Muharrem Karanfilci
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Manşet
  4. Pandora’nın kutusu açılıyor

Pandora’nın kutusu açılıyor

featured

Muharrem Karanfilci yazdı…

Bir hafta daha geride kaldı. Haftalar tükenmeye gebe… Günlerin getireceği kurgusal bir planın parçası mı, yoksa topun gelişine mi vuruyoruz? Suriye yine karıştı. Binlerce alevi Suriye vatandaşı katlediliyor. Cılız birkaç ses çıksa da dünya yine seyirci kalıyor. Emperyalistlerin piyonları yine sahaya sürüldü. Bunun böyle olacağı zaten öngörülüyordu. Epeydir aleviler, tedirgin bir kuş gibiydi. Teröristlere terkedilen Suriye’de, Esad rejiminin hesabı şimdi aleviler üzerinden görülüyor. Türkiye, bu konuda adım atarken çok hassas davranmalı. Türkiye’de geçmişin izleri henüz silinmiş değil. Bana kalırsa bu Pandora’nın kutusu yavaş yavaş açılıyor. Tüm kötülükler yeryüzüne belki de buradan yayılacak.

Cuma günü tek maç vardı. Son haftalarda çıkışta olan Bodrumspor, pupa yelken diyerek, konuk ettiği Kasımpaşa’yı bahar rüzgârıyla doldurarak, evine puansız gönderdi. Bordumspor, Kasımpaşa’yı 1-0 yenerek, son haftalardaki Kasımpaşa’nın havasını, Bodrum limanında söndürüverdi. Bu arada emeklinin bayram ikramiyesi umutları da söndü. İkramiyeden çok artık sadakaya benzemeye başladı. Hükümet üç bin lira olan, sözde emekli ikramiyesini dört bin liraya çıkardı. Eskiden ikramiye denilince, akla bir maaş ederi filan gelirdi. İkramiye buna denirdi. Bu anlaşılabilir bir şeydi. “Bir maaş ikramiye, üç ayda bir ikramiye” söylemleri olurdu. Şimdi bu dört bin liraya ne demeli, nasıl etmeli?

Aslında bu haftanın kerameti dört rakamında gizliydi. Cumartesi günü oynanan ilk maçta tam dört gol atıldı. Havalar ısınıp, buzlar erimeye başlayınca; oynadığı futbol ile Kayseri, mevsimi olmamasına rağmen pastırma sıcakları tadında keyif vermeye başladı. Konuk ettiği Başakşehir’in başına üç Kayseri sucuğu halkası takarak, maçı 3-1 kazanmayı başardı. Bu arada Ekrem İmamoğlu’da Kayseri’deydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, her konuşmasında “Rabia” anlamına gelen dört işareti yaparken, bu sefer miting turlarına çıkan Ekrem İmamoğlu aynı işareti Kayseri’de yapmaya başladı. Dinledik, anladık ki; “ben, seni dört defa yendim” demekmiş. Geçen hafta bizi yoran diploma savaşlarından sonra, bu hafta da dört atışmasına şahit olduk.

Ç.Rizespor, geçen hafta kendi evinde Alanyaspor’u 3-1 yenerek, çay keyfi yaptığı Alanyaspor maçı sonrası, konuk olduğu bir diğer Antalya temsilcisi, Antalyaspor’a 2-1 yenildi. Antalyaspor maçın sonralarında üst üste bulduğu gollerle, ilçesinin rövanşını da adeta abilik yaparak aldı.

Trabzonspor mutlak favori olarak çıktığı maçta Hatayspor ile kendi evinde karşılaştı. Hatayspor müsabakayı deplasmanda 2-1 kazandı ve Trabzonspor Teknik Direktörü, Şenol Güneş’i işinden etti. Trabzonspor’da Şenol Günel dönemi bir kez daha sona erdi. Hatırlarsanız Şenol Güneş, 6 Şubat Hatay depremleri sırasında, Hatayspor aleyhine açıklamalarda bulunmuştu. Etme bulma dünyası mı dersiniz, Allah’ın sopası yok mu dersiniz, yoksa tesadüf mü dersiniz, bilemem. Ama ben her zaman söylerim, “Futbol, asla sadece futbol değildir”.

Pazar günü ligde dört maç vardı. Günün ilk maçında Göztepe, öne geçtiği Sivasspor karşısında 3-1 yenilmekten kurtulamadı. Elbette kırmızı kart görmesinde de bunun etkisi vardı. Ancak Sivasspor maçı kazanmayı çok istedi. Göreve yeniden gelen Teknik Direktör Rıza Çalımbay ilk galibiyetini aldı. Rıza Hoca oraların havasını biliyor. Tebrik ederim.

Aynı saatte başlayan iki maçta da ev sahipleri kazanmayı bildi. Eyüpspor, zor geçmesi beklenen maçta, Konyaspor’u 2-1 yenmeyi başarırken, Samsunspor da Adanademirspor’u 3-2 yenmeyi başardı. Her iki maç da son dakikaya kadar çekişmeli geçti. Ligden düşmesi neredeyse kesinleşen Adanademirspor, onurlu mücadelesine devam etti. Konyaspor bu şekilde, Mevlana misali döne döne mücadelesine devam ederse, bir dahaki döneceği yer bir alt küme olacaktır. Dikkat…

Günün son maçında Alanyaspor ile lider Galatasaray karşı karşıya geldi. Lider ilk yarıyı 1-0 mağlup kapatmasına karşın, maçı zor da olsa 2-1 kazanmayı başardı. Takım bir parça krizden çıkmış oldu. Ancak alarm veriyor. Takım kurgusunda, oyuncu seçiminde önemli eksiklikler var. Sonraki maçı kendi evinde Antalyaspor ile Cuma günü oynayacak. Galatasaray bu şekilde oynarsa, Antalyaspor yine ilçesinin takımı Alanyaspor’un rövanşını alabilir.

Pazartesi günü Beşiktaş, Gaziantepspor ile kendi evinde karşı karşıya geldi. Daha önce de söylemiştim. Beşiktaş’ın sorunu çok fazla… Oyuncu seçimi, yapısal sorunlar, kadro derinliği, kadro mühendisliği, borçlar vs… Bunların bir tanesi bile bir takımda eksik olsa, çok önemli sorunlar yaşanır. Beşiktaş favori olduğu maçı, rakibi 10 kişi kalmasına rağmen 2-1 kaybetti. Futbolcular elinden geleni yapmış olabilir. İyi niyetle mücadele ediyor da olabilirler. Ancak takımın kimyası bozuk… Bu takımdan daha fazlası olmaz. İki ileri, bir geri bu yıl böyle devam edecek.

Türkiye’de devlet kurumları da Beşiktaş gibi… Biriken borçlar, ekonomik sıkıntılar, kurumların işlevselliğinin kaybedilmesi, adalete güvensizlik, korku toplumun yaratılmaya çalışılması, toplumsal ve kültürel yozlaşmalar, çürüme devam ediyor.

Aslında bunların hepsi domino taşı gibi… Ya da gömleğin ilk düğmesinin yanlış iliklenmesi gibi… Bir yanlış, diğer bir yanlışı doğuruyor. Kurumlar ya da takımlar zaman zaman kötü yönetilebilir. Zaman içinde bunlar düzelebilir. Ancak temel yapı taşları erozyona uğratılmışsa, yeni inşalar gerekir.

Gelinen bu noktadan sonra enerjimizi; yapay gündemlerle uğraşmakla değil, belki de geleceğin inşası için harcamalıyız.

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!