Avatar
Mustafa Önsel
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Diğer
  4. Kovid19’un hatırlattığı tarihteki büyük salgınlar ve sonuçları…

Kovid19’un hatırlattığı tarihteki büyük salgınlar ve sonuçları…

featured

Dünya, toplu ölümlere sebep olan yeni bir salgınla boğuşuyor. Adı Kovid19.

İnsanoğlu epey zamandır unutmuştu bu tür salgınları. Ama 21. yüzyılda küresel ölçekli böylesi bir felaketle yüz yüze geldi. Hâlbuki daha düne kadar bizzat kendi ürettiği kitle imha silahlarıyla toplu ölümlere sebep oluyordu.

Güçlüler, zenginler, ezenler rahat ve mutlu hayatlarına devam ederken; zayıflar, yoksullar, ezilenler, ama konvansiyonel ama kitle imha silahlarıyla ama açlıktan can veriyordu.

Kovid19 en azından can almada güçlü, zayıf; zengin, yoksul tanımıyor. Görülen bu anlamda adil davranıyor olduğudur. Asıl konuya gelelim…

Bu salgın yakın tarihte gerçekleşen, tüm dünyaya yayılımı kısıtlı salgınlara (SARS vb) benzemiyor. Yayılma hızı tam çağımıza uygun biçimde inanılmaz süratli.

Şu anda dünyada kutuplar hariç, girmediği, tehdit etmediği bir coğrafya yok!

Ülkelerin halkları perişan. Devletler çaresiz. Özellikle gelişmişliğin kibrini yaşayan batılı ülkelerin hiç de öyle organize olmadıkları görüldü. On binlerce insan hayatını kaybetti. Bu bela, bu satırlar kaleme alınırken can almaya devam ediyordu. Belli ki daha da devam edecek.

Şu an ölümlerin vahim boyutlara ulaştığı ülkelerden biri de dünyanın bir numaralı süper gücü ABD.

Bu salgın mutlaka bir süre sonra bitecek. Ancak yüz binlerce insanı hayattan koparttıktan sonra. Bunun ötesinde, insanlık olarak yeni bir dünyaya uyanacağımız da kesin.

Hem küresel, hem yerel, hem bireysel ölçekte çok şeyin değişeceği çok açık.

Kovid-19 kâbusundan uyandığımızda bireyler ve toplumlar ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel alanlarda pek çok şeyi sorgulayacaklar. Ve görülen o ki mevcut düzenler derinden sarsılacak…

Salgınlar geçmişte de insanlığa çok acılar yaşatmış. İnsanlar savaşlarda kaybettiği canlardan çok daha fazlasını kaybetmişler bu salgınlarda.

Örnek vermek gerekirse 1853-1856 Kırım Savaşında çatışmada ölenlerin sayısı 20 bin, salgın hastalıktan ölenlerin sayısı ise 75 bindir. 1. Dünya Savaşında 8,5 milyon insan can verirken, aynı yıllara denk gelen İspanyol gribinden 50 milyondan fazla insan öldü.

Çok büyük acılar yaşanmış. Bu acılar sonrası da büyük değişimler gerçekleşmiş.

***

Bu anlamda Kovid-19 sonrası ne gibi değişimlerin olabileceği şimdiden tartışılmaya başlandı bile… Söz konusu salgın her geçen gün etkisini artırsa da insanlar, salgın geçtikten sonra bizi nasıl bir dünyanın beklediğini düşünmeye başladı.

Şu an tartışılan ezber, Kovid-19 sonrası şekillenecek dünyada küreselcilerin mi yoksa içine kapanmacıların mı borusu ötecek sorusudur.

Olay böylesine basit mi seyredecek? Sadece bu iki seçenek dışında başka yol yok mu? İrdelemek gerekir. Hemen ifade edeyim olayın böylesine siyah ve beyaz olarak seyretmesi doğal değil.

İrdeleyeceğiz ama önce geçmişteki salgınlardan sonra yaşananlara bakalım. Tarihteki salgınlar ve sonrasında neler olmuş kısaca değinmeye çalışalım.

***

MÖ. 430’da Atina’da görülen, Atina Vebası olarak tarihe geçen salgında Atina halkının %30’u,

1161’de, Roma merkezli olup Afrika, Batı Asya ve Avrupa’da etkisini gösteren ve 20 yıl süren veba salgınında o zamanki nüfusun %30’u,

541’de Avrupa’da ortaya çıkan ve 1 yıl süren veba salgınında nüfusun %40’ı,

1347’de yine Avrupa’da ortaya çıkan, yaklaşık 10 yıl devam eden, bugüne kadar ki salgınların en ürkütücüsü ve ağır sonuçları olan veba salgınında Avrupa kıtasında yaşayanların %50’si yani 100 milyon civarında insan,

15.yüzyılda Amerika’da başta çiçek hastalığı olmak üzere çıkan çeşitli salgınlar sonucu Amerika yerli nüfusunun çok büyük bir kısmı,

1852-1860 yılları arasında Rusya’daki kolera salgınında 1 milyon,

1889’da tüm dünyada ortaya çıkan ve 1 yıl süren grip salgını yüzünden toplam 1 milyon,

1918-1920 yılları arasında ortaya çıkan ve tüm dünyada etkin olan İspanyol gribi 50 milyonu aşkın,

1957-1958 yılları arasında ortaya çıkan ve tüm dünyada etkili olan Asya gribi 2 milyon,

1968-1969 yılları arasında ortaya çıkan ve tüm dünyada etkili olan Hong Kong gribi 1 milyon,

1970 yılı sonrası ortaya çıkan günümüze kadar gelen, bulaşması özel şartlara bağlı AİDS sonucu 32 milyon civarında insan hayatını kaybetmiştir.

2000’li yıllarda zaman zaman görülen kuş gribi, domuz gribi vb daha çok hayvanlarda görülen, ancak insanları da etkileyen ve kısmen ölümlere sebebiyet veren salgınlar görülmüştür.

Bu salgınlar insanları göreceli etkilemiş, ancak salgının yayıldığı bölgelerde milyonlarca hayvanın ölümüne ve bulaşıklığın önüne geçmek maksatlı, itlafına sebep olmuştur.

Gelelim sonuçları itibarıyla önem arz eden salgınlara…

***

MS.161’de Roma’da başlayan ve MS.180 yılına kadar devam eden veba salgını, yaklaşık 20 yıl içinde nüfusun üçte birinin ölmesine sebep olmuştur.

Böylesi büyük bir can kaybı Roma’nın çöküşünü tetiklemiştir.

***

MS 164 yılında Çin’de ortaya çıkan salgın, çok büyük kayıplara sebep oldu.

Bazı bölgelerde nüfusun yarısı can verdi. Kıtlık baş gösterdi. Ülkede büyük bir karmaşa ortaya çıktı.

Çin’in başında bulunan hanedanlık tepkileri göğüsleyemedi. Yaklaşık 300 yıldır yönettiği Çin’de iktidarı kaybetti.

Yerine Ging Hanedanlığı geçti.

***

1347 yılında Avrupa’yı vuran ve 10 yıl devam eden, nüfusun %50’si yani 100 milyon gibi çok büyük sayıda insanın ölümüne sebep olan, tarihin en yıkıcı salgını olarak bilinen veba sonrası, Avrupa’da bilindik sistemlerde büyük değişiklikler oldu.

Bu veba salgını sonrası Kilise hâkimiyetini kaybetti.

Kilisenin yanı sıra Avrupa’da bir başka güç odağı büyük toprak sahipleriydi. Bunlar geniş arazilerinde çok sayıda insandan ucuz iş gücü olarak yararlanıyor ve elde ettikleri gelirle büyük güç oluşturuyorlardı.

Veba salgını en fazla, bu geniş arazilerde çok zor şartlarda çalışan köylüleri vurdu. Bu da yaşama tutunanların, geniş toprak sahiplerinin karşısında pazarlık yapabilme olanağını elde etmelerini sağladı. İnsanları çalıştırmak çok pahalıya gelmeye başladı. Böylece feodal sistem de eski gücünü kaybetti.

Bu, Avrupa’yı başka sistem arayışına itti. Çalışan sayısını azaltan, iş gücü tasarrufu sağlayan arayışlar başladı. Bu anlamda teknoloji öne çıktı. İnsan gücünün kullanılmasını minimize eden makinaların ortaya çıkışı bu süreçten sonradır.

Dolayısıyla sanayileşmenin önü bu salgının tetiklemesiyle açılmıştır.

Makineleşmenin artması ve gelişmesi, denizlerde uzun süre kalabilecek gemilerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Böylece deniz aşırı coğrafyalara gitme olanağı yakalanmış, bu da keşifleri beraberinde getirmiştir.

Yeni keşfedilen yerlerde bulunan yerli halka, sahip olunan teknolojinin ürünü ateşli silahlarla kolaylıkla üstünlük sağlanmış ve yeni coğrafyalardaki el değmemiş zenginliklere sahip olunarak sömürgecilik evrensel boyut kazanmıştır.

Sömürgeciliğin yayılmasıyla Avrupa kıtası, bugünlere kadar yansıyan bir zenginliğin sahibi olmuştur…

***

Amerika kıtası Avrupalılar tarafından 15. yüzyılda keşfedilerek sömürgeleştirilmiştir.

Kıt’a keşfedildiğinde o zaman için azımsanmayacak yerli bir nüfus barındırıyordu. Çeşitli kaynaklar bu nüfusun 60 milyon civarında olduğunu ifade ediyorlar.

Avrupalıların Kıta’ya ayak basar basmaz kendileriyle birlikte getirdikleri, o zamana kadar söz konusu Kıta’da bilinmeyen, görülmeyen salgınlar yüzünden yerliler kitleler halinde ölmeye başladı. Çünkü bu tür virüslere karşı bağışıklık sistemleri güçlü değildi.

Veba, sıtma, koleranın yanı sıra özellikle çiçek hastalığı kitlesel ölümleri artırdı. Bazı bulaşıcı hastalıkları Avrupalıların bilinçli yaydıklarıyla ilgili de ciddi iddialar bulunmaktadır.

Bu salgınların sonucu yerli nüfusun %90’a yakın can vermiştir ki Kıta’da yerli nüfus toplamı 10 milyonun çok altına düşmüştür.

Koskoca Kıta’da nüfusun böylesine azalması sonucu araziler boş kaldı. İnsan elinin değmediği bölgeler çoğaldı. İşlenemeyen arazilerde bitki örtüsü inanılmaz ölçülere ulaştı. Bu da karbondioksit seviyesinde düşmeye sebep oldu. Dolayısıyla ısı miktarında ciddi kayıplar yaşanmaya başladı. Isı düşüşleri sadece Amerika değil bütün dünyada hissedildi. En çok da bütün bunlara sebep olan Avrupalıların Kıta’sında.

Avrupa’da buna bağlı yaşanan ısı düşüşleri tarımı olumsuz etkiledi. Bu nedenle Avrupa’da kıtlıklar yaşandı.

Görüldüğü gibi yeryüzünde garip bir döngü var. Doğal ve doğru olmayan şeyler yaptığınızda sağladığınız avantajlar, bazen sizin aleyhinize durumlara sebep olabiliyor.

***

19. yüzyılın hemen başında Fransa, Haiti’yi işgal etti. 60 bin civarında askeri Haiti’ye çıkardı. Ancak askerler bağışıklık sistemlerinin henüz tanımadığı sarıhumma hastalığına yakalandı. Fransa, 50 bine yakın askerini kaybetti.

Sarıhumma Fransız ordusunu yerle yeksan etmiş, bozguna uğratmıştı. Fransızlar geri kalan askerlerini apar topar geri çektiler. Dönebilen sayı, gidenlerin %20’si bile değildi.

Sonra ne oldu? O zaman imparator olan Napolyon, sadece Haiti’den değil Kuzey Amerika’daki hedeflerinden de vazgeçmek zorunda kalmış, burada elinde tuttuğu büyük arazileri ABD yönetimine satarak o coğrafyadan tamamen çıkmıştır.

Bu olay sonucu, topraklarını yaklaşık 2 milyon kilometrekare büyüten ABD, daha da güçlenmiş oldu.

***

19. yüzyılının sonuna doğru Afrika Kıta’sında sığır vebası ortaya çıktı. Hastalık bulaşıp insanları direkt etkilemese de dolaylı olarak çok etkiledi.  Bu salgında Afrika halkı, büyükbaş hayvanlarının küçük bir kısmı hariç hepsini kaybetti. Bu Kıt’a halkı için çok büyük bir yıkımdı.

Bölgede bu kadar hayvanın ölümü et açısından büyük sorun yaşanmasına sebep olmasının yanı sıra tarımı da vurdu. Çünkü büyükbaş hayvanlar toprakların sürülmesinde kullanıldığı için bu alanda da büyük kayıplar ortaya çıktı.

Kıtlık başladı. Bunun sonucu bölgeden yoğun göçler başladı. Bölge insansızlaştı.

Bu da Avrupalıların 19. yüzyılın sonlarında bölgeyi rahatlıkla sömürgeleştirmelerini kolaylaştırdı.

Evet, salgınların dünyanın gidişatını direkt etkilediği iddia edilen salgınlar bunlar.

Peki, bu zamana kadar görülen salgınlar arasında sürat açısından ilk sıraya yerleşen, kısa sürede dünyanın tamamına yayılan, öldürücülüğü geçmişteki bir kısım salgından daha az olsa da bulaşıcılığı açısından da bir numara olan, şu an için dünyanın tamamının tek derdi haline gelen ve dünyayı kocaman bir cezaevine çeviren Koronavirüs diğer adıyla Kovid19 sonrasında neler olabilir, gelin onu irdelemeyi de başka yazılara bırakalım…

Devam edecek…

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. 30 Nisan 2020, 14:36

    Ne o editör beyefendi, hoşunuza gitmeyen yorumları siz de yayınlmıyorsunuz. Oldu o zaman!

  2. Benim korkum herkes kendi hayallerini ortaya koyarak dunya degisecek diyor ya, herkes degisecek deyince aslinda hicbir sey degismeyecek demektir bu..Tum atlar ayni anda finish cizgisini gecmez ki..Mevcut duzen “birkac ufak duzeltmeyle devam eder gidebildigi yere kadar da gider” senaryosuna da hazir olunmali..Yoksa insanlik cok buyuk hayal kirikliklari yasar…

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!