Nihat Genç yazdı…
Yeniçeriliği kaldırıp batı tarzı kıyafet ve giyimle ilk askeri düzenimizi kurduk ki Yunanistan’ı kaybettik!
Müslümanlar gayrimüslimlerle eşittir diye siyasette bir devrim Tanzimat fermanını yazdık ki Mısır Ordusu Kütahya’ya kadar ilerledi!
İlk anayasamızı yazdık havalara uçtuk ve kaldırır kaldırmaz, Rus savaşı çıktı, Ruslar İstanbul’un kapılarına geldiler, tarihimizin en büyük yenilgisi!
İkincisi anayasamızı (ikinci meşruiyet) demokrasi kardeşlik diye şenlikler nümayişlerle ilan ettik, ki I. Dünya harbine girdik, Osmanlı parçalandı!
Telgraf direklerini ilk diktiğimiz Kırım Savaşı günleri, ilk attığımız telgraf metni: Sivastapol Düştü!
Balkanlarda ve Hicaz’da büyük borçlarla çağın en büyük yeniliği ve ilerlemesi demiryollarını inşa ettiğimiz yıl Rumeli ve Hicaz’daki tüm topraklarımızı kaybettik!
Ne güzel ülke kurtuldu, Cumhuriyeti ilan ediyoruz, dediğimiz gün, kafirler diye bağırıp Kubilay teğmenin kellesini kestiler!
Dünyanın aya ilk insan gönderdiği yıl başbakanımızı astık!
İlerleme, gelişme, kalkınmanın daniskasıyla tanışmaya şehirlerden başladık, evet, sosyal devlet, sosyal sigorta gibi halkımız odacı, kapıcı, memur, maaş garantisine alınırken, sanayileşme, şehirleşme ve barajlar kuruyoruz nutuklarıyla, derken, halkımız, tek sigortası, köyden getirdiği bulguru, peyniri, sucuğu, yağı, pestil ve kurutulmuş meyve sebzeleri, yani kumanyasından oldu, ve geçim kaynağı o gün bugün tükendi, çünkü medeniyet deyip asıl sigortamız köyleri topyekün boşalttık!
Amerika-Sovyetler nükleer silah geliştirip yarıştığı yıllarda, çay, yağ, tüp gaz ve sigara yokluğundan günümüz kuyruklarda geçiyordu!
Menzil şeyhinin uzay mekiği Challenger’in cıvatalarını söktüğü yıl Türkiye’de her şeyi satan Özal yüzde 60’la iktidar oldu!
Sıkıcı ve didaktik TRT’den bıkmıştık ve 1990’lı yıllarda ilk özel TV’ler kuruldu ve bizlerde keyifle karşısına kurulduk, başta Star TV, yaşasın işte özgürlük bu, derken, doğuda çatışmalar vardı ve şöyle bir alt yazı geçti: Şırnak Düştü!
Nihayet birkaç komutanımız kendi kendine bitimsiz enerji üreten devridaim makinesi erke dönencesini icad ettiği günlerde 28 Şubat darbesi oldu!
Liberallerimiz Nobel Edebiyat Ödülü alıp milletçe yaşasın yaşasın diye sevinçten havaya uçulduğu o yıl, aynı liberallerin önünü açtığı FETÖ’cü polisler, Hrant Dink’i katletti!
AB’ye giriyoruz diye canlı yayınlar yapıp güpegündüz havai fişekler atıp sevinçten kudurduğumuz o gün Melih Gökçek koca şehri parsel parsel sattı!
Aya ilk haberleşme uydumuzu attığımız gün gazete manşetlerinde profesörlerimiz Fetö’nün donunu kokluyordu haberi çıktı!
Çok büyük bir petrol sahası bulduk nihayet makus talihimizi kırdık dediğimiz gün Merkez Bankası’ndan 127 milyar dolar uçtu uçtu inek içti!
Uzaya 50 milyon dolar ödeyip astronot gönderdiğimiz gün meğerse birkaç bin liraya hastanelerde bebekleri öldürüyormuşuz!
Milli uçaklarımız milli İHA’larımız diye övündüğümüz gün bahis mafyasına 35 milyar dolar gömdüğümüz ve sömürgeci maden şirketlerine 360 bin ruhsat verdiğimiz ortaya çıktı!
Yani Tarih felsefesinin de işi zor!
Teknolojik ilerlemeyle ters giden bu ilerleme ve kalkınma tarihimizin gerçek sebebini hep merak ettim ve ettiğimle kaldım!
Ve nihayet geçen gün Milli Eğitim Bakanı’ndan öğrendim, okuma yazma oranlarını tarihte ilk defa yüz kat yükseltip, yabancıları kovup milli fabrikalar açtığımız, Osmanlı borçlarını ödediğimiz ve her köye tarihte ilk kez ilkokul açtığımız o yıllarda, meğerse camiileri ahır yapmışız!
Ne diyeceksin, doğru söylüyor, kalkınma ve teknolojik ilerlemeyle bizim zihniyetimiz arasında, köklü bir terslik var!
İki yüz yıldır içimizde birileri yalan söylüyor, ama kim?
Osmanlı’da iktidar babadan oğula geçerdi, şimdi, yalandan yalana geçiyor!
İktidar o dur ki yalan söyleyenler ölünce yerlerine yine yalan söyleyenleri bırakıyorlar, sömürgecilerin bankası olan Osmanlı Bankası, iki yüzyıldır ‘yok birbirimizden farkımız’ deyişi yani sömürgeci zihniyetin Osmanlı bankası, iktidardan hiç düşmedi!
İşte tarih felsefesi bunun adına ‘zihniyet’ diyor, dünya değişse de, hayatta ve siyasette ve kafalarda hiç değişmeyen!
Íşiniz Kurtuluş Savaşı günlerinden daha zor.
ABE NE YAZAYIMDA 2 DEFA OKUDUM YAZIYI İNDİRİP SAKLAYACAGIM ABE NE YAPMALIYIZ ŞAHSİM PİMİ CEKİLMİŞ BİR EL BOMBASI GİBİ HİSSEDİYORUM EMİNİM BENIM GİBİLERİ DE VAR NE YAPMALIYIZ ŞAŞIRDIM VALA VCP YE ELİMDEN GELDİGİNCE SAHİP CIKMAYA CALİŞİYORUM ABE BİRAZ GEÖ Mİ KALDIK ACABA ÖRGÜTLENMEDE
Osmanlı teknolojiyi üretmek yerine tüketicisi, müşterisi oldu. Cumhuriyetle birlikte teknoloji üretme niyeti canlanır gibi olsa da Atatürk’ten sonra Osmanlı kafası yeniden egemen oldu.
İçine girdiğimiz çağda teknoloji üretmeyen ülkeler yok olup gidecekler.
Bu acı gerçeği gören ve gereğini yapmaya çalışan mı?
Diyojen’in feneriyle arasan bulamazsın.