Muharrem Karanfilci yazdı…
Bu hafta çok önemli bir derbi müsabakası var. Galatasaray-Fenerbahçe, pazartesi günü Rams Park’ta karşı karşıya gelecek. Pazartesi derbi mi olur diyeceksiniz? Hakikaten pazartesi günü derbi mi olur? Derbi dediğin hafta sonu olur. Güzel bir pazar günü olur. Millet evinde, heyecanla hazırlıklarını yapar. Elbette TFF’de, bunun hafta sonu olmasını isterdi. Ancak hafta içi Avrupa kupaları oynandığı için, takımların biraz daha dinlenmesi ve hazırlıklarını tamamlaması amacıyla, pazartesi oynanmasına karar verdi.
Hafta içi Avrupa kupalarında, Galatasaray; AZ Alkmaar’a 4-1 yenildiği maçın rövanşında, 2-2 beraber kalarak, Avrupa’ya veda etti. Vuslat başka bahara kaldı Galatasaray için… Galatasaray’da moraller bozuk… Teknik Direktör Okan Buruk topun ağzında ve çok eleştiriliyor. Bu derbiyi kaybederse, eleştirilerin dozu daha da artacak ve sesler daha gür çıkmaya başlayacak. Bu maç çok şeye gebe…
Fenerbahçe ise, ilk maçı 3-0 kazandığı Anderlecht maçına, skor avantajı ile çıktı. Aslında ilk maçta tur biletini, cebine çoktan koymuştu. Galatasaray’ın tur için ne kadar umudu varsa, Anderlecht’in de o kadar umudu vardı. Sonuçta iki takım içinde umut, Kaf Dağı’nın ardında kaldı. Fenerbahçe turu rahat geçti. Sonraki rakibi de Glasgow Rangers oldu. Bana kalırsa bu Fener, sonraki turda karşılaşma ihtimali olan Roma’ya gider. Mourinho da eski takımına karşı, Fenerbahçe’yi hazırlar. Yol karlı buzlu, zaman zaman da kapalı… Güneş bir var, bir yok… Ama umutsuz da değil. Fener Moralli…
Türkiye’de derbi deyince, ilk akla gelen Fenerbahçe ve Galatasaray derbileri olur. Son zamanlarda, futbol açısından çok fazla izleyicileri tatmin etmese de derbi, derbidir. Adı büyüktür bir kere… Beklenti fazladır. Dünyadaki derbilerle ilgili olarak da zaman zaman bazı kuruluşlar, önem sırasına göre sıralama yaparlar.
Fourfourtwo dergisinin sıralamasına göre; Fenerbahçe-Galatasaray derbisi, “Kıtalararası Derbi” olması sebebiyle de, dünyadaki derbiler sıralamasında, 4. sırada yerini aldı. Birinci sırada, zenginler takımı River Plate ile kenar mahallerin takımı Boca Juniors, ikinci sırada Katolik ve Protestanların takımları Celtic ve Glasgow Rangers, üçüncü sırada kralın takımı Real Madrid ile Katalonların takımı Barcelona bulunmaktadır. Derbilerin hepsinin bir tarihi ve anlamı vardır. Savundukları idealler, dinler, sosyal durumlardan dolayı ortaya çıkmıştır. Bu dünyanın her yerinde, genelde tüm derbilerde böyledir.
Galatasaray ve Fenerbahçe, pazartesi günü 401. randevuya çıkacaklar. Bu son müsabaka olmayacak, yine oynayacaklar. Ancak Fenerbahçe yıllardır şampiyonluğa hasret ve bu müsabakayı kazanmayı çok istiyor. Galatasaray’ın son haftalarda aldığı başarısız sonuçlar, Fenerbahçe’nin yükselen form grafiği, derbiyi daha da ilginç bir hale getiriyor.
Fenerbahçe yönetimi bu bilinçle mutlak kazanmayı istiyor. Galatasaray’ın form durumunu göz önünde bulunduran Fenerbahçe, futbolcularının motivasyonunu artırmak için adeta kesenin ağzını sonuna açtı. Tam 5 milyon Euro prim sözü verdi. Son zamanların klişe sözü ile “patron adeta çıldırdı”. Müsabakanın gidişatına göre de devre arasında, bu rakam artarsa hiç şaşırmam… Buna karşın Galatasaray cephesi şimdilik sessiz… Onlar da ilerleyen zaman diliminde bir prim açıklayacaktır. Bu rakam ne olur bilinmez. Maç öncesi primler savaşına dönüşür mü, tartışılır. Tansiyon yükseliyor.
Maçın sonucu ne olursa olsun, kim kazanırsa kazansın, kim şampiyon olursa olsun ama mutlak surette Türk futbolu kazansın.
Toplum olarak yeteri kadar ayrışmış durumdayız. Artık her şeye karşı daha tepkili ve daha kinliyiz. Ekonomik sıkıntılar, herkesin belini bükmüş durumda… Gülümsemeler ne kadar da azaldı. Mutluluklarımız resimlerde hatıra olarak kaldı. Hiç değilse bu müsabakada, yüzümüzü güldüren bir futbol oynansın.
Ne olursa olsun ama mutlaka ebedi rekabet, ebedi dostluk kazansın.