Nihat Genç yazdı…
Devletler, ‘otuz yıl savaşlarından sonra’ imzaladıkları (1648’den beri Vestfalya anlaşmasıyla) adına ‘modern’ denilen bir süreç içinde gelişti!
Başka devletlerin iç işlerine karışmamayla başlayan bu süreç savaş hukukunda çok büyük kurumların ortaya çıkmasını sağladı!
Mesela, bir savaşta sivil yerleşim yerleri bombalanamaz, ikincisi, kimyasal gaz kullanılamaz, ve tapu hakları ve göçmek zorunda kalanların hakları ve esir hakları ve topluca insan hakları derken yavaş yavaş gelişen bu süreç dört yüz yıl içinde her devletin uyması zorunlu uluslararası antlaşmaların omurgası haline gelir!
Yani, ben geldim, işgal ettim, malını yağmaladım, istediğim yere sürdüm, tapunu hiçe sayıp nüfuzuma geçirdim, gibi ‘ben yaptım oldu’ hiçbir devlet diyemez, çünkü bu haklar uluslararası kurumlar-mahkemelerle korunur!
Trump ve Netanyahu’nun Gazze planıyla bir insanlık kazanımı olan bu hukuki süreç modernlikten vahşiliğe evrildi!
İnsanlık bu vahşi süreci kabul edemez, ki, Hitler’in başka bir ülke toprağına girmesi karşısında II. Dünya Savaşı’nda 70 milyonun üstünde insan öldü!
Uluslararası hukuku tanımazlık artık dünyanın gerçeği oluverince dünyada büyük bir panik ortaya çıktı, bu delilere karşı, kim duracak?
Ama asıl delilik hukuk tanımazlığın da çok ötesinde çünkü Trump ve Netanyahu örneğinde gördüğümüz ‘insan’ tanımaz bir canavarlığın geliştiğini görüyoruz!
On binlerce bebek öldürüyorsunuz ve hiç oralı olmuyorsunuz, bir, zaten kendinizi suçlu hiç görmüyorsunuz, ikincisi, yaşattığınız vahşet karşında ‘üzüntü, acı,’ gibi bir duygu belirtisi hiç yok!
Çağımızın büyük sorusu burada başlıyor, bu liderler neden ‘duygusuz’!
Aynı ‘duygusuzluğu’ çok defa ülkemizde de yaşadık, depremde yüz bin kişi ölüyor ya da Soma’da yüzlerce kişi ya da yangında seksen kişi ölüyor ve kendini sorumlu hisseden ya da ‘üzülebilen’ yönetici türü göremiyoruz!
Kendi hatalarımızla savunmasız insanları öldürüp hiçbir şey olmamış gibi davranabiliyoruz!
İnsanlığın masaya koyması gereken burasıdır, vicdan ve ahlak, merhamet ve şefkat ve kendini sorumlu hissetme ve hesap verme ve empati duygusu neden yok?
İşte bu vahşilerin ortak özelliği eline büyük servet ve iktidar gücü geçirmiş olmaları!
Mesela sömürgeci şirketler geliyor ve köylünün dedesinin dedesinden kalma tapulu arazisine el koyuyor ve bir yaşam alanını yok edip insanların evsiz barksız sokakta bıraktığını hiç düşünmeden zalimce davranabiliyor!
Para, servet ve iktidarla bir canavar gibi duygusuzluk, ortak karakterleri!
Bu ‘yeni tür’ canavarlar nerede büyüdü, kim yetiştirdi, onları hangi kültür hangi sanat hangi siyaset biçimi vahşileştirdi!
Hiç mi bir insan evladının acılarına şahit olmadılar, hiç bir film seyretmediler, hiç mi, benim de çoluk çocuğumun başına gelir diye düşünmediler, başka insanların da hakları olabileceğini neden hiç hesap etmiyorlar!
İşte Trump, bundan yirmi yıl önce, kumarhanesinin monitöründen yolunacak zengin kumarcıyı izleyen bu adam, şimdi dünyayı yönetiyor!
İç güdüleriyle hareket ediyor ve kumar oynar gibi rest çeker gibi uluslara ve insanlığa meydan okuyor!
Oysa Amerika’nın gücü diplomasiyle aynı kazançlı sonuçlara ulaşması bugüne kadar olduğu gibi mümkün, ve ama dünyamız Trump’un öfkesine mahkûm olmuş!
İntikam gibi, kişisel bir öfkesi var, aklınca risk alan bir meydan okuması var ve keyfi kararları var!
İşte bu intikam-öfke-risk-keyfilik siyasetle değil kişisel nüfuzuyla ilgili, yani, servet sahibi ve sahiplerle ortaklığıyla kazandığı seçimle ilgili!
Bundan böyle her seçim kazanan böyle mi olacak, demeyin, modern çağın sonlarına geldiğimiz bugünlerde evet, her seçim kazanan aynı canavar aynı hesap vermeme aynı dokunulmaz aynı ben yaptım oldu, karakteri neden gösteriyor! Çünkü hepsine seçim kazandıran halk değil servet sahipleri!
Bu vahşilik, servetlerle kazanılan siyasi nüfuzun sonucu!
Karşısında halk iradesi yok, karşısında bağımsız irade gösterecek kurumlar-mahkemeler yok ve medyanın gücüyle satın alınmış algı ve manipülasyon güçleri!
O halde?
Azgın aşırı servetleriyle siyaseti ele geçirip demokratik kurumların sonunu hazırlamalarının ötesinde bir de azgın servetle kişisel psikolojilerini de masaya yatırmalıyız!
Para ve servet ve nüfuz sahibi oldukça neden insanlıktan çıkıyorlar?
Oysa bu aşırı zengin insanların hayatlarına baktığımızda, sanatla çok ilgilendiklerini de görürüz, mesela Mozart dinlerler, resim koleksiyonu yaparlar, birçok sanat faaliyetine sponsorluk yaparlar!
Yani nasıl bir ‘sanat’ ve ‘kültür’ ortamı içindeyseler vicdanları, merhametleri, insanlık aşkları, başkalarının hukuku, empati duygusu, hiç gelişmemiş!
İnsanı yüceltmeyen bir ‘sanat’ ortamı!
İnsana saygı duymayan bir ‘sanat kültür’!
Çünkü bu servet sahiplerinin sanatla ilgisi parayla hamilikle sanatı satın almaları!
Sanat artık çoktandır insan terbiyesine ve ahlakına değil servetlerin köpeği olmuş!
Ve sanatçıları satın almaları ve bilim adamlarını satın alıp hukuksuz bilirkişi raporlarına imza attırmaları, ve?
Satın alabildikleri bilim adamları ve sanatçıların önünü ödüllerle öne çıkartıp açmaları!
Oysa ‘sanat’ dediğimiz şey, karşılığı bir fiyatı olmayan ‘değer’i ifade eder!
İnsanlığın en yüksek ve en derin ‘duygularını’ ifade eder!
İnsan düşüncesinin en ulaşılmaz derinlikleriyle hesaplaşan insanların bir fiyatı olamaz!
Tam tersi, sanat, insanlığı ortaklaştıran bölüştüren kardeşleştiren en aşkın en yüce duyguları büyütür!
FETÖ operasyonları döneminde çok yakından tanıdığım yüzlerce sağ ve sol liberal yazarın FETÖ’nün vahşi tutuklamaları karşısında neden sessiz kaldıklarını ve bir insani duygu belirtisi neden göstermediklerini anlamaya çalışmıştım!
FETÖ’cüler ya da PKK’lılar ya da tarikatçılar, malum, ergen yaşlarında beyinleri bir robot gibi yıkanıyor, hadi anladık, diyelim, ama bu ağbiler diğerlerinden farklı bize romanlardan şiirlerden sinemadan bahsetmiyor muydu?
Neden beyinleri yıkanmış FETÖ’cüler PKK’lılar gibi ‘duygusuz’ robot gibi refleksler gösterdiler!
Netanyahu ve Trump gibi liderleri insanlıktan uzak duygusuz yapan neyse, bu aydın kadrosunu da aynı servetlerin nüfuzu ‘duygusuz’ yapıverdi!
Acımasız bir intikam, öfke, risk ve keyfilik gücünü şöhret ve konfordan alıyor ve bu şöhret ve konforun önünü açan, siyaset ve sanattan gücünü alıyor!
Acı çekmemiş, altta kalmamış, hakkı yenmemiş, açlık kemiklerine dayanmamış, dünyaya neden kötüler hakim hiç dememiş, eşyanın künhünü hiç merak etmemiş, insanlığın neden ve nasıl soruları kafasını hiç yormamış, ve her şeyi para ve gösteri sanatıyla ele geçirebileceğini inanmış yeni bir insan türü!
Yani sanatları da siyasetleri gibi ‘nüfuzlarına’ nüfuz katmak ,servetlerine servet katmak ve onları bu gösteri dünyasında şöhret yapıp öne çıkartmak için bir araç yani şehvet iştah ego gibi kişisel zevklere hizmet eden bir sanat!
Demokrasi bir araç, sanat bir araç, servet bir araç, hepsi, içlerindeki dizginsiz manyağı ortaya çıkartıp keyiflerini sürmek için!
Halkla, insanlıkla, kamuyla, geniş kitlelerle, hiç ilgisi olmayan, bir siyaset ve sanat türü, büyüttü canavarlarını!
Kendi iç dünyasında insanlık ve onun muhteşem zenginlikleri demokrasi ve sanat ve kültür ve bilimle can havliyle varoluşsal bir kavgaya girmemiş, ve halk ve demokrasi ve sanat ve kültürle büyük ‘aşklar’ ve depresyonlar yaşamamış insanların dünyayı getirdiği yer işte uygarlık insanlıktan çıkmış!
İnsan güzelliği, dünya güzelliği, öğretmeyen, bir sanat ve kültürün geldiği yer, işte bu canavarlık!
Kardeşlerim, bu canavarlara karşı ancak satın alınamayan duyguların sahibi oldukça savaşabilir ve insanlığa umut olabiliriz!
Kardeşliğin fiyatı yoktur, fedakarlığın fiyatı yoktur, dünyanın en büyük servetlerini harcasınız bir çocuk ve bir çiçeği satın alınamazsınız, dünyada en değerli şey bizleri yumuşatan merhamet, şefkat ve vicdan, yani insan olabilmektir, ve hiçbirinin fiyatı yoktur!
Ve dünyanın o en muhteşem sanat eserlerinin sahipleri de inanın senin benim gibi açtılar ve parayla da işleri olmadı ya da asla kendilerini satmadılar ve bağımsız kişiliklerine kıskançlıkla sahip çıkıp istisnasız neredeyse hepsi inzivada yalnızlık içinde öldüler!
Dünyamızda hukuksuz keyfi vahşi bir imparatorluk kuranları biraz da sanatçılarınızda arayın!
En başta Cumhuriyet kazanımlarını hiçe sayıp servetleriyle kendilerine dokunulmazlık ve konfor ve bir elim yağda bir elim balda hayatlar satın aldılar ve sanatlarını bu servet sahiplerine peşkeş çekip sessiz kaldılar, Netanyahu’su Trump’ı, aynı sanatın ürünüdür!
Para . servet ve nüfuz sahibi oldukça neden insanlıktan çıkıyorlar?
Türk Milletini Ayaklar Altına alıp
Andını Yasaklayıp
Fakirleştirenler
KİMLERDİR=AKPMHP+DEM