Nihat Genç
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Manşet
  4. Yeni bir dünya kurulurken

Yeni bir dünya kurulurken

featured

Nihat Genç yazdı…

BİR

İçimizde hala 27 Mayıs 1960 darbesini parlatıp övenler var!

27 Mayıs darbesi peşinden gelen darbeler gibi Amerikan yapımıdır!

‘Yok efendim anayasası özgürlükçüymüş’ ayaklarına yatmaktan yorulmadılar ve tertemiz cumhuriyetçi kitleleri bir yetmiş uzun yıl yanlış bataklık karanlık yollara soktular!

Kireçlenmiş kafalarınızdan tarih yoruldu, millet yoruldu!

Hala bir taraf Türkeş diğer taraf Madanoğlu’nu göklere çıkartıyor; ikisi de aynı kapıya çıkar!

Hala Atatürkçülük maskesi altına saklanıp Amerikan darbelerini bana değdi-değmedi, bize yaradı-yaramadı diye tasnife tabi tutuyorlar!

Milli istiklalimizle inşa edilen milli egemenliğimizi 60 ihtilali anayasasını sahiplenip kirletip uçurumdan attılar!

Ve 70 uzun yıl süren ve tarikatların ve İslamcıların ve CIA ve Mossad’ın işine yarayan karanlık şaibelerin içine soktular!

Ve altında kalıp bir 70 yıl başlarını doğrultamadılar ve bu arada elde ayakta sayelerinde Cumhuriyet kurumu kalmadı!

Ve cahil cühela İslamcılara ve popülist siyasetin şahını yapan hamasi sağ partilere 70 yıl mağduriyet ve melodram siyaseti yapma kozunu verdiler!

Çözülmeleri ve sonunda teslim olmaları ve elde tuttuğumuz milli kurumları kaybetmemizin en büyük sebebi işte bu kafadır!

Öyle tutarsız zayıf argümanlar ortaya koydular ki karşılarındaki herkes haklı çıktı ve Cumhuriyet’i inkarcılar ve helalleşmeciler ve etnik milliyetçiler ve hatta tarikatçılara teslim olmalarının yolunu açtı!

Hem bütün ihtilalleri Amerika Mossad yaptı hem de ihtilallerin hepsi işbirlikçi tarikatlara ve partilere yaradı ve önlerini açtı; aptallığınıza doymayın!

İKİ

Yeni CHP kapanın elinde kalıyor!

Nereye savrulduğunu kimse bilemiyor, seçim sarhoşluğuyla ideolojik bulanıklık gümbürtüye gidiyor!

Seçimlerde kazanılan büyük rüzgar göz göre göre heba ediliyor!

Cumhuriyetçilik başka şey gerilla solculuğu başka şey!

70’li yıllarda kendine devrimci diyen gençler Orta Amerika’dan getirilen maceracı romantik solun kurbanı oldular! Gençlerin mücadelesine saygı duy, geç, ama değil!

Latin Amerika gerilla solculuğu seçimlerden hemen sonra bir daha CHP’ye nüfuz etti ve 1 Mayıs gösterileriyle yeni CHP gerilla solculuğunu tarihini üstüne aldı!

Nikaragua, Uruguay, Küba vb. gibi üç-beş milyonluk ülkelerde eline silah alıp devrimi kırlardan başlatma mücadelesi 1970’li yıllarda Türkiye’de gençlik üzerinde büyük bir romantik rüzgar estirdi! İdamları üzerine türküler yazıldı ve hayatları gençliğe idol ve kahraman gösterildi!

Gençler, kafanız karışmasın, gerilla solculuğu başka Cumhuriyetçilik bambaşka bir şeydir!

Gerilla solculuğu zaman içinde halkların kardeşliği diyerek hem etnik milliyetçilikle bütünleşti hem de AB’ye katılmak isteyen sol liberallerle aynı kulvara girdi!

Yeni CHP’yi destekleyen muhalif kanallar gerilla solunun romantizmine anında dalıverdi! Akılsızlık tarihsizlik ve enayilik ve fırsat bu fırsat deyip seçim zaferinin üzerine oturmak için girdi!70’li

yıllardan sağcı ve solcular Cumhuriyet adına büyük dersler çıkartması gerekirken tam tersine milliyetsiz vatansız Allahsız ve bölücü romantik solculuk etnik milliyetçilerle el ele yeni CHP’nin gövdesi ideolojisi haline geldi!

Sahneye bakın: gerilla solculuğu ve etnik milliyetçilik ve sol liberaller ve baş komutanları şimdilik İmamoğlu!

Bu ne lahana?

Yetmez ama evet ve sonrası açılım günlerine gidin, Fetö’yü ve AKP’yi iktidara taşıyan bunlar değil miydi? Hatta gidip AKP’den vekil dahi olmadılar mı?

Cumhuriyet yıkılırken seyretmediler mi Balyoz operasyonları sürerken ‘yiyin birbirinizi diye’ manşetler atmadılar mı?

Ve alayı, Cumhuriyet’i inkar eden ve vatan hainleriyle helalleşen yeni CHP’yi işgal edip bütünleşip gaz vermediler mi?

Cumhuriyetçilikle gerilla solunun, cumhuriyetçilikle federasyoncu etnik milliyetçiliğin ne alakası var?

ÜÇ

1830’larda başlayan işçi hareketleri iki yüz yıla yakın sürdü ve Berlin Duvarı’nın yıkılması, küreselleşme ve neo-liberal politikaların (çok uluslu şirketlerin) imparatorluk kurması ve orta-doğu savaşları ve coğrafyalara sığmayan büyük göçmen hareketleri, vb. başka sebeplerle miadını çoktan doldurdu!
Marksist sosyalist partiler ve sendikalarla vahşi kapitalizme karşı verilen neredeyse sanayi çağının tümünü kaplayan bu amansız savaş 1980’lerden itibaren yenilgiye uğradı ve tarihini tamamladı!
Ve bu büyük örgütlü sendikal mücadelenin çok büyük kazanımları bir bir ellerinden çıktı!
Sömürü çok daha azgın sürüyor ve çok uluslu şirketler bütün dünyada bir nevi dokunulmazlıklar kazanıp modern çağın kralları asilzadeleri oluverdi!

Nerdeyse bütün dünyanın borsaları, finans kurumları, petrol, maden, altın, elmas ve hatta yem, gübre, tohum ve tarımını ele geçirdiler! Hatta mezhepçi ve etnikçi partileri fonlayıp kışkırtıp iç savaşlar başlattılar!
Finans kapitalizm azgın isteklerini bütün dünyaya hükmedip kabul ettiriyor!

Siyonist soykırım, dünya nereye gidiyor sorusu, bardağı taşıran son damla oldu!

Soykırım karşısında insanlığın elleri kolları bağlı seyirci kalması yeni bir tarihin kapılarını açıyor!

Sağ-sol devri (soğuk savaş) biteni çok oldu!

Avrupa siyaseti önümüzdeki günlerde tam anlamıyla anti-göçmenci partilerin eline geçiyor!

An itibariyle bir insanlık savaşı başlamış durumda!

Önümüzdeki elli yıl bambaşka siyasetlere ve tüm dünyada yavaş yavaş büyük bir zihniyet devrimine şahit olacağız!

Önce anti-göçmen politikalar yoğunlaşacak ve sonra dünyayı yöneten büyük finans kurumları masaya yatırılacak ve sonra kendini koruyan, piyasaya müdahale eden, kendine yeten, milli üretim ve kalkınma modelleri ve bugünden hesap edilemeyen adı milli ve milli tepki milli direnç olan çok şey devreye girecek!

Darwin’in doğal seçilim-seleksiyonu iş başında!

Bakalım elli-yüz Siyonist şirket mi eko-sisteme sahip çıkacak yoksa milli şirketler kooperatifler mili dayanışma ve milli koruma vb koruma siyasetleri mi ayakta kalabilecek?

İnsanın gücü ve güzelliği ve mucizesini ortaya çıkartacak yeni bir çağa giriyoruz!

Seyirci kalanlar, işbirlikçiler, elleri kolları bağlı oturanlar, sıcak paraya bağımlı bitkisel hayat yaşayanlar, elenecek!

Sömürgeci şirketlerin palavrası uyuşturucusu güya insanlık barış demokrasi gibi kavramlara sarılan işbirlikçiler elenecek!

Holding yayıncılığıyla şöhret olmuşların kafa konforu sona erecek, ödüllerine kimse itibar etmeyecek!

Uyanıklar, tilkiler, tezgahlar, yumuşakçalar, konforcular, bananeciler, dalkavuklar, elenecek!

10 milyon göçmen karşısında entegrasyon anlaşmaları yapanlar ve sömürgeci şirketler karşısında susanlara karşı bir milli kimlik ve iddia koyamayanlar, elenecek!

Ben kendime yeterim diyenler, kendine güvenenler, kendi karnını kendi doyuranlar, kendi milli varlıklarını seferber edenler, sınırlarına ve milli koruma programlarına bağlı kalanlar ayakta kalacak!
Haberiniz olsun ey millet, bir çağ değişiyor!

Çünkü çok uzun bir dönem, çiçek, kızamık, tifo, veba, kanser, virüs ve savaş, gibi hastalıklar insan nüfusunu kırmıştı, şimdi, insanın direncini onurunu kırıp geçiren çok uluslu şirketler ve dayattıkları ve savaş makinesi! Ve savaş makinesine bahane oluşturan mezhep tarikat etnik bölücü dayatmalar!
Nuh’un gemisi yeniden yola çıkıyor, kendini gemiye atan insan türü ayakta kalacak, vicdan ve Allah korkusu ve kamu yararı ayakta kalacak ve sıcak paraya, finans kurumlarına bağımlı yaşayanlar büyük felaketin altında helak olacak!

Erdem, onur, kişilik, gurur, milli kimlik gibi insani değerlere sahip çıkanlar öne çıkacak ayakta kalacak!
Sömürgeci şirketlerce beyni yıkanan liberaller ve bölücüler ve sömürgecilerin dayattığı siyasetlere insan hakları, barış, demokrasi gibi kavramların büyüsüyle hala bağlı bütün türler aşağılanarak dışlanarak kovularak elenecek!

İki yüzyıldır istisnasız aşağılık satılmış işbirlikçi türler, liyakatı, bilimi, sanatı ve erdemli insanları eliyor ve yok ediyordu, şimdi, ülkesine ve insanlık değerlerine sahip çıkan insan türü, aşağılık işbirlikçileri toprağına hukukuna sahip çıkarak elemeye dışlamaya başlayacak!

Çok uluslu şirketler ve savaş makinesi, bütün canlı türlerini ve doğayı ve havayı suyu mahvettiler, işte insanlık bu yüzden yeniden milli değerler ve milli üretim üzerinden örgütlenecek yeniden ayağa kalkacak!
Teslim olmayanlar, kendini kandıramayanlar, yalan söylemeyenler, insanlık soyunu sürdürecek!
Sömürgeci şirketlerin maaşladığı ruhsuz vicdansız robotlar elenecek!

Allah korkusu ve vicdan ve toprağına ölümüne bağlılık ayağa kalkacak!

Özgür insan karşı koyan itiraz eden insandır! Düzenden-mevcut durumdan memnun olanlar zayıflardır! İsyan ve itiraz eden ve Cumhuriyet’e sahip çıkan direnen bir halk ortaya çıkacak!

Holdinglere çalışanlar artık suçlular hainler değil insan türünün zayıfları olarak tarihten yavaş yavaş silinecek!

Karşı çıkan yoksa, ülkesini madenlerini tarımını koruyamayan insan türü hızla örgütlenemezse, koyunlar kuşlar sığırlar ve ovalar ve su ve maden kaynakları tamamen dünyalıların elinden çıkmak üzere!
Bu acımasız gerçek herkesin kafasına dank etti!

İnsan hakları insanlık değerleri ve demokrasi gibi kavramlar sömürgeci şirketlerin ulusları çözen maymuncuğu yeter artık bir daha asla olmamalı büyük sömürü oyununa gelmeyelim diyenler havayı suyu toprağı koruyan insanlık değerlerini sil baştan tarif edecek yasalar çıkartacak milli iradeyle meclisleri yeniden inşa edecek!

Zavallılar kendilerini asalak gibi dolara sıcak paraya ve borsaya ve siyasi iklime ve kapitalist çevreye adapte ederek yaşayacağını sanıyor; filmin sonu yaklaşıyor! Sömürgeci şirketlere şöhret ve para uğruna bilimsel rapor desteği verenler, sömürgeci şirketlerin medyasında her akşam üfürenler, helak olacak!
Kardeşlerim, dünyanın doğal kaynaklarını akbabalar kuzgunlar gibi leş gibi görüp ülke insanlık coğrafya göz yaşı yoksulluk demeden yağma ve talan imparatorluğu kuranların sonunu hazırlayan yeni bir tarihe döneme giriyoruz!

Kapanması bir elli yıl sürer, ama bir çağ kapanıyor!

Çünkü zihniyet devrimi başlamıştır çünkü finans kurumlarına ve sıcak paraya inanan kalmamıştır, çünkü sömürgeci şirketlerin soykırımları karşısında insanlık vicdanı ayağa kalkmıştır!

Özgür insana en büyük tehdit zayıflardır, teslim olanlardır, kendine ve insanlığa ve toprağına inanmayanlardır!

Liberaller ve dinciler ve soygun ve soykırım ve savaş makinesi düzeni bugüne kadar birbirini besledi! Sağcısı solcusu yıkılan Cumhuriyet’i seyretti! Hamasi milliyetçilik sömürgeci şirketlerin tetikçisi suikastçısı gladyösü oldu!

Birbirlerinden nemalandılar, hepsi birbirini kullandı!

Sanayi çağı şehirlere akınla başladı, şimdi, tersine dönüyor dünya, esaretten kurtulmak için, doğal besine, kendi çiftliğine, kendi bahçesine, kendi milli madenine, kendi ovalarına ve kendi üretimine koşmaya başladı insanlık!

Kirlenmek istemeyenler kaçıyor, kendi yatağını kendi seriyor, kirlenmek istemeyenler kendi küçük dünyalarını partilerini kuruyor!

Çünkü kafalara dank etti, sömürgeci şirketler ve savaş makinesi insanın neslini çığlığını insanlığı, kardeşliği, bölüşümü, ulusları, gezegenimizi, bitirmek üzere!

Sömürgeci şirketler savaş makinesiyle dünyamıza-gezegenimize tarihlerde görülmemiş büyük bitmeyen felaketler yaşatıyor! Yoksul zengin uçurumları tarihlerde görülmemiş kadar derin! Altta kalanın yoksulun işsizin köylünün emeklinin insanımızın halkımızın yüzüne bakan hukuk yok parti yok hakim yok!
Ancak direnmek insan kalmak ferahlatır nefes aldırır insanlığa!

Dünyanın her yerinde artık herkes konuşuyor, milli korunma, milli müdahale, milli kalkınma programlarını!
Yorganına göre ayağını uzatma, lükse ve israfa ve delirmiş tüketime karşı, büyük alış veriş mağazalarının diktatörlüğüne karşı, borç ve faiz politikalarına karşı, insanlık, üzerine atılmış demir ağları parçalamanın arifesinde!

Eşi benzeri olmayan çok büyük bir insanlık savaşı başlamıştır, insan soyu ve türünün ayakta kalma savaşı!

Tam anlamıyla Darwin’in doğal seleksiyonu iş başında!

Bakalım eko sistemimize iklimimize havamıza suyumuza ve sınırlarımıza ve insan onuruna kim sahip çıkacak?

Ve unutmayın, bütün coğrafyalarda, milli istiklal ve milli egemenlik ve hepimizi hukuk ve ekonomi önünde eşitleyen milli kalkınma programlarının yaşayabileceği ve sömürgeci şirketlerin yağmasına ve siyasi dayatmalarına karşı milli duvar örebileceğimiz tek yer: Cumhuriyet’tir!

Cumhuriyet, evrensel bir değerdir, dünyanın her yanında aydınlar milletler yana yakıla kaybettiği Cumhuriyet’i arıyor!

Toprağımızdan suyumuzdan ve milli egemenliğimizden kar ve iştah ve para uğruna asla vaz geçemeyiz diyen insan türü tarih sahnesine çıkmak üzere!

Önümüzdeki yıllar ülkelerine sahip çıkan insanların direnci ve basıncıyla dünya ortadan ikiye bölünecek! Ya Cumhuriyet safındasınız ya sömürgeci şirketlerin kuklasısınız! Ortası yok artık!

Cumhuriyet’i holdinglere peşkeş çeken posterci gardropçu göz boyamayla kendilerine Atatürkçü diyenlerden ders çıkartın, Cumhuriyet karşısında tarikatların ve savaş makinesinin yanında yer alan sağcı hamasi milliyetçilikten ders çıkartın, Cumhuriyet’in kuruluş değerlerini inkar eden milliyetsiz vatansız Allahsız ideolojilerden ders çıkartın!

DÖRT

Ankara’nın bir ücra köyündeyiz, köylüler maden şirketine dava açmış, röportaj yapacağız! Civar köylerde dahil 50 yaşın altında tek bir kişi kalmamış! Okul yok çünkü okula giden çocuk yok! Minibüs otobüs dolmuş hiç yok! Ankara’yı tek başına besleyecek nohut tarlaları ve eşsiz bir cennetin ortasından geçiyoruz! Maden şirketi de gözünü bu ovaya dikmiş!

Muhtar yalnızlığını ve köyün sahipsizliğini anlattı ve ama köyün giriş çıkışı her yerinde Atatürk posterleri!

Maden şirketine karşı açtığı davayı şimdilik kazanan kahraman muhtarla tarlaların ortasındayız! Köylüler bizi izlemiş, misafirler kimdir diyenlere: ‘deli oğlanlar’ geldi diyorlar!

Dedim ki muhtara, biz Cumhuriyetçi vatanseverleriz, bedelli askerliği kaldırıp mecburi askerlik getireceğiz, şimdi buraya yirmi asker göndersek, tarlaya, sığıra, peynire, suya, ot’a, gübreye, çapaya, ve ne eksikse, bu yirmi genç size yardım etse? Ürün iki katına çıkar mı?

Muhtar, sen yirmi asker gönder, ikiye değil yirmiye katlarız ve sadece bu etraftaki beş köy bütün Ankara’yı tek başına besler!

Muhtara, ancak karşılığında bir şey isteyeceğiz, ürünü şok, bim, gibi aracılara, komisyonculara, Hal’e değil, biz de yardımcı olacağız, direkt halka ulaştıracağız!

Bu kadar kolay bir şeyi bugüne kadar niye yapmadılar, neyi bekliyorlar, dedim ki, bakın muhtarım, sömürgeci şirket sadece dışarda değil içimizde! Partilerimiz bu şirketlerin oyuncağı kuklası ve ekranlarıyla milleti oyalıyor! İşgal her tarafta! Bu Yunan İngiliz işgalinden beter çünkü içerden işgal edildik!
Sabah akşam holding medyasının ağzına bakarak değil, ürünü katlamak için önce kendi tarlamıza ve kendi insanımıza inanmak lazım, diyen tek bir parti yok!

Pek yakındır, dedim, muhtara, dünya ortadan ikiye ayrılacak, kendi tarlasına kendi insanına inananlar, sömürgeci şirketler ve onların oyuncağı işbirlikçisi partilerin peşine takılanlar, göreceksiniz helak olacaklar!
İnsan içine çıkamayacak, dışlanacak kovulacak aşağılanacaklar, göreceksin muhtarım, bu işgal bu yağma talan uzun sürmeyecek, dünya tersine dönecek, kendine inananlar öne çıkacak başa geçecek!

Sonra, dedim ki muhtara, kendine inananlar Cumhuriyetçiler, muhtarım, sizin şu deli oğlanlar, bizim oğlanlar, bizim evlatlarımız, deyip, başınızın üstünde ağırladığınız çocuklar!

Daha çok geleceğiz bu köye muhtarım, sözümüz söz, bekle bizi muhtarım, yalnız değilsin muhtarım, insanlık daha ölmedi muhtarım! Bu eşsiz cennet ovaları bağları asla sahipsiz ve yalnız bırakmayacak bir gençlik var, muhtarım!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 5 Haziran 2024, 12:01

    Hislerimizin tercümanısın sayın abim,varol,belki yaşım kemâle erdi ama sonuna kadar seninleyim

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!