El Kaide uzantılı, Ankara’nın MGK kararıyla terör listesine aldığı HTŞ, Şam’ın güvenliği açısından kilit bir kent olan Halep’i ele geçirdi. Bu yazının yazıldığı saatlerde terör örgütü Hama ve Humus’a yönlenmişti.
Öcalan’ı ‘iç cephenin umudu’ olarak pazarlayan ‘yerli ve milliler’ şimdi de Türk bayrağı yakan ve PKK’ya silah sevkiyatı yapan HTŞ militanlarını ‘Halep’in çocukları evine dönüyor’ diye servis ediyor.
Anadolu Ajansı Türk milletini açık açık manipüle ediyor, HTŞ’yi ağzına bile almıyorlar;
-“Muhalif gruplar Halep’te kontrol sağladı.”
-“Muhalif gruplar Hama’ya ilerliyor.”
HTŞ’ye alkış tutanlar, bir zamanlar IŞİD’i ‘öfkeli çocuklar’, PKK/PYD’yi ‘özgürlük savaşçıları’ diye millete anlatıyordu. Böyle ağzını yaya yaya konuşanların geçmişi terör örgütlerine övgülerle doludur, hiç şaşmaz.
Neyse, konumuza dönelim.
Hani size HTŞ’nin başından bu yana ‘özgürlük’ savaşçısı olduğunu anlatıyorlar ya…
Gerçek anlatıldığı gibi mi?
HTŞ’yi ılımlaştırma planı neydi, Batı’nın Suriye sahasındaki ‘HTŞ’ operasyonu adım adım nasıl planlandı, AKP’yi HTŞ ile ittifaka nasıl hazırladılar, tek tek anlatacağız sizlere.
Başlayalım…
***
ERDOĞAN’DAN HTŞ’YE: SİLAHI BIRAKIN…
“…Cephe El Nusra olsun, HTŞ olsun, hepsi için… Bir defa, silahı bırakın… Bırakın ki buraya sulh gelsin…”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 17 Eylül 2018 tarihinde bu çıkışı yaptığında İdlib mutabakatında Rusya ile imzalar atılıyordu. Hedef, mutabakatın dışında bırakılan HTŞ’nin teslim olmasıydı.
Ancak mutabakatın dışındaki örgüt mutabakatın önündeki engel oldu. Teslim olmayan HTŞ, ÖSO ile çatışmalara girdi. Özellikle 2019’un Nisan ve Mayıs aylarında yaptığı operasyonlarla kentin yüzde 90’ınında kontrol sağladı.
OPERASYONEL SEÇENEKLER MASADAYDI
HTŞ’nin hamlesinin ardından terör örgütüne karşı yeni tedbirler alındı. “Teslim” yerine operasyonel seçenekler masadaydı.
Sivillerin göç edebileceğine yönelik hassasiyet Ankara’yı “imha” seçeneğinden uzaklaştırdı. Sahada uzun vadeli bir plan benimsendi. HTŞ’nin kurmay kadrosunun nokta operasyonlarla hedef alınması planlandı. Bazı sözde üst düzey komutanlar suikastlarla etkisiz hale getirildi.
Ancak örgüte gelen dış destek plana engel oldu.
Yeni bir plan yapılmalıydı. HTŞ ÖSO içinde eritilebilir miydi? Nurettin Zengi Tugayı sözcüleri 2019 Şubat ayında 15 bin HTŞ’linin Özgür Suriye Ordusu’na katılma ihtimalinin olduğunu açıklamıştı.
Müzakereler sürdü, ancak HTŞ bu teklifi de kabul etmediği gibi sık sık PKK’ya silah yardımıyla gündeme geldi…
Bu süreçte Türkiye’nin milli güvenlik sorunu ve İdlib krizinin nedeni olan HTŞ, Rusya ile Türkiye’yi sahada karşı karşıya getiren bir örgüt olarak ön plana çıktı.
BİR AYDA 54 ŞEHİT…
HTŞ sorununu çözemeyen iki ülke arasındaki ilişkiler İdlib’de adeta stres testinden geçti. Rusya “HTŞ’ye karşı hedef olmamak” savunmasıyla operasyon alanını genişletirken, Türkiye operasyonların muhaliflere de yapıldığını “göç” endişesi ile birlikte dile getirdi.
Uzun süre devam eden sahadaki gerginlik, 27 Şubat 2020’de başlayan “Bahar Kalkanı Harekatı” ile sıcak çatışmaya dönüştü.
Bir gün sonra ise 33 askerimiz şehit oldu. Bir ayda 54…
“HTŞ” krizi her geçen gün büyüyen bir tehdide dönüştü.
HTŞ’Yİ ILIMLAŞTIRMA PROJESİ DEVREDE
İdlib sorununu düğüme dönüştüren terör örgütüne karşı ABD merkezli yeni bir plan uygulamaya kondu. Washington’un eline koz geçmişti. Teslim alınamayan, nokta operasyonlarla beyni yok edilemeyen örgüt ılımlaştırılmalıydı!
JEFFREY: VATANSEVER MUHALİF SAVAŞÇI HTŞ…
İlk sinyali 30 Ocak 2020 tarihinde ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey verdi. Jeffrey “Kendileri (HTŞ), terörist değil vatansever muhalif savaşçılar olduklarını iddia ediyorlar. Bir süredir uluslararası bir tehdit oluşturduklarını görmedik” ifadelerini kullandı.
Jeffrey’in açıklamalarının ardından BM’nin raporlarında da İdlib’de tehdit önceliği olarak HTŞ’ye değil, doğrudan El Kaide’ye bağlılığını açıklayan Hurras el Din’e vurgu yapıldı.
ULUSLARARASI KRİZ GRUBU’NUN RAPORU
Bu projeyi açık eden bir rapor da Uluslararası Kriz Grubu’ndan geldi.
Suriye sahasındaki planı ifşa eden raporu, Veryansın Tv Genel Yayın Yönetmeni Erdem Atay’ın yazısı ile öğrenmiştik. Raporda “NATO üye ülkelerinin eninde sonunda HTŞ’yi terör örgütü olarak görmeyi ve etiketlemeyi bırakması gerekir. Birleşmiş Milletler de benzer bir değişikliği desteklemeli” vurguları dikkat çekmişti.
Kriz Grubu’ndan İdlib raporu… Türkiye’yi HTŞ ile ittifaka hazırlıyorlar
Açık açık HTŞ’yi terör listesinden çıkarmaya dönük adımların atılacağı dile getirildi. Türkiye’yi HTŞ ile ittifaka hazırlıyorlardı…
‘ILIMLI’ LİDER CEVLANİ!
‘Ilımlaştırma’ planı 4 yıl önce uygulamaya geçti.
HTŞ lideri Ebu Muhammed el Cevlani, Amerikan PBS kanalına konuşmuş, daha önemlisi “Takım elbiseli ılımlı bir muhalefet lideri” pozu vermişti.
Sadece bununla mı sınırlı?
Hayır…
YARDIM POZLU SERVİS EDİLEN FOTOĞRAF
Çok önemli bir fotoğraf daha servis edilmişti. HTŞ merkezli…
Cevlani bu sefer İdlib’deki bir çadır kente gitmiş, yardım dağıttı, halkın sorunlarını dinlemişti! Lokasyon verilmedi.
Ancak…
Fotoğraf karelerinden birinde, arkadaki İHH amblemi dikkat çekmişti!
***
SOYLU’YU KORUYAN TERÖRİSTLER!
Ankara’yı ‘HTŞ’ projesine ikna süreci adım adım işledi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 3 Mayıs 2022 yılında briket evlerin açılışı için İdlib’e gitti. Soylu’nun katıldığı törenin görüntüleri gerek resmi hesaplardan gerekse kişisel hesaplardan paylaşıldı. Fakat paylaşılmayan çok kritik bir detay vardı.
Görüntülerde, İçişleri Bakanı Soylu’nun düzenlediği mitingin güvenliğini HTŞ militanlarının sağladığı ortaya çıkmıştı!
***
HALEP, HAMA, HUMUS…
Ve Suriye sahasındaki kritik gelişme… 3 yıldır renklerin değişmediği donmuş saha, İsrail’in Suriye’ye dönük doğrudan tehdit mesajları verdiği bir dönemde, alev topuna döndü.
HTŞ Temmuz ayından bu yana planladığı saldırının düğmesine bastı. Halep’te kontrol sağlayarak Şam’ın ön cephesi olan Hama ve Humus’a yönlendi.
***
İşte Suriye’de Batı’nın ‘HTŞ’ ajandası böyle işledi.
2018 yılında HTŞ’ye silah bırakma çağrısı yapan Ankara, HTŞ’nin 2024 yılında kritik kentlerde kontrol sağlamasına ‘tedirginiz’ bile diyemedi!
ABD’NİN SURİYE’Yİ 3’E BÖLME PLANI
Bunun Türkiye’ye yaratacağı tehdit çok büyük.
ABD’ye “Kürt devleti” için meşruiyet gerekçesi lazım. Yani “Kürtler” gibi “Sunnilerin” de Suriye’de “temsil” edilmesi lazım.
İşte o “temsilci” HTŞ!
ABD yalnızca Suriye’yi bölmüş ve Türkiye’ye doğrudan bir tehdit yaratmış olmayacak, aynı zamanda Türkiye’nin Arap coğrafyasıyla da bağını da kesmiş olacak.
Şam’ı Halep’ten sıkıştıran, Türkiye ve Rusya arasında kalıcı kriz alanı oluşturan, bölgeyi kangrenleştirecek bir yapı kurulacak.
***
2016 yılında ABD merkezli düşünce kuruluşu Rand Corporation bir rapor hazırlamıştı.
“Suriye İçin Barış Planı’nda” Suriye; “rejim”, “Kürt kontrolü“ ve “muhalefet” arasında 3’e paylaştırılıyordu!
5 yıl önce yapılan plan adım adım hayata geçiriliyor!
***
TAVŞANA KAÇ TAZIYA TUT…
3’e bölünen Suriye’de, merkezi otoritenin zayıflaması, kuşkusuz PKK/PYD’ye büyük bir fırsat sunuyor.
‘Tavşana kaç tazıya tut’ tiyatrosuna aşinayız.
Suriye savaşında önce IŞİD’i büyütüp Şam’ı kırdılar, sonra da PKK/PYD’yi ‘seküler’ güç gösterip ABD hamiliğinde cihatçılara karşı savaştırdılar.
PYD, ‘özgürlük savaşçıları’ etiketiyle Suriye’nin 3’te 1’ine hakim oldu.
Şimdi aynı senaryo CIA güdümündeki HTŞ ile uygulamaya sokuluyor. Suriye’yi Şam’a sıkıştırıp, önce selevi/cihatçı terörü sonra da bölücülüğü sahaya sürecekler. Bir zamanlar PYD’yi IŞİD’in en büyük düşmanı diye kutsayanlar, ‘HTŞ ile PKK savaşıyor’ demeye başladı bile… Sahadaki son gelişmeleri iyi incelediğinizde HTŞ saldırısı sonrası PKK/PYD süreci fırsat bilerek Tel Rıfat ile Suriye’nin kuzeydoğusu arasında terör koridoru planını devreye soktuğu görülüyor.
***
KORİDOR PLANINDA HTŞ
Bir an için HTŞ’nin PKK/PYD’ye alan açmayacağını düşünelim.
ABD’nin ‘Kürdistan’ projesi Irak’ın kuzeyindeki petrolün Akdeniz’e çıkarılmasıydı.
Irak’ta Barzaniler, Suriye’de PKK/PYD bu yüzden silahlandırıldı, eğitildi.
Ya HTŞ…?
Afganistan’da El Kaide kamplarında yetişen,geçmişte IŞİD çatısı altında kafa kesen bu savaşçılar Suriye sahasında dikensiz gül bahçesi mi vadediyor?
Sakın HTŞ, ‘Kürdistan’ projesinde, petrolü Akdeniz’e çıkaran ‘koridor’ planında kullanışlı bir aparat olmasın?
Afganistan’da ABD’nin uyuşturucu koridorunun parçası olan El Kaide, Suriye’de ABD merkezli ‘Kürt Koridoru’na, yani petrolün Akdeniz’e kaçırılmasına itiraz mı edecek?
***
SON PİŞMANLIK…
Her şeyi bir kenara bırakalım…
Yalın gerçek şu;
Türkiye’nın MGK kararıyla El Kaide’nin devamı olduğunu tespit ettiği örgüt sınırlarını genişletiyor.
Buna ‘Küçük Afganistan’ da diyebilirsiniz.
Afganistan’ın sınır ülkelerine iyi bakın, Pakistan’ın son yıllarını iyi inceleyin, El Kaide/IŞİD bağlantılı teröre zamanında müdahale etmeyen ülkelerin içten içe nasıl çöktüğünü göreceksiniz.
ABD’ye karşı olduğu için Pakistan’da iktidardan düşürülen İmran Han, 2022 yılında CNN’e verdiği röportajda, Afganistan’daki cihatçı teröre sessiz kaldıkları için, ABD ile iş birliği yaptıkları için pişman olduklarını söylemişti;
“Tüm ülkede intihar bombaları vardı. 80 bin kişi kaybettik. 150 milyar dolarlık kaybımız var, 40 milyon kişi bu yüzden darboğazda.”
Pakistan’daki ABD pişmanlığı enkazı ortadan kaldırmadı.
Ve şimdi Türkiye’yi bu bataklığın içine sokuyorlar.
Gözümüzün önünde, dünya savaşa giderken Türkiye’yi daha büyük bir kaosun içine sürüklüyorlar.
‘Öcalan Meclis’e gelsin’ diyenlerin de, HTŞ’yi pirüpak haline getirenlerin de ortak hedefi bu.
ABD ve İsrail tertibi artık tezgahta… Suriye resmen 3’e bölünürken tertibe teslim olanlar tarih önünde sorumlu!
Özlediğimiz ve görmek istediğimiz gazetecilik. Gerçekleri halka gösteren, Gerçek bir gazetecilik örneği! Emekleriniz için teşekkür ederiz Eray Çelebi.
Emeğinize sağlık çok yalın ve net bir bilgi olmuş vatanına kıymet veren herkes okumalı
Sarih analiz için teşekkürler. Bütün ön hazırlıklara rağmen olayların aniden hızlandığı da bir gerçek. Ve kocaman tutarsızlıklar var senaryoda. Örneğin, Türkiye’deki tüm siyasi aktörler el ve dil birliğiyle terör çete reisini TBMM’de ağırlamış olsalardı, o zaman HTŞ’nin PKK’yla savaştığı teranesini nasıl pazarlacaklardı? Bunun gibi koca koca çelişkiler ssahnelemenin aceleye geldiğini gösteriyor, maskara akıyor, yüzlerine gözlerine bulaşıyor. Bu acelenin, telaşın bir nedeni de ABD’de yeni Trump hükümeti göreve başlamadan kaosu oldu bittiye getirmek olabilir mi? Trump’ın seçim sonrası konuşmasının ilk sözü “savaşı bitireceğim” oldu. Bunu laf olsun diye söylemiyor. Üstelik bakanlar kurulunda bir Robert Kennedy var ki CIA’in hesabını kesmeye kalkışabilecek en güçlü, güvenilir aktör. J.F. Kennedy’nin yeğeni Robert Kennedy batı cephesinde, hatta belki tüm Orta Doğu cephesinde diyalog kurmayı düşünebileceğimiz en dostane aktör. Sağlık Bakanı olacağı ilan edilen Kennedy göreve gelmeden ortalığı ateşe verme telaşına düşen bu nihilist teröristler ve hamilerinin senaryoyu yüzlerine gözlerine bulaştırmaları da ihtimal dahilinde.