Bilin Neyaptı
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Diğer
  4. Ekonomiyi yönetme sanatı

Ekonomiyi yönetme sanatı

Bilin Neyaptı yazdı...

featured

Milattan önce 500’lerde yaşamış Çinli filozof, komutan ve stratejist Sun Tzu, bugün de çokça atıf yapılan ve savaşın ötesinde de strateji kuramları olarak kabul edilen Savaş Sanatı adlı eserinde şöyle der:

Taktik olmadan strateji, zafere giden en yavaş yoldur. Strateji olmadan taktik, yenilgi öncesi yapılan gürültüdür.”

Bunun sözün iktisada uygulaması, kalkınma stratejisi olmadan uygulanan keyfi, seçim kazanmaya yönelik kısa vadeli büyüme politikalarının, yani taktiklerin, uzun vadede istikrarlı ve dengeli büyüme, yani kalkınma hedefine, tabii böyle bir hedef varsa, erişmede başarısız olacağıdır. Aynı şekilde, doğru politika araç ve uygulamaları ile desteklenmeyen bir kalkınma stratejisi uzun vadede başarısızdır. Kalkınma, büyümenin yanı sıra adil bölüşüm ve toplumsal huzuru, sosyal sermaye birikimini sağlayacak tüm etkenleri kapsayan geniş bir kavramdır; bu parçalardan biri eksikse kalkınma gerçekleşmiş sayılmaz.

Ekonomi yönetiminde “sanat” yakıştırması daha çok merkez bankacılığı için kullanılagelmiş, “merkez bankacılığı sanattır” şeklinde ifade edilmiştir. Bunun temel sebebi, devletin nihai kredi mercii olan merkez bankasının, “ulusal paranın değerini korumak” yani fiyat istikrarı olan temel görevini gerçekleştirmekte ana politika aracı olan faizi belirlerken, piyasayı/beklentileri etkilemede etkin olması gerekliliğidir.

On yıllar boyunca ülkelerin yaşadığı krizleri de içeren tecrübeler ışığında geliştirilen bilimsel temellere dayalı bulgular, bugün ekonomi politikasının temel kolonlarından olan para politikasının ana hedef ve buna hizmet edecek kurumsal mekanizmalarını şekillendirmiştir. Bu kurumsal mekanizma; seçim kazanma ve daha çok seçmen kitlesini büyütme odağı ile kısa vadede başarı gözeten siyasi partilerin uzun vadede istikrarsızlık doğuracak politika tercihlerini kısıtlamayı hedefler. Buna göre, merkez bankalarının — etkin uygulama koşullarının sağlanması şartıyla enflasyon hedeflemesi ile piyasa beklentilerini etkileme yoluyla uzun dönemli parasal istikrar hedefini gözetirken, siyasi partilerin ya da güçlü çıkar odaklarının kısa dönemli tercihlerini dengelemesi öngörülür. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kanununda da, “fiyat istikrarını sağlama amacı ile çelişmemek kaydıyla Hükümetin büyüme ve istihdam politikalarını destekler.” ifadesi yer almaktadır.[1] Fiyat istikrarının amacı, büyümenin öngörülebilir olması ve böylece (fiziki) yatırımlar için uygun ortamın sağlanmasıdır.

Ekonomi yönetimi sanattır. İyi sanatçılar güzel eserler bırakır; iyi bir ekonomi yönetimimin eseri kalkınma, yani sürdürülebilir büyüme ve biriken sosyal sermayedir.

Aslında, ekonomi yönetimi bütünüyle bir sanattır. İyi sanatçılar güzel eserler bırakır; iyi bir ekonomi yönetimi de uzun vadeli kalkınma hedefi çerçevesinde kurumlarını toplumun ihtiyaçlarına ve küresel gerçeklere göre günceller ve bunlarla uyumlu kısa vadeli politikalar üretir. Hükümet eden siyasi partilerin de bu esere katkıda bulunması beklenir, fakat eser devletin tüm kurumlarının katkısıyla ancak vücut bulabilir.

Ekonomi yönetimine bu bütüncül yaklaşım içinde, para politikasının kalkınma için temel olan istikrarı sağlamada temel önemde ama sadece bir araç olduğunu bir kenara koyarak; bir diğer temel önemdeki maliye politikasının da özellikle kalkınmakta olan ülkelerde ekonomi yönetme sanatı için, para politikası hedef, araç ve kurumları ile beraber, hatta onlardan daha temel önemde olduğunun altını çizmek gerek. Hükümet eden siyasi partilerin, harcama ve vergi toplama yetkilerini kullanarak kısa vade hedeflerine ulaşma çabalarının uzun vadeli kalkınma hedefinden sapmasını engelleyecek kurumsal çerçeveler de bu bağlamda temel önemdedir. Bu sebeple vergi politikaları ve yerel yönetimlere transferleri belirleyen kurallar yanı sıra, artan sayıda ülke borçlanma ve bütçe açıkları üzerine de sınırlar getirmekte.[2]

Para politikasında olduğu gibi, maliye politikasını düzenleyen kurallar da kriz gibi olağanüstü durumlarda, yine kurallar çerçevesinde esneklik göstermelidir; çok sıkı kural, uygulanamayacak kuraldır. Kuralların ve kurumların etkinliğini sağlamak, ancak onları bilimsel birikimin öngörüsü ışığında tasarlayarak ve mutlaka şeffaflık ve hesap verebilirlik ile mümkündür. Hem bilimin önerdiği politika araçlarını etkin kullanmak, hem de toplumsal talep ve küresel gerçekler ışığında kurumsal çerçeveyi geliştirmekse elbette ancak yetkin ellerde gerçekleşebilir.

Kalkınma bütüncül bir kavramdır; toplumun bir kesimini zenginleştirmek ya da tümünü kısa vadede zenginleştirip uzun vadede iflasa sürüklemek, ya da zenginleştirirken mutsuz bir toplum yaratmak kalkınma stratejisi olamaz. Kalkınma stratejisi uzun vadeli düşünme ve öngörü yeteneği yanı sıra toplumu önceleyen bir vicdan ve ahlakı da gerektirir. Maliye ve para politikaları bu stratejiyi başarılı kılacak taktikler, bu taktiklerin birbiriyle ve kalkınma hedefiyle uyumunu sağlayacak olan kurumları tasarlamaksa stratejidir.

Bu dönem enflasyon ve işsizlikle savaşta kullanılan taktikler sadece yenilgiden önceki gürültüdür. 20 yıldır dava denen yol ise bir kalkınma stratejisi değil; gün gün üst üste eklene taktiklerin de teyid ettiği gibi, toplumun bir kısmına servet transferidir.

 

[1]    Bkz. Bugüne dek yapılan değişiklikleri de içeren 1211 sayılı TCMB Kanunu.

[2]    Bu kural ve sınırların mali yerelleşmeyi etkinleştirdiğini gösteren ampirik çalışmam: https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0165176513004539

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 13 Ekim 2022, 23:48

    Keşke yanlız servet transferi olsa.İsraf,yolsuzluk,yağma,yurt dışına para kaçırma her şey var.

    Cevapla
Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!