Murat Bölükbaşı
Murat Bölükbaşı
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Manşet
  4. Kontrollü devir teslim

Kontrollü devir teslim

featured

Murat Bölükbaşı yazdı…

Futbolda “oyunu okumak” diye bir tabir vardır. Örneğin: Macaristan karşısında rakibin sol kanadını hallaç pamuğu gibi atan ve iki golün asistini yapan Oğuz Aydın’ı oyundan çıkarıp, her ne kadar oyuna girdiği an golünü atmış olsa da, İrfan Can’ı sağ kanada almış olmak, benim değerlendirmemle Montella’nın oyunu okuyamadığını göstermektedir. İyi bir antrenör tanımlamasının en önemli kriterlerinden biridir oyun okuma becerisi… Oyunu okumak için ortada oynanması gereken bir oyunun olması, İstediğin sonucu elde etmek içinse, önce bir oyun kurmak gerekir. Oyun kurmanın iki temel prensibi vardır. Taktik ve strateji. Antrenör ve ekibi müsabakanın 5,6 gün öncesinde eldeki verilere dayanarak taktik tahtasında teorik olarak maçın stratejisini belirler. Sonra, planladığı oyun stratejisini bir taktik anlayış içinde saha pratiğine döker. Ben bu yönüyle sporun ve siyasetin aynı dinamikler üzerinde hareket ettiği gerçeğiyle, siyasette kullanılan, ‘’masanın yeniden kurulması, kartların yeniden karılması’’ deyimini çok önemli ve yerinde bulurum

Sözü çok uzatmadan; 19 Mart günü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve beraberinde 87 kişinin gözaltına alınmasıyla ülke adeta darma duman oldu. Dolar 40’ı, euro 44’ü aşarken Borsada kayıpların artmaması için iki sefer devre kesici işlemi uygulandı. Merkez Bankası, yükselişi önlemek için 20 milyar doları yakmak zorunda kaldı. Önce İmamoğlu’nun diploması fakültenin idari karar kusuru yüzünden 31 yıl sonra, hukukçuların yorumuyla, “hukuksuz” olarak iptal edildi. Daha sonra Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde hukuk danışmanı olan Prof. Dr. İzzet Gönenç tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderdiği bilgi notunda ifade ettiği gibi, İmamoğlu soruşturmasının hukuk zemininde yürütülmediği vurgusuyla, gözaltına alınmasının bir hukuki karar değil bir siyasi karar olduğunu gördük. Yetmedi, ortada kesinleşmiş bir suç, bir yargı kararı yokken ve daha gözaltı süreci sonuçlanmadan İmamoğlu’nun tüm mal varlığına el konuldu. Sosyal medya eliyle karalamalar, yandaş gazete televizyon ve yazarlar eliyle saldırılara halk sokağa inerek tepki gösterdi. Peki iktidar, bunca yaşanan hukuk, kanun tanımazlık ve ancak demir perde ülkelerinde görülebilecek baskı ve sindirme uygulamalarıyla hiçbir şey kazanamayacağını, son kalan kamuoyu desteğini de yitireceğini bilmiyor mu..? Bugün, sokağa sadece İmamoğlu’nu ve CHP’yi destekleyenlerin değil, demokrasi, hukuk, özgürlük, refah, huzur arayan toplumun tüm kesimlerinin çıkacağını ve demokrasiyle bağdaşmayan her bir hamleye daha güçlü bir şekilde karşılık vereceğini düşünemiyor mu?

Bundan 10 sene öncesine 2015 Haziranı’na geri dönelim! Açılım süreci sonrasında yapılan seçimlerde AKP birinci parti olsa da, hükumet kurabilecek sandalyeyi bulamamış ve üst akıl devreye girerek Devlet Bahçeli’yi AKP’ye monte etmiş, 1 Kasım’da tekrarlanacak seçimlere kadar ülke yangın yerine dönmüştü. 1 Kasım 2015 seçimlerinde Başbakan olan Ahmet Davutoğlu 2019 yılında Sakarya’da yaptığı bir konuşmada; Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamazlar, açık söylüyorum. Neden mi? Gelin hafızanızı bir yoklayın, ileride bir gün Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman en kritik dönemlerden, aylardan biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olarak yazılacaktır.’’ demişti. Neden acaba..! Tayyip Erdoğan iktidar olduktan sonra G 8 ülkelerinin desteklediği bir Amerikan Projesi olan BOP’un eş başkanı olarak büyük ve başarılı hizmetlerde bulunmuştu. Projenin asıl hedefi olan, Nil’den Fırat’a kadar vadedilmiş toprakların İsrail’e katılması ve Büyük İsrail’in kurulması için planlı ve uzun bir yol haritasının kesintiye uğramadan devam etmesi, AKP iktidarında Türkiye’nin desteğiyle sorunsuz işlemeliydi. Dolayısı ile odasına 17-25 saati asan, 2014 yılında yaptığı grup konuşmasında Tayyip Erdoğan’a hitaben, “Buradan muhataplarına ilan ediyorum ki, önce özerkliğe, ardından kuzey Kürdistan’a açık kapı bırakandan Cumhurbaşkanı olmaz. Türkiye’yi birbirine düşürmeye azmedenden, toplumu kamplara ayırandan Cumhurbaşkanı olmaz. Şehitlerin vebalini ve kanını taşıyan bebek katiliyle müzakere yapandan, teröristlere kucak açandan Cumhurbaşkanı olmaz. Vatanı bölme milleti otuz altıya ayırma hedefi olandan Cumhurbaşkanı olmaz. Twitter’ı engelleyen, YouTube’u kapatan, kişisel hak ve hürriyetleri budayandan Cumhurbaşkanı olmaz. Hukuka saldırandan, adaletten kaçandan, rüşvetçilere ve hırsızlara kol kanat gerenden Cumhurbaşkanı olmaz. Villalara balya balya dolar yığandan, kamu arazilerini zimmetine geçirenden, evdeki parayı sıfırlarken, haysiyet ve inandırıcılığını sıfıra düşürenden Cumhurbaşkanı olmaz. Türk Silahlı Kuvvetlerine kumpas kurandan Başkomutan olmaz’’ diyen Devlet Bahçeli, Emperyalist üst akıl Amerika tarafından Tayyip Erdoğan’a eklemlenerek bu günlere sorunsuz gelindi. 9 Mayıs 2012 de yaptığı basın açıklamasında, ‘’Bilinmelidir ki. Başbakan Erdoğan’ın başkanlık sistemine istekli olması Türkiye Cumhuriyeti’nin feshedilmesine ve milletimizin ayrıştırılmasına sinsice döşenmiş tuzaklarla doludur.” diyen Bahçeli, 25 Ekim 2016 tarihinde yaptığı gurup konuşmasında, “TBMM’de ve olası bir referandumda tavrının değişmeyeceğini söylemiş, Meclis’te evet dersek, olası bir referandum da, milletin huzurunda da evet deriz’’ diyerek Türk milletine sinsi bir tuzak kurmuş ve ülkenin bu hale gelmesinde başrol oynamıştı.

Ama insanın başına ne zaman ne geleceği belli olmaz! Bazen insanın karşısına ayı çıkabülü, bazen de daş düşebülü… Allah muhafaza! Eğer Sayın Bahçeli’nin başına bir iş gelse, ki geldi. Siyaset yapamaz duruma düşse ya da Allah gecinden versin, hak vaki olsa ve Erdoğan kendisini ayakta tutan iktidar değneğini kaybetse ne olur? Siz, Bahçeli’nin artık masada olmadığı bir oyunu nasıl okur ve nasıl kurarsınız diye sorsam, cevabınız ne olurdu?

Mesela Üst akıl, MHP desteğini yitirmiş, halkta karşılığı kalmamış, Anayasa’ya göre bir daha seçime girme şansı olmayan, girse bile kazanma ihtimali olmayan bir Erdoğan’la BOP’u riske atar mı? Tabii ki hayır. Yapacağı şey, yıpranmış oyuncuyu kenara alıp, daha zinde, daha güçlü, halkın desteğini arkasına alan bir oyuncuyu sahaya sürmek olur.

6 Şubattan beri Bahçeli’den ne bir nefes, ne bir ses yok… Eğer siyaset bir oyun kurma sanatıysa, şu anda bu oyun canlı olarak sahnelenmekte. İmamoğlu yok edilmiyor, İmamoğlu zırhla kaplanan ölümsüz bir savaşçı rolüyle güçlü rakipleri de sahne gerisine itilerek başrolde oynuyor. İlk Karadeniz mitinginde Nagehan Alçı’yı karşısına oturtan. İlk seçimi kazandığı günün sabahında ‘’Milletin A….. Koyan’’ Mehmet Cengiz’i ziyaret eden, hep ağzında ‘’bu millet’’ diyen, Amedspor atkısını boynuna dolayıp Amedspor taraftarı ve destekçisiyim demekten rahatsızlık duymayan, FETÖ’nün en güçlü olduğu dönemde Samanyolu TV de spor yorumculuğu yaparken, “Fenerbahçe’ye yapılan şike operasyonunu olumlu buluyorum” diyerek operasyonlara destek atan, devletten habersiz balıkçıda İngiliz büyükelçisiyle gizli gizli buluşan İmamoğlu, Türk milleti için değil ama BOP için biçilmiş kaftandır.

Son olarak meydanlara sadece demokrasi, hukuk, adalet, özgürlük, bireysel ve toplumsal hak talebi için çıkan gençlerimize seslenmek istiyorum. Provokatörlere dikkat edin. Sizler, benim güzel ülkemin bu günü ve geleceğisiniz. Senaryosu yazılmış, sahnesi kurulmuş bir oyunun figüranı olmayın. Biliyorsunuz; figüranlar flimlerde ya dayak yer, ya da ölürler…

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. Bireysel olarak futbolu hiç takip etmiyorum.(3F ten birisi olduğu için.)

    Bu yüzdendir ki sizin yazılarınızı okumuyordum.

    Ama bu yazınızla size ne kadar haksızlık etmiş olduğumu anladım.

    Bu kadar berrak bir şekilde olayı kaleme alışınıza hayran kaldım.

    Hem sizden özür diler hem de bunun gibi yazılarınıza devam etmenizi izterim.

    Teşekkürler…

    Cevapla
    • 20 Nisan 2025, 22:40

      Yorumunuzu yeni gördüm. İltifat buyurdunuz, onöre oldum. Çok teşekkür ederim.🙏

      Cevapla
  2. 25 Mart 2025, 23:43

    Doğru söze ne hacet… Düzen öyle bir kurulmuş ki … Senaryo yazılıyor oyuncular oynuyor. Millet ise çanak tutuyor tutmayanlar ise tutuklanıyor.

    Cevapla
Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!