sanık eski Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanı Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız da ifadelerinde Ankara Konutkent’te bir villada hazırlık ve değerlendirme toplantıları yapıldığını, 6-9 Temmuz 2016 tarihlerindeki son toplantıya TSK’da farklı birimlerde görev yapan örgüt mensupları ve TSK’ya sızan darbeci askerlerden bazılarının katıldığını ve toplantıyı Öksüz’ün yönettiğini belirtiyor.
“Şapka” Temmuz ayı başından itibaren hemen hemen her gün bu evde toplantı yapıldığını ifade ediyor.
Gizli tanık 9, Temmuz 2016 tarihli son toplantıya katılan Kurmay Yarbay Turgay Sökmen’in “tüm kuvvetlerin katılımı ile bir darbe planlamasının yapıldığını, çalışmaların gidecekleri yerde devam ettiğini ifade ediyor.
Gizli tanık Şapka’nın ifadelerinden darbe hazırlık toplantıları arasından en geniş katılımlı olanların, FETÖ’ye ait olan Empati Danışmanlık Şirketi adına Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/128386 numaralı “mahrem hizmetler” soruşturmasının sanıklarından biri olan Serkan Aydın tarafından kiralanan üç katlı villada yapıldığı ve toplantılara her kuvvetten rütbeli asker ile üst düzey örgüt imamlarının katıldığı anlaşılıyor.
Sanık Orhan Yıkılkan’ın Genelkurmay Karargahındaki odasının aranması sonucu ele geçirilen Empati Danışmanlık antetli not kağıdından kendisinin de bu toplantıya katılanlar arasında olduğu kanısına varılıyor.
Adil Öksüz’ün başkanlık ettiği toplantılarda öncelikle her kuvvetten darbeci askerin kendi aralarında oluşturduğu gruplar çalışmalar yapmış, ardından darbe girişiminin en önemli eylemlerinin detayları ile görev alacak darbecilerin görev ve sorumlulukları belirlenmiş. Şapka’nın ifadelerine göre Öksüz toplantı öncesinde namaz kıldırmış ve dini konuşmalar yapmış. Bir konuşmasında “15 Temmuz akşamında ilk yapılacak işlerden birinin görevlendirme verilecek kuvvetlerle cezaevlerindeki tutuklu bulunan cemaat mensubu kişileri cezaevlerinden çıkarmak olduğunu” söylemiş. Başka bir konuşmasında ise, “Arkadaşlar biraz önce içerideki odada büyüğümüzle görüştüm, sizlere selamı var. Arkadaşlar ben Cumartesi veya Pazar İstanbul’da olacağım, oradan yurt dışına uçacağım, bir aksilik olmazsa Salı günü büyüğümüzle görüşüp Çarşamba veya Perşembe döneceğim” diyor.
Konutkent’te yapılan son değerlendirme toplantısının ardından Öksüz’ün 11 Temmuz 2016’da ABD’ye gittiği ve Gülen ile görüşüp darbe planını onaylattığı, eyleme başlama tarih ve saatinin 16 Temmuz 2016 saat 03.00 olarak belirlendiği ve 13 Temmuz 2016’da İstanbul’a döndüğü Şapka’nın beyanlarında yer alıyor.
Öksüz’ün de katılarak namaz kıldırdığı toplantıda darbenin saat 03.00’dan sonra olacağı ifade ediliyor.
ADİL ÖKSÜZ
Adil Öksüz’ün ilk ifadesinden sonra serbest bırakılması ve kendisine bir daha ulaşılamaması, pek çok sorunun cevapsız kalmasına yol açmış. Öksüz hakkında basında çıkan haberlere çokça yer verilmiş ve örgütle bağlantısına ilişkin veriler üzerinde duruluyor.
1991 yılında Ankara Üniversitesi’nde İlahiyat lisansını tamamlayan Öksüz, 1996 yılında Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde Temel İslam Bilimleri yüksek lisansını ve 2003 yılında aynı bölümde doktorasını bitirmiş. Darbe girişiminde bulunulduğunda Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi olan Öksüz’ün görevine üniversite kararıyla son verilmiş. Adil Öksüz’ün darbe girişiminin planlanmasında önemli bir isim olduğu çok açık.
Darbe girişiminin organize edildiği toplantıları Öksüz’ün yönettiği ve bu toplantılarda örgüt lideri Fethullah Gülen ile telefonda konuştuğu, önemli toplantılardan sonra ABD’ye giderek Gülen’le görüştüğü ve ondan aldığı talimatları örgüte ilettiği biliniyor.
TUĞGENERAL SÖNMEZATEŞ
Sanık Ali Pehlivan ifadesinde 9 Temmuz 2016 tarihli toplantının ertesi günü toplantılara katılan Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’in kendisini çağırarak MİT Müsteşarlığı, Başbakanlık, Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı, TİB ve TÜRKSAT binaları ile Cumhurbaşkanlığı Köşkü gibi bazı stratejik noktaların koordinat ve eylem-boylamlarını tespit etmesini istediğini söylüyor.
KEMAL BATMAZ
SETA Raporu’na göre bir dönem FETÖ’ye ait Kaynak Holding bünyesinde genel müdür olarak çalışan Kemal Batmaz ilk ifadesinde Mehmet Sungur’la birlikte hissedar oldukları Garnet ve Gürnet isimli iki şirketleri olduğunu ancak 2015 yılında bu ortaklıktan ayrıldığını belirtiyor.
Akıncı iddianamesinde, Batmaz’ın 15 Temmuz darbe girişiminin sivil yöneticilerinden ve TSK’ya sızan örgüt üyeleri ile irtibat kurmakla görevlendirilen kişilerden biri olduğu ifade ediliyor.
Batmaz, darbe girişimi gecesinin sabahında Akıncı Üssü yakınında bir diğer sivil imam olan Harun Biniş ile birlikte yakalanıyor.
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a kendisini Gülen’le görüştürmeyi teklif eden Tuğgeneral Hakan Evrim olduğu saptanmış.
Batmaz Akıncı iddianamesine konu olan soruşturma çerçevesinde dört kez ifade vermiş.
Batmaz ifadelerinde Adil Öksüz’ü sadece darbe girişimi sonrasında hakkında çıkan haberler dolayısıyla tanıdığını ifade ediyor. Ancak Gülen ile darbe planını paylaşmak ve talimatlarını almak amacıyla gerçekleştirdiği anlaşılan s ABD seyahatinde Öksüz’ün yanında olduğu anlaşılıyor.
Batmaz ve Öksüz 11 Temmuz 2016’da ABD’ye aynı uçakla gidip 13 Temmuz 2016 tarihinde dönmüşler. Her iki uçak yolculuğunda ortak olan tek kişi Batmaz olup Adil Öksüz ile irtibatlarını gösteren Atatürk Havalimanı kameralarından alınmış dokuz adet fotoğraf bulunuyor.
NURETTİN ORUÇ
Akıncı iddianamesinde 15 Temmuz darbe girişiminin sivil yöneticileri arasında, TSK’ya sızan örgüt üyeleri ile irtibat kurmakla görevlendirilen yöneticilerden biri olduğu ifade ediliyor.
Nitekim darbe gecesinin sabahında Akıncı Üssü yakınında yakalanıyor.
Oruç’un kalkışma gecesi 143. Filo’da bulunduğu kamera kayıtlarına yansımış. Oruç, Adil Öksüz ve Kemal Batmaz’ı tanımadığını, Harun Biniş ve Hakan Çiçek ile cezaevinde koğuşta tanıştığını ancak öncesinde kendilerini tanımadığını söylüyor. Gülen’i medyadan tanıdığını, kendisiyle hiç görüşmediğini ve cemaatiyle irtibatının olmadığını ifade ediyor.
Ancak, FETÖ ile pek çok yönden ilişiği bulunduğunu gösteren çeşitli deliller mevcut. Balıkesir Bandırma’da Zaunus isimli ve “Fethullah Gülen grubu” ya da “cemaat” diye bahsettiği örgüte bağlı bir dershanede öğretmenlik yapmış.
2010 yılında FETÖ/PDY tarafından sınav sorularının çalındığı gerekçesiyle iptal edilen KPSS’de 100 üzerinden 56, iptalden sonra girdiği sınavda ise 51 puan almış. Bu puanla 2010 yılı Aralık ayında MEB tarafından öğretmen olarak atanmış. Nurettin Oruç’un kalkışma gecesi 143. Filo’da bulunduğu kamera kayıtlarına yansımış. Oruç’un yurt dışı giriş çıkış analiz raporunda çok sayıda ABD seyahati yaptığı ve bu yolculukların Akıncı iddianamesinin diğer sivil imamlarının yaptığı yolculuklarla çakıştığı görülüyor.
HARUN BİNİŞ
Harun Biniş ilkokulu Konya Mümtaz Koru İlkokulu’nda, ortaokulu Konya Anadolu Lisesi’nde ve liseyi Ankara Fen Lisesi’nde okumuş. 1989 yılında Bilkent Üniversitesi Elektronik Mühendisliği Bölümü’nü kazanmış. Bu süreçte kampüs yurtlarında kalmış. Mezun olduğunda ODTÜ’ye asistan olarak kabul edilen Biniş 2010 yılında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na uzman olarak geçiş yapmış. 2012 yılında bu görevinden istifa ederek ODTÜ Teknokent’te Milsoft şirketinde çalışmaya başlamış ve 2016 yılında bu şirketten ayrılmış.
16 Temmuz sabahında Kemal Batmaz ile birlikte Kazan’da yakalanarak gözaltına alınan Biniş ifadesinde Batmaz’ın İstanbul’dan Nevşehir’e geçeceğini, öncesinde kendisiyle “arsa bakmak için” Ümitköy’de “Günaydın” olduğunu belirttiği bir restoranın önünde buluştuğunu söylüyor.
Otobanda Kazan’a doğru giderken Akıncı Üssü’nü gösteren levhayı gördüğünü, orada bulunduğu sırada herhangi bir bombardıman sesi duymadığını, bu sırada yalnızca çok yüksek olmamakla beraber uçak sesi duyduğunu ifade ediyor. Biniş son çalıştığı iş yerinden şirket iş alamadığı için ayrıldığını söylüyor. Kendisine son altı-yedi aydır işsiz olduğu ve eşi çalışmadığı halde arsa almayı nasıl düşünebildiği sorulduğunda ise daha önceki işlerinde iyi maaş aldığı için birikiminin bulunduğunu ve yeni bir iş olarak arsa alıp satmayı planladığını söylüyor.
Biniş’in 15 Temmuz gecesi 143. Filo’da bulunduğu kamera görüntülerinden saptanıyor.16 Temmuz 2016 tarihinde 03.17 dakikasına dair fotoğrafı alınan kişinin kendisi olduğu da bilirkişi eşliğinde belirleniyor.
Biniş’e 143. Filo’da çekilen ve bilirkişi raporları çerçevesinde Kemal Batmaz’a ait olduğu düşünülen görüntüler de izletiliyor. Görüntüdeki şahsın Kemal Batmaz olduğundan emin olmadığını ve benzetemediğini, kendisi olduğu iddia edilen şahsı da kendine benzetemediğini ve aleyhindeki hiçbir delile cevap vermek istemediğini söylüyor.
Sanık Adil Öksüz de Kazan’a arsa bakmaya geldiğini söylediği için bu durum sorulduğunda Biniş, Öksüz’ü tanımadığını, neden kendisiyle benzer şekilde savunma yaptığını bilmediğini, arsa baktığı süreçte de kendisinden başka arsa bakan kimseyi görmediğini ifade ediyor.
Biniş’in 16 Temmuz’da el koyulan taşınabilir hard diskinden Gülen’e ait bir fotoğraf çıkmış. Hard diskte ayrıca Biniş’in Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde usulsüz dinleme sanığı olarak yargılandığı davaya dair bilgi ve belgeler bulunmuş.
Harun Biniş ABD’ye yaptığı yolculuklar sorulduğunda bilişim alanındaki konferanslara katılmak amacıyla üç kere ABD’ye gittiğini, bu yolculuklardan birini 2015 yılında gerçekleştirdiğini, 2016 yılında yurt dışına çıkmadığını, Pensilvanya’ya hiç gitmediğini ve Gülen ile de görüşmediğini ifade ediyor. İkinci ifadesinde FETÖ ile yaşamı boyunca ilişki ve irtibatının bulunmadığını, örgüte mensup kimseyi tanımadığını söylüyor.
Fakat Biniş’in çocukları FETÖ’ye bağlı Özel Necip Fazıl Kısakürek Lisesi ve Özel Hasan Tanık İlköğretim Okulu’nda eğitim almışlar. İnternet üzerinden yapılan bir araştırmayla bile bu okulların FETÖ bağlantılı oldukları ve bu nedenle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) kapsamında çıkarılan 667 sayılı kanun hükmünde kararname (KHK) ile kapatıldıkları görülebiliyor.
Akıncı iddianamesinde yer alan MASAK raporunda Biniş’in haklarında FETÖ kapsamında işlem yapılan ve içlerinde Kaynak Holding’in de yer aldığı dört farklı şirkette hisselerinin bulunduğu saptanmış.
Ayrıca FETÖ kapsamında işlem yapılan çeşitli şirketlerde SGK kaydının olduğu, kendisi ve eşinin Bank Asya hesaplarının bulunduğu, 17-25 Aralık süreçlerinin ardından örgüt liderinin Bank Asya’nın kurtarılması için para yatırılması çağrısının ardından bu hesaplara para aktardıkları anlaşılmış. HTS analiz raporunda ise Biniş’in hattının takılı olduğu telefonda ByLock yüklü olduğu ve kullanıldığı ortaya çıkmış. Biniş’in son çalıştığı iş yeri olan ODTÜ Teknokent’te yer alan Milsoft firması da FETÖ ile ilişkili bir kurum. Firmanın sahipleri İsmail Babayiğit ve FETÖ’nün en önemli isimlerinden biri olduğu düşünülen Mehmet Sungur. Biniş’e Adil Öksüz ve Kemal Batmaz arasındaki ilişkiyi ifade eden yurt dışı giriş çıkış analiz raporları ve Atatürk Havalimanı’nda birlikte görüntülendikleri fotoğraflar da gösterilmiş ancak kendisi bu konuda yorum yapmayı reddetmiş.
İddianamede Biniş’in 6-9 Temmuz 2016 tarihlerinde Konutkent’teki villada yapılan son darbeye hazırlık toplantılarına katıldığı da belirtilmiş.