Mehmet Kenan Yelken yazdı
Merhaba dostlar.
Geçen haftaki yazımda Türkistan’dan başlayan ve Anadolu’da neredeyse aynı kişinin ellerinden çıkmış gibi gördüğümüz kaya resimleri üzerinden Türk kültürünün sürekliliğini açıklamaya çalışmıştım.
Bugün de bu alanlardan bazılarına kısaca değinmek istiyorum. Daha detaylı bilgiyi yayımlandığında Göbekli Tepe’ye giden Yol adlı kitabımda bulacaksınız.
Gelelim bugünkü anlatımımıza.
Türkistan coğrafyasından Anadolu’ya, Moğolistan’a, Avrupa’ya ve hatta Amerika’ya kadar uzanan ve birbirlerinin ya aynısı ya da çok benzeri olan bu yazılı kaynaklar üzerinden Türklerin var olduğu topraklardan dünyaya yayılmalarını veya diğer kültürleri ne şekilde etkilemiş olduklarını izlemek de söz konusudur. Ancak burada tarihleme, önemli bir belirleyici faktör olarak ortaya çıkmaktadır.
Kayalara kazınmış resimlerinin, tamgaların, yazıların tarihlerini belirlemek sıkıntılı bir süreçtir, çünkü tarihlemeye esas olmak üzere bir karbon izi bulmak zordur. Bunların tarihleri; bölgeye ait tarihi bilinen diğer araştırmalardan, resim ve şekillerin ait olduğu düşünülen halklara ait arkeolojik bulgulardan, başka bir coğrafyada bulunan ve benzer figürleri taşıyan ve tarihlendirilebilen diğer yapılardan ve materyallerden vb. bulgulardan elde edilen verilerle karşılaştırma yapmak suretiyle tespit edilebilmektedir.
Rahmetli araştırmacı yazar Haluk TARCAN’a göre “Asya’daki kaya üstü resimleri MÖ 30.000’lere aittir. Bunlar Ön Türkçe olarak okunabildiğine göre yazanlar da Ön Türklerdir”.
“Atatürk’ün Özlediği Bilgin Kazım Mirşan’ı Okumak” isimli eserin sahibi Prof. Dr. Necdet SÜMER’e göre ise “Doğu Anadolu’daki kaya üstü resim ve yazıları günümüzden 17.000 yıl öncesi ile 7.000 yıl öncesi arasındaki döneme aittir ve Ön Türklerin bu alanda bıraktıkları izlerden biridir”.
Geçen haftadan hatırlayacağınız gibi Yenisey-Lena kaya resim alanında bulunan resimlerin MÖ 17.000’lere ait olduğu Rus bilim insanları tarafından ortaya konmuştur ve bu tespit, alanın girişinde bir tabela üzerinde yazılı olarak da yer almaktadır.
Kaya resim alanları, sadece on binlerce yıl öncesinden itibaren Türklerin varlığını ortaya koymakla kalmaz, aynı zamanda Sibirya’nın doğusundan Anadolu’nun batısına kadar aynı kültürün devam ettiğini vurgularken, kaya resimleri–tamgalar-yazı sürecinin de kanıtlarını içerirler.
Özellikle tamgalar o tarihlerden itibaren Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonraki döneme kadar hatta yakın zamanımıza gerek kayalarda gerek kutsal mekanların duvarlarda ve gerekse mezar taşlarında karşımıza çıkmaktadır.
Yapılan çalışmalar kapsamında tespit edilen ve Asya’nın doğusundan Anadolu’nun batısına kadar uzanan Türklerin açık hava kültür arşivlerinden resimlendirilmiş olanları şu şekilde sıralayabiliriz:
– Rusya: Sibirya bölgesi, Lena kaya resimleri, Novosibirsk.
– Moğolistan: Arhangay kaya resimleri, Geyik taşlar, Gobi çölü, Mandal Hayrhan, Bungurtaş Türk mezarı, Hoyt Tamir yazıtları, Orhun Abideleri, Satırçulu Türk mezarlığı, Bugut Yazıtı, Karabalasagun yazıtı.
– Altay Özerk Bölgesi: Gorno-Altay, Biçikti Boom, Calamantaş, Kalbaktaş, Koşağaç (Karaçakı ve Yalbaktaş), Möndür Sokkon köyü.
-Hakasya Bölgesi: Abakan, Münusink, Uluboyar, Sülyek.
– Tuva Bölgesi: Kızıl, Yenisey, Sonkolağzı, Yazılıkaya köyü, Aktoprak, Aktala, Kemçik, Krasnoyarsk, Kemerova.
– Kazakistan: Tamgalı Say, Zaysan (Cigdelisay ve Kaskırsay), Almatı (Altın adam).
– Kırgızistan: Saymalıtaş, Çiğimtaş, Kurubakayır, Tuyuktör, Karakol yaylası, Koçkor, Çolpan-Ata, Bişkek.
– Azerbaycan: Gobustan (Büyüktaş ve Küçüktaş).
– Türkiye: Artvin, Ardahan (Başköy), Kars (Borluk Vadisi, Camuşlu köyü, Çiçekli, Dereiçi, Doyumlu, Geyikli Tepe, Kurban Ağa, Karaboncuk, Çeşmebaşı, Kömürlü, Tunçkaya, Yağlıca Kalesi, Yazılıkaya), Erzurum (Oltu, Cunni mağarası, Kaynak Köyü), Erzincan (Dilli vadisi, Ateş tapınağı), Ordu (Esatlı Köyü), Van (Yedi Salkım, Narlı Huş Tepe, Pagan), Van-Hakkari sınırındaki Trişin Yaylası, Hakkari (Gevaruk vadisi), Şanlıurfa (Harran), Antalya (Beldibi), Kütahya (Aizonai tapınağı), Eskişehir (Kümbet köyü), İzmir (Konaklı/Ödemiş), Ankara (Güdül).
Bunların yanında Çin, Türkmenistan, Afganistan, Özbekistan İran, Irak, Suriye, Filistin, Kosova, İskandinav ülkeleri ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde ve Amerika Birleşik Devletleri’nde de Türklere ait kaya resim alanları bulunmaktadır. Bu alanlarda yapılacak çalışmalarda ortaya çıkartılacak gerçekler kurgu tarihi bir kez daha ortadan kaldıracak sonuçlar doğurabilecektir.
Şüphesiz kaya resimlerinin bulundukları alanlar bunlarla sınırlı değildir. Alan halinde olmayıp münferit yapılarda yer alan çizimler de mevcuttur. Henüz keşfedilmemiş daha nice alanlar Türk bilim insanlarını/araştırmacıları yani gençlerimizi beklemektedir.
Gördüğünüz gibi Türklere ait kültürel süreklilik izleri Altay’dan Hakkari’ye, Kazakistan’dan Ödemiş’e, Hakasya’dan Ordu’ya, Kırgızistan’dan Ankara’ya, Moğolistan’dan Antalya’ya… kadar gitmektedir ve tüm bu yazılı kaynaklar MS 1071’den çok çok daha öncelerine aittir. Yani Anadolu toprakları ezelden beri bizimdir!
Sevgiyle kalın.
NOT:
Türkistan ve Anadolu’da bulunan kaya resimleri konusundaki ilk derli toplu çalışma, çok genç yaşta kaybettiğimiz büyük değer, rahmetli Servet SOMUNCUOĞLU tarafından yapılmıştır. SOMUNCUOĞLU Rusya, Moğolistan, Kazakistan, Kırgızistan, Azerbaycan ve Türkiye’de dört yıl emek harcayarak ve 150 bin km. yol yaparak yaptığı çalışmalarını “Karlı Dağlardaki Sır” adını verdiği belgeselde bizlere aktarmıştır. Söz konusu belgeselin çekimleri 2007 yılında yapılmış ve TRT’de bölümler halinde gösterilmiştir. İlgilenenler youtube’da belgesele ulaşabilirler.
Ayrıca konuyla ilgilenenler için SOMUNCUOĞLU tarafından hazırlanan Sibirya’dan Anadolu’ya Taştaki Türkler, Damgaların Göçü-Kurgan ve Saymalıtaş-Gökyüzü Atları adlı eserleri de tavsiye edebilirim.
Ek olarak Prof.Dr.Alpaslan CEYLAN’ın özellikle Doğu Anadolu’daki kaya resimleri üzerine yaptığı çalışmalarının da faydalandığım kaynaklar arasında olduğunu belirtmek isterim.
Çok çok yaşayın hocam, artık gerçeklerin meydana çıkması,daha çok GERÇEK aydınlarımızın sırt sırta verip birilerinin bizleri daha da uyutmasına izin vermemesi Enbüyük DİLEĞİM. SAYGILAR.
Hocam önerinizi izledim mühteşem bir belges, ben tv leri izlemiyorum dilerim böyle güzel önerilerinizin arkası gelir. Tekrar teşekkür ediyorum.
Tanımlama yaparken veya kullanırken örneğin Gorno-Altay, Yenisey-Lena olarak yazacağınıza Doğrudan Yalnızca Altay, Yenisey olarak yazsanız olmuyormu.
Bunların kasıtlı olarak Türke ait olan kavramları değiştirmek başkalaştırmak olarak yapıldığını farketmiyormusunuz.
Aksi takdirde Bu gün Azerbaycanda yaşayan Türklerin milliyetinin adını Türk ten Azeriye dönüştürün düşünceye hizmet edilmiş olunuyor!!
Saygılar.
Hocam selam o dönemki türklük veya bir kavim tanımı bugünkü gibi anladığımız kan bağıyla alakalı değil. orhun yazıtlarında da geçer mesela çin’i işgal eden türk boyu onları türkleştirdim der. daha çok kültürle ve dille, dinle alakalı bir durum. günümüzde batı merkezli ırkçılık bizde de “türkçülük” adı altında elinde pergelle dolaşıp kafa tası ölçen ırkçılara kaldı ne yazık ki.