Barış Adıbelli
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Manşet
  4. İsrail’in yere düşen gölgesi ABD’dir

İsrail’in yere düşen gölgesi ABD’dir

featured

Dr. Barış Adıbelli yazdı…

Trump göreve başlamasından bu tarafa özellikle Gazze meselesinde her gün birbiriyle çelişen sözler sarf etmekten bir türlü vazgeçmedi. En son bir televizyon kanalına verdiği röportajda Gazze’yi terk edecek Filistinlilerin tekrar Gazze’ye dönmelerinin mümkün olup olmadığını sorduklarında hayır dönmeyecekler diyerek daha önce Filistinlilerin Gazze’den geçici olarak gönderileceğini söylediği açıklamasıyla ters düştü. Trump bu son açıklamasında Gazze’yi Orta Doğu’nun rivierası yapacağını bir kez daha vurguladı. Yine açıklamasında Trump, Gazze’nin Orta Doğu ülkelerinin katkısıyla yeniden inşa edileceğini açıkladı. Sanki Gazze’yi Orta Doğu ülkeleri yıkmış gibi Trump rahat rahat Orta Doğu’nun bu yeni rivierasının parasını Orta Doğu ülkelerine fatura etmektedir.Trump ve Biden yönetimlerinin ortak hedefi  Suudi Arabistan ile İsrail ilişkilerini normalleştirmek dikte ancak Suudi Arabistan bağımsız bir Filistin devleti kurulmadığı sürece İsrail ile ilişkileri normalleştirmeye çeklerini söyledi. Netanyahu ise eğer Suudi Arabistan çok istiyorsa kendi topraklarında bir Filistin devleti kursun şeklinde cevap verdi.

Filistinlilerin Gazze’den  zorunlu göç meselesine dünyadan da büyük tepkiler geldi. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri bunu etnik temizlik olarak nitelendirdi Avrupa Birliği dahil olmak üzere birçok ülke bu zorunlu göçün kabul edilemez olduğunu belirtti. Uzun zamanda beri sesi soluğu çıkmayan Mahmut Abbas bile karşı çıktı. Nasıl karşı çıkmasın? Gazze Hamas’tan temizlendikten sonra kendilerine devredileceğini bekliyordu. Lakin Trump bu planları bozdu. Maalesef sessiz kalmasının nedeni de buydu! Ayrıca, Trump’ın kesinlikle kabul edecekler dediği Ürdün ve Mısır’da karşı çıkanların başında gelmektedir; ancak şimdiden ABD’deki kimi mihraklar Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’ye nasıl geldiysen öyle gidersin tehdidinde bulunmaya başladılar bile.

Trump’ı barış havarisi olarak bekleyenler büyük hayal kırıklığına uğradı. Trump ne Rusya’ya ne de Orta Doğu’ya barış getirebilecek bir potansiyele sahip değil. Başkanlığının birinci döneminde Kudüs’ü İsrail’in ebedi başkenti olarak tanıyarak Amerikan büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyan bir başkanın ikinci döneminde İsrail çıkarlarının aleyhine hareket ederek Filistin devletinin kurulmasına yönelik süreci başlatacağına inanmak zaten en başından  problemliydi.

Aslında, plan gayet net ve açık: Irak’ın 2003 yılında işgal ile başlayan Büyük Orta Doğu Projesi süreci daha sonra kendisini Arap Baharı olarak, kılık değiştirerek göstermiş olsa da bugün kendisini Gazze üzerinden yeniden kurguladığını görüyoruz. ABD’nin Orta Doğu’yu yeniden dizayn etme arzusu Orta Doğu haritasını yeniden çizme arzusu çok uzun zamandan beri var. Özellikle Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte ABD’nin bu olgusu artık bir politik hedef haline gelmişti.

Dünya son bir yıldan beri uluslararası hukukun, insancıl hukukun, Birleşmiş Milletler teşkilatının ve Birleşmiş Milletler anlaşmasının ABD ve İsrail tarafından katledildiğine şahit olmaktadır. Maalesef çok kutuplu dünya düzeni naraları atan Rusya ve Çin, Filistin’de Gazze konusunda tatmin edici adımlar atamamıştır. Hatta Amerikan basını son gelişmelere binaen çok kutupluluğu fonksiyonsuz olarak değerlendirmektedir. Gerekçe Rusya ve Çin önderliğindeki küresel güneyin sahada hiçbir eyleminin olmadığına işaret ediyorlar. Gerçekten de Çin ve Rusya’ya Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Filistin’e destek vermenin dışında sahada hiçbir şekilde İsrail ve ABD’ye karşı herhangi bir duruş sergileyemiyorlar.

Rusya ve Çin’i de kendi meseleleri üzerinden değerlendirmek lazım .Rusya Ukrayna Savaşı nedeniyle oldukça zor bir süreç geçiriyor. Öbür taraftan Çin de ABD’nin sözde yeni çevreleme politikasına karşı hemen her alanda mücadele veriyor. Bir de Trump’ın yeniden ticari savaşlara dönme niyetini de eklersek meselenin karmaşıklığı daha da ortaya çıkar.

Bu tablodan çıkacak sonuç şu: ABD halen küresel gücünü  koruyor. ABD, İsrail gibi uydularını kullanarak dünyanın dört bir  yanında politika üretmeye ve jeopolitikayı şekillendirmeye devam etmektedir. ABD hala küresel ticareti, küresel ekonomiyi kontrol edebilmektedir. Trump’ın BRICS’i ve Panama’yı tehdit etmesinin ardından Suudi Arabistan, BRICS’e üyelik sürecini durdurdu. Panama da Kuşak ve Yol Girişiminden çekildi. Trump, dünyaya bir kez daha Çin Jeopolitiği üzerinden bakmaktadır.

Gazze meselesi sadece Orta Doğu’nun dizaynı değil aynı zamanda İsrail’in dizaynı için de ABD açısından önemlidir. Zira İsrail, özellikle Netenyahu’nun Çin’in Kuşak ve Yol Girişimine yönelik sempati duyması Hayfa limanını Çin’e vermesi ABD’yı ve Trump yönetimini oldukça rahatsız etmişti. Şimdi gelinen noktada İsrail-Çin ilişkileri tarihin en kötü sürecini yaşıyor. Eğer 7 Ekim saldırıları gerçekleşmeseydi. Ekim ayının son haftası Netenyahu Çin’i ziyaret edecekti. Netanyahu’nun Avrasya politikası o kadar ileri gitmişti ki Şanghay İşbirliği Örgütü ile dahi ilişki kurmaya hazır bir İsrail vardı.

Sonuç olarak, İsrail’in yere düşen gölgesi ABD’dir. Bu gölge, İsrail’in kendisinden daha büyüktür. Bu nedenle, ABD’nin veya Trump’ın İsrail’e destek vermesi, Gazze’ye göz dikmesi çok da yadırgamamalı. Zira 1948’den beri yani İsrail’in kuruluşundan beri İsrail demek ABD demek, ABD demek İsrail demektir. ABD’nin olduğu yerde her zaman İsrail vardır . İsrail’in olduğu her yerde ABD vardır. Her ikisinin olduğu yerde ise barış ve huzur yerine  kan ve gözyaşı vardır. ABD’nin 1948’den beri temel İsrail politikası İsrail’i koru, kolla, yaşattır ve Orta Doğu politikası da bu noktadan şekillenmiştir.

 

 

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!