Nihat Genç yazdı…
90’lı yıllardan 2018’e kadar yayınlanan ‘Jerry Springer Show’!
‘Her şey reyting uğruna’ çağını başlatan!
Atıyla evlenip seks yapanı ekrana çıkartırlar ve atla evlenmek için boşanan ve çocuğunu terk eden adam ekranda atıyla dudak dudağa öpüşür ve öz kızıyla yatan adamı ekrana çıkartırlar ve erkek kardeşinden hamile kızı ekrana üstelik halinden memnnun çıkartırlar ve ekrana kafaları örtülü Klu Klux üyelerini çıkartıp yahudilerle kavga ettirirler, ekranda soyunan eskort kızlar, ekranda öpüşen lezbiyenler ve Savaş Ay programları gibi saç saça başa ve kimsenin kimseyi dinlemediği programlar!
Aile değerlerini hiçe sayan pislikler bitmez ve 30 yıla yakın çok büyük protestolar yapılmasına rağmen programı kimse yayından kaldıramaz!
Ve yapımcılar bu sapıklara çok özel insanlarmış diye özgüven verir, pohpohlanırlar ve korumaya alınırlar ve beş kuruşsuz bu sapıklar yapımcılar sayesinde uçakla gider limuzinle gelirler programa!
Bir toplum güya özgürlükmüş adına bu sapık programları niye yasaklayamaz?
Amerikalılar ‘bu programdan sonra Amerika kültürü diye bir şey kalmadı’ diyor!
Ve bugünkü reality showları moda etti ve bu pislik programların normal karşılanmasının önünü açtı!
Peki program gücünü nereden alıyordu, çok basit, adını programa veren Jerry Springer bir yahudiydi!
Ülkemizde kaç tanesini ifşa ettim ve yayınlarına son verdirdim ama oturup bu programları izleyecek zamanım yok!
İşte bir yemek programı ve misafirin ev sahibini aşağılaması hangi kültürde var, neyin peşindeler, siyasi konulara hiç girmeyelim, işte Kurtlar Vadisi işte Ezel dizileri milletin kafasını yedi, nicesi?
Toplumda yüz binde milyonda bir görülen sapıklıkları toplumun çoğunluğunda-genelinde yaşanıyormuş gibi sunmak, sırf reyting getiriyor diye!
Sırf reyting getiriyor diye, marjinal sapkınlıkları öne çıkartıp aile kültürüne ve sosyal kültüre saldırmak!
İnsanların, insanlığına ve kabul görmüş geleneksel değerlerine saldırmak!
Anne-baba-çocuk’la kurulan ailenin bir hastalık bir sapıklık olduğunu göstermek!
Ve ‘reytingcilerin’ elinde devasa büyük bir reklam pastası var, ki, reytingcileri ‘otorite’ haline getiriyor!
Yani hangi dizi hangi sanatçı hangi konu işlenecek bu otoriteler karar veriyor!
Ve bu reytingciler etrafında bir sır perdesi görüyorsun, siyasi konularda ya çok suskunlar ya mesela soykırıma karşı tek laf edemiyorlar, ya da ülkenin en temel anayasal değerleri ve ülke bütünlüğü karşısısında hepsinde aynı sinsi suskun siyasi pozisyon alış, görüyorsun!
Ve hiç güzel olmayanları magazin abartısıyla güzel güzel diye millete kendi güzellerini dayatıyor!
Ve asla oyuncu olmayanları magazin tekeliyle büyük oyuncu diye dayatıyor kabul ettiriyorlar!
Ve bir boka benzemeyen senaryoları şaheser diye sunuyor reklam ve tekrar ve beyin yıkamayla kabul ettiriyorlar!
Başka oyuncu yokmuş gibi işler hep onlara veriliyor başka senaryo yokmuş gibi hep aynı klan!
Ödülleri hep onlar alıyor, bir tek onlar güzel, bir tek onlar başarılı ve magazin sabaha kadar bunların dedikodularını dahi ibadet edilecek mabet haline getiriyor ve tüm dünyada hiç işsiz ve boşta kalmamış sanatçı türleri!
Ekranda durmaksızın bağıran çağıran kadınlar, korkunç zayıf hikayeler ve toplumun bam yerinden patlatma maksadıyla kasıtla hazırlanmış senaryolar!
Metinler çok zayıf diyaloglar utanılacak kadar kötü ve dramatik çatışma sahneleri bir türlü oturmayınca nedensiz ve sebepsiz cinnet geçiren oyuncu türleri? Bulmuşlar reklam pastasını ye babam ye!
Filmin sonunda insanlık ve toplum hangi iyilik hangi güzelliği kazanmış oluyor?
Hayır, sadece beş-on ünlü servetlerine servet katılıyor!
Suskunlukları ve hizaya gelişleri ve emre amadelikleri ödüllendirilerek!
Ve o küçük kurnaz beyinleriyle herkesi ne verirsen yiyen enayiler yerine koyuyor milleti ne kadar kolay tufaya kolpaya getirdiklerini düşünüyorlar!
Mesleğim edebiyattır neyin drama kurgu neyin kalite neyin vasat neyin çöp olduğunu bilecek tecrübedeyim, gelin görün ki, öyle bir sosyal medya ve iktidar güçleri var ki ağzınızı açtığınızda, ki açtığım çok oldu ve parayla tutulmuş yazarları ana medyada hakkımda şizofren başlıklı yazılar dahi yazdı!
Ve ama dediğim çıktı dizi kaldırıldı ve mahkemede kazandım, dünya yanıyor ve şüphesiz aciliyet sırasına başka konuları alıyorsun, hangi biriyle uğraşacaksın, hepsi Jerry Springler’in açtığı yoldan aileyi değerleri insanlığı sosyal kültürü çürüte çürüte kaosa güvensizliğe doğru ilerliyor yani asıl rollerini iyi oynuyorlar!
Yumurtalarını bekleyen timsah bile daha sempatik geliyor ekran dekorlarından.Kalite için sıfır çaba ,değerlerin içerisinden geçmek için azami gayret,altın yumurtlayan tavuk olmuş millete ihanet. Gülümsettikleri de oluyor:Ruhun geçmesi için otomatik kapının açılıp kapandığını gördük daha ne isteriz Allah’tan.
Aynı çirkeflikler okul kitaplarında baştan sona… Milli ve manevi değerlerimizi hiçleştirme, itibarsızlaştırma, içini boşaltma, aşağılama, iticileştirme, iğrendirme, kabusa çevirme, negatif enerji yükleme, öyküyü çözümsüz bırakma, öyküyü ana konudan saptırma, olumsuz karaktere sevilen bir önderin adını verme, çocuğu hiç olumlu örnekle tanıştırmama, vb. Bunların yazarlarını paraya boğdular, ve bu ders kitaplarına gidiyor MEB bütçemiz. Kendi çocuklarımızı kendi elimizle çıldırtıyoruz! Bütün bunları RED EDEREK BAŞLAYACAK KURTULUŞUMUZ!
Kuvayi Milliye Ardahan kongresi kararlarından ilkini hatırlatıyorum, “Erzurum İngiliz Valisi Rawlinson’un verdiği hiç bir emir yerine getirilmeyecektir”.
Kuvayi Milliye deneyimi önümüzde
Yahudi kelimesi etnik köken belirtir, Arap kelimesi gibi. Yahudilerin kökeni Hz. İbrahim’in oğlu İshak ile Arapların kökeni ise Hz. İbrahim’in büyük oğlu İsmail ile başlar. Yani Araplar ve Yahudiler aslında amcaoğulları sayılır. Maalesef Yahudiler tarih boyunca inanç olarak sorunludurlar ve peygamberlerin çoğu onlara gönderilmiştir. Araplara ise sadece son peygamber Hz. Muhammet gönderilmiştir. Bugün dünyanın başına bela olan ise siyonist Yahudilerdir. Bütün Yahudiler siyonist değildir ama her Yahudiye gayet temkinli olarak bakmak gerekir. ABD siyasi yönetimini Birinci İsrail yönetimi olarak bilmek gerekir. Siyonizmi tasfiye etmek için ABD merkezli siyonist merkezlerin ve aparatlarının eşzamanlı olarak pasifize edilmesi ve bunun için de galiba Amerikan halkının harekete geçirilmesi gerekir. Kolay değildir ama çok ayrıntılı bir stratejik-lojistik planlama ve siyasi yol haritası gereklidir.
Eskiden kaliteli diziler, kaliteli oyuncular vardı. Perihan Abla vardı, Bizimkiler vardı. Çocukken aile ve mahalle değerlerini biz bu dizilerde öğrendik. Tam çürüme içindeyiz şimdi. Boktan dizileri izleye izleye boklara sadece ayaklarımızla değil tüm vücudumuzla battık ve her tarafımızdan boklar aşağıya akıyor, daha kötüsü herkes boklarla yürümeye alışmış halinden memnun.
Toplum defarmasyonu ile ilgili okuduğum güzel yazılardan.