Avatar
Barış Adıbelli

NATO zirvesinde Ukrayna’ya İsrail modeli önerilecek

featured

Şu sıra tam da NATO Vilnius zirvesinin arefesinde  uluslararası politikada kıran kırana bir mücadele yaşanıyor…

Temmuz ayındaki NATO Zirvesinin ana gündem maddesi  bir kez daha Ukrayna, özellikle Ukrayna’nın NATO’ya üyeliği şu sıralar en fazla tartışılan konu; ancak bu zirvede de Ukrayna’ya NATO üyeliği yok… Ukrayna lideri Zelensky, bu noktada oldukça tepkili; hatta her ne kadar sonradan fikrini değiştirse de  geçtiğimiz haftalarda NATO Zirvesi’ne katılmayacağını dahi açıklamıştı.

NATO zirvesinde Ukrayna’ya üyelik verilmese de üyeler kadar destek ve güvence alacağı yeni bir model çerçevesinde tıpkı üyeymiş gibi karar alma ve 5. Maddenin uygulanması dışında bir çok hakka sahip olacak. Bu model; İsrail Modeli olarak adlandırılıyor ve 10 yıldan beri İsrail’e uygulanıyor. Bu model çerçevesinde  NATO’nun bir çok imkan kabiliyetinden faydalanabildiği gibi  askeri ve Savunma kapasitesinin ve yeteneğinin NATO tarafından artırılması da mümkün olacak.Bu modelin sağladığı en büyük avantaj ise günübirlik politikalardan ziyade yarınının belirsiz olmadığı ve bir yol haritasının olmasını sağlayan bir işbirliği zemininin olmasıdır. Böylece, İsrail modeline göre Ukrayna, NATO taahhütleri konusunda gelecek için bir endişe duymayacak önündeki on yıl boyunca NATO’nun yardımını ve desteğini alacak. Ayrıca, bu zirvede bu süreci yönetecek bir de mekanizma kurulacak. Bu mekanizma NATO-Ukrayna  Konseyi olacak. Hatırlanacağı üzere benzer bir konseyi NATO 2002’de Rusya ile kurmuştu. 2014 yılında Rusya, Kırım’ı ilhak edince bu konsey de feshedilmişti.

Karar sürecinde olmadığı ve 5.maddenin koruması altında bulunmadığı bir NATO mekanizmasını Ukrayna kabul edecek mi? Açıkçası,  normal şartlarda Ukrayna’nın kabul edebileceği bir durum değil. Yanı başında Makedonya’nın NATO üyelik süreci normal şartlarda devam ederken kendisine bir nevi imtiyazlı bir ortaklıktan öte bir şeyin verilmemesi, hele de 5.maddenin dışında tutulması NATO’nun Ukrayna’ya ihaneti olarak görülüyor; ancak şartlar da ortada, bir Rusya gerçeği var. Makedonya için Yunanistan’ın ikna edilmesi gerekirken Ukrayna  için Rusya’nın ikna edilmesi gerekmekteydi. Bunu da unutmamak lazım.

Hava gücü desteği olmadan Ukrayna’yı Rusya’ya karşı taarruza geçiren ve büyük kayıplar vermesine neden olan ABD ve NATO, Rusya ile bir savaşa sürüklenmekten korkuyorlar. Sonbaharda F-16’lar Ukrayna’ya teslim edildiğinde bu uçaklar cephede mi kullanılacaklar yoksa savaşın etkilemediği bölgelerde devriye uçuşu mu yapacaklar? Bu soruların cevabı belli değil. Ama Rusya da boş durmuyor. Putin Temmuz ayında taktik nükleer silahların Belarus’a konuşlandırılacağını açıkladı. Rusya kendisine ihanet edildiğini düşünüyor , kendisine verilen sözlerin yerine getirilmediğini söylüyor. Tahıl anlaşması imzalanırken Ukrayana ve Rus tahılının dünyaya arzı üzerine anlaşılmışken şimdi Rusya’nın tahılı ve gübresi ihraç edilmiyor.  Türkiye, Birleşmiş Milletler nezdinde Rusya’nın da tahılı ve gübresinin ihraç edilmesi konusunda çok büyük çaba sarf etmesine , BM Genel Sekreteri’nin bu yönde desteğine ve ABD de dahil olmak üzere Batılı ülkelerin bu konuya yeşil ışık yakmalarına rağmen sahada herhangi bir gelişme olmaması Rusya için kabul edilemez bir durum olarak görülmüştür. Tahıl koridoru Ukrayna ve Rusya’yı sistemde tutmanın en önemli araçlarından birisiydi.

Ukrayna savaşında diğer bir konu ise savaşın Rus topraklarına yayılması. Son günlerde Moskova, Belgorod gibi Rus şehirlerinde dronlarla saldırılar düzenlenmeye başladı ve bu saldırılar daha çok sivillerin oturduğu binalara yapılıyor. Batılı haber kaynakları Rusya topraklarında çok sayıda Ukrayna sabotaj gruplarının bulunduğunu söylüyor ve bunlara büyük bir miktarda dron tedariği yapıldığı iddia ediliyor. Bu dronları Rusya sınırından nasıl geçirildiği ise ayrı bir tartışma konusu. Büyük bir kaçakçılık ağının kurulduğu söyleniliyor.

Diğer bir husus da  Rusya topraklarında Rus hükümetine karşı mücadele eden silahlı muhalif Rus milis güçleri. Bunlar Ukrayna saflarında Rusya topraklarında hedeflere  yönelik saldırılarda bulunuyorlar. Bu gruplar kendilerini Putin muhalifi olarak adlandırıyorlar . Rusya kendi topraklarındaki Ukraynalı milis gruplarından çok Rus kökenli milis gruplarından korkuyor. Zira topraklarında birçok farklı halkın yaşadığı Rusya’da bu milis gruplarının yaptığı eylemlerin ülke genelinde farklı amaçlar için bir araya gelmiş farklı milis gruplarının ortaya çıkmasına ilham kaynağı  olmasından endişe duyuyor. Dolayısıyla, Belgorod gibi sınır şehirlerinde bu milis gruplarıyla yoğun çatışmalar yaşanıyor.

NATO Zirvesinin diğer bir gündem maddesi ise İsveç’in NATO’ya üyeliği oluşturacak. Bu konuda, geçtiğimiz günlerde  Türkiye, İsveç ve NATO arasında bir mekik diplomasisi yaşandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre İsveç’in NATO üyeliği Vilnius zirvesinde garanti değil. İsveç, Türkiye’nin taleplerini yerine getirmediği sürece üyelik için onay alamayacak. Oysa geçtiğimiz günlerde ABD başkanı Biden ile Beyaz Saray’da bir araya gelen NATO Genel Sekreteri ise İsveç’in NATO üyeliğinin Vilnius zirvesinde halledileceği garantisi verdiği söyleniyor. NATO çevrelerinde Vilnius zirvesinde bu iş tamam gibi bir hava oluşmaya başlamış durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarını referans alırsak halen Türkiye’nin talepleri yerine getirilmedi.

Türkiye’nin NATO ile İsveç konusunda restleşmesinin meseleyi ABD ile Türkiye arasında S-400 meselesi gibi bir krize doğru dönüştürme tehlikesi var. Daha şimdiden ABD, F-16 satışını İsveç’in NATO üyeliğine bağladı bile. Eğer İsveç’in NATO üyeliği Vilnius Zirvesinde gerçekleşmezse Türk-Amerikan ilişkilerini çok sıcak bir yaz bekliyor demektir.

Şunu da belirtmek lazım,  Türkiye’nin artık Biden yönetiminden bir beklentisi yok. Bugünden sonra Biden yönetimi ile  eskiden diğer başkanlarla olduğu gibi samimi bir iş birliği içerisinde ilişki yürütmenin mümkün olmadığını her iki taraf da biliyor. Bu nedenle Türkiye 2024 ABD Başkanlık seçimlerini  bekliyor ve mümkün olduğunca ABD ile sürtüşmek yerine ayağında top çevirerek zamana oynamayı tercih ediyor.  Benzer şekilde Biden da 2020 seçimlerinde  özellikle Türkiye karşıtı çevrelerden oy devşirirken verdiği sözlerin arkasında durmaya çalışıyor. Biden, 2024 seçimlerinde tekrar aynı oyları garanti edebilme adına Türkiye karşıtı durumunu sürdürmeye çalışıyor.

Biden’ın iç siyasette büyük sorunları var. Anketlerde kendi partisi Demokrat Parti’nin bile destek vermediği Biden’ın 204’deki Başkanlık seçimini kazanamayacağını daha şimdiden anketler gösteriyor. Yine anketler 2024’te Başkanın Cumhuriyetçi Parti’den çıkacağını da gösteriyor. Bu bağlamda, Cumhuriyetçi adaylardan Trump’ın şansı oldukça yüksek. Fakat Trump’ın başkan olamaması için de ABD’de kumpas üzerine kumpaslar tezgâhlanıyor.

Trump başkanlık görevine gelir gelmez Ukrayna savaşını bitireceği sözünü verdi. ABD’deki savaş lobisi Trump’ın başkanlığına karşı çıkıyor. Trump bu lobiyi derin devlet olarak adlandırıyor ve göreve geldiğinde derin devleti de bitireceği sözünü de  seçmenlerine vermiş durumda.

NATO zirvesinde Ukrayna’ya İsrail modeli önerilecek

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!