Veryansın TV’den büyük bir gazetecilik başarısı! Kılıçdaroğlu başkanlığında yapılan CHP ‘meclis’ konuşması tapelerini ele geçirdik. Toplantıda, Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu, Erdoğan Toprak, Kaan Salıcı, Tuncay Özkan, Özgür Özel, Faik Öztrak, Engin Özköç, ve, ‘seslerinden’ isimlerini tam tespit edemediğimiz vekiller çok gizli kararlar alıyor….
Gizli metnin yayınından önce hatırlatmak zorundayız.
Mesela, bir insanın kolu bacağı yoksa, ampute, engelli, sakat, vs. denir, çünkü arıza fizikidir, ancak bir insanda ‘vatan’ duygusu ya da vefakarlık kardeşlik insanlık vb. gibi duygular yoksa, CHP’li seçmenlerin bu kafadan sakatları tanımaları şüphesiz uzun sürecektir.
Bu itibarla, CHP seçmenini enerjik ve uyanık kılmak için büyük gayretler içindeyiz.
Diyelim, karanlık bir hapishane hücresinde eliniz kolunuz bağlı çaresizsiniz, korkmayın, sizin beyninizi birisi mıncıklamış ve sizi gerçekte hapiste olmadığınız halde sizi karanlık ve dar bir alana mahkum etmiş.
Yapacağınız tek şey, sıkıştığınız yere bırakın kendinizi ve sizi o hale getiren siyasi sorunları-dayatmaları hiç ciddiye almayın.
Siyasi sıkışmışlık halinizden ne ileri ne geri laf edip baskı altındaki yaralarınızı deşmeyin, çünkü, size dert-yara-tasa diye sundukları PKK ve Fetö’nün kuyruk acısıdır. Bana ne kardeşim, deyip, siyaset diye sizi kıstırdıkarı-tutukladıkları hapishane hücresinden kurtulun!
Fetö’nün oyuncağı olmuş genel başkanınız Fetö’nün iki yönlü çalıştığından bile habersiz. Fetö’nün önüne sürdüğü bilgilerin sözcülüğünü yaparken aynı bilgilerin kendini de bitirdiğini akıl edemeyecek kadar şirazesini rüştünü ruhsal sağlığını kaybetmiş bir kukla!
İkinci öğüdümüz, tıpış tıpış’a mecbur edilen sayın seçmen, korkmayın, ne yapalım başka çaremiz yok, demeyin, çünkü, her insanın içinde çok güçlü hayatta kalma içgüdüleri vardır ve her şartta bu içgüdüler dayatılan şırınga edilen kumpaslara baskın gelecektir.
Aksine, size dayatılan Fetö PKK tezlerini ciddiye alır ve bu dert beni beynimi yiyip bitirecek derseniz o dert sizi sahiden yiyip bitirir, bu yüzden rahat olun.
İşte dünyanın en güzel kafası, surdibinde içip güzelleşen iki kafadar düşünün, ya da kaldırımda sereserpe uzanıp güneşlenen köpekleri düşünün, dertsiz tasasız, ne güzeller işte, Fetö kumpaslarına alet olmadıkları için neşeli ve keyifleri gıcır!
Sevgili seçmen, Halk TV ve Tele 1’den beyninize sıkılan Fetö ve PKK tezlerinin kötü basıncından korunmayı başarırsanız, korku yerine, yüksek bir cesaret sahibi güç bulursunuz..
Ve bu olumlu enerji etrafınıza yayılır ve bedeniniz kuvvetlenir ve dayatılan (PKK ve Fetö tezlerinin) basıncının kölesi ve köpeği olmaktan kurtulmuş olursunuz.
Çünkü HDP olmadan ne bok yeriz diye size dayatılan düşünceler kaslarınızı çürütür ve etrafınıza da kötü enerji yayar. Tam tersi ….mişim anasını deyip kendinize güven gelirse milli bir cesaretiniz ve hareketiniz olur ve Fetö ve PKK ve CIA’nın oyuncağı değil milli egemenliğin ve halkımızın sözcüsü olursunuz.
Üçüncü öğüdümüz, sevgili CHP’li seçmen, PKK ve Fetö sözcülüğü ve dayatmalarıyla sizleri suçlu gösteriyorlar, size ait olmayan bir vicdan azabıyla varlığınızı sabote ediyorlar, çünkü, bu yalan dolan baskı ve dayatmalarla vatanseverliğinizi blokajlayıp beyninizi enfekte edip başka tür yaratığa dönüştürmek istiyorlar, ki, genel başkanınızın an itibariyle vahim hali ortada!
Oysa, vatan, hepimize varlığımıza tarihimizin ve Allah’ın en büyük hediyesidir!
Üstünde ne varsa, ortak-kardeşçe hepimize en büyük armağandır, yani, gaza gelmeyin, hangi rüşveti verirse versinler hangi argümanla yakanıza yapışırsa yapışsınlar, bu en temel size ait olan rededen öfke kusan kabul etmeyen en insani duygularınızdan asla vazgeçmeyin.
Sevgili seçmen, kendi sorunumuzla kendimiz niye başa çıkamıyor ve elçilere gavurlara Babacanlar’a tarikatlara PKK’ya ve Fetö’ye el açıp kukla Kılıçdaroğlu’nun tezgahlarıyla muhtaç hale geliyorsunuz?
Çünkü anlı şanlı sözde Atatürkçü yazarlar size ‘ruh sağlığınızı’ yitirdiğiniz bir büyük tuzak kurdular!
Direnin ve kendinize gelin, Sözcü, Halk TV ve Tele 1 ve Fox’un dayadığı Fetö ve PKK dayatmalarının basıncından kurtulun. Hepsi sizi suçlu ve patlamaya hazır hale getiriyor. Arkadaşlar, sizi köleleştiren ve köpekleştiren bu yüksek basıncın aleti ve kurbanı olmaktan kurtulmak için akıllı olun, akıllı…
Nasıl mı kurtulacaksınız, benim gibi, Fetö’nün PKK’nın, alayının, satiyim anasini deyip, rahat edin, bu kadar basit!
(DEŞİFRE ETTİĞİMİZ CHP MECLİS TUTANAKLARI:)
(…….)
Kılıçdaroğlu: -Arkadaşlar, Fetö ve PKK ne derse yaptık, altılı masanın Sevr gibi metinlerini dahi gözü kapalı imza ettik. Ve sonunda, CHP yüzde 23-25 artı HDP yüzde 10 seçim kazanma hesabımız çarşıya uymadı. Başka yol da yok deyip CHP’li seçmene dayattık ve yüksek bir basınç uyguladık. Gelin görün ki, ters tepti. Artık hiç kimse bize inanmıyor, arkadaşlarımız bile, biz bile, kendimize inanmıyoruz. Bir miting yaptık ama kime yaptık niye yaptık bilen yok, kamuoyu anketçileri sonuçları getirdi, gıdım, arpa boyu ilerleme yok, vallahi, gına geldi, yetti ulan …icem partisini… Dün akşam elime bir metin verdiler okudum, ama ne okudum, biliyorsam şerefsizim!
Faik Öztrak: -Sayın başkan, Fetö ve PKK dayatmalarının sözcülüğünü yapmaktan vallahi bize de gına geldi. Böyle açık açık konuşmanız güzel oldu. Gerçekten çok fazla strest bindi üzerimize. Şimdi, köylü bir hemşerim var, yaz ayı da geldi, terapötik sandaletler getirmiş, her birimize, toplantıya girerken o terlikleri giyelim.. Hem şezlonga uzanıp rahat edeceğiz hem de terapötik tuvalet terliklerini Cumhurbaşkanı adayı olarak göstereceğiz!
Kaftancıoğlu: -Hayır hayır, bu saldırgan eril erkek dilini kınıyorum, ben, hala yolumuzda inad ediyorum, Fetö, PKK, Babacan, Davutoğlu, hepimiz, topluca seks terapisine katılalım, boşalalım, kaslarımız gevşesin, bir kendimize gelelim, diyorum..
Engin Özkoç: -Arkadaşlar, benim teklfim, büyük düşünün, biz CHP olarak evrenin çok dar bir noktası Türkiye’ye sıkıştık, diyorum ki, gezegenin evrenin kurtuluşuna odaklanalım, evreni gezegenleri kurtarırsak Türkiye de kurtulmuş olur.
Tuncay Özkan: -Arkadaşlar, bence böyle büyük .arak kürek laflar etmeyelim, akupunktur tedavisi öneriyorum, bakın benim TV’deki arkadaşlara bir ‘kristal küre’ hediye ettim ayrıca hafta sonları topluca kaplıcaya götürüyorum. Fetö PKK dayatmalarıyla haber yapmaktan benim de kusmam geldi ve haber merkezine Tarot kartları verdim..
Kılıçdaroğlu: -Yahu Tuncay sen bari altılı masayı düşünmeden konuşma, bakalım altılı masa akupunkuru kabul eder mi, hayır, İslamcı kardeşlerimiz hacamat sülük diye tutturmuşlar, biraz yumuşak olup huylarına gidelim.
Tuncay Özkan: -Evet genel başkanım, Fetö’nün elimize tutuşturduğu bilgiler doğru ve AKP topluca Amerika’ya kaçıyor ve sonunda biz de başardık demektir ve hepinizi topluca bu büyük başarımız için Tibet seyahatine davet ediyorum, şöyle tepelere çıkıp, dünyaya yukardan bakalım.
Kılıçdaroğlu: -Arkadaşlar, sorunun kökünü bilmiyoruz, elimize tutuşturulan bilgilerin doğru olup olmadığını kontrol edecek zekada dahi değiliz, Fetö ve PKK’nın makinesine dönüştük, bize ne oluyor bilmiyoruz, biz niçin bu partiyi yönetiyoruz, onu da bilmiyoruz, kör noktamız neresi, içinizde akıl verecek kimse kalmadı mı?
Engin Özkoç: -Sayın başkan, önceki mitingi Enis Berberoğlu için yaptık, bu mitingimizi Kaftancıoğlu için yaptık, bence asıl sorun, gelecek mitingimizi kim için yapalım..
Kılıçdaroğlu: -Benim oğlan ve gelin, mitingi çok sevmiş, baba, ne olur, bizim için de bir miting yap dediler, ama öyle deniz kıyısı değil, kır mitingi istiyoruz! Bakalım Fetö yarına kadar elime yine neyi verir, beklemek lazım.
Özgür Özel: -Sayın başkan, vallahi bizi dalgaya alırlar, ne öyle kır düğünü? Sorun çok basit sayın başkan, çakralarımızı açtıracağız, bunun için bütün partililere yoga dersi verelim.. Ayrıca arkadaşlar hiç dikkat etmiyor, hepimiz dönerciden pideciden yiyoruz, oysa, organik beslenmeliyiz. Hatta bir arkadaş sizin mitingler fazla ‘kırmızı’ dedi, bir renk terapisi uygulamalı, gökkuşağının bütün renklerini.. Ben hızlıca partimizi bir meditasyon merkezine dönüştürmeyi öneriyorum. Fetösü Süleymancısı PKK’sı hepimizin renkleri birbirine dönüştü, alayımız kafayı yemiş durumdayız!
Sezgin Tanrıkulu: -Arkadaşlar heyecan yapmayın, bizim yeni bir ‘guru’ya ihtiyacımız var, doğaya dönmeliyiz, bakın Kandil dağları, orada gerillalarla el ele tutuşup çember oluşturmalıyız, önce bu lacivert takım ve kravatlardan kurtulmalı ve hepimiz gerilla şalvarı giymeliyiz. Bizim gerillalar her gün jogging yapıyor, jazz dinliyor, ayrıca psikedik haplar kullanıyor.. Ama siz de haklısınız Fetö’nün sözcülüğünü yapmak psikedik ilaçlardan daha etkili, hazır kafayı bulmuşken, iyi ya işte, hadi kalkın buradan iktidara yürüyelim.
Erdoğan Toprak: -Arkadaşlar, bence cesaret hapları içmeliyiz ve ‘hormon’ iğnesi vurdurmalıyız, hücrelerimiz çok tuzlu, Fetösü PKK’sı hücrelerimiz tıkanmış, ne bedenimizle ne halkımızla iletişim kuramıyoruz.. Bakın ben her gün buhar seansına giriyor Çin tıbbı bitkileri içiyor, terleme eksersizleri yapıyorum!
Tuncay Özkan: -Bence arkadaşlar büyük düşünerek hata yapıyoruz, basit, çok basit düşünelim, sadece yastık yumruklayalım, hatta miting meydanına yüzbinlerce yastık getirip halkımıza yastık savaşı yaptırıp kitlesel olarak stresimizi atabiliriz. Sen, Engin Özkoç, sana da tavsiyem biraz greyfurt ye be kardeşim, şiştin şiştin bizi de şişirdin, patlayacaksın.
Kılıçdaroğlu: -Arkadaşlar, saçmalamayın, seçmenlerimiz ya bu sefer de kazanamazsak diye çok korkmuş, Fetöcü mü PKK’lı mı olduk diye işkillenmişler, işin içinde bir ihanet var diye tutturmuşlar. Bakın CHP programı ve tarihini resetledik yine ikna edemedik, böyle olmayacak, bize yepyeni ‘zihin’ teknikleri lazım. Eskiden ‘biz Cumhuriyet’i kuran partiyiz’ der yırtar .ötü kurtarırdık, şimdi, ipleyen yok, ne yapsak işe yaramıyor! Fetö ve PKK yalanları söyleye söyleye ne itibarımız ne partimiz kaldı.
Canan: Sayın genel başkanım, kendimizi suçlamayalım, bizim değil, Atatürk’ün tedaviye ihtiyacı var…
Kılıçdaroğlu: -Yahu adam öldü gitti, hay Allah şansa bak, bütün yanlışları hataları da üstümüze kaldı, ben böyle rezil soykırımcı mirasın içine tüküreyim..
Canan: -Ruhunu çağırıp tedavi edelim, biz masa etrafında el ele verip çember oluşturup Atatürk’ün ruhunu çağıralım, geldiğinde sesini kayıt ettirir, bakın, biz yeni CHP’liler Atatürk’ü bile yeniden canlandırdık ve Atatürk de hatalarını kabul ediyor deriz. Arkadaşlar, Atatürk’le birlikte hepimiz yeniden doğacağız! Yeni vizyonumuza uygun dişil feminist barış ve demokrasi isteyen yepyeni bir Atatürk yaratabiliriz….
Özgür Özel: -Çok doğru fikir, Atatürk’ün ruhunu da meditasyon atelyemize alır, Atatürk’ü barış demokrasi ve etnik çeşitlilik federasyon kursundan geçiririz…
Kılıçdaroğlu: -Yahu nereden aklıma geldi, şeytan dürtüyor işte, Ahmet Arif’in şiiri, it gibi aç, yılan gibi çıplak, kaldık ayaz gecede…
Tanrıkulu: -Sayın başkan girme o eski solcu tehlikeli sulara, Fetö PKK yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik, seçmenimize basınç uygulamaya devam etmeliyiz, inkar politikalarıyla buraya kadar, arkadaşlar, inkar ettikçe içimizdeki ilkel vatansever duyguları ne güzel işte blokajlıyoruz, arkadaşlar, biz uyanmazsak millet hiç uyanmaz, hala halkları inançları nasıl özgürleştireceğiz, bilmeyen arkadaşlar var, yok Himalaya’ya çıkalım yok bok yiyelim..
Kılıçdaroğlu: -Sezgin bey doğru diyor, arkadaşlar, herkes içindekini ifade edip, bastırılmış ne varsa ortaya çıkartsın, yeter patladık be… Yani ben de Fetö CIA PKK bilgilerinin sözcülüğünü yapmaktan yoruldum, aramızda kalsın, artık vücudum bu kadar yalanı kaldırmıyor, bakın her tarafımda Maymun virüsü gibi siğiller…
Kaftancıoğlu: -Hayır başkanım, dik durun, yıkılmayın, seçmenimize yeterince baskı uygulamadık, seçmenimiz kendini yeterince suçlu hissetmiyor. Hayır, seçmenimizin içine çok daha dayatma sokmalıyız. Arkadaşlar, unutmayın, seçmen kendini suçlu hissetmezse PKK tezlerimize oy vermez, seçmenimizi baskılayacağız, ki, korkudan. bizden başka şans yok, deyip oy versin…
Kılıçdaroğlu: -Canan doğru diyor, en iyi dayatma baskı altında yapılır, daha da dayatalım, gırtlağına kadar kemiğine bıçak gibi dayatalım ‘aman be, yeter be, böyle hayat mı olur’, deyip zincirlerini kırsın, yahu yine de CHP’den başka hiç şans yol yokmuş’ desin…
Kaftancıoğlu: Sayın başkan, sabahtan beri arkadaşları dinliyorum, dikkat ettiniz mi, partide yeterince rahim (vajina) yok, oysa, estetik cerrahi çok gelişti, hepimize yepyeni kullanışlı rahim ameliyatı yaptırabiliriz!
Tuncay Özkan: Her şey bitti, şimdi sıra kestirmeye mi geldi? Beynimizi kestirip iptal etmek yetmedi mi? Ne cerrahisi… Biz zaten yeterince Fetö’nün PKK’nın kullandığı trans bireylerden olduk, yetsin be…
Kaftancıoğlu: -Bak Tuncay, bilmeden konuşma, sen sakalsız penis cerrahisini duydun mu? Korkup hemen tepki vermeyin, sana söz, kestirmeyi gözünde büyütme, penis yine olacak, sadece ayakkabı değişecek, stiletto, yüksek topuklu giyeceksiniz…
Tuncay: -Erkekliğim inciniyor çok rencide oluyorum, şimdi parti olarak stiletto yüksek topuklu, ne bileyim, nerdeen nereeeeeeeyeee, diyesim geldi.
Kaftancıoğlu: -Tuncaycığım, geleceğin yarınların cinsiyetsiz ortamına şimdiden hazırlanmalı İstanbul Sözleşmesine uygun cinsiyetlere öncülük etmeliyiz…
Tuncay: -Ne bileyim, kesilecek denince, panik yaptım, nereden baksan vücudundan koskoca bir organ gidiyor, insan üzülüyor…
Kaftancoğlu: -Koskoca derken….
Özkan: -Öyle deme Canan, herkesinki kendine timsah yavrusu görünür…
Engin Özkoç: -Hayır, ben istifa ediyorum, ben kesinlikle kestirmem Canan hanım.
Canan: -Engin bey, kestirmeniz gerekmez, siz, şöyle kısa saçının hilal kıvrımı gamzesindeki benine ucundan dokunan Belgin Doruk peruğu takıverin, kafi..
Sezgin: -Valla ben de kestirmem Canan hanım..
Canan: -Valla Sezginciğim, senin gözler dudaklar burun, zaten, Miss Kenya Güzeli’nin tıpkısı, senin de kestirmeye ihtiyacın yok!
Kaftancıoğlu: -Bakın arkadaşlar, organ kesiminde travmatik duygusal bir aşama yaşayacağınız kesin, ancak anlayış gösterin. Bakın bu duygusal travmayı aşabilmeniz için size bir sürprizim var. PKK’nın dağ kadrosu… Yarın partimizi basıp topluca tecavüze başlayacaklar. Ve tecavüz sonrası vücudumuz yeni duygular yeni kimlik arayışlarına girecek ve varoluşsal sorgulamalara girişecek ve sonunda, artık elden ne gelir, giden gitti, deyip ameliyata hazır hale geleceksiniz…
Faik Öztrak: -Ama Canan hanım, bizi de düşünün, o dağ kadrosunda yüzü gözü düzgün tek adam yok, hepsi sıçan yutmuş yılan gibi, biz Bıden’le görüştük, toplu gönüllü tecavüzün içinde, bol bol Arap ve Zenci de olacak sözü vermişti, bu işi topyekün dağ kadrosuna bırakmasak diyorum.
Kaftancıoğlu: -Arkadaşlar, Hollwood filmi çekmiyoruz, elimizdeki malzeme bu, tecavüz için en güvenilir elemanlar PKK’nın dağ kadrosu. CHP’yi makineli tüfeklerle basıyor gibi yapıp bizi rehin alacaklar ve her birimizi odalarımızda işlem tamam…
Sezgin Tanrıkulu: -Canan hanım, Arkadaşları da anlamak lazım, bıçak altına yatmak zor, ben de bu süreci yaşadım, önceleri sizin gibi gözümde büyüttüm, dağ kadrosu önünde domalmayı sonunda başardım, ve işin sanat sanatçı tarafını da düşünün, ve halkım için yaptım, bugün, bakın Cihangir’de beyni bedeni PKK tarafından tecavüze uğrayıp estetik olarak güzelleşmeyen, kalmadı, hepsi insan hakları, barış demokrasi, diyor!
Engin Özkoç: -Valla sanat sanatçı denince ne diyeyim benim de aklıma yattı! Sonunda çoluk çocuğumuz anne baba teyze, oğlum Engin ne yaptın derseler, vallahi film için halkımız için kestirdik, deriz…
Canan: -Arkadaşlar, size bir müjde, üstelik üstün teknoloji, tarihte ilk kez ‘akıllı vajina’ takacağız, şöyle, beyinden küçük bir parça ilave edeceğiz, şu güzelliğine bakın, kime versem diye dert tasa ve deme’ye girme yok ve sadece Bıden ve Fetö ve Apo’nun programladıklarına otomatik vereceksiniz, bakın Halk TV’deki yazarların şirinliğini…
Tuncay Özkan: -Manyağa bak, şerefsiz, erkek adam niye kestirsin, şu geldiğim noktaya bakın, alayımız kimliksiz cinsiyetsiz şerefsiz adamlar oluverdik!
Canan: -Arkadaşlar bir saniye, şeref namus bunlar eril-erkek kavramlar, ne yapıyoruz, önce bu erkek dili unutuyoruz, yoksa, önce dilinizi mi kessek…
(Teyp kaydının burasında aniden kimliği anlaşılmayan bir ses bağırarak:)
Birinci Ses: -Romalılar, ulan ..bneler,, beni dinleyin, CHP’yi iptal ederek erkekliğimizi kestirerek, kurtulamayız…
Canan: -Kardeşim hala anlamadın, kestirmeyeceksin, sadece ifade edeceksin, ben erkek değilim, ben eski CHP değilim, cerrahisiz ameliyat yapıyoruz, burada…. Bir itiraf bu yeni kimliği bir benimseme, ifade edin, kurtulalım, partiyi iktidara yarınlara taşıyalım.. İfade etmek pişmanlık belirtmek sanal bir cerrahidir, anlayın..
Birinci Ses: -Canan hanım, siz Freud’u yanlış anlamışsınız, ifade etmek nedir, milletin başına boca etmek, milletin başına şarıl şarıl işeyerek baskılardan kurtulamayız. Milletin başına sıçıp, sonra, ne güzel konuştum içimi döktüm içimdeki çıkardım diyerek milletçe arınamayız. Kendinize gelin, aksine, boca ettiğimiz boku pisliği her yere yayar ve altında kalırız, işte herkes bize Seyit Rızacı Fetöcü ….. diyor…
Kılıçdaroğlu: -Hiç mi bir şeyi ifade etmeyelim, hiç mi konuşmayalım, hiç mi özür dilemeyelim hiç mi geçmişi inkar etmeyelim, diyorsun..
Birinci Ses: -Arkadaşlar, sakin, CHP tarihini inkar, erkekliği inkar, Fetö’nün PKK’nın elinde oyuncak olduk. Şimdi de helalleşelim özür dileyelim, içimdeki yeni kimliği ifade edelim diyoruz, yeter be… Her insanın her ülkenin içinde dertleri vardır, bize düşen o sıkıntıları yönetmek o sıkıntılarla geçinmeyi-siyaseti bilmektir. Şimdi siz diyorsun ki, toprak bütünlüğümüz yüzünden PKK’yla savaşıyoruz dolayısıyla Avrupa ve Amerika’yla papaz oluyoruz. Yani toprak bütünlüğü baskısını atalım, kurtulalım diyorsunuz. Değil arkadaşlar, tam tersi, parti olarak toprak bütünlüğümüzün sorumluluğunu eski günlerdeki gibi üstümüze almalıyız. Böyle içini dökerek milletin başına pislikleri boca ederek yok yeni kimlik yeni cinsiyet, bunun dibi yok, ulan parti New York’un gay barlarına diskolarına dönüştü…
Kılıçdaroğlu: -Hayır, itiraf etmeden olmaz, önce bir bir itiraf edelim, biz suçluyuz, hatalar yaptık, geçmişten bugüne bu trajediler bu soykırımlar bize suçluluk veriyor…
Birinci Ses: -Ne yani, şimdi PKK’ya şirin bakarak toprak vererek suçluluğu üstümüzden atmış mı olacağız, hadi diyelim toprak verdin, seni daha çok fahişeye çevirirler, gelen vurur gelen dayar, ne var ne yok elinden alırlar, elinde vatanın şerefin ahlakın kimliğin iraden kalmaz!
Kılıçdaroğlu: -Yahu bir sus, bu suçluluk yüzünden bütün partililer bütün sosyal demokratlar her akşam içiyor, her akşam barlardan meyhanelerden çıkamıyoruz, her akşam Amerikan elçilerinden özür diliyoruz artık istediğiniz adamlardan olduk diyoruz..
Birinci Ses: -Neden meyhanedeler çünkü gerçekle yüzleşmek istemiyorlar, rakıya kaçıyorlar, kaçarak bir yere varamazsınız, HDP’lilerle ABD elçileriyle meyhanelere gidip ‘ver kurtulculuk’ oynayıp güya rahatlıyorlar, yok böyle bir dünya! Siz parti olarak ya milletin başından aşağı hainlikler boca ediyorsunuz ya da kaçıp meyhaneye gidiyorsunuz, bunun daha insani daha erdemli bir yolu var!
(Kim olduğu anlaşılmayan, başka bir, ikinci ses:)
İkinci ses: -Arkadaşlar, Fetö, PKK gibi bize ait olmayan yükü sırtımızdan atalım ve hafifleyelim, işte asıl o zaman özgürleşeceğiz…. Beş milyon HDP’li oy’u ne olacak diye milletin kafasını yiye yiye bakın ne hale geldiniz? Tasası size mi düştü? Beş milyon bu topraklarda iktidarı hiç bir zaman alamayacağını biliyor ama o beş milyon lafıyla hepinizin beyinlerini almış… Bu beyinle insan olamazsınız, kukla gibi oynatırlar sizi… Size bir ameliyat da yetmez! Daha ameliyat olmadan hepiniz Babacan’a Davutoğlu’na benzemişsiniz zaten..
Canan: -İtiraz ediyorum sayın başkan, burada konuşan arkadaşları tanımıyorum, sesleri var kendileri yok, biz kimlik politikalarından yanayız, konuşanlar etnik cinsel kimliklerimizi inkar ediyor!
Üçüncü Ses: -O sesler, sizin partiden kovduklarınızın sesi Canan hanım..
Sezgin: -İtiraz ediyorum, bu arkadaşları ben de tanımıyorum, meclis grup toplantısına kim davet etmiş?
Dördüncü Ses: -Bizi kovmaya gücünüz yetmez Sezgin Tanrıkulu …….! Biz sizin içinizdeki korkunun sesiyiz, bizi partiden atarsınız ama CHP’li seçmenin içinden atamazsınız…
Beşinci Ses: -Ulan yediniz bitirdiniz partiyi, alayınızın .mına….
(Ve çok derinden yankılı uğultulu sarsıcı yüce bir ses:)
Altıncı Ses: -Geldikleri gibi giderler!
Canan ve Sezgin (şaşkınlık ve korkuyla) -Kim bu ses, içim ürperdi, yoksa, aman Allahım…. Sanırım, sonunda Atatürk’ün ruhu geldi genel başkanım…
Kılıçdaroğlu: -Saçma sapan şeylere inanmayın, Atatürk öldü gitti, geriye kalanı da biz yedik bitirdik çürüttük, rahat olun….
Altıncı Ses: (çok daha yüksek ortalığı çınlatır:) -Ordular İlk Hedefiniz CHP’dir İleri!
Canan: -Korkmayın genel başkanım, korkmayın, saldırgan, şiddet yanlısı bu ses’e karşı bir çözüm buldum, Abdullah Öcalan, Abdullah Gül, Babacan, Davutoğlu, Seyit Rıza, Can Ataklı, Levent Gültekin, Fetö, Şirin Payzın, hepsinden gen örnekleri aldım, öyle bir ‘terkip’ ki, o içinizde kalmış hayali ses’in hiç şansı yok!
BİTTİ
Gen Tedavisi yeni binyılın atılımı olacak kuşkusuz. Yalnız telif hakkı ve mülkiyet konusu biraz karışık. Genetik kodu tedavi edilip değiştirilen buğday tanesi çiftçinin malı mı oluyor yoksa Monsanto’nun mu? Zombi robotu PKK, feto Türkiye’yi Türk milletinin elinden tut ki gasp etse, ne kadar zaman alır robotların patent sahibinin yeni bir kodla, veya algoritmayla robotları birbirine düşürmesi, robotu insan eli değmeden hurdaya çevirmesi?
Tek kelimeyle seni doguran anaya kazanan babaya Allah lütufta bulunmus,Ulan erkek adamsin vesselam
Kaleminize sağlık Nihat abi. Nasıl bir ateş kapanına düştük. Çıkmışlar bize niye muhalefeti eleştiriyorsun diyorlar. Ulan Atatürk bizi işgal eden yunanı ingilizi mi eleştirdi. Düşman eleştirilir mi düşman düşmanlığını yapar biz de savaşırız. Atatürk bizi işgal edeni değil işgalden kurtulmak için Amerikan mandasını kabul edenleri eleştirdi. Akp den kurtulmak için fetöyle pkk ile iş yapın sonra niye eleştirildik. Yeter be. Atamın mezarda sızlamadık kemiği kalmadı. Yazık. Utanın.
Sayın Nihat Genç içimizi parçalayan sadece CHP ve Kemal Kılıçtaroğlu’mu?Fetönün darbesini yemiş ve Fetö ile mücadelenin en önemli figürlerinden olan Ahmet Zeki Üçok’un açık bir nato-fetö projesi olan İYiP partisine fetöcü Buğra Kavuncu ile kollarını kaldırıp törenle katılmasına ne demeli?Bence bu görüntü fetönün zaferinin en büyük gösterisiydi.Bir zamanlar dindarları kullanan fetö bugün kendisini Atatürkçü,milliyetçi olarak görenleri çatır çatır kullanıyorlar.Tayyip Erdoğan kini ile herkes kör olmuş bu ülkeyi uçuruma doğru götürüyorlar.Biz bu kadar aptalmıyız?Nasıl bir illüzyon içerisindeyiz?Bir an önce bu ülkeyi sevenler sirkelenmeli,birbirimizle uğraşmayı bırakıp mücadele başlatmalıyız.Yoksa bir avuç .ötü boklu fetöcüye ve onların efendilerine bu ülkeyi teslim etmiş olacağız.İşin sonunda ne Atatürk ,ne Cumhuriyet ,ne din,ne bize emanet vatan toprağı ne de bu devlet kalacak.Allah korusun.
Mitingde CHP Gençlik Kolları etiketi yapıştırılmış PKK/hdp gençlik kolları “Jin, jiyan, azadi” sloganları atdı. Adli tıp için bu Tecavüzü gösteren yeterli kanıttır.
Dağ kadrosu Genel Merkezde toplu tecavüz gerçekleştirseydi parti siyaseti de tıpkı bugünkü siyaset olurdu.. Mantık olmuş olması çok yüksek olasılık diyor..
Evet CHP nin geldiği nokta en sonunda bavul ve kaset siyasetidir…iktidara gelirlerse de çıkarsın Baransu’yu genel başkan yapsın olsun bitsin!