Hüseyin Vodinalı yazdı…
2003 Irak…
Saddam Hüseyin, ABD’nin saldırılarına karşı Rusya’dan destek istedi.
Oysa devir artık değişmişti. Sovyetler Birliği’nin yerine Batı’ya öykünen bir Rusya vardı.
2000 yılında ABD kuklası Yeltsin’in yardımcılığından bir anda Rusya’nın başkanlığına yükselen Vladimir Putin esasen batıcı bir figürdü.
Nasıl olmasın ki? Zapatniklerin (Batıcı Rusların) ocağı Sen Petersburg’dan geliyordu. Dünya Ekonomik Forumu (Davos) Young Global Leaders rahle i tedrisatından geçmişti. Eski bir KGB şefi olarak tam da Berlin duvarının yıkıldığı 1989’da Doğu Berlin’de görevliydi.
Batıcı Putin’in en önemli özelliği kendini belli etmemesiydi.
Yeltsin’in yanından gelip tahta çıktıktan sonra ülkesinin çıkarlarını korumak için çalıştı.
Ancak Batı’ya entegrasyon inancı da en az o kadar güçlüydü.
İlk döneminde Fransız ve Alman liderlerle üçlü bir Soçi mekanizması kurdu. Almanya’ya ve tüm Avrupa’ ya ucuz doğalgaz sağladı.
Tüm bunları yaparken NATO’nun çevresinde giderek çoğalmasını sadece izlemekle yetindi.
SSCB yoktu artık.
2003’te Irak’ı, 2011’de Libya’yı kaderine terk etti.
Saddam ve Kaddafi Amerikan uşağı tiplerce öldürüldü.
2008 Gürcistan işgali ile biraz uyandı ve 2015’te Suriye’de topa girdi ve Esad’ı Batı kuklası teröristlerden kurtardı.
Ama Putin’in bir zaafı da İsrail idi. Asla İsrail’e karşı bir harekette bulunmadı.
Suriye’de üsleri varken Tel Aviv’in Şam’ı gönlünce bombalamasına gıkını çıkarmadı. SSCB yoktu artık, renkli devrimler ve Batıcı liderler vardı.
Ukrayna’daki Maidan darbesini de önleyemedi.
ABD’ye alan açılmasına izin verdi.
2022’de tezgahlanan savaşta 100 binden fazla kayıp verdi. Neoliberal özel ordusu Wagner’in darbe girişimi ile karşı karşıya kaldı.
Ve bugün yani 2024 biterken Suriye’de de Irak ve Libya’da yaptığını yaptı, sahayı ABD ve İsrail’e terk etti.
Esad’ın batıcı ve siyonist yancısı teröristler tarafından devrilmesi ve bölgemizde yeni bir Libya veya Afganistan’ın ortaya çıkması tamamen Rusya’nın basiretsizliğinin eseridir. Bunun bedelini sadece Suriye, Türkiye ve İran değil Rusya da ağır ödeyecektir.
İran, Kuzey Kore veya Çeçenistan gibi sonradan müttefikler artık Moskova’ya güvenmez.
Erdoğan’ın salıncak dış politikası gibi Putin’in ürkek ve batıyla uzlaşmacı siyaseti kendilerine yıkım olarak geri dönecektir.
Çin’e gelince…
Çin’in güvercin boku gibi ne kokar ne bulaşır dış siyaseti de Suriye’de patlamıştır.
Pekin’den yapılan Şam’a destek açıklamaları havaya karışmış, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın-düşmanlarım eceliyle ölsün” şiarıyla demode Sun Tzu felsefesi ile pasifizmin doruklarına vurmuştur.
Libya’da Kaddafi’den çöldeki baraj için 70 milyar dolar iş alan Çin (ve Rusya hatta Türkiye), Libya’nın Arap sosyalisti lideri sokakta linç edilirken yeşil çay içmiştir.
Bugün de Arap sosyalisti Esad rejimini satışa getiren Çin ve Rusya ikilisi olmuştur.
Yeni bir dünya kuruluyor, evet ben bunu defalarca yazdım ve söyledim.
Bu dünya, küresel güneyin de sözü olan bir dünya olacaksa BRICS ve Kuşak Yol lideri iki ülkenin (Rusya ABD ile, Çin İngiltere ile gizli köşelerde buluşur) bu sinsi politikalarını bırakıp sahaya adam gibi inmeleri gerekir.
Aksi takdirde ne Asya’da ne Afrika veya Güney Amerika’da kendilerine güvenen bir müttefik bulamayacaklardır.
Suriye’nin düşüşü önce Türkiye, sonra İran ve ardından Rusya için benzer sonların riskini ortaya çıkarıyor.
Suriye “sarı öküz” idi.
Kusura bakmayında ne yapsaydı Rusya? Türkiye’ye güvenebildi mi. Türkiye sürekli Rusya’yı satmakla meşguldu. Ukrayna’ya silah verereki Esad ile anlaşmayarak. Muhalifleri destekleyerek. Rusya olmasaydı kürt koridoru çoktan açılmıştı. Burda en büyük satışı Rusya değil Türkiye yaptı. Mezhepci politikayla kendi ayağımıza sıktık. Allah kahretsin buna sepep olanları
En büyük ihaneti AKP iktidarı yaptı.Sarı öküzü veren onlar oldu.Suriye ve Kıbrısta zor günler bizi bekliyor.Çocuklarımıza büyük zorlukları miras bıraktık
British Petrol de yerli ve milli petrol ofisi olmuş.
Hayrını görelim. İran ile sıra değişti artık 1. hedefteyiz.
Peki bop eş başkanı? Hiç mi gelinen bu durumda payı yok?
Maalesef doğru. Gene uykusuz bir geceye merhaba.
ya kardeşim bunca yıldır yazarsın. seni okurdum eskiden tabi o vakit perinçeği falanda vatansever zannederdim. ama zamanla maymun gözünü açtı akıllandık. ama sen bizdende yavaş çıktın. biraz tarafsız gözle baksaydın özellikle rusyanın pkk yı bize karşı kullanmasını bize karşı gerekirse ABD ile bile işbirliği yapmasını sonra 35 Mehmedimizi şehit etmesini kesinlikle tehlike işareti olarak görürdün. Tek bir gerçek var. Biz adam olsak kimseye bakmadan istediğimizi yaparız. Ama ülkede sokaktaki insan basit çıkarına bakıyor. İşine geleni yapıyor. Hak hukuk umrunda değil. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyor. İşin sonunda sıra ona gelecek. Bu kadar basit.
Katılmıyorum. 65 Sünni arap Nüfusu. % 15 Nusayrı arap. % 12 Türkmen. % 3 kürt vs. nüfusuna sahip bir ülkenin direnebilmesi olanaksızdır. Rusya, Çin, Türkiye ve İran kazanmışlardır. Döşersin kuzey bölgelerine Türkmen ve Sünni Arapları kontrolü basit bir şekilde sağlarsın.
tek kazanan var o da once Israil ve sonra ABD. Gerisi hikayeden tiriska. ha bir de yakinda sozde kurdistan ulkesi ellerinden oper!
sevgili vodinalı,
bunu bir kaç defa bu köşede yazmıştım size. rusya, müesses nizama göbekten bağlıdır. o çok övülen sovyetler, putin’den farklı değildi. sadece insanlara ideoloji pazarlandı. arkada votka ve kahve içildi. abd ve rusya “düşman” kardeştir. yani müttefiktir. 2.dünya savaşının sonuna doğru tahran’da görüşen stalin ve rossvelt dünyayı paylaştılar. rossvelt o geceyi rus elçiliğinde uyuyarak geçirdi. işte bu kadar içiçeler. kızıl devrim sonrasında kızılhaç üzerinden rusya’ya çöktüler zaten daha o zamanlar. rusya’nın suriye’ye girmesi de abd destekliydi, çıkması da. ukrayna savaşı da öyle.
abd ve rusya çingiltere’ye karşı. kanada üzerinden isviçre dağlarına bakan trump’ın ve ya doğru ifade ile amerikan derin devletinin diğer adımı ingiltere’dir, yani çin.. pasifik ısınacak. uzun bacaklılar bakalım bu sefer nereyi karıştıracaklar.
selamlar.
Türkiye
Daha önce yazdım, yine yazıyorum.
Rusyanın dünyada ABDye kafa tutmak gibi bir derdi yok. SSCB sınırları içindeki ülkelerde hegemonyasını sürdürmek dışında başka politikası yok. Zaten toprakları çok büyük ve doğal kaynakları çok fazla. Nükleer silahı olduğundan bu toprakları korumak konusunda caydırıcılığı var. İçeriden bir huzursuzluk ve ayaklanma olmadan Rusyayı yıkamazsınız.
Çin’e gelince. Çin asla ABD ye kafa tutamaz. Batılı şirketler Çindeki üretimlerini başka ülkelere kaydırırsa ve Çin ürünlerine yaptırım uygularsa, Çin 1,5 milyar nüfusu nasıl doyuracak ? Batılı şirketler Çinde olmazsa Endonezyada, Vietnamda, Filipinlerde, Afrika ülkelerinde, Türkiyede üretirler. Trump yaptırımları ve gümrükleri uygulamaya sokunca Çin’in ne yapacağını göreceğiz.
Rusya bu yaptırımlara dayandı, çünkü Rusya batı için dev bir pazardı. Yaptırımlar Rusyadan çok batılı şirketlere zarar verdi. Ayrıca gaz ve madenler yönünden batılı ülkeler Rusyaya bağlı idi. Çin için durum tam tersi.
Sayın Vodinalı, farkında mısınız?
Lozan’dan sonra Osmanlının bakiyesi Suriye, Arabistan, Kudüs ne olacak? Bu tam bi fiyasko minvalli meclisteki muhalif milletvekillerinin sözcüsünün Mustafa Kemal’i eleştirisi gibi olmuş yazınız…
Umarım hayalkırıklığınız bulaşıcı olmaz…