Mehmet Kenan Yelken yazdı…
Bu sayfayı ve de Veryansın Tv youtube kanalını takip edenler hatırlayacaktır, 2020 yılında iki video ve bir yazı ile sizlerle birlikte olmuştum. Videoların ilki Ocak ayında ilk kitabım “Her Yönü ile Göbekli Tepe” ve ikincisi Haziran ayında da diğer kitabım “Tengricilik mi, Şamanizm mi Türklerin Kadim İnancı” kitaplarım hakkında idi. Mart 2020’de de Göbekli Tepe ile ilgili olarak yapılan kazıların sürekliliği, kazı raporlarındaki çelişkiler, çalınan heykel gibi konularda Kültür varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü nezdinde yaptığım girişimler ile tespitlerimi ve çekincelerimi içeren bir yazıyı veryansintv.com için kaleme almıştım ve yayımlanmıştı.
Aradan geçen yaklaşık iki yıllık sürede, üçüncü kitabımı toparlamaya ve yayına hazır hale getirmeye çalıştım. Bu yoğunluk nedeni ile de gerek yazılarıma, gerek (sanal ve yüz yüze olmak üzere) konferanslarıma ve gerekse youtube videolarıma ara vermek zorunda kaldım. Çünkü “Göbekli Tepe’ye Giden Yol” adını verdiğim ve yakında Pankuş Yayınları’ndan çıkacak olan kitabım, çok çeşitli disiplinleri araştırmak ve incelemek için oldukça uzun bir yolculuğa çıkmamı gerektirdi.
“Göbekli Tepe’yi anlamak için onu inşa eden insanı tanımak gerekir” ana fikrinden çıkan kitabım; insanın ortaya çıktığı 2,6 milyon yıl öncesinden Göbekli Tepe’nin de zamanı olan Neolitik Çağ’a kadar insanın zihinsel, bilişsel, kültürel, inançsal, toplumsal, sanatsal.. gelişimini ve uygarlık yolundaki adımlarını takip ederek günümüzden 12.000 yıl önce (belki de daha eski bir zamanda) Göbekli Tepe’yi inşa eden, kullanan ve daha sonra da onu elleri ile gömerek terk eden insanı ve dolayısı ile Göbekli Tepe’nin ne olduğunu ne için ve nasıl yapıldığını, dikilitaşlar ile bunların üzerinde yer alan simge, figür ve şekillerin ne anlama geldiğini Alt Paleolitik Dönem’den başlayan tarihsel bir süreç içinde tanımlamayı amaçlıyor. Beğenerek okuyacağınızı tahmin ediyorum.
Belirttiğim şekilde uzun süren ayrılığımızı bu yazı ile bitirmiş bulunuyorum ve beni burada yazmaya davet ederek ayrılığımızı sonlandıran Veryansın Tv yetkililerine teşekkürlerimi sunuyorum.
Bugünden sonra, yoğun faaliyetlerim izin verdiği ölçüde haftada veya iki haftada bir; Göbekli Tepe, Anadolu arkeolojisi, Neolitik dönem, Ön Türk tarihi, Türk kültürü, İslamiyet’ten önceki Türk inancı vb. konulara ait, ilginizi çekeceğini düşündüğüm yazılarımla sizlerle birlikte olmaya çalışacağım.
Buna bağlı olarak da Veryansın Tv youtube kanalında bir dizi şeklinde ve söz konusu alanlarda, araştırmalarım sırasında öğrendiğim bilgileri, bu bağlamda yaptığım yorumlamalar ile ulaştığım sonuçları ve kendimce “doğru” olduğuna inandığım hususları görsel yanı daha fazla olacak şekilde sizlere aktarmaya çalışacağım.
Tüm yaptığım ve de yapacağım çalışmalarda tabii ki rehberim ve ilham kaynağım, bize bugünleri armağan eden Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’tür. O’nun “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir, yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır” görüşü, kendisinin ne kadar büyük bir alim ve ne kadar uzak görüşlü bir lider olduğunu ortaya koymaktadır ve Göbekli Tepe adeta bu sözün ispatı niteliğindedir.
Çünkü Batı’nın Hint-Avrupa saçmalığı ve buna bağlı olarak uygarlığın gelişimi aşamasında Anadolu’yu yok kabul ederek tarihi kendi ulusal çıkarlarına göre tasarlama çabası ve kendi mesleki ilerlemelerini ulusal çıkarlarımızın üstünde tutarak bu çabaya destek veren içimizdeki akademisyenler(!)in destekleri Göbekli Tepe’nin ortaya çıkması ile çökmüştür.
Ayrıca bu yüce insanın “Anadolu en az 7.000 (yedi bin) yıllık Türk beşiğidir” tespiti yapmış olduğu araştırmaların gerçekçi bir sonucudur ve “Türkler Anadolu’ya 1071’de geldiler” lafı koca bir yalandan başka bir şey değildir. Bu gerçekleri kanıtlara dayalı olarak ortaya koymak “Ne mutlu Türk’üm” diyebilen herkesin olduğu gibi benim de boynumun borcudur.
Söz konusu tespitin işaret ettiği şekilde, Neolitik Dönem öncesinde, esnasında ve de sonrasında Anadolu topraklarında var olmuş insan toplulukları ile onların sahip oldukları kültürler ve gelişmişlikler, Anadolu’nun, avcı toplayıcılıktan yerleşik düzene geçişi sağlayan çağdaki ve daha da önemlisi insanlık tarihindeki önemini ortaya koymaktadır.
Ayrıca “uygarlık” denilen gelişimin ve bunu sağlayan kültürel göçlerin Türkistan’dan başlayarak Anadolu yolu ile Ege ve Trakya’ya, Ege ve Balkanlar üzerinden Avrupa’ya, Akdeniz üzerinden Kuzey Afrika’ya ve buradan ileri hareketle İspanya ve İngiltere’ye kadar uzandığı, Avrupa’ya tarımı götürenlerin, Avrupa uygarlığını inşa edenlerin Anadolu’dan gidenler olduğu arkeoloji, antropoloji, genetik, dil bilimi gibi birçok disiplin tarafından elde edilen bilimsel kanıtlarla her geçen gün daha da net olarak ortaya konmaktadır.
Tüm bu hususları, aklım ve kalemim yettiğince sizlerle birlikte ele alabilmek için…
Yeniden merhaba!
hoşgeldiniz
Ne mutlu , yazilarinizla cogumuzun cok az bilgiye sahip oldugu, bu onemli alanda aydinlancagiz,tekrar hos geldiniz, varolasiniz.
Yazılarınızı buradan takip etmek çok keyifli olacak
“…“Türkler Anadolu’ya 1071’de geldiler” lafı koca bir yalandan başka bir şey değildir. Bu gerçekleri kanıtlara dayalı olarak ortaya koymak “Ne mutlu Türk’üm” diyebilen herkesin olduğu gibi benim de boynumun borcudur…”
Sizi candan kucaklıyorum. Hayırlı olsun. Sevgiler, saygılar.
Veryansın TV ailesine yeniden hoş geldiniz Kenan bey.Göbekli tepe ilgi çekmeye devam ediyor ve youtube da bu konuda ilginç videolar ortaya çıkmaya başladı.Orada yapılan gizemli ayinlerden falan bahsediyorlar.Aslolan tabii ki kazı çalışmalarının sağlıklı bir şekilde devam etmesi.Batı tarih üzerinden yaptığı çarpıtmalara Göbekli tepeyi de ekleyecektir eminim.İnşallah kendi araştırmacılarımız bu defa sağlam durur.Yazılarınızı merakla bekliyor olacağız.Karahan tepe konusunda da çalışmalarınız var mı acaba bilmiyorum,onun daha da eski tarihli olduğu iddia ediliyor.Tekrar hoş geldiniz.
Tekrar hoşgeldiniz.
Kenan bey yazılarınızı sabırsızlıkla bekliyoruz. Hoşgeldiniz.
İlgi ile takip edeceğiz. Hoş geldiniz.