Son yıllarda, artan bir şekilde beş para etmez insanların medyada ve sosyal medyada boy gösterdiğine tanıklık ediyoruz. Bunların birçoğunun özelliği gündem hakkında ya da düşmanlaştırdıkları kitle hakkında ağızlarına ne gelirse söylemeleri… Aslında manda b.kundan daha değersiz bu insanların, tüm liyakatsizliklerine rağmen geldikleri noktalar, onların sözlerinin canımızı sıkmasına yetiyor ve artıyor da… Bakıyorsun bu insan müsveddelerine ve şaşırıyorsun; “Bu kendini bilmezlik, bu hadsizlik, bu dangalaklık nasıl olur da fark edilmez.”
Aslında onları bu noktalara getirenler de biliyor onların ne mal olduğunu. Hatta tam da bunun için onları yükseltiyorlar. Vicdani, ahlaki, insani, hukuki hiçbir değere inanmayanların arasından özenle seçiliyorlar. Çıkarları için babalarını satar birçoğu. Öylesine pervasız, öylesine aymazlar. O nedenle bunların ağızlarından çıkanların hiçbir anlamı yok. Sadece bayağılık ve pislik dolu ağızlarında…
Son zamanlarda iyice gemi azıya aldılar. Her konuda “oha bu kadar da olmaz” denilen yorumları yapıyorlar ve bundan dolayı da pek mutlular. Bu mutluluğu onlara hissettirenlerse bizleriz maalesef…
Böylesine alçak ve lağım ağızlardan çıkan kelimeleri, cümleleri ciddiye alıp üstlerinde tepiniyoruz. Oysa bu denli kaşar tiplerin üzerinde tepinmek onları ancak mutlu kılıyor ve hemen, önemsenmiş olmanın gururuyla ağızlarından bir sonraki gün s.çacakları b.ku planlıyorlar. Biz de vay nasıl böyle derler, vay nasıl alçaklar, vay nasıl şerefsizler diye onların üzerinde tepinirken s.çtıkları b.ku etrafa yaymalarına yardım ediyoruz.
Bunu ara ara kendim adına yaptığımın da farkındayım. Ancak bu günden itibaren yeni bir karar aldım. Bu karara göre; insanları ikiye ayıracağım, benim için ÖNEMLİ olanlar ve ÖNEMSİZ olanlar…
Yukarıda bahsettiğim lağım ağızlılar hepimiz için önemsiz ve normal hayatımızda bunları adam yerine koyup üzerlerine bile işemeyiz aslında. Oysa biz ne yapıyoruz? Bu insan müsveddelerinin söylediklerini ciddiye alıyor, onlar ve söyledikleri hakkında ağzımıza geleni her ortamda söylüyoruz. Böylece bu tipleri kendimiz için farkında olmadan ÖNEMLİ hale getiriyoruz. Bizim için ÖNEMSİZ olan bu dangalaklar, bir anda NEGATİF ÖNEMLİ hale geliveriyor. Onların yazdığı, söylediği saçmalıkları bir anda ülkenin gündemine taşıyoruz, bizler sinirden hasta olurken onlar bizi kızdırmış ve b.klarını herkese bulaştırmış olmanın keyfiyle mastürbasyonlarını yapıyor.
Ben kendi adıma bir karar verdim: “Benim için ÖNEMSİZ olan dingilleri ve söylediklerini aklıma, yazdıklarıma, söylediklerime konu etmeyeceğim. Onlar hak ettikleri biçimde ÖNEMSİZ halleriyle kalakalsınlar.
Ben artık o lağım ağızlıların değil, benim için ÖNEMLİ olan insanların söylediklerini ve yaptıklarını konu edeceğim sürekli olarak… Onları ülkenin gündemine taşımak için uğraşacağım. Böylece hem bu dingillerin söylediklerini yaygınlaştırmayacağım hem de doğru düzgün insanların söylediklerini ve yaptıklarını yaygınlaştıracağım.
Bu neyi mi değiştirecek?
Gençler umutsuz bir gelecek yerine umut dolu bir geleceğe inanmaya başlayacak.
Haydi, artık bırakalım bu lağım ağızlı şarlatanları ve onların yerine umudu, güzelliği, dostluğu, insanlığı, sevgiyi ve aşkı konuşalım. Yanımızda yöremizde yer alan güzel insanları, onların vatan için projelerini, gerçekleri birbirimize anlatalım.
Var mısınız?
Sevgili Semih kardeşim çok doğru bir karar almışsınız, gönülden kutlarım.
Validem henuz gecen seneler “aglamayana meme yok deyince”, sadece yuh diyebildim, kalakaldim. Emanet bir kolpalikla da olmuyor… ne yapacagiz? Aynen, buyuklerimiz yapacak: “Gençler umutsuz bir gelecek yerine umut dolu bir geleceğe inanmaya başlayacak.”
Bilgi dolu entelektüel bir yazı olmuş. Semih ile sonunda tanışabildik, memnun oldum desem yalan olur.