Barış Adıbelli
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Manşet
  4. Pakistan ve Hindistan’ın terör savaşı

Pakistan ve Hindistan’ın terör savaşı

featured

Dr. Barış Adıbelli yazdı…

Geçtiğimiz Salı günü Pakistan Başbakanı Şahbaz Serif Türkiye’yi ziyaret etti ve ziyaretinde önemli mesajlar verdi. Pakistan-Türkiye ilişkilerini kardeşlik hukukunun ötesinde olduğunu, iki ülkenin bir millet iki devlet olduğunu bir kez daha vurguladı. Tüm gözler İslam dünyasının tek nükleer gücü olan Pakistan Başbakanının Türkiye ziyaretine odaklanmışken Hindistan’ın kontrolü altındaki Jammu-Keşmir’de turistlere yapılan saldırıda 26 turist hayatını kaybetti. Saldırıyı Keşmir’de bulunan çok da adı duyulmamış bir örgüt olan Direniş Cephesi üstlendi. Hindistan hükümeti ise saldırıların arkasına Pakistan’ın olduğunu iddia etti Pakistan saldırılarla ilgisinin olmadığını açıkladı.

Ankara’da Pakistan Başbakanı Şahbaz Serif, geçtiğimiz mart ayında Belucistan’da Pakistan askerlerinin uğradıkları terör saldırısını örnek vererek terörizmi kınarken böyle bir saldırının gerçekleşmesi düşündürücüdür.

Hindistan saldırılardan dolayı Pakistan’ı sorumlu tutuyor. Hindistan bu saldırıları Hindistan’ın 7 Ekim’i olarak adlandırıyor ve İsrail’e atıfta bulunuyor. Bazı kesimler, tıpkı İsrail’in yaptığı gibi gerek Hindistan’da gerekse Pakistan’da Hindistan’a tehdit oluşturan terör örgütleri ile mücadele edilmesi ve bu terör örgütlerine savaş açılması çağrısında bulunuyor.

Ne ilginçtir ki Belucistan Kurtuluş Ordusu gibi Pakistan’a karşı savaşan terör örgütlerinin Hindistan gizli servisi tarafından desteklendiğini de dünyada bilmeyen yoktur. Özellikle Leşkar-e Tayyibe ve Pakistan Talibanı gibi örgütlerden oldukça endişe duyan Hindistan bunların Pakistan tarafından desteklendiğini iddia etse de aynı suçu kendisi de Pakistan’ın Belucistan bölgesindeki ayrılıkçı terör gruplarını destekleyerek göstermektedir. Bu bağlamda geçtiğimiz mart ayında trenle yolculuk eden askerlere düzenlenen saldırının arkasında olan Belucistan grupları Hindistan’ın dolaylı olarak desteklediği bilinmektedir.

O halde soru şu: Pakistan, askerlerini taşıyan trene yapılan saldırının intikamını mı aldı? Bu açıkça tartışılmıyor ama önümüzdeki günlerde gidişat bize bunu gösterecek gibi duruyor.

Tıpkı İsrail gibi Hindistan’da bu saldırılardan Müslümanları sorumlu tutuyor ve son dönemde Modi’nin iktidarıyla birlikte yükselişe geçen Müslüman karşıtı Hindu milliyetçiliğinin Hindistan topraklarında bir zamanlar Hindu tapınaklarının yeriydi diyerek kadim camileri yıkarak buralara yeniden Hindu tapınakları inşa etmeleri, Müslümanların kutsallarına hakaret etmeleri, Müslümanların dini yaşamları üzerinde sınırlama getirmeleri ve baskı oluşturmaları aslında Hindistan’da tehlikeli bir gidişata işaret etmektedir.

Bugün Hindistan’da 900 milyon Hindu yaşamaktadır. 200 milyonu aşkın da Müslüman’ın olduğu tahmin edilmektedir. Halihazırda pamuk ipliğine bağlı bir iç dengesi olan, hatta demokrasisi olan, hatta toplumsal yapısı olan Hindistan’ın böyle bir tehlikeli sürece girmesi demek aslında jeopolitik anlamda intihar etmesi anlamına gelecektir. 2047’de güçlü bir Hindistan sloganıyla yola çıkan Başbakan Modi, Hindistan’ı üçüncü bir alternatif güç merkezi yapmak için uğraşıyor. Yani ne Rusya-Çin bloku ne ABD-Batı Bloku aksine tıpkı geçmişteki Bağlantısızlar Hareketi gibi Küresel Güney için yeni bir bağlantısız üçüncü merkez olma hayali peşinde koşuyor.Lakin hayal ettiği devlet güçlü bir Hindu devleti. Tabi ki Hindistan, 2047’ye kadar bir iç savaş yaşamadan parçalanmadan gelebilirse…

Çin ve Türkiye ile çok yakın stratejik ilişkileri olan Pakistan’ın göz göre göre Hindistan tarafından sıkıştırılması kabul edilemez bir durum olacaktır. Türkiye’nin başından beri Keşmir meselesinde Pakistan’ın yanında durması Hindistan Türkiye ilişkilerini de gerginleştirmiş Şanghay İşbirliği Örgütü ve BRICS’e Türkiye’nin tam üyelik başvurusunu veto edeceği kulislerde konuşulmuştur

Tam da Pakistan’ın ABD ile ilişkileri düzeltmeye çalıştığı bir dönemde Hindistan’ın Pakistan’a karşı savaş durumuna geçmesi düşündürücüdür.

Hindistan da ilk etapta Pakistan’a karşı bir takım önlemler aldı:

1)Ülkedeki Pakistanlı diplomatlar sınır dışı edilecek.

2)Hindistan’da bulunan Pakistan Ordu danışmanlarını persona non grata ilan etti.

3) Pakistan vatandaşlarına Keşmir vizelerini yasakladı. Ellerinde Keşmir vizesi olanların 48 saat içerisinde ülkeyi terk etmeleri istendi.

4) İndus su anlaşması askıya alındı

5)Pakistan’ın bütün ateşelerinin ülkeyi terk etmeleri istendi

6) Attari-wagah sınır kapısı kapatıldı

7) Pakistan vatandaşlarına tüm vizeler iptal edildi

İsrail ve ABD, derhal Hindistan’la dayanışma içerisinde olduğunu açıkladı İsrailli uzmanlar Hindistan televizyonlarında yorum yapmaya başladılar bile. Şimdi Hindistan kamuoyunda tıpkı İsrail gibi biz de Keşmir’de “terör örgütlerine” karşı cezalandırma operasyonu düzenleyelim diyorlar. Tabii gözden kaçırdıkları bir nokta var. Gazze’deki masum halk yalnızdı; ancak söz konusu nükleer güce sahip Pakistan olunca Hindistan hükümeti de cezalandırma değil sadece konunun araştırılması noktasında diplomatik adımlar atacağı şeklinde açıklamalarda bulundu.

Hindistan hükümeti şimdilik diplomatik bir savaş açacak. Bu bağlamda Pakistan’daki diplomatik görevlilerini geri çekiyor. Bugün bütün partilerin katılımıyla büyük bir toplantı gerçekleştirilecek. Bu arada Trump, Modi’yi aradı baş sağlığı diledi, saldırıyı kınadı ve Hindistan’ı tüm güçleriyle destekleyeceklerini söyledi. Gelen haberlere göre Hindistan Jammu-Keşmir’de bu saldırıya katılan ve yardım edenlerle ilgili büyük bir insan avı başlattı.

Dünya bir ABD-İran savaşı beklerken, gözler bir anda Asya’nın iki nükleer gücünün karşı karşıya gelmesine çevrildi. Umulur ki Trump buradan kendisine birtakım vazifeler çıkarmaz ve burnunu bu meseleye sokmaz.

 

 

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!