Avatar
Mustafa Önsel
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Diğer
  4. Ağaç, dibindeki bunca gürültüyü duymuyor mu?

Ağaç, dibindeki bunca gürültüyü duymuyor mu?

featured

Darbecileri açıklıyorum-2

TSK’daki gelişmelere (Jandarma dahil) önceki yazıdan, bıraktığımız yerden devam edelim…

2018 şûrasında 2017’deki büyük tasfiye nedeniyle çok fazla değişiklik olmadı. Ancak FETÖ’nün hedefinde olan birkaç komutan daha emekli edildi.

Ancak jandarmada bir yerlere işaret verir gibi tasfiyeler gerçekleşti. 15 Temmuz gecesi, kamuoyu henüz daha ne olduğunu anlamamışken, FETÖ’cü kalkışmacılara ilk müdahaleyi yapan beş subaydan ikisi emekliye sevk edilirken; diğer ikisi (biri o gece FETÖ’cülerin açtığı ateşle yaralanmıştı) istekleri dışında yurt dışına gönderiliyordu.

Emekli edilen iki subay, o akşam kalkışmacılarla silahlı çatışmaya girmişti. Hatta biri o esnada ellerine düşmüş ve kafasına ateş edilmiş, silahın ateş almaması sonucu hayata tutunmuştu.

Emekli edilmekle kalmadılar, koruma kararları da kaldırıldı. Bununla ne yapılmak istendiğini ilgililer cevaplamak durumundadır. Bununla yetinildi mi? Tabii ki hayır!

Daha da ileriye gidildi ve söz konusu personel, armudun çöpü, üzümün sapı diyerek mahkemeye de verildiler. Yargı süreçlerinden alınlarının akıyla çıktılar ama üniformalarından olmuşlardı… Birileri adeta 15 Temmuz’daki yürekliliklerinin hıncını alıyordu.

Hemen hatırlatalım ki o geceyle ilgili yaptıklarına karşılık sonuçta bir sayfalık kâğıttan ibaret takdirname bile kendilerine çok görülmüştü. Bu yaşananları ilk defa duyanlar için çok şaşırtıcı gelebilir.

Sahi bu yaşananların, FETÖ ile mücadeleyi dilinden düşürmeyen ağacın imajına verdiği zararı, hangi tank, top veya uçak verebilir?

İşte bu kabul edilemez, toplum vicdanını yaralayan tasfiyeleri yapanlar/yaptırtanlar, ağacın altını oyan kazmalardır…

SADECE BUNUNLA KALINSA İYİ

Jandarmada en işlevsel makam il jandarma komutanlıklarıdır. Bu makama atananların çok büyük çoğunluğunun rütbesi albaydır. Bu albayların bir ikisi hariç, hemen hepsi 15 Temmuz gecesi kalkışmacılara prim vermemiş ve onlara karşı durmuştur.

Sonrasında mı? Jandarmada 2 yıl içinde 100’den fazla albay emekliliğe sevk edildi. Tam da FETÖ’nün yapmak istediği yapılmıştı. Nedenini anlatayım…

15 Temmuz öncesi FETÖ militanı bir kısım sözde karargâh subayı, Genel Kurmay’da komutanları ikna ederek bir kanun tasarısı hazırladılar. Konu, emeklilik yaşı düzenlemesiyle, FETÖ’nün en az nüfuz ettiği dört devrenin aynı anda emekliye sevk edilmesiydi.

İşte FETÖ’cülerce gerçekleştirilmek istenen bu amaç, 15 Temmuz’dan 2 yıl sonra özellikle Jandarma’da gerçekleşiyordu. Herkes FETÖ 15 Temmuz’da başarılı olsaydı farklı olarak ne yapacaktı diye sorguladı haliyle.

Gerçekten de, hem FETÖ ile mücadele ediliyor deyip, hem de böylesine her yönden güvenilir, PKK ve FETÖ konusunda birikim sahibi personelin tasfiyesi anlaşılır gibi değildi.

Diyorum ya, bu tür kararları çeşitli gerekçelerle kabul ettirenlere mercek tutulsun, bakalım nasıl bir çapanoğlu çıkacak görelim…

O gece tankın önüne çıkıp direnirken karnından vurulan bir Emniyet Müdürü, FETÖ’cüler tarafından atandığı pasif görevden alınıp daha etkin göreve getirilmediği için bir sene sonra emekliliğini istemişti.

Bu yapılanların gerçekten akılla izahı yoktu!

Kazma, ağacın dibini kararlı biçimde oyuyordu…

Bu arada 2. Ordu komutanı olan ve Afrin operasyonunun komutanı olan Orgeneral İsmail Metin Temel, harekâtla ilgili sadece kendisine ödül verilip, orada savaşmış astlarına ödül verilmemesine itiraz ediyor, bu haklı itiraz gerekçe gösterilerek ordu komutanlığı görevinden alınıyordu. Gerekçe yaratma da üstlerine yoktu!

Böylece TSK’nın en savaşçı generallerinden biri, Suriye ve Irak’taki gelişmeler nedeniyle en önemli ordunun (2. ordu) komutanı, görevden alınıp Ankara’da 5 metrekarelik odaya mahkûm ediliyordu.

Kamuoyunun bunun izahını beklemesi en tabi hakkıydı. Ancak hiç ses çıkmadı!

Görünen, kim doğruları açıkça konuşuyor, FETÖ’yle ve PKK ile kararlı mücadele ediyorsa gittiğiydi. Birileri bir şekilde ağacı ikna ediyor ve savaşçı, güvenilir, liyakatli askerlerin ipini çektiriyordu. Dışarıdan algılanan buydu!

Kim ne yapmak istiyordu? Anlamak zor değil mi?

Kazma çalışıyor, işini ustaca yapıyordu…

EN VURUCU TASFİYE…

En vurucu tasfiye 2019 Şûrasında oldu!

Geçmişte FETÖ’nün hedefindeki pek çok general ve amiral ile Suriye cephesinde 3 yıldır görev yapan, oradaki gelişmelere hâkim olan, İsmail Metin Temel Paşa ile çalışmış bütün komutanlar emekli edildi. Bu da kabul edilebilir, akılla izah edilir bir şey değildi.

Emekli edilenlerin içinde Afrin’i bizzat ele geçiren komutanla, 15 Temmuz’da İstanbul’da görev yaptıkları kışlada FETÖ’cülere direnen, kalkışmacılara karşı koyan, sonrasında general olmuş iki komutan da bulunuyordu. [1]

Bu arada terfi ettirilmeyen çok başarılı bir kısım albayın gelecek görmedikleri için kendi istekleriyle ayrıldıklarını, bir kısmının da yönetimce emekliye sevk edildiğini ifade edeyim.

TSK’da tam bir şok etkisi olmuştu. Tasfiye o kadar büyük ve kabul edilemezdi ki Balyoz kumpasıyla kıyaslayanlar bile oldu.

Kazma çalışıyordu…

AĞAÇ, DİBİNDEKİ BUNCA GÜRÜLTÜYÜ GERÇEKTEN DUYMUYOR MU?

Bu arada muhtemel tasfiyeyi yapanlarca yönlendirilen karanlık geçmişli birkaç gazeteci müsveddesi, “Ordudan Perinçekçiler temizleniyor” iftirasıyla kamuoyunu etkilemeye, bu tasfiyeyi örtmeye çalışıyordu.

Buradaki asıl çelişki ise başkaydı. Biz, bu tasfiyeye dikkat çekip, FETÖ’nün bir gecede yapacağını, birilerinin birkaç yıla yayarak yaptığını ifade ederek feveran ediyorduk.

Peki, bizim feveranımıza en fazla tepki gösterenler kimlerdi tahmin edin; Perinçek’in takipçileri…

Terane aynıydı, “Savaşan ordunun moralini bozup, bozgunculuk yapanlar.” Bozguncu, bu vahim tabloya dikkat çeken biz oluyorduk.

Tasfiyeyi gerçekleştirenleri yani esas bozgunculuğu yapanları bırakıp, başka hedefe yönelmek nasıl bir anlayıştır, nasıl bir düşüncenin ürünüdür anlamak zor! Gerçekliği kaybetmek böyle bir şey olsa gerek!

Diğer muhalif partiler bu tasfiyeler karşısında ne yaptı diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Kocaman bir hiç! Birkaç dostlar alışverişte görsün açıklaması o kadar!

Nerden baksan delice işler, akılla izah edilemeyen durumlar…

Kazma işini biliyordu da hep sorulan, ağacın, dibindeki bunca gürültüyü nasıl duymadığıydı…

KAZMANIN SESİNİN DAHA NET DUYULDUĞU OLAY!

Uzatmamayım…

Son olarak, FETÖ mücadelesi ve Doğu Akdeniz politikalarının başat aktörü Amiral Cihat Yaycı’nın görevden alınıp emekli olmasına sebep olundu.

Tıpkı 2017’de, 15 Temmuz kalkışmasının sanıklarından FETÖ militanı bir albayın önceden, Aksakallı Paşa ile ilgili olacakları bilmesi gibi, tam 1,5 ay önce Yaycı’nın görevden alınıp istifaya zorlanacağını ifade eden bir kısım FETÖ hesaplarının söyledikleri de bire bir gerçekleşmişti.

Buradaki tuhaflığı sadece biz mi görüyoruz?

Bu konu hala sıcaklığını koruyor ve tartışılıyor. Çok kesim çeşitli motivasyonlarla seviniyor, FETÖ’cüler ise bayram ediyor. Hatta o kadar umutlanmışlar ki bir kısmı yurtdışından yakında döneceklerini ifade etmekten çekinmiyorlar. Bir kısmı üniformalarını hazırladıklarını bile söylüyorlar…

Elbette onların umudu bitmeyecek ama…

Bu olanın bitenin normal olup olmadığını kamuoyu adına ağaca sormak durumundayız!

Peki, ey Ağaç, sağda solda darbeci arayacağına, garabet kokan bu kararların, bu uygulamaların sana verdiği zararlara yoğunlaşsana… Bu kararları sana bir bahane ile aldıranlara mercek tutsana!

İşte bu kararlar, dibini oyan kazmanın sesleridir, duyarsan… Daha ne diyelim?

ARTIK TANKLARIN SOKAKLARDA YÜRÜDÜĞÜ DARBE HAYAL ETMEYİN, ANCAK…

Artık tankların sokaklarda yürüdüğü, uçak ve helikopterlerin havada uçtuğu, askerlerin sokak başlarını tuttuğu bir darbenin olması imkânsıza yakın bir durumdur!

Ancak bu yazı dizisinde ifade etmeye çalıştığım gibi, darbe; 15 Temmuz’un hemen ertesinde, bilerek ya da bilmeyerek yapılan/yaptırılan yanlış uygulamalarla, yazımda ağaç olarak sembolleştirdiğim devlete hükmedenlerin kamuoyunda prestij kaybetmeleriyle başladı.

Elbette bu, bildiğimiz anlamda bir darbe değildi.

İktidarın, yanlış kararlarla her geçen gün kan kaybetmesi, kamuoyu desteğini yitirmesidir darbe. Bunun müsebbibi de kendisidir. Dibindeki kazma dediğimiz, nihayetinde yönetsel erk olarak hükümetin atadığı, görevlendirdiği, yanlış uygulama ve kararları, karar alıcılara bir şekilde kabul ettirme maharetine sahip figürlerdir.

Ne yapılmak istediğinin dikkatle takip edilmesi elzem görünmektedir.

Ağacın Kurdu ne yapıyor bilmiyorum ama kazması çok faal!

Kazmanın; tanktan, toptan, helikopter ve uçaktan daha etkili bir silah haline geldiğini görüyorum…

Devam edecek…

[1] Ayrıntılar için tarafımdan kaleme alınan Bellek kitabının s.221-227’ye bakınınız.

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

8 Yorum

  1. 11 Haziran 2020, 08:31

    Yapılanların anlamsızlığı saçmalığı aynen dediğiniz gibi, anlaşılması zor görünüyor. Geçmişte de Ülkemizin zararına olan, ancak bizi yönete(meye)nlerin yaptığı, göz yumduğu şeylere bir anlam veremiyorduk. Sonra bir kez daha anladık ki, biz nato’ nun ülkesiyiz. Daniele Ganser “Nato’nun Gizli Orduları” kitabında; Saceur’ un komutasında ki SHAPE+ACC nin yani gladio’ nun karargahının, Avrupa’ daki üye ülkelerin, tüm önemli yönetim ve operasyon merkezlerini ele geçirdiğini, mevcut hükümetlerin hatta devletlerin bu yapıya gücünün yetmediğini, bu kirli örgütün, emperyalist küresel güçlerin çıkarına olacak bir çok karanlık cinayetin, sabotaj, suikast ve eylemlerin sahibi olduğunu kanıtları ile yazıyor. Bana göre (yıllardır bunu yazıyorum) Fetö, bu şebekenin gladio’ nun sadece bir parçasıydı. Bunu, kumpaslar döneminde çok farklı ideolojik ve sınıfsal yapılardan gelenlerin, nasıl aynı anda, birlikte senkronize bir şekilde hareket etmelerinden kolayca anlayabiliriz. Ben SHAPE’ nin tasfiye edilenlerin yerine B sınıfındaki kriptolarını (ki daha ustalarını) harekete geçirdiğini düşünüyorum, dilerim yanılırım.

  2. ”’Hatta birileri ellerine düşmüş kafasına doğrulan silahın ateş almamasıyla hayata tutunmuştu” bu tasvire uyan subayın mutlaka tasfiyesi şarttır,çünkü acımasız geçmiş bizlere hiç bir şeyin gerçek olmayacak kadar iyi olmayacağını öğretti,rahmetli yazıcıoğlu’nun helikopter kazasındaki,düşme olayındaki milli radarların 6 dakika kapalı olmasından dolayı düştüğü yerin tespit edilememesi gibi tamamıyla kuşkulu, ama sağolsun bu site sayesinde yer alan eski askerlerimiz ve komutanlarımız dolaysıyla epey bilgi sahibi oluyoruz,anlamakta ve idrak etmekte zorlanan konu ise,bu ülkenin komuta kademesinin asıl görev ve vazife anlayışının nerelere kadar ciddiyetle ifa edildiğini bir türlü çözülmemesi,on yıllarca bu ülkedeki asıl güç ve otorite olarak,beğenmediği iktidarı alaşağı ederek kendilerini Atatürk’ün kendilerine bu vatanı emanet ettiği bekçiler yadederek, sınırlar hala delik deşik,onyıllarca sayısız kurban verdiğimiz ve kıt kaynaklarımızı muazzam bir şekilde harcadığımız 5-6 bin çapulcuyu yuvalandıkları in mağara ve sığınaklardan yeni yeni temizlediğimiz ve sözde muassır medeniyet hedefine bir kulaç yol gidemediğimiz sürecin içinde hangi rolleri oynamışlar?muzzam general sayısıyla,muazzam kaynaklara erişiminde bu milletin canını,malını,kanını esirgemediği bu topluluk nasıl?kime? çalışmış?ortadaki acziyetin hiç bir şekilde bu Milletin haketmediği gerçeği

  3. 9 Haziran 2020, 21:30

    Nurettin veren 2016 yılında yapılan habertürkteki yaklaşık 6 saatlık programda eski başbakan Yıldırım Akbulut’un pensilvanyadaki maklube kokulunun Abd vatandaşlığına alımı için kefil olan 6 Türkten biri olduğunu söylemişti. Ve o kişi şu an cumhurbaşkanlığı yüksek istişare kurulunda. Mücadele dedikleri bu mu, Neler oluyor..?

  4. 9 Haziran 2020, 20:00

    Mustafa Komutanım bu ağaç niye farkında değil bütün bunların? Sayın H. Atilla Uğur, Babala TV’nin Mevzularında bir hanımefendinin sorduğu soruya, ordu bittiyse dükkanı kapatıp gitmemiz gerekir gibi bir şey demişti.
    Komutanım sizler şanlı Türk Ordusunun emekli subaylarısınız, TSK’da elbet bildiğiniz, tanıdığınız vatansever askerler vardır, en azından öyle umuyorum. Biz orduyla bağlantısı olmayan vatandaşlar bilmiyoruz, haberlere bakıyoruz vatanseverler ordudan tasfiye ediliyor. Ne yapacağız Komutanım? Umudumuzu neyle tazeleyeceğiz? Ne olur biri çıkıp desin ki orduda hala Atatürk’ün yolunda aslan gibi subaylar var, biz de umudumuzu yitirmeyelim Komutanım. 19 yaşımdayım umudumu yitirmedim ama yalnız olmadığımızı öğrenmek istiyorum. Ne olur isim vermeden sadece ‘var’ deyin tanıdıklarınızdan.

  5. evet, ben de bizzat ağacın kendisinin aynı yolun yolcusu olduğunu görüyorum.

  6. bu yazıdan görünen ve belli olan, Türkiye Cumhuriyeti’nin sonu da Osmanlı’nın aynen sonu gibi olacak.

  7. 9 Haziran 2020, 17:45

    Ben de zaten uzun zamandır bunu merak ediyordum tüm bunlar olurken konumları (işleri) gereği Türkiye’yi korumak için oluşturulmuş devlet yapılarının başındaki kişiler, generaller, müşavirler, bakanlar, milletveklilleri falan nerelermiş?
    İşin ucu sanki fetöcü görünmeyen ama amaçları fetöyle aynı olan bir gruba çıkacak gibi.
    Türkiye’nin kendi otomobili olmasını da engelleyen kimdi? Türkiye’nin roket çalışmalarını yapan bilim insanımızın evi neden yandı hiç neden yokken? Demirağ’ın yaptığı uçak fabrikasının kapanmasını sağlayan kimlerdi?
    Türkiye’nin önüne çelme takan bu insanlar ve bunların dostları hala dimdik ayakta. İşte bu yüzden o ağacın temeline hala kazmayı hala sallayabiliyorlar.
    Türkiye’de bu kişileri bir bir izini takip edip bulabilecek bir güç var mı? Yoksa “ nasıl oluşturulabilir“ doğru sorudur.

  8. Mustafa Bey, tarih bu kadar “saf” bir ağaç henüz kaydetmedigine göre, gelin, şu işi yaptiranin bizzat ağacın kendisi olduğu, uygulamayı da muhtelif kullanışlı dallara yaptırdığı gerçeğini, artık kabul edelim. Tersten okursak ağaç bir dekor, yönetsel bir islevi yok, ipler orman cinlerinde… Perinçek ve takipçilerinin ağacın ve hatta ormanin genelindeki etkisini daha açık görmek isteyenler Şamil Tayyar tasfiyesine, Ibrahim Kalın fircalarina, tv programı gedikliliklerine bakabilirler.

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!