Avatar
Barış Adıbelli

Tahıl koridorundaki belirsizlik

featured

Barış Adıbelli yazdı…

Dünya nefesini tutmuş bir şekilde bu ay Putin’in Türkiye ziyareti ve bu ziyaretin ardından tarım koridorunun geleceğini merak ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin’in ziyaretinden umutlu. Bu ziyaretle Rusya’nın tahıl koridoru anlaşmasına geri dönmesi büyük bir ihtimal olarak görülüyor.

Şu anda bütün dünya Rusya’nın tahıl koridoru anlaşmasına geri dönmesini istiyor; ancak Batı geçen yıl tahıl koridoru anlaşması imzalanmadan önceki müzakerelerde Rusya’ya kendi tahılını ve gübresini arz edebileceği yönünde söz vermişti. Fakat aradan geçen tüm bu zaman içinde bu sözler yerine getirilmedi. Şimdi Rusya’nın tekrar tahıl koridoruna dönebilmesi için bu sözlerin yerine getirilmesi konusunda bir yeşil ışık yakılması gerekiyor, bir başka deyişle bu noktada mesele Türkiye’yi aşıyor. BM, ABD ve AB’ye büyük sorumluluk düşüyor.

Açıkçası Avrupa Birliği tahıl koridoru anlaşmasının imzalanmasından bu yana geçen bir yıllık süre içerisinde bu koridorun alternatif rotaları üzerinde çalışıyordu. Bu bağlamda, Adriyatik denizi, Tuna Nehri ve Romanya Köstence limanı gibi farklı alternatifler ortaya çıkmıştı; ancak hiçbiri boğazlardan geçen Karadeniz koridoru kadar makul değil. Ukrayna lideri Zelenskiy Karadeniz koridoruna Rusyasız devam etme konusunda Türkiye’ye bir mektup gönderdi. İşin ilginç yanı Rusya da Türkiye’ye benzer bir talepte bulundu: Ukraynasız tahıl koridoru.

Her iki ülkenin teklifleri de Türkiye’nin savaşın başından beri takip ettiği denge politikasına ve barış diplomasisine aykırı; zira Türkiye tahıl koridorunu aynı zamanda bir barış koridoru, barışa giden bir yol olarak görüyor, savaşan tarafları bir vesileyle masaya oturtmayı başaran Türkiye buradan barışa giden bir yolun açılması için çaba gösteriyordu. Dolayısıyla, taraflardan birinin olmadığı bir koridor projesi Türkiye’nin barış diplomasisi açısından kabul edilebilir değil.

ABD’nin tüm bu yaşananlara karşı tavrı net değil. Geçen hafta ABD Dışişleri Bakanı Blinken Birleşmiş Milletler’de yaptığı konuşmada ‘Artık Rusya’nın Karadeniz’i bir şantaj aracı olarak kullanmasından bıktık’ dedi. Çok ilginç bir şekilde ABD de son dönemde Ukrayna ile ilgili bütün görüşlerini Karadeniz üzerinden vermeye başladı. Yani Ukrayna’ya değinmeden doğrudan Karadeniz’e atıfta bulunarak açıklamalar yapıyor. NATO Vilnius zirvesinde de Karadeniz’in stratejik önemine bir kez daha NATO ve müttefikler dikkat çekti. Ukrayna Savaşı’nın başından itibaren hep söylediğimiz temel argüman bu savaşın bir Karadeniz savaşına dönüşme potansiyeli taşıdığı; hatta ABD’nin Ukrayna savaşını Karadeniz Savaşı’nın ilk adımı, ilk cephe hattı olarak gördüğünü söylemiştik. Bugün de ABD’nin bu politikasından pek vazgeçtiği söylenemez; aksine Yunan limanlarına yaptığı askeri yığınak gün geçtikçe daha da artmaktadır. Bunun yanında son günlerde Gürcistan tekrar gündeme gelmiştir; hatta yeni bir Azerbaycan-Ermenistan savaşının ufukta olduğu dahi söyleniliyor.

Wagner isyanı tüm jeopolitik hesapları bozdu. Putin’in gücünün sınırları batıda hep merak konusuydu. Wagner isyanı Putin’in gücünün sınırlarını da göstermesi açısından önemli bir kilometre taşı oldu. ABD’nin tüm uyarılarına rağmen Ukrayna’nın Rusya topraklarına yönelik saldırılarında hızlı bir artış yaşanmaya başladı. Bunun karşılığında Putin ise Rusya’nın Orta Doğu, Afrika, Kafkaslar ve Orta Asya’nın oluşturduğu Rusya’nın stratejik çevresinde ABD’ye karşı yeni hamleler yaptı. Özellikle Afrika’da son yaşanan Nijer’deki darbede Rusya’nın ve Wagner’in rolü tartışılıyor. Suriye’de Rus Hava Kuvvetleri Amerikan hava araçlarına yönelik önleme operasyonlarını daha da arttırdı. ABD, Ortadoğu’yu kaybetmek üzere. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’ın başını çektiği ülkeler Çin ve Rusya ile ilişkileri daha da geliştiriyor. Rusya, Süveyş Kanalı’nın kıyılarına sanayi bölgeleri kurma konusunda Mısır ile anlaştı. Netanyahu, artık ABD’den yüzünü çevirdi. Ekim ayında Çin’i ziyaret edecek. İsrail, Pekin’den Suudi Arabistan ile ilişkilerin normalleştirilmesinde arabulucu olmasını istiyor. Çin de İsrail’den Filistin sorununun çözümü konusunda arabulucu olmak istiyor.

2024 seçimlerine kadar Biden yönetimi önemli bir adım atar mı? Şu anda gelinen anket verilerine göre Demokrat Parti’den bir adayın kazanması zor görünüyor. Dolayısıyla Biden kendisinden sonraki yönetime bir savaş miras bırakmak ister mi? Tarihe böyle geçmek ister mi? Bunun cevabını önümüzdeki günlerde göreceğiz ancak gerçek olan şu ki Amerikan medyasından gelen haberlere göre el altından Zelinskiy’e Rusya’yla barış için görüşmelere başla baskısı olduğu söyleniliyor. Demek ki Biden 2024 seçimlerine kadar en azından bir ateşkes sağlamayı umut ediyor. Biden’ın bu umudu Putin’in en önemli kozu olabilir. Bu bölgede yaşanan jeopolitik oyunun merkezinde yer alan ülke ise Türkiye. Türkiyesiz hiçbir jeopolitik oyun sonuca ulaşamayacağı gibi hiçbir uluslararası aktör Türkiye’yi yanına almadan jeopolitik bir başarı sağlayamaz.

Tahıl koridorundaki belirsizlik

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!