Muharrem Karanfilci
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Manşet
  4. Süper Lig’de 23. haftanın veryansını

Süper Lig’de 23. haftanın veryansını

featured

Muharrem Karanfilci yazdı…

Süper Lig’de olaylı bir haftayı daha geride bıraktık. Sadece Süper Ligde mi, ülke gündemin de her geçen gün tansiyon artıyor. Ve her sabah başka bir gündeme uyanmaya devam ediyoruz. Bu da olur mu diyerek uyanıyor, buna şükür diyerek uyumaya çalışıyoruz. Olaylara şaşırmak ve şaşırmamak arasında sıkışıp kalmış bir durumumuz var. Sabah hiçbir şey olağan değilken, öğleden sonra her şey olağan gelmeye başlıyor. Akşam haklı ile haksız çift kale maç yapıyor. Develer ne kadar tellal ise, pireler de o kadar berber oluyor. Futbolun ve ülkenin damarlarında hep kirli bir kan, kalbimize kötülük pompalıyor.

Geçen hafta 6 Şubat depremlerini andık. Binlerce insanımızı kaybetmenin acısı, yüreğimizde hala çok taze… Gözyaşları yine sel oldu. Kayıplarını hala bulamayanlar, yakınlarını kaybedenler, 11 ilde anma toplantıları düzenlediler. Bu duygular içinde Hatayspor, , acılarına bir parça merhem bulmak için, Cuma günü, Samsun deplasmanına çıktı. 7 Şubatta… 2 yıl önce depremin olduğu günden, bir gün sonra… 2 yıl öncede, yani 7 Şubatta da hala Hatay’a yardım gelmemişti. Müsabakayı Hatayspor, 2-0 kaybetti. Derin hüznüne bir yenisini ekledi.

Cumartesi günü iki müsabaka vardı. Kayserispor, kendi evinde, son haftaların formda ekibi Konyaspor’u 3-2 yenmeyi başardı. Kayserispor aldığı bu sonuçla, Erciyes Dağına bahar getirecek mi, yoksa bir çiçekle bahar gelir mi, bunu ilerleyen günlerde göreceğiz. Bana kalırsa çok daha fazla çiçek açtırması gerekecek. Günün ikinci maçında Başiktaş, hiç de fena oynamadığı maçta, deplasmanda Sivasspor’u 2-0 yenmeyi başardı. Beşiktaş bu sezon böyle gidecek. Mehter takımı gibi… İki ileri, bir geri… İstikrar sağlaması ve koşmaya başlaması için kadrosuna daha fazla takviye yapması gerek. Kadro kalitesi ve derinliği yetersiz… Ekvatorlu genç ve yetenekli bir futbolcu aldılar. İş yapar. Para da kazandırır, diye düşünüyorum. Beşiktaş’ın sorunlarından arınması için, eldeki iş yapmayan, toksik futbolcularından kurtulması gerek. Ülkemizde de öyle… Ülkenin düze çıkması ve halkımızın bir parça nefes alması için, tekrar parlamenter sisteme dönülmesi ve mevcut yöneticilerden bir an önce kurtulması gerekir. Bu kadar stres çok fazla…

Cumartesi günü 4 maç vardı. Günün ilk maçında Kasımpaşa, kendi evinde Ç.Rizespor’u 3-2 yendi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, İmamoğlu’nun, Tayyip Erdoğan’a karşı, “Kasımpaşalı delikanlı olur”, söylemi üzerinden olacak ki; bu söylem futbolda, Kasımpaşa da karşılık buldu. Her ne kadar Cumhurbaşkanı Kasımpaşa da yetişmiş, büyümüş olsa da Rizeli olduğunun, cevap vermediğinin, altı bu maçta çizilmiş oldu. Lafın kısası, Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Takımı Kasımpaşa, Rizeli olan Tayyip Erdoğan’ın memleketi olan Ç.Rizespor’u 3-2 İstanbul’da bir kez daha yendi. Antalya’nın bu hafta İstanbul’dan misafirleri vardı. Alanyaspor, Fenerbahçe’yi ağırlarken, Antalyaspor da Başakşehir’i ağırladı. Zor geçmesi beklenen maçta, Fenerbahçe rahat bir oyunla, rakibini 2-0 geçti. Antalyaspor ise Başakşehir’le 0-0 berabere kaldı. Bu arada TFF, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’a verilen para cezasında ve hak mahrumiyetinde indirime gitti. Neye göre verdi bu kararı bilmiyorum. Darısı tutuklanan, gazeteci, iş adamı, siyasetçi, düşünce suçlusu, yazar, film şirket sahibi, astrolog vb. insanlarımızın başına… Astrolog ne alaka diyeceksiniz şimdi bana? Astrolog Hilal Saraç’da tutuklandı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin, sağlık sorunlarına istinaden açmış olduğu fal, başına iş açtı. Bu arada Devlet Bahçeli’de ameliyat oldu. Kadın “kalbinde değil, ciğerlerinde sorun var”, demiş. İlgili arkadaşlar önlem olsun diye, ciğerlerine de baktırsınlar. Grup konuşmalarında tanık oluyoruz. Sürekli öksürüyor. Erken teşhis, hayat kurtarır. Ne var bunda, hiç anlamadım.

Fenerbahçe, elinde bir çok santrafor oyuncusu olmasına rağmen, bu maçta Talisca’nın takıma katılması ile tek santrafor oynadı. Planı tutmuş gibi gözüküyor ki; maçı da kazandı. CHP Başkanı, Özgür Özel’de iki santraforumuz var diye, öğünüyordu. Pazartesi yapılan, Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş toplantısından sonra, Mansur Yavaş’ın ön seçime katılmayacağını açıkladı. CHP’de de santrafor teke düşmüş gözüküyor. Oyun planını doğru kurgularsan, elbette başarılı olabilir. Rakip de önemli tabii…

Ara transfer döneminde birçok oyuncu geldi ve gitti. Paralar havada uçuştu. Türkiye’de bu kadar halk yoksulluk ve asgari yaşam içerisinde iken, bu kadar paraların har vurup, harman savrulmasını doğru bulmuyorum. Asgari yaşam derken, Diyanet İşleri Başkanı açıklama yaptı: “Fitre ve zekâtlarınızı bu yıl, asgari ücret kadar verebilirsiniz”, diye… Bu neyin itirafı şimdi diye sorgulamayalım mı? Yalnız burada çok önemli bir hata payı var. Türkiye’de 60 milyon kişi asgari ücretle geçiniyor. Geriye 20 milyon insan kalıyor. Asgari ücretin üstünde kalanların hepsi fitre ve zekâtını verse, yine 20 milyon insan bundan faydalanamaz. Fitre ve zekât hesabı bile tutmuyor. Hesap çok şaştı. Herkes zombi ve şaşı artık…

Günün son maçında lider Galatasaray, Adanademirspor’la karşı karşıya geldi. Hakem hatalarının damga vurduğu maçta, Adana ekibi, penaltıdan 1-0 geriye düştüğü maçta, sahadan çekildi. Sonucunda 3-0 hükmen sayılıp, 3 puanı da silinecek.

Pazartesi iki müsabaka vardı. Trabzonspor, Eyüpspor’u 1-0 yenerken, Ege derbisinde, Bodrumspor ile Göztepe 0-0 berabere kaldı.

Galatasaray-Adana Demirspor maçından sonra, maçlar iyi de olsa, kötü de olsa gölgede kalacaktı ki; öyle de oldu.

Haftanın veryansının Adana Demirspor yaptı. Sahadan çekilerek, merkez hakem kuruluna yönelik bir davranışta bulundu. Günlerdir söylüyorum, asıl kayyum merkez hakem kuruluna atanmalı diye… Adana ekibi, Demirspor hüviyetini öne çıkararak sahadan çekildi. Ardından bir sürü yapısal suçlamalar yapıldı. Fenerbahçe ve Galatasaray, kılıçları tekrar kınından çıkardılar. Bu eylemin önünü arkasını konuşuyorlar ve tartışıyorlar. Hiçbir şey çıkmayacak. Her iki takımda birbirini suçluyor. Ortada koskoca bir eylem var.

Futbol basit bir oyundur. Oyun; teknik, taktik ve kondisyonu bir arada kullanarak, diğer bir takımı mağlup etmeye çalışması, anlamını taşır. Perde arkası oyunlara yer verilmez. Eğer perde arkası oyunlar sergilenmeye başlanırsa, bu bildiğimiz futbol oyununun dışına çıkar.

Ne olursa olsun, ben kazanayım düşüncesi, emek hırsızlığıdır. Evinize gizlice girip, değerlerinizi çalmakla aynı şeydir. Bu hangi takım oyuncusu olursa olsun, fark etmemelidir. Eğer biz bunları alkışlamaya devam edersek, bu böyle de sürüp gidecektir. Haksız yere alınan hiçbir puan, gerçek bir sporseveri tatmin etmez. Bize asıl gereken, çürümeye ve çirkin ahlaka karşı, duruş sergilemektir.

Maçta yaşanılanlar, toplumun basit bir örneklemidir. Günlük yaşamımızda, etrafımıza baktığımız zaman, bu örneklemden çok daha fazlasını görebiliriz. Sokakta, pazarda, eğitimde, siyasette… Her yerde… Bize düşen görev, bunları ayıklamaktır.

Şimdi Adana Demirspor’a her türden, bir sürü ceza verilecek. Peki, sahada buna sebebiyet veren, hakem, yönetici, antrenör, futbolcu ve diğer bileşenlere…

Eğer bunları doğru tespit etmezsek, bu olanların benzeri başka müsabakalarda da yaşanacaktır. Kaldı ki bu olaylara, daha önce de prim verildiği için bu olaylar yaşandı. Takımlar yine ceza aldı.

Şimdi soruyorum size, hırsızın hiç mi suçu yok?

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!