Yenilmeyeceksin

Nihat Genç yazdı…

Churchill’in lafıdır: ‘Orta-Doğu’yu Türklere geri verelim’!

İşin içinden çıkılamayınca edilen laftır bu, ancak sonunda Türkiye’yi BOP’a sokmayı başardılar ve Orta-Doğu’nun belasını yükünü Türkiye’nin üstüne yıktılar!

Tayyip Erdoğan’ın son gün ve yıllarda ısrarla altını çizerek ettiği İslam olmadan Türk olmaz, islamsız Türk düşünülemez, benzeri, lafları hem çoğunluktadır ve hem vurguludur ve hem de bugüne kadar tanımadığımız bilmediğimiz yepyeni anlamlar taşıyor!

Osmanlı’nın ve müslüman kültürün mirasçısı ve taşıyıcısı olmamız tarihi bir gerçektir ancak bu altı çizilen vurgular bambaşka ve yepyeni anlamlara kapı açıyor!

Müslümansanız adaletli olmalısın, Osmanlı dahi sadrazamların hatta tarihte en çok vezirini (bakanının) kellesini alan imparatorluktur!

Bunca yoksulluk karşısında susan insanların kalkıp İslam’dan bahsetmesi, bir adalet hakkaniyet olarak İslam değil, coğrafi anlamları olan ya da içimize doluşan Arap nüfusa şemsiye olacak yayılmacı işgalci fetihçi tipik İslamcı siyasetin laflarıdır!

Ve son seçimlerde sadece AKP değil temsil ettiği İslamcılık siyaseti hüsrana uğramıştır ve yolsuzluklardan gına getiren halkımızın gözünde İslamcılık ideolojisi tarihe karışmıştır!

Tayyip’in burada sözü ettiği dini bütün müslümanlık değil tarihi kültürel gelenek olarak müslümanlık hiç değil bir siyaset biçimi olarak İslamcılık’tır!

İslamcı siyasetin vakıftan derneğe şirketten üniversiteye bakanlıklardan belediyelere tarikatlara ve milli eğitime vb. kadar işgalci fetihçi ve yağma talancı ve doymak bilmeyen şehvet ve iştahla ve hukuk tanımadan adım adım ilerlediği çok açıktır!

Siyonistler Filistin topraklarını ele geçirmek için adım adım santim santim politikasını izledi ve yani bir dönüm toprak ve bir keçi ve yine bir dönüm toprak bir keçi daha ve bir daha, bugüne geldiler! İsrail devleti kurulduğunda bugünkü coğrafi büyüklüklerinden otuz kat küçüktüler!

Ve Arap köylülelerini katlettiler, tipik emperyalist koloniciler gibi işe başladılar, kendilerinin olmayan topraklara el koydular!

Avrupalı emperyalistlerden farkları bir daha geri dönülmeyecek şekilde yerleştiler!

Tezleri Avrupalı emperyalistlerle aynıydı, bir avuç medeni insan bu çorak toprağı kalkındıracak ve milyonlarca yerli sakini köleleştirip esir yapacak yani yönetecek ya da topraklarından kovacak!

Toprakları satın almak için dünya çapında vakıflar kurdular ve zengin siyonistleri harekete geçirdiler, hedefleri, Arapları, Irak, Suriye, Ürdün’e sürmekti ve 1949’da başlayan bu hedefe sonunda vardılar!

Filistin toprağında hak iddialarını da kutsal kitaptan alıyorlardı, yani tapuları Tevrat’tı! Ve binlerce yıl o topraklarda oturan sakinler birden sığınmacı mülteci konumuna düştüler, yani kovuldular!

Bütün dünya İsrail’i kınasa da kanun kural hukuk ve insanlık tanımadılar!

Kendilerine karşı çıkan kim varsa anti-semitizimle suçladılar ve Batı uygarlığını Nazi soykırımıyla vicdan ve hukuk olarak teslim alıp bugüne kadar susturdular ve kendilerine karşı çıkanları kumpas ve komploculuk yani delilikle suçladılar!

Ve topraklarından sürülüp sürgünde yaşayan Filistinliler’in FKÖ’sünü ve eylemlerini terörizmle suçladılar, yani muhatap almadılar ve sahiden FKÖ’ye bir çok ülke tarafından resmiyet verilmesi uzun süreçler almıştır ve Soğuk Savaş yıllarında Sovyetler’in de katkısı çok olmuştur! FKÖ eriyip İslamcı bir yapı Hamas ortaya çıkınca Hamas’ı da terörizmle mahküm etmeye başladılar! Bu da çözülmemiş çözülemeyen bir sorundur, siz öldürünce kimse size hukuk soramayacak ama ülkesini savunanlar öldürünce terörist olacak!

Ve siyasette ve medyada ve sinemada ve sanatta liberallerin önlerini açıp kendilerini en küçük eleştiri yapma potansiyeli taşıyanları dahi imha ettiler, ya yok saydılar, ya şöhretleriyle itibarlarıyla oynadılar ya satın aldılar!

Ve tarihte ilk defa siyonistler bu son soykırımla dünya çapında tecrit edilme lanetlenme kınanma gibi vicdani ve insani ayaklanmalarla protesto edildi!

Siyonizmin vahşeti hukuksuzluğu uluslararası kurum tanımayışı uygarlığın üstündeki en büyük kamburdu ve bu kambur oldukça artık Batı medeniyetinin ve insanlık değerlerinin yaşayamayacağı gerçeği ortaya çıktı ve dünya anında üçüncü dünya savaşı rüzgarına savruldu!

Dünya ve insanlık için bu vahim sonuçları üreten İsrail ve ikizi Amerika ve desteğini esirgemeyen Avrupalı devletlerdir!

Siyonizm bir çok kez suç üstü yakalandı ancak bu son soykırımları insanlığın hafızasına kazındı artık geri dönüş yok çünkü kimse artık antisemitik suçlamaya maruz kalacağım korkusunu hiç yaşamıyor!

Siyonizm devleti I. dünya savaşında Balfour deklarasyonu ve bir paylaşım savaşı olan II. dünya savaşı yıkıntıları arasından çıktı ve İsrail’in kanlı eylemlerini işgalciliğini ve hukuksuzluğunu bir daha hiç kimse durduramadı!

Ve Orta-Doğu toprakları yetmiş yıl boyunca bir sürü Arap-İsrail savaşı yaşadı ve yetmedi, Amerika Irak’ı işgal etti ve Suriye’de iç savaş çıktı ve Arap Baharı günlerinde ortalık iyice karıştı!

Arapların suçu kendi aralarında anlaşamamazlıktan ve zayıf teknoloji ve siyasi yapılarından çok savaşlarda yenilmiş olmalarıdır!

Elli yıl boyunca emperyalistler ve siyonistler kışkırttı ve her çatışmada her iç karışıklıkta her büyük savaşta peş peşe yenildiler!

Ama sonuç, yenildiler!

Dünya değişse de tarihin değişmeyen yasası hukuku muzafferler ilan eder!

Ve yenilenler insan hakları, katliam, soykırım, topraklarından hukuksuzca kovulma, vb. gibi ağır affedilmez haksızlıkları uluslararası mahkemelere ve kurumlara ve müzakerelere istediği kadar taşısın, hiç bir sonuç alamadılar, çünkü ‘yenilmişlerdi!’

İnsanlık vicdanı kabul etmese de acı gerçek budur: yenilmeyeceksin!

Mesela Türkler İstiklal savaşı verdiler ve topraklarını emperyalizme karşı korudular ve üstüne Lozan andlaşmasıyla toprak bütünlüğü haklarını aldılar!

Arap topraklarında ise, Arapçılar, İslamcılar, Baas’ı, FKÖ’sü, Müslüman Kardeşleri, milliyetçiliğin bütün türleri, İslamcılığın bütün şubeleri, krallar, diktatörler hepsi yenildi ve milyonlarca Arap topraklarından sürüldü!

Ve şimdi Siyonizme karşı dünyalıların tek hak aradığı yer insanlık vicdanı kaldı! Toprağımız yok devletimiz yok ülkelerimiz kontrolsüz bölgeler içinde yüzlerce terörist örgütle dolmuş ve istikrar yok ve barınak yok ve güvenlik yok ve seni koruyacak polis asker yok ve paramparça olunca vicdanları harekete eyleme geçirecek medya ve örgüt gücünü de bulamıyorsun!

Suriye savaşından kaçanlar başta olmak üzere çok büyük bir Arap nüfusu da içimize gelip yerleşti, vatanları yok, devletleri yok, hepsinden öte, itibarları milli gururları ayaklar altında!

Tutunacakları tek dal Tayyip Erdoğan’ın ‘islamcılığı’!

Ülkelerinde kaybettiler ama Türkiye’de islamcılık şemsiyesi altında kendilerine bir barınak sığınaktan daha öte yıkılmış gururlarına ortak değer islam başlığı altında bir itibar arıyorlar! İslamcılığın Türkiye’deki iktidarını görünce İslamcılıklarına nihayet yenilmemiş bir toprak parçası bulmanın hem sevincini hem de bir ortak sahip (ümmet) hakkını arıyorlar!

Tayyip Erdoğan’ın ağzındaki İslamcılık, bizim geleneksel müslümanlığımız ve değerleri değil, işte bu yıkılmış itibarı siyasi islamcı jargonla tamir etmek!

Türkiye bir insanlık savaşı olan bu büyük faciada şüphesiz mültecilere geçici barınak olacaktır oluyor da ancak Türkiye Devleti milli istiklal savaşıyla kazanılmış hepimizin kutsalı vatanımızdır!

Türkiye’de islamcı siyaset, adım adım santim santim, köylünün elinden araziyi, ormanları, yaylaları, sahilleri yavaş yavaş tapusuna geçiriyor, ve topraklarını savunan köylülerimizin imdadına yetişen yok! Zenginlik ve servetler ve araziler santim santim adım adım İslamcı dediğimiz vakıfların ve sömürgeci şirketlerin taşeronlarının eline geçiyor, ve hukuk arıyoruz, yok!

Çünkü islamcılar da 28 şubat ya da Menderes’in asılması ya da laiklik gibi ya da Cumhuriyet camileri ahır yaptı gibi iftiralardan kendilerine bir ‘zafer’ çıkartmış ve bu topraklarda her türlü hukuksuzluk yapmayı iki yüzlü vahşi İslamcı siyasetleriyle kendilerine hak görür hale geldiler!

Yani hukuk adalet deyince müslümanlığa hiç uğrayan yok! Ama toprağa hukuksuzca çökmeye sıra gelince habire bir islamcı jargonuyla konuşuyorlar ve hatta toprağın tapusunu kutsal kitaptan aldıklarını hak ettiklerini iddiasına çıkan anlamlar verdikleri de işte bu Tayyip’in anlamlı sloganlarından çıkıyor!

İslam yoksa Türk de yok gibi halkımızın karşı çıkamayacağı profesyonelce düzenlenmiş ideolojik ve çok tehlikeli ve kurnaz sloganlarla hukuksuzluklarına meşruiyet vermeye çalışıyorlar!

İslamcı siyasetin kolonicilerden farkı yok, yerlileri sürüp toprak ve arazilere kendi şirket ve vakıfların tapusuna geçirmek!

Zaten sömürgeci şirketlerin taşeronluğunu yapıyorlar ve sömürgeci şirketler ne diyorsa yapıyorlar, farkları hiç yok!

Adım adım santim santim, ülkenin kalelerini yaylalarını ihalelerini varlıklarını hazinelerini etraflarındaki verip elit bir sınıf inşa ettiler ve bu elit sınıf, bağımsız mahkemelerin çalışmasına izin vermiyor ve hukuk tanımıyorlar!

Ve ne zaman bizler hem Cumhuriyet hem müslüman değerlere sığınıp islamcılığın yağma ve talanı ve işgalini eleştirsek, tıpkı siyonistlerin inşa ettiği antisemitik duvar gibi İslam düşmanı din düşmanı ilan ediliyoruz!

Kardeşlerim, yenilmeyeceksin, bir kere yenildin mi, emperyalisti kolonisti siyonisti işbirlikçisi tüccarı tarikatçısı üstüne çullanır ve adım adım santim santim tapusuna geçirir ve sen de öz vatanında köle haline geliverirsin!

Kardeşlerim, yenilmeyeceksiniz!
İnancım tamdır!
Cumhuriyet, yenilmeyecek!