Barış Adıbelli
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Manşet
  4. Çin hangi durumda Hindistan’a askeri müdahalede bulunur?

Çin hangi durumda Hindistan’a askeri müdahalede bulunur?

featured

Dr. Barış Adıbelli yazdı…

Pakistan ile Hindistan arasında yaşanan gerginlik nedeniyle bir kez daha Çin gündeme gelmiştir. Daha önce de Gazze savaşı nedeniyle Çin gündeme gelmiş, günlerce Çin’in Orta Doğu’ya donanmasını yollayarak ABD ye karşı koyacağı iddia edilmişti. Benzer bir beklenti de son Pakistan Hindistan gerginliğinde ortaya çıktı. Birçok yorumcu Pakistan Hindistan çatışmasında Çin’in Pakistan’ın yanında Hindistan’a karşı yer alacağı pozisyon alacağı şeklinde yorumlarda bulunuldu. Oysa Çin’in geleneksel bakış açısı ortadadır. Çin geleneksel olarak kendi toprak bütünlüğünü, egemenliğini, bağımsızlığını ve rejimini ilgilendirmeyen ya da ona doğrudan bir saldırı ya da tehdit olmayan hiçbir nedenden dolayı bir başka ülkeyle doğrudan çatışmaya girmez. Böyle bir politikası yok. Bunun tek istisnası Birleşmiş Milletler’in barış gücü misyonlarıdır. Son yaşanan Ukrayna savaşında bile stratejik ortağı Rusya’nın yanında doğrudan pozisyon almamış, askeri anlamda destekten çok öteki alanlardaki işbirliğini arttırmıştır. Ancak Batı, Çin’in Ukrayna savaşına askeri destek verdiğini iddia etmiş ve bunu ispatlamaya çalışmışsa da sahada bunu teyit edecek hiçbir kanıt elde edilememiştir.

Çin’le ilgili iddialar ve beklentiler aslında baskıcı, zorba, dayatmacı, hegemonik ülkelere karşı koyacak yeni bir güç arayışının yansımalarıdır. Aslında bu meselelerde dünya tıpkı soğuk savaşta olduğu gibi iki kutuplu bir düzen arayışı içerisindedir. Bir başka deyişle büyük güçlerin birbirlerini dengelemesinin düşünülmesidir. Aslında güçlü bir Birleşmiş Milletler örgütü olsa bunlara da gerek kalmayacaktır. Uluslararası güvenlikle ilgili problemler ya da devletler arası sorunlar Birleşmiş Milletler tarafından adil ve kalıcı bir şekilde çözülecektir. Ancak günümüzde Birleşmiş Milletler bu vasfını çoktan kaybetmiş durumdadır. Özellikle, İsrail’in Gazze katliamının kınanmadığı, durdurulamadığı bir ortamda çok da hayal kurmamak lazım.

1960’lardan beri Çin-Pakistan ilişkileri hızla gelişmektedir; hatta Pakistan’ın nükleer programında Çin’in katkıları büyüktür. Çin, Pakistan’a özel bir önem verir. Hem jeopolitik konumu nedeniyle hem de Hindistan’la olan tarihsel ilişkileri nedeniyle Çin Pakistan’la her alanda ilişkilerini geliştirmiştir. Öyle ki iki ülke ilişkilerini “dağlardan daha yüksek okyanuslardan daha derin” şeklinde tanımlamaktadır. En son 2024 yılında 45 milyar dolarlık bir güvenlik anlaşması yapıldı.

Çin’in Pakistan’la her alanda projeleri var. Bilhassa, savunma alanında dikkat çekici projelere imza atmış durumdalar. Örneğin ortak bir savaş uçağı üretimi var,yine savunma sanayinin başka alanlarında da önemli girişimler var. Çin, Pakistan’ın en önemli silah tedarikçisidir. Olası bir çatışmada muhakkak Çin, Pakistan’a her anlamda yardım edecektir. Çünkü Pakistan-Hindistan savaşı beraberinde Çin’e bir cephe açılma ihtimalini de getirecektir. Her ne kadar Ukrayna meselesini örnek versek de nihayetinde Ukrayna binlerce kilometre uzaklıkta Avrupa kıtasında yaşanan bir hadisedir. Ancak Pakistan-Hindistan meselesi Çin’in yanı başında ve doğrudan Kuşak ve Yol’un belkemiğini oluşturan Çin-Pakistan ekonomik koridorunun bulunduğu topraklarda yaşanacağı için Çin’i de bir bakıma doğrudan ilgilendirmektedir. Fakat bugün Güney Çin denizinde veya Tayvan meselesinde ABD ile bile doğrudan çatışmaya girmeyen bir Çin’in Pakistan için Hindistan’la bir çatışmaya girmesi biraz düşündürücüdür ama unutmamak gerekir ki 1962’de Çin-Hindistan’la sınırlı da olsa bir küçük savaş yaşamıştır. Yine unutmamak lazım ki bu savaşta Hindistan’ı Sovyetler Birliği desteklemiştir. O tarihten bugüne Çin, Hindistan’la ilişkileri çok da iyi olsa bile geçmişteki “ihanetini” asla unutmamaktır. Zira 1950’lerde Hindistan, Çin’in bölgede ve dünyada en iyi ortaklarından ve dostlarından birisiydi.

Gelelim meselenin terör boyutuna; son günlerde yaşanan tartışmalarda Pakistan’da dört tane örgüt öne çıkmaktadır: Pakistan Taliban’ı, Laşkar-i Tayyibe ve Belucistan Kurtuluş Ordusu, Keşmir Direniş Cephesi . Keşmir direniş cephesi dışındaki örgütlerin hepsi Pakistan için terör örgütüdür ve Pakistan bu örgütlerle mücadele etmektedir. Bu örgütler de Pakistan’a yönelik saldırılarını her gün devam ettirmektedir. En son mart ayında Belucistan bölgesinde Belucistan kurtuluş ordusu Pakistan askerlerini taşıyan trene saldırmıştı.

Ayrıca bu üç örgüt Çin-Pakistan ekonomik koridoruna yönelik saldırılarla da gündeme gelmiştir. Yıllardır Çin-Pakistan ekonomik koridoru kapsamında yapılan baraj yol demiryolu ve öteki altyapı tesislerine sürekli bu örgütler tarafından sabotajlar düzenlenmiş bu projede çalışan Çinli mühendisler ve Çinli işçilere kanlı saldırılar gerçekleştirilmiştir. Pakistan güvenlik güçlerinin bir türlü önüne geçemediği bu saldırılar sonucu Çin, Pakistan’da kendi vatandaşlarını ve projelerini koruma adına binlerce özel güvenlik görevlisini Çin-Pakistan ekonomik koridorunda konuşlandırmıştır. Dolayısıyla, bu üç örgüt Çin tarafından terör örgütü olarak görülmekte ve Çin’in de hedefindedir. Hal böyle olunca Hindistan’ın bu örgütlere yönelik düzenlemiş olduğu operasyon aslında bir bakıma Çin’in de işine gelmektedir. Çünkü bir başka noktadan bakıldığında Hindistan’la Çin’in hatta Pakistan’ın düşmanları ortaktır. Lakin Hindistan terörle mücadeleyi bahane ederek Pakistan’ı zayıflatmaya, izole etmeye yönelik başka amaçların peşinde olduğu için terörle mücadele de ister istemez meşruiyetini kaybetmektedir. Terörle mücadele adına sivillerin yaşadığı yerlere düzenlenen saldırılar hiçbir şekilde kabul edilemez. Pakistan ilerleyen günlerde meseleyi BM’ye getirir ve sivil kayıplardan dolayı Hindistan’dan tazminat talep edebilir.

Muhtemelen Hindistan Çin’i ikna etmek için terör kartını kullanacak. Ama öte tarafta Pekin yönetimi Hindistan’ın terörü bahane ederek Güney Asya’daki en önemli müttefikinin devre dışı bırakılmasına da izin vermeyecek.

ÇİN HANGİ DURUMDA ASKERİ MÜDAHALEDE BULUNUR?

Bu konuda Çin-Pakistan ekonomik koridoru önemli bir faktör. Özellikle bu koridorun bel kemiğini oluşturan Hint okyanusunun kenarındaki Gwadar limanı hayati bir öneme sahiptir. Bu liman Çin tarafından inşa edilmiş, yarı askeri özelliği olan, Çin donanmasının da zaman zaman kullandığı ve Pakistan’la ortak işletilen bir limandır. Hint okyanusuna Çin’in denize kenarı olmayan batı eyaletlerinin tek çıkış noktasıdır. Enerji ve mal taşımacılığı açısından oldukça önemlidir. Çin’in batıdan Hint okyanusuna açılan kapısıdır.

Eğer Hindistan, Gwadar limanını abluka altına alıp Çin’e mal ve enerji akışını keserse, ya da böyle bir tehlike belirirse işte o zaman Çin donanması askeri müdahalede bulunur ve Gwadar limanını koruma altına alır.

Bir başka durum ise Çin-Pakistan ekonomik koridoru ve ona bağlı altyapı projelerine yönelik bir Hindistan saldırısı da Çin’i müdahale için harekete geçirir. Zira bu projelerde Çin vatandaşları da çalışmaktadır.

BM antlaşmasının 51. maddesi meşru müdafaa hakkını Pakistan’a müşterek veya tek başına veriyor. Dilerse Pakistan meşru müdafaa hakkını Çin ile birlikte kullanabilir.

Özetle Çin Devlet Başkanı Xi Jinping bugün Moskova’da… Bakalım Putin ile görüşmesinde Pakistan-Hindistan geriliminde nasıl bir yol haritası belirleyecekler? Bu arada, Putin’in Yeni Delhi’yi yakın zamanda ziyaret edeceği konuşuluyor. Öte taraftan Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi 2025 sonbaharında Çin’de toplanacak. Bu zirvede iki daimi üye olan Pakistan ve Hindistan’ın durumları görüşülecek.

 

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Teşekkürler. Çok yararlı bir yazı.

    Cevapla
Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!