Ahmet Müfit
Ahmet Müfit
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Manşet
  4. TCMB Enflasyon Raporu üzerine birkaç tespit

TCMB Enflasyon Raporu üzerine birkaç tespit

featured

Ahmet Müfit yazdı…

Bu yazıda tartışacağım konu Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) enflasyon tahminleri. Tartışmayı iki düzlemde yapmak gerekiyor. Birinci düzlem, TCMB enflasyon tahminlerinin artık kronikleşmiş hale gelen tutmama sorunu. İkinci düzlem ise bu tutmayan tahminlerin ekonomiye, bu ülke ve bu ülkenin insanlarına olan maliyeti.

Birinci düzlemi tartışmaya, Başkanı Fatih Karahan’ın konuşmasından, alıntıladığım; “Bu çerçevede, 2024 yıl sonu enflasyon tahminini 2 puan yukarı güncelleyerek yüzde 38’e çektik. 2025 ve 2026 tahminlerini sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 9 seviyesinde koruduk. Orta vadede ise enflasyonun yüzde 5’te istikrar kazanmasını hedefliyoruz.” şeklindeki, önümüzdeki döneme ilişkin “resmi tahminlerini” net olarak ortaya koyan sözleriyle başlamak sanırım uygun olacak.

Karahan’ın sözlerinden anlaşıldığı kadarıyla, bu yıl sonu itibarıyla enflasyon yüzde 38, 2025 sonu itibarıyla yüzde 14 ve 2026 sonunda da yüzde 9 olacak, devamında da yüzde 5’e düşerek orada dengelenecekmiş. İsminin başında T.C. yani Türkiye Cumhuriyeti ibaresi bulunan milli kuruluşumuzun vatandaşa ve şirketlere söylediği şey, hesabını bunu göre yap, kendini bu resmi ağızdan yapılan “tahminlere” göre ayarla dediği, önümüzdeki döneme ilişkin enflasyon rakamları bunlar. Karahan’a göre, dişimizi sıkar, 3 yıl sabredersek nurlu ufuklar bizi bekliyor.

Önümüzdeki dönemde, bu hesabı ciddiye alan, bu hesaba göre kendi hesabını yapan sıradan insanların, şirketlerin geleceğini, karını/zararını, hatta ulusun ekonomik güvenliğini/bağımsızlığını etkileyebilecek önemde, oldukça iddialı sözler.

Bu iddialı sözlerin, “tahminlerin” hangi somut verilere dayanılarak, kamuoyuna açıklanan resmi “tahminler” haline getirildiği yani gerçekçiliğini, tutma olasılığını, varsa sapmaların/değişikliklerin neden ve niçinlerini görmemizi, değerlendirmemizi sağlayacak olan tek doküman, Karahan’ın da, kısmen alıntıladığımız sunuş konuşmasını yaptığı Enflasyon Raporları.

Söz konusu Enflasyon Raporlarına, yıllar/dönemler itibarıyla baktığımızda gördüğümüz şey ise bu raporlarda yapılan tespitlerin, Hükümetlerle birlikte konan enflasyon hedeflerinin neredeyse hiç tutmadığı, tam tersi olarak hedef ile gerçekleşen arasında on katı aşan farkların oluştuğu, bu gayriciddî tahminlere güvenen, bu tahminleri esas alarak kendi yönünü çizen yurttaşların, şirketlerin ve kamu kurumlarının ise kaybettiği. Enflasyon raporlarının ise bu soruna, ciddi bir gerekçe sunmadığı/sunamadığı.

Bu noktada sormamız gereken sorunun, “peki bu seferki tutacak mı, nedir bu raporu öncekilerden farkı kılan” olması gerekiyor. Ya da bu soruyu sormayıp, daha önceki tutmayan hedefleri koyanlar işlerini savsakladı ya da bu işi yeterince bilmiyorlardı, şimdi bu işi yapanlar, bu hedefleri koyanlar işini çok iyi biliyor, dolayısıyla muhakkak iyidir diyerek, içimizi rahatlatabilir, bu hedefleri esas alarak devleti ya da kendi bütçemizi yönetebiliriz.

Kişisel olarak bu konuda çok da iyimser olmadığımı söylemeliyim. Piyasacıların öve öve bitiremediği şimdiki TCMB yönetiminin hazırladığı Enflasyon Raporu 2024-II’ye baktığımda benim gördüğüm şey, bu raporun da daha önceki benzerlerinden farklı olmadığını, söz konusu raporda paylaşılan verilerle, Raporu hazırlayan Kurul tarafından yapılan tahminler/öngörüler arasındaki nedensellik bağının oldukça zayıf olduğunu, jeopolitik olarak kör, günümüz dünyası ve yaşanan büyük değişimi algılaması son derece sığ, dünyayı, ABD finans piyasalarının, ABD Merkez Bankasının gözüyle gören, sorunlara ulusal bakmaktan, ulusal çözümler aramaktan uzak bir metinle karşı karşıya olduğumuzu söylemek mümkün. Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay’ın, Merkez Bankası’nın enflasyon hedefi ile ilgili olarak yapmış olduğu, “İddiasız hedef koyan merkez bankası zaten oksimorondur” şeklindeki, raporun, dayandığı ifade edilen verilerle bağını tartışılır hale getiren, taşıdığı kamu sorumluluğu ve devlet ciddiyeti ile bağdaşmayan açıklaması bu raporun tespit ve hedeflerinden kuşku duymamıza neden olan bir diğer önemli neden.

Bu noktada, ikinci düzlemi tartışmaya, “ya bu seferki , somut verilere dayalı olması gereken objektif tahminler/öngörüler de tutmazsa ne olur” sorusuyla başlamak gerek.

Bu sefer de tutmazsa ne olur sorusunun yanıtı için ise öncelikle “bu tespitler/öngörüler niçin önemli” sorusunu yanıtlamak gerekiyor. Bu tespit ve hedefler önemli çünkü bu tespit ve hedefler gerek sıradan insanlar olarak bizi, gerekse hepimizin geleceğinin en büyük garantisi olması gereken devletin harcamalarını, geleceğe yönelik beklentilerini şekillendiren ve icraatlarını yönlendiren/en azından teorik olarak yönlendirmesi gerektiği düşünülen bir içerik ve hukuki nitelik taşıyor. Dolayısıyla bu sefer de tutmazsa ne olur sorusunun yanıtı çok net, hem biz sıradan yurttaşlar hem de hepimizin her şeyi, kimsesizlerin kimsesi olmasını umduğumuz devlet maddi açıdan büyük kayıplar yaşar ki bunun sonucunun siyasi kayıplar olacağını Atatürk yıllar önce söylemişti.

Peki, böyle bir durumda, bu raporları hazırlayıp, bu hedefleri koyanların/güncelleyenlerin, ahlaki ve tabii ki hukuki sorumluluğu ne olacaktır?

Bu çok önemli soruyu, şimdiye kadarki tutmayan raporları hazırlayanlara ne olduysa, bunlara da aynısı olur deyip geçmek, “Merkez Bankası “bağımsız”, diyerek, bu bağımsızlığı hukuki sorumsuzluk olarak görmek, öyle göstermeye çalışmak mümkün. Ya da, hukuk devletinde, yetki ve sorumluğun birbirinden ayrılamayacağını, yetki kullananın, kullandığı yetkinin sonucunda oluşacak her ölçekteki sonuçlardan da sorumlu olacağını, kamu görevi yapan, kamu görevlisi niteliği taşıyan, bu raporları hazırlayan, bu kararları alan kişilerin aldıkları kararların sonuçlarından, hukuken sorumlu olduklarını ve bunun hukuken bir yaptırımı olması gerektiğini düşüneceğiz.

Bu soruya vereceğimiz yanıtın, ülkenin ve tek tek hepimizin geleceği, nasıl bir ülkede yani herkesin uymakla yükümlü olduğu kuralları olan bir Hukuk Devletinde mi, yoksa sorumsuzluğun esas olduğu bir ülke de mi yaşamak istediğiyle ilgili olduğunu aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor.

 

Kaynakça:

1.https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/d9d9a339-4143-4ab1-8822-ee938396837d/enf_2024-II_tam.pdf?MOD=AJPERES&CACHEID=ROOTWORKSPACE-d9d9a339-4143-4ab1-8822-ee938396837d-oZMO8Cv

2.https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TR/TCMB+TR/Main+Menu/Yayinlar/Raporlar/Enflasyon+Raporu/2024/Enflasyon+Raporu+2024+-+II

3.https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TR/TCMB+TR/Main+Menu/Temel+Faaliyetler/Para+Politikasi/Fiyat+Istikrari+ve+Enflasyon/Enflasyonun+Hedefleri

4.https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TR/TCMB+TR/Main+Menu/Banka+Hakkinda/Sikca+Sorulan+Sorular/Para+Politikasi+ve+Enflasyon+Hedeflemesi#:~:text=Banka%2C%20para%20politikas%C4%B1%20hedefleri%20ve,ve%20a%C3%A7%C4%B1klanma%20usul%C3%BC%20Bankaca%20belirlenir.

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!