Yüksek gerilim ve Pikachu

Muharrem Karanfilci yazdı…

Türkiye’de gündem borsa gibi… Sürekli bir değişkenlik gösteriyor. Son zamanlarda borsa yerlerde geziyor. Bunun elbette yaşanan gündemle ilişkisi var. Gündem her şeyimizi etkiler. Cebimizdeki parayı, aldığımız nefesi, sinir sistemimizi bile etkiler. Havamız bile değişir. Bahar geldi, çiçekler açtı. Bahar yağmurları değil, tomalardan sıkılan su ıslattı çocuklarımızı… Soluduğumuz ise biber gazı oldu.

Milli maç arasına, son olarak turp ve diploma savaşları ile girmiştik. Ligde de Galatasaray dokuz puan farkla öndeydi. Ekrem İmamoğlu, meydanlarda Cumhurbaşkanlığını açıklarken, ekibi ile birlikte şimdi Silivri Cezaevinde… Sonrası malum… Halk ve özellikle gençler sokaklara döküldü. Neler oldu neler… Kısaca kendi dilimde anlatayım.

Beşiktaş, lider Galatasaray’ı ligde 2-1 yenerek ateşin içine atarken, Cumhurbaşkanı muhtemel kendisine rakip olabilecek adaylardan Ümit Özdağ, Selahattin Demirtaş ve son olarak Ekrem İmamoğlu’nu Silivri Cezaevine attı.

Özgür Özel, Saraçhane’de yüzbinlerce kişiye umut dağıtırken, Saraçoğlu’nda Fenerbahçe, ezeli rakibi Galatasaray’a kupada, berbat bir oyunla 2-1 yenilerek taraftarının yüzünü kızarttı.

Yine aynı saatlerde Türk Polisi, İstanbul sokaklarında protesto eden Türk gençlerine su ve biber gazı sıkarken, Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, kendisini tahrik eden Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk’un burnunu sıktı.

Aynı emniyet güçleri başka bir alanda DEM Parti mitinginde katılanlara pamuk şekeri dağıtırken, diğer tarafta üniversiteli gençlerin ağzını burnunu dağıttı.

Tabi döviz durur mu? Millet evinde doğal gaz, elektrik yakamazken, Merkez Bankası dövizi baskılamak için milyarlarca doları birkaç gün içinde cayır cayır yaktı.

Ha bu arada bir de bayram kutladık sözde… Mübarek Ramazan Bayramı yetişti hükümetin imdadına… Yetişti ama yüzlerce çocuk, gözaltına alınıp tutuklanırken bayram mı olur… Hangi şeker daha tatlıdır özgürlükten sorarım size… Bayramınız hak, hukuk ve adalet olsun.

Özgür Özel, olaylara tepkisiz kalan medyayı ve şirketlerini boykota davet ederken, kabine üyeleri boykot edilen kahve zincirine, yerli malı diye akın etti. Bir de  “Yerli ve Milli Değerlerimiz boykot edilemez” gibi beylik laflar ettiler. Sorarlar şimdi adama, “Tank Palet Fabrikası, Limanlar, Şeker Fabrikaları, Sümerbank, Kâğıt Fabrikaları, Maden İşletmeleri, Termik Santraller, Hidroelektrik Santralları, Eti İştirakleri, Tekel, Tüpraş, Petkim, Havelsan, Türk Telekom ve daha niceleri  “babalar gibi” satılırken neredeydiniz diye”… Bir de bunları söylerken, inananlar deli gibi alkışladı. Ellerinde karton kahve bayraklarıyla filan gezdiler. Bozkurt işareti filan yapan da oldu. Birisinin malından mülkünden bahsetmiyorum. Öz be öz Türkiye Cumhuriyeti’nin fabrikalarından, limanlarından, madenlerinden bahsediyorum. Sahi bunlar satılırken, siz neredeydiniz?

Hulusi Akar, hafta içinde boykot gününde marketlerde, Kayseri pastırmasının tadına bakarken, Adanademirspor o kadar şanslı değildi. Kayserispor, ligin ilk düşen takımı Adanademirspor karşısında müsabakayı zorlanmadan 2-0 kazandı.

Cumartesi üç maç oynandı. Rizespor ve Sivasspor, “ülke zaten karışık, birbirimizi üzmeyelim” derken, müsabakayı 1-1 tamamladılar. Başakşehir favori olduğu maçta, Mevlana Şekeri tadında bir galibiyet elde ederken, Konyaspor’u 1-0 yendi. Günün son maçında Karadeniz’den, Akdeniz’e misafir olan Samsunspor, çıkışını sürdüremeyerek rakibi Antalyaspor’a 2-1 yenildi.

Pazar günü yine üç maç vardı. Bu sefer Ege Deniz’inden, Akdeniz’e bir seyahat vardı ve Bodrumspor inanılmaz çıkışını, Alanyaspor’u deplasmanda yenerek bir kez daha gösterdi. Düşme hattının üzerine çıktı. Eyüpspor ise deplasmanda Hatayspor’u yine aynı skorla 1-0 yendi. Akşam ise; Galatasaray’ın maç yapmadan geçtiği haftada, Fenerbahçe-Trabzonspor ile karşılaştı. İlk yarısını 1-0 yenik kapattığı maçı, Fenerbahçe özellikle Anderson Talisca’nın oyuna girmesiyle ve üst üste bulduğu gollerle 4-1 kazandı. Lider ile puan farkını bir anda üçe düşürdü.

Pazartesi günü iki maç vardı. Artık ligde tüm umutlarını üçüncülük üzerine kurgulayan Beşiktaş, yine taraftarlarını çok üzdü. Çarşı ruhu protestolarda, sokaklarda yerini alsa da oyuncuları; “Her şey çok güzel olacak” sloganının sahibi Berkay Zengin’in hapsedilmesi gibi sahada çaresiz kaldı. Beşiktaş da Berkay Zengin de içerde… Biri Silivri’de diğeri Beşiktaş da… Kasımpaşa ile 1-1 berabere kaldı. Göztepe’de son maçta kaymaklı, bol fıstıklı Antep baklavası yemeyi hayal ederken, stadyum çevresinde satılan bir halka tatlı ile yetinmek zorunda kaldı. Müsabaka 1-1 tamamlandı.

Kuşkusuz haftanın veryansınını Devlet Bahçeli yaptı. Geçirdiği operasyondan sonra aylardır sesi çıkmayan, öldü mü ölmedi mi diye tartışmalara konu olan Devlet Bahçeli, merhum Alparslan Türkeş’in ölüm yıl dönümü olan 4 Nisan’da çıkageldi. Geldi gelmesine de tartışmalar bitmedi. O değil diyenler var. Değişmiş diyenler var. Zayıflamış diyenler var. Dublörü diyenler bile var. Var oğlu var. Sosyal medya her gün bununla çalkalanıyor. Elbette zor ameliyat geçirdi. Kolay değil. Bunlar normal olabilir. Ancak ölmedim desen de Türk milletini inandıramazsın ölmediğine artık… Türk milletinin fıtratında var.

Çünkü Devlet Bahçeli, “Sayın Abdullah Öcalan Meclis’e Gelsin, Konuşsun” dediğinde, Türk milletinin nezdinden zaten çoktan ölmüştür.