Nihat Genç yazdı…
Yüz binlerce FETÖ’nün içinden, bugüne kadar bizi kim kullanıyor, biz aslında kimiz diye sorgulayan tek bir kişinin çıkmaması akıl alır gibi değildi!
Kült yapılar böyledir ölümüne adanmış kitleler!
Şimdi bir genç adam çıktı, adı Ahmet Dönmez, yıllarca FETÖ ve AKP sorgulamaları yapıyor, bu yüzden FETÖ’cüler tarafından dövüldü, dışlandı, ancak FETÖ’nün yeğeniyle yaptığı program sonrası sesini nihayet duyurabildi!
FETÖ’nün yeğeni Ebuseleme vicdan azabı yaşadığını, uyuyamadığını söyleyip önce twit sayfasından sonra Ahmet Dönmez’e bir dizi ifşalarda bulundu!
İfşalarda bize göre bir şey yok, bizlerin 30 yıl öncesinden koyduğumuz teşhisler ve gerçekler, milim oynamadan yerinde duruyor!
Sorun kafası karışıkların ya da bir ucundan bulaşanların!
Ve FETÖ’ye .ötü kaptıranların on yıllarca kamuoyunu kendi seçmenlerini oyalaması ortalığı bulanıklaştırması yani Fetö’nün oyununa gönüllü gelmesi!
Mesela FETÖ’cülerin piyasa ettiği ‘kontrollü darbe’ iddiası başta Kılıçdaroğlu ve Yeni CHP’nin uzun bir dönem gündemi oyalamasıyla sonuçlandı!
Bu FETÖ yalanıyla utanmadan arlanmadan hiç çekinmeden göz göre göre FETÖ talimatlarıyla ihanet içinde bir siyaset yaptıkları ortaya çıktı!
Ve Ebuseleme, FETÖ tepe kadrosunda eşcinsel ilişkileri de kendi şahitliğiyle vicdan azapları içinde canı yanarak ortaya koydu!
Ve Ebuseleme, FETÖ içindeki asıl kavganın para kaynaklarını elde kim tutuyor sorusuyla ifşa etti!
FETÖ, baştan aşağı her şeyi yalan, uydurma, sahte, manipüle bir CIA yapılanmasıdır!
Bu yapının ülke ve gençlik ve siyaset için tehlikelerini kırk yıl öncesinden gören, yazan, haykıran Nihat Genç olağanüstü bir zekaya ve çok özel istihbarat bilgilerine sahip hiç değildi!
Sorun da burada!
Herkes biliyor ama yazamıyordu!
Çünkü FETÖ bir siyasal güçtü, iktidarı almak isteyenlerin FETÖ’yle ortak çıkarları vardı, sonra FETÖ tehlikesi hain beyinler için akıllarınca askeri vesayet (?) kadar öncelikli değildi!
FETÖ’nün ayağına, kapısına, dizinin dibine gitmeyen ya da onu övmeyen aydın akademisyen siyasetçi kaldı mı?
FETÖ de sırasıyla hepsini kullandı, Ecevit’inden İlber Ortaylı’sına, liberallere ve AKP’lilere kadar, Türkiye’nin en çok kazanan sanatçısı Haluk Bilginer FETÖ dizileriyle köşe olmadı mı, Acun Ilıcalı milletin gözü önünde FETÖ’cü bir dangalağı Türkiye’nin en yetenekli stand-up komedyeni ilan etmedi mi, İmamoğlu FETÖ’nün kucağında ve kanallarında büyümedi mi, Mansur alengirli işlerini FETÖ savcılarıyla görmedi mi, sol liberallerin alayı FETÖ kanallarında yıllarca maaşlanmadı mı, Fatih Altaylı’nın Habertürk’ü on uzun yıl FETÖ’cü savcıları ekrana çıkartıp Cumhuriyet’in ordusuna saldırtmadı mı? Bu tarihin en uzun listesini saymaya gücünüz yeter mi? MHP’nin ahım şahım aydınları FETÖ’yü övgüler yağdırıp içlerine almadılar mı?
Birilerine oy lazımdı, birilerine şöhret lazımdı, birilerine Kemalist diye kodladıkları Cumhuriyet’i yıkmak için düşman ordusu lazımdı, kimilerine ekran lazımdı, kimilerine kripto FETÖ’cülerin içeriden sızdırıp ortalığı manipüle ettikleri bilgiler lazımdı, birilerine sırtlarını dayamak için güç lazımdı!
Birileri arkalarını Amerika gibi sağlam bir güce dayamak istiyordu!
Herkes kullandı, herkes kullanıldı! FETÖ’nün yanına çekmediği adam, yazar, savcı, öğretmen, rektör, akademisyen, siyasetçi kalmadı!
Ve otuz yıl öncesinden hem ekrandan hem de yazılarımızdan göğsümüzü siper edip dışlanmayı, mahkemeleri göze alarak FETÖ yapılanmasına karşı durduk!
En çok vurguladığım üstünde durduğum laf şuydu: Bunlar bizim gençlerimiz! Yüz binlerce gencimiz CIA yapılanmasında kullanılıyor! Yüz binlerce genç Atatürk’e deccal, bizlere kafir diyor! Bu çocukların beyni yıkanıyor, robota döndürülüyor, iradeleri alınıyor, kişiliksiz tuhaf yaratıklara dönüştürülüyorlar!
Şunu da söyledim, büyük suç örgütlerinde dağılma ve iç hesaplaşma ancak şu süreçten sonra gerçekleşir: Birbirleriyle hesaplaşmaları için önce hapishanede ve sürgünde bir beş yılı devirmeleri lazım, sonra asıl kavga para kaynakları üzerinden ilerler!
Aynen dediğimiz gibi hapishane şartları ve para kaynaklarına kim oturdu kavgası FETÖ’nün içeriden sorgulanmasına yol açtı!
Ve nihayet bugün ortada kandırıldığını düşünen hayal kırıklığı içinde yüz binlerce genç var!
Bu gençleri kimse uyarmamış, şöhretli, namlı yazar ve akademisyenler bu gençlere gerçekleri hiç söylememiş!
Aksine yalanlarını besleyerek büyük bir genç kitlenin derin bir hayal kırıklığı ve altından kalkılmaz bir dizi travmalara ve sönen, mahvolan hayatlara ve yıkılan Cumhuriyet’e baş sebep olmuşlar!
FETÖ’den beslenen akademisyenler yazarlar siyasiler, size soruyorum: Neden bu gençleri uyarmadınız? Hatta uyaranları faşist, ırkçı, şizofren ilan edip hayvan pornosu gibi ağır asılsız iftiralarla içeri tıktınız!
Çünkü FETÖ’yü ve CIA’yı kullanıp iktidar olmak istediniz ve FETÖ’yü kullanıp Cumhuriyet’i yıkmak istediniz!
Ve olan, bu ülkenin köylerinde kasabalarında doğmuş ve mahvolmuş yüz binlerce hayat ve bir de sübyancılar tarafından kullanılmışlar!
Bir yalan uğruna kullanılmışlar, yüz binlerin enerjisi, gençliği CIA adına kullanılmış!
Sübyancılık eşcinsellik gırla gitmiş, CIA ajanlığı gırla gitmiş ve para ve makam hırsı, çalınan sınav soruları gırla gitmiş ve bir uzun kırk yıl herkes susmuş!
Şimdi, vicdan azabı çektiğini söyleyen Ahmet Dönmez ve Ebuseleme adında iki tane genç adamın ifşalarını dilinize dolamış sabah akşam TV’lerde bilmiş bilmiş konuşuyorsunuz!
Peki içinizde bu iki genç gibi vicdan azabı çeken başka kimse yok mu?
Liberallerde yok mu, AKP’li siyasilerde yok mu, yeni CHP’lilerde yok mu, İyi Parti de yok mu, akademisyenlerde yok mu, yazarlarda yok mu, dün FETÖ’cülerin kucağında oturup bugün kıvrak bir çalımla karşı tarafa geçenlerde yok mu?
Bu topraklarda vicdan azabı çeken başka kimsecikler yok mu?
FETÖ hayatı boyunca milyonlarca yalan söyledi, Balyoz-Ergenekon operasyonlarıyla milyonlarca belgede söyledi, sustunuz. FETÖ, Ezel gibi onlarca dizide milyonları manipüle etti, sustunuz!
FETÖ tarih sahnesine çıktığı günden beri Türk siyasetini ters manyeller, kriptolar içerden istihbarat tuzağı bilgilerle apaçık manipüle etti, sustunuz!
Aksine FETÖ’nün piyasa ettiği manipüle bilgilerle kırk uzun yıl siyaset yaptınız!
Aksine FETÖ’yle iyi geçinip gazeteler kurdunuz, siyaset yaptınız, üniversiteleri ele geçirdiniz, FETÖ’yle iyi geçinip şirketler kurdunuz, aksine değme solcu ağbiler FETÖ sofralarına ağızlarının suyu akarak oturdu!
Türkiye’nin altından kalkamayacağı acı tablosu şudur: Bir şekilde yolu FETÖ’yle kesişmeyen kaldı mı? Savcısı, yazarı, basını, şirketi, milliyetçiyim, solcuyum diyeni?
Türkiye’nin acı tablosu şudur: FETÖ’nün manipüle belgelerini kullanmayan üstüne atlamayan diline dolamayan kaldı mı?
Yüz binlerce genç insanın enerjisi ve milyarlarca dolar ve Cumhuriyet’in en temel kurumları sayenizde heba oldu!
İçinizden vicdan azabı duyan var mı?
Yüz binlerce genç vatanlarını terk etti, yüz binler polis takibinde, yüz binler işinden oldu, on binler içerde!
Hepsi şeytan ilan edildi, hepsi FETÖ’cü terörist damgasını yedi ve şimdi anlıyoruz ki hayatlarını adadıkları cemaatleri de hem bu çocukları düzmüş hem de siyasette ve bürokraside kripto varlıklarını kullanmış!
Hiç mi vicdanınız sızlamadı?
CIA gelip Anadolu’nun özbeöz köylerinden yüz binlerce çocuğu devşirirken gıkınız çıkmadı!
FETÖ milyarlarca doları çalarken sustunuz!
FETÖ’nün ekranlarına çıktınız, dizilerinde oynadınız, FETÖ’nün gazetelerinde yazdınız, FETÖ’nün ödüllerini aldınız, FETÖ’yle iyi geçinip şirketlerinizi güya sağlam limana çektiniz!
FETÖ ya da FETÖ’nün yerine oturan İsmailağa ve Menzil, fark etmez!
Bugün de FETÖ’nün yargıda, orduda, bürokrasideki boşluklarına ganimet diye oturan aynı yapılar ele geçirdi, fark etmez!
Bugün de susuyorsunuz!
Çünkü insan değilsiniz!
İnsan olabilmemiz için önce bir insanın evrende yalnızlığınızı hissetmesi lazım, şöyle, ben bu dünyaya niye geldim demesi lazım, sonra Allah korkusu lazım, yani kimse görmüyorsa da ben görüyorum, bu yüzden sorumluyum diyebilmeli, sonra sonuçları ne olursa olsun öldürülme, suikast, hapis gerçeklerini haykırması lazım!
Allah korkusu olmayan insanlar kullanılır, kullanıldı, çünkü şöhret ve ödül ve makam ve para hırsı, Allah korkusunun önüne geçti!
Yazarları, akademisyenleri, siyasileri Allah korkusunu inşa etmedikçe FETÖ ve benzeri yapılar milyar dolarlarımızı çalmayı sürdürecek!
Liyakatsiz cahil cühelayı devlet kurumlarına dolduracaktır, dini ve Allah’ı kullanıp ahlakı çürütecektir ve sömürgeci şirketler tereyağından kıl çeker gibi hazır savcılar, siyasiler bulup işgali tamamladı!
Allah korkusunun inşası için insanın birazcık kendi yalnızlığında bir hayat geçirmesi lazım, dünyayı evreni kendini sorgulaması için!
Kendi varlığının sorumluluk bilincine varması için! Kendi kimliğinin inşası için! Kendine sunulan verili kavramları cemaatleri ideolojileri sorgulaması için!
Allah korkusu yoksa istisnasız hepsi ortak bir paranoyaya dahil olur ve topluca ihanete sürüklenir!
Allah korkusu taşıyan insanlar yaşadıkları memleketin milli istiklaline saygı duyar, Cumhuriyet nedir bilir, bağımsız mahkemeler dünyaya niçin geldi bilir, hukuk karşısında herkesin eşitliği için çalışır, kimsenin efendi mübarek diye imtiyazlı olamayacağını bilir ve kendini kanundan üstün görenlere karşı itiraz etmenin ve karşı çıkmanın var oluş kavgasını verir!
Kırk uzun yıl ne Allah korkusu, ne Cumhuriyet tanıdınız!
Ne de insanı tanıdınız!
İnsan bir mucizedir, gün gelir en büyük orduları, en büyük sermayeleri, en korkunç diktatörlükleri, o küçücük zayıf bedeniyle ölümünü hiç düşünmeden karşısına alır ve bütün yalanlarınızı ve sahte barış demokrasi iyilik hizmet palavralarınızı faş eder!
AKP’liler bilmiyorum neye güveniyorlar, bu derin suskunluğun ilelebet gideceğine mi inanıyorlar, gün gelir, insana güvenim sonsuzdur, AKP içinden de Ahmet Dönmez ve Ebuselem gibiler mutlak bir gün çıkacaktır!
Korku ve güç değil, insan kazanacaktır!
CIA ve İslamcı tarikatlar ve sömürgeci şirketler değil, insan kazanacaktır!
Yalan, sahte, kripto, manipüle değil sonunda hakikat kazanacaktır, elimizde bir ülke kaldıysa!
Bağımsız yazar ve partileriniz olmadıkça FETÖ’ler gider yeni Menziller yeni kullanışlılar gelir, bin yıl daha!
Kendi kalemine, kendi bileklerine, kendi beynine güvenen tek kişi yoksa, ülkeniz ve bir Cumhuriyet’i hiç hak etmiyorsunuz, kölesiniz!
Sarayların malikanelerin dokunulmazların CIA’nın Mossad’ın köleleri!
Aslında Allah korkusu, çok ince ve derin bir konu olmalı.
Belki de, Yunus Emre örneğinde olduğu gibi,
Allah sevgisi daha önem kazanmalı.
Korku laflarıyla
Allah’ı, böyle ayağa düşürmek doğru değil bence.
Yani, çok affedersin, korku bokuna mı dürüst, vicdanlı bir adam olacağız.
Şöyle denmeliydi bence.
Cumhuriyetimizin sahibi yurttaşlarımızdan, milletten,
hiç utanmanız yok mu.
Bu, ilk başta, millete çok az bir şey ifade etse bile, çok sık tekrar etmeli ve yavaş yavaş milletin kafasına kazınmalı.
Sn. Nihat Genç
Sizin de kuvvetle ve hep vurguladığınız gibi, Cumhuriyetin temeli,
Yurttaşlık hakkı ve hukuk karşısında tüm yurttaşların eşitliğidir.
Ama buna karşın ülkemizde esen siyasal İslam rüzgarının etkisiyle, oy kaygısıyla,
millete şirin görünmek için, CHP de “Kul hakkını” öne çıkarmaya başlamıştı.
CHP milletvekili, Ali Mahir Başarır da, hızını alamayarak, geçen yıl Eylül ayında,
“pırıl pırıl gençlerimiz, ateist, deist oluyorlar” demişti.
Siz de bu yazınızda “Allah korkusunu” vurguluyorsunuz, olanca ağırlığıyla.
Hayrola ne oluyor.
Sizin hedeflediğiniz zevattan biri,
“kardeşim ben namazında niyazında, orucunda, umresinde, hac ziyaretinde bir adamım.
Sen, bende Allah korkusu olmadığını nereden biliyorsun” dese yanıtınız ne olacak.
Yurttaşlık hakkından, tüm yurttaşların hukuk karşısında eşitliğinden, aç gözlülükten, yolsuzluktan, hırsızlıktan, yurttaşların soyulup soğana çevrilmesinden, yurttaşların bebeleriyle yatağa aç girmesinden, ülkemizin doğal zenginliklerinin yabancılara peşkeş çekilmesinden, yani dünyevi meselelerden bahsederek, o zatı yanıtlamak zorunda kalmayacak mısınız.
Saygılarımla.
Yorumun için sizi tekrar, tekrar ve tekrar alkışlıyorum.
Açıkçası Nihat Genç’in o söylediklerini, sizin anladığınız manada yazmamış olduğunu düşünüyorum.
Fakat, din o kadar hoyratça kullanıldı ve kötü emellere alet edildi ki artık en ufak bir şeyi kabul edemez olduk.
Aslında bu hâle de ufak şeyleri dikkate almayarak geldik. Artık topluma yön verme eğiliminde olan, kendi fikirlerini topluma empoze etmeye çalışan hiç kimse ama hiç kimse dinsel sömürü cümleleri kurmamalı, kuramamalı. Elbette Nihat Genç de!
Tespit için tekrar tebrik ediyorum.👏👏👏
Nihat Genç genellikle biraz uzun yazıyor. Ancak yazının her kelimesine; evet, evet, evet!
Harika bir yazı. Kendine her an ben insan mıyım diye sormadan insan olunmaz, bir an o soruyu sormazsın ayağın bir kayar bakmışsın şeytanla dans ediyorsun.. FETO’ya destek olanlar kandırılmadı. Yazarın dediği gibi çıkarları için bile bile ortaklık yaptı. Kimi mevki hırsını, kimi para hırsını, kimi güç hırsını, kimi şehvet hırsını doyurmak için işbirliği yaptı. Şeytanlarınıza hepiniz ortak oldunuz. İki günlük dünya menfaati için ruhunuzu sattınız. Değdi mi?
fetö insan zaafiyetyinden faydalanır daha doğrusu toplum mühendisliği yapan düşünce kurluşları istihabrat lavbratuvları… kendi labratuvarlında psikolojik harp taktiklerini bu inasni zaaflar üzerine tasarlar ve uygulmaya koyarlar.mevcut düzenler buna pozisyon alıp kontr atağa geçmeli tersine mühendisliği uygulamalı aksi halde operasyonel faaliyetlerin oyuncağı olan yalama düzene dönüşürler.türkiye kıvam olarak bu noktaya gelmiştir.
hepsinin tek derdi para, makam, sohret. lat manat uzza. Din iman isin kamuflaji, coluk cocugu devsirme aparati. Feto teror orgutudur, ustelik pkkdan daha asagilik bir teror orgutudur.