Bu yazıdan sonra sanırım kafası karışık olanların kafaları netleşecek.
Bu yazıda CHP’nin “kararı” anlatılacak.
Belki 100 kez duydunuz, gördünüz ama inanmadınız fakat artık kabul etme zamanı geldi.
CHP yolunu çizdi.
Kemal Kılıçdaroğlu önceki gün Tarabya’da T24 yazar ve yöneticileriyle bir araya geldi. Ekrem İmamoğlu, Canan Kaftancıoğlu ve Tuncay Özkan da oradaydı.
T24, liberallerin sesi… Ergenekon ve Balyoz kumpaslarının sözcülerinin buluştuğu bir haber sitesi. Görevlerine de devam ediyorlar. Konumuz bu değil ama Kılıçdaroğlu’nun bu buluşması çok önemli. Kimlerle birlikte yürüyeceklerinin mesajıdır çünkü bu.
Neyse…
Görüşme 3 saatten fazla sürmüş.
Her soru sorulmuş, her soruya içtenlikle yanıt verilmiş.
Site bu görüşmenin bir kısmını haber yaptı. Ancak sohbette öyle şeyler konuşulmuş ki, yayınlanmama kararı alınmış…
“Off the record” yani…
Diyor ki Hasan Cemal:
“Güncel siyasete ilişkin üç saatlik sohbetimizin bir bölümü yazılmaması kaydıyla yapıldı.”
Acaba neler konuşuldu?
Ne konuşulduğunu T24 yazarlarının sohbete ilişkin yazılarından çıkarıyoruz.
Hem de çok net!
***
Aydın Engin, görüşmeden çok memnun. Kılıçdaroğlu’nun vermiş olduğu “değişeceğiz” mesajına “Yetmez ama evet” diyor.
Şöyle devam ediyor:
“Altını çiziyorum: Kılıçdaroğlu’nun cümlesi, o cümlenin önü ve sonu öyle rastgele söylenmiş, hele bir dil sürçmesi filan değildi. Bunun altını kalın çizelim ve unutmayalım.”
Kılıçdaroğlu’nun verdiği birinci mesaj:
CHP değişecek!
Engin bu değişimi, “programlar”, “temel ilkeler” üzerinden tanımlıyor.
Yanlış duymadınız: “Temel ilkeler.”
Sonra da bir örnek verip, sözün şu cümlelerle bitiriyor:
“CHP’nin ideolojik çizgisini en özlü gösteren simge altı ok.
Altı ok’tan biri ise milliyetçilik.
Peki hem sosyal demokrat bir parti olup, Sosyalist Enternasyonal üyesi olup hem milliyetçi olmak mümkün müdür?”
Kılıçdaroğlu’nun verdiği ikinci mesaj:
Altı Ok’tan vazgeçilecek!
***
Durun!
Değişim sadece bundan ibaret değil.
Kılıçdaroğlu neler söylemiş neler!
Fikret Bila açıklıyor:
“CHP lideri Millet İttifakı’nın genişlemesi konusunda Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu Gelecek Partisi ile Ali Babacan’ın kurması beklenen yeni partiden çok umutlu. (…)Davutoğlu ve Babacan’ın yeri de Millet İttifakı.”
Kılıçdaroğlu’nun verdiği üçüncü mesaj:
Davutoğlu ve Babacan ile birleşme!
Bila anlatıyor…
CHP’nin üç tarihi direnci varmış!
Birincisi din faktörü, ikincisi ekonomi faktörü.
Peki ya üçüncüsü?
Bila’dan okuyalım:
“Bana göre bu iki faktöre 1990’ların başlarında HEP’in kurulmasıyla başlayan Kürt oylarının CHP’den kopmasını da eklemek gerekir.
Kılıçdaroğlu da bunun farkında…
CHP’yi büyütmek için bu olumsuz faktörlerin yarattığı engelleri kırmak için yola çıkmış görünüyor.”
Çok net!
Peki Murat Sabuncu ne diyor?
CHP’nin yeni bir Kürt raporu hazırladığını hatırlatıyor ve bu “sorunu” çözeceğini ima ediyor.
Ama noktayı Hasan Cemal koyuyor.
Yemekte Kılıçdaroğlu’dan edindiği “izlenimleri” yazan Hasan Cemal diyor ki:
“Erdoğan’ın çabası, HDP ile CHP’nin arasını bozmak… Öyle değil mi?
Evet öyle… Ama başaramayacak, çok dikkatliyiz. Önemli adımlar var gündemde…”
Sormak lazım CHP ile HDP arasında gündemde olan önemli adımlar nedir?
Kılıçdaroğlu’nun verdiği dördüncü mesaj:
CHP-HDP ile kesinlikle ittifak kuracak!
***
Şimdi gelelim en önemli konuya…
Hasan Cemal’in yazısı çok çarpıcı…
Sözde izlenim anlatıyor ama yazıdan anlaşılan o ki, Kılıçdaroğlu resmen Tayyip Erdoğan’ı konuşmuş!
Çok önemli…
Şöyle başlıyor yazısına:
“Erdoğan’ı siyaset sahnesinden indirmek için CHP liderinin çizdiği çerçeve…”
“Yazılmaması kaydıyla” vurgusunu yapan Cemal, “Aşağıda, yanıtını merak ettiğim sorular ve bu sorularla ilgili olarak Kılıçdaroğlu’ndan edindiğim izlenimler yer alıyor” diyor.
Yani “Off The Record” bölümünü açık ediyor.
Akıllıca…
CHP’nin kararını en net anlatan yazı.
Sözü Hasan Cemal’e bırakıyoruz. Çünkü yoruma bile gerek yok:
“Erdoğan’ın ayakları altındaki iktidar zemini kayıyor mu?
Evet.
Erdoğan’ın Saray düzeni çatladı mı?
Evet.
Erdoğan’ın devlet hâkimiyeti eskisi gibi değil mi?
Hayır değil.
Yargıda taşlar yerinden oynadı mı?
Evet oynadı.
Yani artık Saray’ın her dediği olmuyor mu yargıda?
Hayır olmuyor.
‘Asker’de durum nedir?
Galiba, başta dış politika olmak üzere bazı konularda askerin hassasiyeti kendini belli ediyor.
Erdoğan laf dinliyor mu?
Duyumlar öyle ki, dinlemiyor.
Yakın çevreden Erdoğan’ı eleştirebilen var mı?
Pek yok galiba, korkuluyor kendisinden…
Erdoğan’a laf anlatma konusunda, yakın çevrede zorluklar yaşanıyor mu?
Yaşandığına dair çok şey kulaklara çalınıyor.
AKP’nin tepelerinde Erdoğan’dan şikâyetler duyuluyor mu?
Evet öyle.
“Bu kadarı da olmaz!” sesleri mi yükseliyor?
Evet, bu konuda epeyce belirti su yüzüne vurmuş durumda.
Erdoğan’a, “Hadi artık sana güle güle!” dedirtecek bir seçim yaşanacak mı bu ülkede?
Evet, yakındır.
Bunu gerçekleştirmeye dönük olarak, ‘muhalefet cephesi’nde bazı kıpırdanmalar var mı?
Evet var.
Bütün muhalefet partileri arasında bir seçim ittifakı, demokrasi ittifakı yakın ihtimal mi?
Yakın ihtimal.
Bir demokrasi koalisyonu görecek miyiz?
Uzak ihtimal değil.
Bir demokrasi ittifakı konusunda, kapalı kapılar arasında sessiz ve derinden bir çalışmanın ayak sesleri duyuluyor mu?
Eli kulağında…
(…)
Erdoğan bunun için Millet İttifakı’nı parçalamak, İyi Parti’yi CHP’den koparmak istiyor, öyle değil mi?
Evet öyle… Ama başaramayacak.”
…ve Hasan Cemal son noktayı şöyle koyuyor:
“Türkiye’nin bir numaralı sorunu olan Tayyip Erdoğan’ı etkisiz kılmak ve siyaset sahnesinden bir an önce indirmek için CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun çizmekte olduğu çerçeve hayali değil gerçekçi, ayakları yere basıyor.”
Kılıçdaroğlu, erken seçim olacağını söylüyor ve aslında Erdoğan ve Saray ile ilgili çok ilginç ayrıntılar açıklıyor.
Bunlar bilgiye dayanıyor mu dayanmıyor mu bilinmez ama açıklayanın ana muhalefet partisi lideri olduğunu düşünülünce aklıma bir soru geliyor?
“Kimler, ne hazırlıyor?”
Bitirelim…
Kılıçdaroğlu’nun verdiği son mesaj:
CHP artık Mustafa Kemal’in partisi değil, Ali Kemal’in partisidir.
Daha da dönüşü yoktur!
Adam sandıkla gitsin diye uğraşıyor yine yaranamıyor.Erdoğanı başka yolla gönderecekseniz buyrun arkanızdayız
“En son ihtiyacımız artık AKP ve MHP ile aynı safta olduğunu söyleyen ikinci bir VP dir.”
Amacım polemik yaratmak değil lakin buna bir başka bakış açısından cevap vermek istedim… Mevcut şartlar altında devleti Y-CHP ve HDP’den korumak için AKP ve MHP safında olmak yanlıştır diyebilir miyiz bu kadar rahatlıkla?
Beterin beteri var derler. Yağmurdan kaçıp doluya tutulmak derler.
Yorum yapan ve CHP nin kökenlerine döndürülmesi gerektiğini tek çözüm olduğunu söyleyen arkadaşlara bazı gerçeklerden bahsetmek istiyorum. Siyasi partilerde genel başkan ve ekibi değişince ilk yaptıkları şey kendileriyle uyum içinde çalışacak, biat edeceklerini ifade eden ilçeler dışındaki ilçelerde başkan ve yönetimi görevden alarak kendilerinden yana geçici yönetimler atamak olur. Bunlar delege seçimlerini yaparak yeni yönetim için 3 ay içinde seçime gitmek zorundadırlar. Delegeler için geçici yönetim her mahallede kendilerine yakın isimler belirler, listeler oluşturur. Bazen karşı listeler de çıkar ama etkili olamazlar, herkes yönetimin listesine girebilmek için birbirini yer. YCHP yönetimi 2010 dan beri ilçe yönetimlerine bir zamanları HEP’i meclise sokan anlayıştaki kişileri, SODEV adlı Cumhuriyet düşmanı vakıfla ilişkili ve muhtelif sol görüşlerle yakınlığı ile bilinen kişileri getirmek için elinden geleni yapmıştır. Diğer kozları ise mezhepçilik olmuştur. AKP’nin sunni bölücülüğünün bir başka türlüsü yani Alevi olma YCHP’de 2010 dan bu yana örgüt yapıları ve yönetimlerde kriter olarak kullanılmaktadır. O nedenle bugün neredeyse genel kurul delegelerinin %80 i üzerinde hakimiyet sahibi durumdadırlar. Şu an itibarıyla bu yapıyı dönüştürmek tam anlamıyla hayalden başka bir şey değildir.
Metin arkadaşın yaklaşımına da katılmadığımı söylemek istiyorum. Bahsettiği imkanları yaratacağız diye uğraşmaya, beklemeye kalksak yüzyıldan fazla bir şey yapmadan durmamız gerekir. Biz 1919 ruhuyla hareket etmek durumundayız. Para da, örgüt de hepsi bulunur ya da kurulur. Kanımca öncelik basiretli dirayetli bir liderliğin oluşturulmasıdır.
Sayfanın AKP iktidarı ve uygulamalarını yeterince eleştirmediği, Türkiye Cumhuriyetine verdiği ve vermekte olduğu zararlar üzerinde yeterince durulmadığı görüşüne katılıyorum. Maalesef YCHP, İmamoğlu, Kaftancıoğlu üzerinde fazlasıyla yazı ve haber yer alırken AKP ve uygulamalarıyla ilgili haber ve yazılar çok azınlıkta kalıyor. FETÖ ile ilgili yazılar dışında hemen hemen çok az şey var. En son ihtiyacımız artık AKP ve MHP ile aynı safta olduğunu söyleyen ikinci bir VP dir.
Erdem Bey, Veryansın ekibi de hangi amaçta olduğunu sorgulamalı bence, iyi niyetli olabilirsiniz ancak amaçladığınız şey için doğru bir tutum mu sergiliyorsunuz benim kuşkularım var. Kemalistlerin adayı, rahatını bozmadan verdiği bir kaç beyanatla mı bir şeyleri değiştirecek “ Çizginiz savrulmaya başladı, ismini vermek istemediğim başka bir gazeteye benzemeye başladınız,
Metin Bey elinize sağlık, umarım yorumcular katkılarını esirgemezler.
Tekrar edelim, ama bunca tekrarlamaya ragmen ulusalcilar olarak konusmaktan, yakinmaktan baska birsey yapamiyoruz. Isin aci olan yonu bu.
Sevgili Erdem, yazdiklarin fazla sasirilacak bir haber degil. Bu parti’nin gudumu kureselci Avrupa oligarsisidir (Chatham House-City of London). IYI parti’de bu sekilde yine ayni merkezden MHP’yi cokertmek icin neredeyse kelimesi kelimesine ayni parti manifestosu ile kuruldu. IYI parti’nin yuzde 10lar uzerinde oy alamayacagi biliniyordu. Aynisi bu cakma parti icinde gecerli. Amac bu sefer AKPyi bolmek. Isin aci yani ulusalci ve gercek Ataturkcu guclerin artik iyiden, iyiye bolunmus ve boluk, porcuk bir durum sergilemesi. Silivri duvarlari yikildiktan sonra bircok Ataturkcu orgut biraraya gelebilmis ve bir umut asilamisti. Su anda gorulen, en orgutlu ulusal parti olan Vatan partisinin dahi hazan yapraklari gibi dokuldugu. Islamcilara stepne lastik durumuna dusmus. Ulusal cephe aklini basina devsirip, yeni stratejiler belirlemelidir. Yoksa Turkiye ihvanci, tarikatci, yesil kusakci siyasal islamcilar ile Avrupa oligarsisinin masalari arasinda sikisip kalacaktir. Yani olumden kurtulmak icin sitmaya razi olacagiz.
Benim gorebildigim, ulusal cephe icin basari ihtimali en yuksek olasilik CHPnin ulusal gucler tarafindan tekrar ele gecirilmesidir. YCHPnin basindaki isbirlikciler Ataturk’un kurdugu bu parti’den def edilmelidir ve CHP fabrika ayarlarina geri donmelidir. Ataturk’un kurdugu Cumhuriyet’in kurtulusu, ATATURK’UN KURDUGU PARTI’NIN KURTULUSUDUR. Ulusal gucler bu yonde birlesmelidir, ufak tefek ulusal partiler kurmak daha da bolunmek demektir. CHP bir marka’dir ve en az yuzde 30lara varan degismez bir oy potansiyeli vardir. Birlesmis, ulusal, Ataturkcu ve guclu bir CHP ayni zamanda siyasal islamci iktidarlarinda sonunu getirebilecektir.
Ancak! Bazi arkadaslarin bana burada sordugu gibi. Bu is nasil olacak cunku ulusalci bir butunluk yok. Iyiniyetli bazi ulusalcilar parti kurma niyetinde ve boylece seslerini duyurabileceklerini dusunuyorlar. Peki CHP tabani ve oy kitlesi ne durumda?
Sondan baslayalim.
1-CHP tabaninin ve oy kitlesinin Ataturkcu olduguna inaniyorum. Ancak bu kitle sanki bir koyun surusu gibi. Sadece CHP oldugu icin oy veren genis bir kutle. Rahmetli babam sapina kadar Ataturkcu, yuksek egitimli ve bilgili bir insan olmasina ragmen, her secimde gider oyunu CHPden baska partiye vermezdi. CHPnin tabani boyle (her partinin tabani gibi). Insanlar algi operasyonlarina acik ve hayallerinde gormek istedikleri Ataturk’un partisine gidip oy veriyorlar. Bu sebeple CHPyi yoneten ust akil (Chatham House denen Ingiliz derin devletinin bagli oldugu kureselciler), ikinci sahte (!) Ataturkler cikariyor. Imamoglu bir algi operasyonudur. Ataturkcu bir iki nutuk cekersiniz, Ataturk bayragi asarsiniz ve eger arkanizda para gucunuz, yurt sathinda orgutunuz ve markalasmis bir imajiniz varsa, millet gider hep size oy verir. Bu degismez bir gercektir. Bu Turkiye icin boyledir, baska ulkeler icinde aynisidir (ABDde, Avrupada hep iki buyuk yerlesik, markalasmis ve parasal guce sahip parti vardir).
2-Iyi niyetli ulusalcilar parti kurma niyetinde. Ne kadar iyi niyetli ve Ataturkcu olurlarsa olsunlar bu yaklasimlar hicbir yere varmaz. Niye? Aciklayalim. Para gucunuz var mi? Milletten toplamayi dusundugunuz ianetleri kasdetmiyorum. Para kaynaginiz ne? Eger milyonlarca dolariniz yoksa atiliminiz hayalden oteye gitmez. Ikincisi. Orgutunuz var mi? Yada bu orgutlenmeyi her il, ilce ve koyde yapabilecek kadronuz var mi? Yoksa baslarken kaybetmissiniz demektir. Ucuncusu. Halkin nezdinde imajiniz nedir? Milletin hafizasina kazinmis bir imajiniz var mi? Sizi kim taniyor? Turkiye capinda taninan (her sehirde, ilcede ve koyde) bir sahsiyetmisiniz yada sahsiyetler grubumusunuz? Yok degilseniz o zaman sansiniz dahada zayif. Ornek verelim. Bu yukaridaki sayilanlari yerine getirmeyen ve yok olup giden siyasi partiler. Osman Pamukoglu, Turgut Sunalp, Ferruh Bozbeyli, Dogu Perincek vesaire. (Gorusume gore Dogu Peincek’in Vatan Partisi binde birlik oyu ile halkin kabul etmedigi ve yok olmaya mahkum bir partidir).
3-Ulusalci bir butunluk yoktur. Burada Anitkabiri her yil ziyaret eden milyonlarca Ataturk sevdalisini kasdetmiyorum. Organize ulusalci bir guc ve en onemlisi halk tarafindan taninan ve benimsenen karizmatik bir lider takimini iceren bir ulusalci orgutlenme yoktur. Boyle bir orgutlenme olsa dahi onu finansal acidan tasiyacak yapilanmada yoktur.
O halde yapilacak en kisa is YCHPyi yikip yenidien alti ok ilkelerini savunan bir CHPyi yaratmaktir. Yok eger buda yapilamiyorsa o zaman yaratilabilecek bir Ataturkcu partinin yukarida bahsettigim unsurlara sahip olmasi gerekir (hepsine birden).
-Taninmis, sevilen ve saygi goren, karizmatik bir lider kadrosu.
-En kucuk kasabaya kadar yayilmis bir orgutlenme.
-Ve herseyin otesinde dipsiz kuyu niteliginde parasal kaynak.
Bunun otesi yeni kurulacak dunyada (ki su anda kurulmakta), Turkiye kendisini dogal akisina birakacak ve sonucta ya Turkiye Cumhuriyeti ola
Kılıçdaroğlu’nun ağzından çıkmış gibi yapılan “Ali Kemal’in partisi” yorumu hiç etik olmamış! Sana hiç yakıştıramadım Erdem Abi !!! Buradan kırpılıp aktroller elinde oyuncak olur bu yakında! Bu trollere hem giydirip, hem böyle malzeme vermek hiçbirşey değilse işbilmezliktir…
babacan davutoğlu chp hdp tam bir neoliberizm esintileri, feto aklı, abd-cia aklı bu millete 15 temmuz öncesi neyi dayattılarsa aynılarını tekrar sahneye koyacaklar tarih tekerrürden ibarettir.
Bunlar neden defolup da ideolojilerine uygun bir parti kurmuyor? CHP’yi yok etmek ve Atatürk’ü unutturmak mı yoksa asli görevi?
Avcunu yalasın! Bu milletin basiretine güveniyorum. Bu kılçık kimdir, nedir, millet gayet iyi biliyor. 3-4 belediye aldı diye devlet yönetimini de kendi gibi çapsıza verirler sanıyorsa zannettiğimden de çapsız bu. Belediye başka devlet başka!
Sonları da Ali Kemal’e layık olduğu gibi olur umarım!
Tencere yuvarlandi kapagini buldu … Yanlarina HDP/PK , IP , SP ve diger AKP den kopan artik partileri de koydunuzmu Amerikanin ruyasi ,gelecegin neo- liberal- fasist- yobaz karmasi iktidarini goruruz…
Utangaç işbirlikçiliğini artık utanmaz işbirlikçilik olarak sokağa koyacak.Mecbur.Hayat ve zaman dayatıyor.Ama bu kadar neoliberal kusmuk,aptal bölücü ve sandalye kaybetmiş dinci bir araya gelse ki gelecek sonuç sıfır.Tayyip Erdoğan,reel politik anlamıyla,sadece Tayyip Erdoğan değildir.Basitçe Türk Milleti’ne sağlı sollu kılıç çekenlerin,Türk Milleti’nin bedavacılığı sebeb,o kılıcın nerelerine girdiğini görmeleri hep ibretlik olmuştur.Tarih tersini kaydetmiş değil.Belki,tersini kaydedip,Mustafa Kemal’e nankörlük eden millete ders vermeye de niyetlenmiş olabilir hayat.
işte bu. fazla soze gerek . chp bıttı. yenı bır ataurkcu ve kemalıst partı gerekıyor.
taban 1.kat 2.kat atatruku seven secmen halen zamanı gelmedı mı. bır an evvel uyanmak gerekıyor. tıpışların ıcınde de muhakkak mısıl mısıl uyumayanalr vardır.
Eeee demokrasi, sandık, krt oyları vs.. Matematik yani. Ne yapacaklar dı? aqp oylarını katiyen alamayan CHP ne yapmalı?