Tepük federasyonu

Muharrem Karanfilci yazdı…

Soma faciasını hatırlamayanımız yoktur. Bu faciada 301 canımızı toprağa verdik. Dünya madencilik tarihine, yüzyılın maden faciası olarak geçti. Bu çağda, bu kadar kaybın verilmesi, mutlak suretle bir şeylerin yanlış gittiğine delaletti. Araştırıldı. Sayfalarca rapor hazırlandı. Sonuç? Sonuç ne biliyor musunuz? Şu anda davadan suçlanan ve içeride olan hiç kimse yok. Hala dava sürüyor. Bir sonuca varılamayacağı da aşikâr…

Aslında, Soma faciasından bir kişi içerde… Davanın, işçilerinin avukatı Şerafettin Can Atalay… Gezi davasından tutuklu ve seçilmiş Hatay Milletvekili Can Atalay… Faciada 301 kişi hayatını kaybetmiş; sorumluların hepsi dışarda, işçilerin avukatı içeride… Hem de milletvekili seçilmiş iken…

Bu faciadan geri 301 işçinin vefatı, acılı aileler, babasız çocuklar, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bu işin fıtratında var” sözü ve işçiyi yerde tekmeleyen o dönem Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdür Yardımcısı, Yusuf Yerkel’in poster gibi resmi kaldı.

Yusuf Yerkel, şimdi Türkiye Futbol Federasyonu koordinatörlüğüne getirildi. Uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi alanında eğitim almış olmasının yanında, tabii ki Kartal İmam Hatip Lisesi mezunu… İşte diğer tüm uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi okuyan, tüm insanlarımızdan ayıran özelliği de bu… Hani insanımızın kinaye ile “Bir Kartal İmam Hatip’te okusak biz de yırtardık” dediği okul…

Siyaset bilimi ile spor ilişkisi vardır ya da yoktur. Bunu yeri gelince işin uzmanları açıklar.  Ancak, Futbol Federasyonu da özerktir. Bu sebepten dolayı, işin başındaki, Futbol Federasyonu Başkanı, İbrahim Hacıosmanoğlu’nun açıklama yapması gerekir.

İbrahim Hacıosmanoğlu’nun, göreve geldiğinde; “Mazlumun yanında olacağız”. “Adaletli davranacağız”. “Şeffaf olacağız” gibi beylik laflar ettiğini hatırlıyorum.

Mazlumun yanında olmak, yerde yatan madenciyi tekmeleyip, sonra da gidip 7 gün iş göremezlik raporu alan, Yusuf Yerkel’i koordinatör olarak işe almak mıdır?

Belki de şöyledir; adam iyi tekme atıyor, sahalar karıştığında işimize yarar, demek midir?

Ya da madenciyi yerde güzel tekmeledi, topa da iyi vuruyor olabilir, futboldan da anlıyordur, anlayışı mıdır?

Sınıfta şimdiden kaldın Sayın İbrahim Hacıosmanoğlu… Bu durum bana, sürekli devletten iş alan Mehmet Cengiz’i hatırlatıyor, biliyor musunuz? Millete istediği gibi küfür edip, ihale alan kişi ile milleti yerde tekmeleyen kişi ile arasında çok bir fark yok, biliyor musunuz Hacıosmanoğlu…

Bunun sonucu neye varacaktır biliyor musunuz?

Biraz daha toplum yozlaşacak ve siz buna çanak tutacaksınız. Adalete güven biraz daha azalacak. Herkesin yaptığı yanına kar kalır, anlayışı ile şiddete eğilim artacaktır. Daha ötesi devlete güven yok olacaktır.

İşte bunun içinde, işi ehline vermek gerekir.

Yani liyakat gerekir.

Eğitim gerekir.

İşinde uzmanlık gerekir.

Bu koltukları hak etmeyen insanlar, iş yapmak yerine, işi kıvıran insanlar oldukça yol uzamayacaktır. Bir gün, tekme size kadar uzadığında da, aynadaki aksinize bakıp, suratınızı buruşturmayın.